OLASILIK
13 Ekim 2012, 21.25 A- A+
Efenim bizzat yaşadığım olaylardan yola çıkarak aile bireylerimizin,
izlediğimiz filmlerdeki müstehcen sahnelerde odaya dalmalarını ve
akabindeki yanlış anlaşılmaları konu alan bir blog olacak.
O bunu hep yapıyor... Annemden bahsediyorum. Aslında bilerek yaptığını düşünmüyorum. Hangi insan tutar da soracağı soruyu ya da başka bir şeyi izlenilen filmdeki müstehcen sahneye denk getirir dalar odaya? Bir kere değil, iki kere değil, üç kere değil sürekli bu böyle... Hepsini bir derece makul görebilsem de sonkini göremem.Olayın nasıl cereyan ettiğini diğer paragraftan devam ederek anlatayım ***BB: Paragraf denen şeyin yazıyı daha okunası bir hale getirdiğini, göz sağlığını koruyarak sağlık sektöründe gereksiz ilaç kullanımına bağlı müsrfiliğin önüne geçebileceğini biliyor muydunuz?***
Geçen haftalarda esinlenici(bakış açısına göre araklayıcı da denilebilir) türk yönetmenlerimizden birinin çektiği bir filmi (Beni Unutma) nerden esinlenmiş diye araştırırken bir kore filminin kapısına gelmişim filmin adı A Moment To Remember . Filmde tanışıp evlenen bir çift var ,sonra kadın alzhemier oluyor falan filan...----spoiler--- İşte kadın hastalığa yakalanınca herşeyi unutmaya başlıyor, bir gün eşi, ailesi arkadaşları otururken kızın ailesi adama kızın bakımını üstlenmeyi teklif ediyor, adam şiddetle ret ediyor "benimle kalacak" diyor... kızın annesi ağlıyor falan..o esnada kadın diğer odadan üzerinde geceliğiyle geliyor neler olduğunu soruyor ve herkesin önünde altına kaçıyor(idrar tutama hastalığın özelliklerindendir) aynı anda herkes gözlerini kaçıyor adam kadını odaya çekiyor işte gömleğini çıkarıp eğiliyor temizliyor ---spoiler--- derken pat kapı açılır annem... sahne öyle bir yerdeki, e korece malum (dublaj filmlerden nefret ederim) ..."yemek hazır gelmiyor musun?" demesiyle ekrana bakıp o pis bakışı (bakışın meali: benim kız edepsiz şeyler izliyor) fırlatması, benim ekrana bakıp bağlantı kurmam tekrar anneme bakmam nerden baksam 3 saniyede gerçekleşti. Kafamda "hayır anne o bir dram, ben kırmızı noktalı film izlemiyorummmmmmm " diye çığlık atsamda dışarıya durgun bir ses tonuyla "tamam geliyorum" diyebildim. Onca ağlak vs sahneler varken sen tut da denk geldiğin yere bak! Abim olsa böyle olmaz mesela, bilirler ne tür film izlediğimi ama yaşlılık mı desem ne desem artık başka bir fesat oluyor anne babalar...
Gerçi abimle de yazışmalarımda yaşıyorum bunu, pek değişen bir şey yok. Hani hep düzgün konuşursun da 40 yılda bir kötü bir söz çıkar klavyenden, belirir sohbet penceresinde. İşte bu mübarek insan da hep onlara denk gelir. Kafasını öteye beriye çevirir gerçi "senin özelinle ilgilenmiyorm ben" der gibi bir de, fit olurum buna da. Biri yazışcak ben tepesinde okumayacağım... peh! neyseki imla ve anlamsal yönden sınıftan geçiyorum her daim. Ben öyle eWt, çoq efet, vs kullanmam*** BB: Yazdığımız büyüklü küçüklü kelimelerin normal kelimelerle kıyaslandığında daha fazla enerji tüketimine yol açtığını bir "QariZmA" sözü yazarken harcadığımız enerji ile bir dans figürü öğrenebileceğimizi biliyor muydunuz?*** yazdığım uygunsuz sözlerin bile hakkını vererek yazarım.
Ne diyordum? O kadar film izlerim tutar hep bu sahnelerde girer odaya... Dedemin İnsanları'nı bilen bilir gayet usturuplu bir filmdir ...işte o filmde bile sen tut karı koca oynaşırken gir içeriye...Başka sözüm yok! diyeceğim ama diyemiyorum çok doldum. Misal geçen aylarda Sosyalizm adlı bir film izledim. Başından sonuna bir kere gelmedi yanıma... Buyrun burdan yakın. İsmi sosyalizm olan bir filmde müstehcen sahne olmasının pek de imkanı yoktur zaten. Gerçi film çok sıkıcıydı. Öyle sahneler yok diye değil. Öyle sahneler olsa bile sıkıcı olurdu...desem de bundan sonra kurtarılacak gibi değil gidişat.. Neyse işte Murphy boşuna dememiş "Bir şeyin olma olasılığı, isteme olasılığı ile ters orantılıdır."
Ben genelde yalnız izlerim filmleri çok çabuk dikkatim dağıldığından. Bir gün işte yine film izliyorum "Ölü Adam" abim geldi... nabıyon falan işte... film izliyorum dedim...e beraber izleyelim dedi... her ne kadar "senin kafan basmaz ,sanat filmi bu" desem de ısrar edince anlaşmayı imzalatıp kabul ettim teklifi. anlaşma "çıt çıkmaması " esasına dayalıydı. Bizim evde filmler karnaval gibi izlenir. ..Evet replikler de tekrar edilir (bilgenin dramı). İzliyoruz malum müstehcen sahneler yine tam da onun izlediği zamana denk geldi neyseki abartılı bir şey olmadığı gibi filmin kalitesini anlayabilecek kadar izlediğinden yanlış anlaşılmaya kurban gitmedim, annemle yaşadıklarımın aksine...Sanıyorum 7-8 inci dakikada sessizce, sıkıldığını belli ederek, "bi halta yaramaz" bakışı atarak çıktıydı. ben bliyordum ama böyle olacağını... Gerçi biraz hayal kırıklığı yaşamadım değil, yaşadım... Sevinmiştim oysaki ailemden birinin film kültürünün "Polis Akademisi" ve "Şaban" filmlerinden öteye gidebileceğini düşünerek. Gerçi hakkını yemeyim "Star Wars" falan da izler :) Abim sıkıldı çıktı dediğime bakmayın film sıkıcı değildi. Müstehcen sahneler olmasa bile sıkıcı olmazdı. hatta abartmıyorum en sıkıcı yeri onlardı... Tamam tamam kesiyoruz, baştan alalım dicem de sıkıldım.
Bazen diyorum ki açayım bir Lars von Trier (Gerard Damianoyu izleyin onu izlemeyin o derece...ben aslında damianoyu da bilmem izlemedim hiç ekşi sözlükten falan biliyorum çok bahsi geçer )filmi izleteyim anneme sonra yazıktır günahtır kadına diyip vazgeçiyorum :) İzleseydi heralde pis bakışın kralını yapardı. Gerçi ben biliyorum, intikam alıyor aklı sıra ...malum ne zaman izdivaç programı izlese, iğrenç dizilerini izlese ben de iğrenç bir bakış atıyorum ona. Benimki pek bakışla da kalmıyor gerçi ...***BB:Üstü kapalı verilen mesajlar bazen yerine ulaşmaz. Direk iletişim yöntemini kullanmak zamandan tasarruf etmeyi sağladığı gibi daha iyi bir deşarj yöntemidir***
Demem o ki: sırf piyasa yapmak adına konmuş gereksiz, filmin içinde sırıtan abartılı müstehcen sahnelerden nefret ediyorum. Bazen inadına yapılanlar vardır muziplik için, filmin yaklaşımı onu gerektirir onlar müstesna... Piyasa filmleri ve gişe filmlerini pek izlemediğimden daha hoşgörülü yaklaşıyorum onlara bu konuda...
BB: Bunları Biliyor muydunuz
O bunu hep yapıyor... Annemden bahsediyorum. Aslında bilerek yaptığını düşünmüyorum. Hangi insan tutar da soracağı soruyu ya da başka bir şeyi izlenilen filmdeki müstehcen sahneye denk getirir dalar odaya? Bir kere değil, iki kere değil, üç kere değil sürekli bu böyle... Hepsini bir derece makul görebilsem de sonkini göremem.Olayın nasıl cereyan ettiğini diğer paragraftan devam ederek anlatayım ***BB: Paragraf denen şeyin yazıyı daha okunası bir hale getirdiğini, göz sağlığını koruyarak sağlık sektöründe gereksiz ilaç kullanımına bağlı müsrfiliğin önüne geçebileceğini biliyor muydunuz?***
Geçen haftalarda esinlenici(bakış açısına göre araklayıcı da denilebilir) türk yönetmenlerimizden birinin çektiği bir filmi (Beni Unutma) nerden esinlenmiş diye araştırırken bir kore filminin kapısına gelmişim filmin adı A Moment To Remember . Filmde tanışıp evlenen bir çift var ,sonra kadın alzhemier oluyor falan filan...----spoiler--- İşte kadın hastalığa yakalanınca herşeyi unutmaya başlıyor, bir gün eşi, ailesi arkadaşları otururken kızın ailesi adama kızın bakımını üstlenmeyi teklif ediyor, adam şiddetle ret ediyor "benimle kalacak" diyor... kızın annesi ağlıyor falan..o esnada kadın diğer odadan üzerinde geceliğiyle geliyor neler olduğunu soruyor ve herkesin önünde altına kaçıyor(idrar tutama hastalığın özelliklerindendir) aynı anda herkes gözlerini kaçıyor adam kadını odaya çekiyor işte gömleğini çıkarıp eğiliyor temizliyor ---spoiler--- derken pat kapı açılır annem... sahne öyle bir yerdeki, e korece malum (dublaj filmlerden nefret ederim) ..."yemek hazır gelmiyor musun?" demesiyle ekrana bakıp o pis bakışı (bakışın meali: benim kız edepsiz şeyler izliyor) fırlatması, benim ekrana bakıp bağlantı kurmam tekrar anneme bakmam nerden baksam 3 saniyede gerçekleşti. Kafamda "hayır anne o bir dram, ben kırmızı noktalı film izlemiyorummmmmmm " diye çığlık atsamda dışarıya durgun bir ses tonuyla "tamam geliyorum" diyebildim. Onca ağlak vs sahneler varken sen tut da denk geldiğin yere bak! Abim olsa böyle olmaz mesela, bilirler ne tür film izlediğimi ama yaşlılık mı desem ne desem artık başka bir fesat oluyor anne babalar...
Gerçi abimle de yazışmalarımda yaşıyorum bunu, pek değişen bir şey yok. Hani hep düzgün konuşursun da 40 yılda bir kötü bir söz çıkar klavyenden, belirir sohbet penceresinde. İşte bu mübarek insan da hep onlara denk gelir. Kafasını öteye beriye çevirir gerçi "senin özelinle ilgilenmiyorm ben" der gibi bir de, fit olurum buna da. Biri yazışcak ben tepesinde okumayacağım... peh! neyseki imla ve anlamsal yönden sınıftan geçiyorum her daim. Ben öyle eWt, çoq efet, vs kullanmam*** BB: Yazdığımız büyüklü küçüklü kelimelerin normal kelimelerle kıyaslandığında daha fazla enerji tüketimine yol açtığını bir "QariZmA" sözü yazarken harcadığımız enerji ile bir dans figürü öğrenebileceğimizi biliyor muydunuz?*** yazdığım uygunsuz sözlerin bile hakkını vererek yazarım.
Ne diyordum? O kadar film izlerim tutar hep bu sahnelerde girer odaya... Dedemin İnsanları'nı bilen bilir gayet usturuplu bir filmdir ...işte o filmde bile sen tut karı koca oynaşırken gir içeriye...Başka sözüm yok! diyeceğim ama diyemiyorum çok doldum. Misal geçen aylarda Sosyalizm adlı bir film izledim. Başından sonuna bir kere gelmedi yanıma... Buyrun burdan yakın. İsmi sosyalizm olan bir filmde müstehcen sahne olmasının pek de imkanı yoktur zaten. Gerçi film çok sıkıcıydı. Öyle sahneler yok diye değil. Öyle sahneler olsa bile sıkıcı olurdu...desem de bundan sonra kurtarılacak gibi değil gidişat.. Neyse işte Murphy boşuna dememiş "Bir şeyin olma olasılığı, isteme olasılığı ile ters orantılıdır."
Ben genelde yalnız izlerim filmleri çok çabuk dikkatim dağıldığından. Bir gün işte yine film izliyorum "Ölü Adam" abim geldi... nabıyon falan işte... film izliyorum dedim...e beraber izleyelim dedi... her ne kadar "senin kafan basmaz ,sanat filmi bu" desem de ısrar edince anlaşmayı imzalatıp kabul ettim teklifi. anlaşma "çıt çıkmaması " esasına dayalıydı. Bizim evde filmler karnaval gibi izlenir. ..Evet replikler de tekrar edilir (bilgenin dramı). İzliyoruz malum müstehcen sahneler yine tam da onun izlediği zamana denk geldi neyseki abartılı bir şey olmadığı gibi filmin kalitesini anlayabilecek kadar izlediğinden yanlış anlaşılmaya kurban gitmedim, annemle yaşadıklarımın aksine...Sanıyorum 7-8 inci dakikada sessizce, sıkıldığını belli ederek, "bi halta yaramaz" bakışı atarak çıktıydı. ben bliyordum ama böyle olacağını... Gerçi biraz hayal kırıklığı yaşamadım değil, yaşadım... Sevinmiştim oysaki ailemden birinin film kültürünün "Polis Akademisi" ve "Şaban" filmlerinden öteye gidebileceğini düşünerek. Gerçi hakkını yemeyim "Star Wars" falan da izler :) Abim sıkıldı çıktı dediğime bakmayın film sıkıcı değildi. Müstehcen sahneler olmasa bile sıkıcı olmazdı. hatta abartmıyorum en sıkıcı yeri onlardı... Tamam tamam kesiyoruz, baştan alalım dicem de sıkıldım.
Bazen diyorum ki açayım bir Lars von Trier (Gerard Damianoyu izleyin onu izlemeyin o derece...ben aslında damianoyu da bilmem izlemedim hiç ekşi sözlükten falan biliyorum çok bahsi geçer )filmi izleteyim anneme sonra yazıktır günahtır kadına diyip vazgeçiyorum :) İzleseydi heralde pis bakışın kralını yapardı. Gerçi ben biliyorum, intikam alıyor aklı sıra ...malum ne zaman izdivaç programı izlese, iğrenç dizilerini izlese ben de iğrenç bir bakış atıyorum ona. Benimki pek bakışla da kalmıyor gerçi ...***BB:Üstü kapalı verilen mesajlar bazen yerine ulaşmaz. Direk iletişim yöntemini kullanmak zamandan tasarruf etmeyi sağladığı gibi daha iyi bir deşarj yöntemidir***
Demem o ki: sırf piyasa yapmak adına konmuş gereksiz, filmin içinde sırıtan abartılı müstehcen sahnelerden nefret ediyorum. Bazen inadına yapılanlar vardır muziplik için, filmin yaklaşımı onu gerektirir onlar müstesna... Piyasa filmleri ve gişe filmlerini pek izlemediğimden daha hoşgörülü yaklaşıyorum onlara bu konuda...
BB: Bunları Biliyor muydunuz
YORUMLAR
Şimdi bu anlattıklarından çıkan bir kaç sonuç var,yazdığın yazıyı kurgu olarak kabul edip,yazıda ki,devamlı film izlerken uygunsuz sahnelerde basılan esas kız ile ilgili birkaç tespitimi aktaracağım.Esas Kız'ın Annesi'nin İç Sesi: Oyy Dostlar nerelere gidem,kimlere diyem,ne olacak bu kızın hali,odaya her girdiğimde açık-saçık sahneler,görücü geliyor onları da beğenmiyor ki evlendirelim. Esas Kız'ın Ağabeyi'nin İç Sesi: Yok yok bu kız kesin normal değil.Film deyince insanın aklına ''Polis Akademisi,Atla gel Eşek'le dön Şaban ya da en fazla Yıldız Savaşları gelir,şu film diye izlenecek şey mi Allah aşkına,kime çekmiş bu kız acaba,bi bahane yaratsam da kaçsam
Edward Murphy'nin bir başka sözü de ''Eğer bir işi halletmek için birden fazla olasılık varsa ve bu olasılıklardan biri istenmeyen sonuçlar veya felaket doğuracaksa,kesinlikle bu olasılık gerçekleşecektir'' der.Esas Kızımızın olayı biraz da bu sözdeki anafikirle doğru orantılı.Amma çok matematiksel terimin kullanıldığı bir yorum oldu:).Esas Kız'a önerim,içinde erotik sahnelerin daha çok olduğu bir film izleyerek durumu test etmesi olacak,tezime göre öyle bir filmde Anne normal sahnelere denk gelecektir.Günün Atasözü: Sakınan Göze Çöp Batar...Aklıma daha çok şey geliyorda burda keseyim:).Sevgiler...
Nedir bu çektiğiniz çileler yahu!Pp
Bilge'cim,sizin evde kapılar ne işe yarıyor? Yoksa annene kapı vız mı geliyor da bodoslama dalıyor?:)) Ha sen de her türlü filmlerini salonun orta yerinde izliyorsan, bu bakışlara alışacaksın.
Bizde de yaşanıyor, bu odalaraanne dalma durumları.:))
Hatta zaman zaman "Heyyy sen! N'pıyosun sen bakim orda? Porno mu izliyosun yoksa?" naralarıyla sırf pisliğine yaptığım ani baskınlarım oluyor. Sonuç: "Ya anne yaaa!":))
Ama bu durumlar kapısı açıkken oluyor. Bizim evde kapılar genellikle ardına kadar açık.
Tabii ara ara, sevgilisiyle telefon konuşması yaparken, özel mesajlaşırken falan kapanıyor kapı, biliyorum o zaman ki durum farklı, elleşmiyorum.:)
Tabii, nadir de olsa, mutfakta yemek yaparken falan sataşasım geliyor bir anda, kaşığı, bıçağı, zerzevatı bıraktığım gibi "Heyyy! Bu kapı niye kapalı?" hücumu ile kapıya abandığım da oluyor. Kapıyı açmadan ama, sırf içerdekini irkiltmek için.:)) -Pis biranneyim galiba ben.:)- Sonuç yine aynı: "Yaa anne yaa!":))) Anne de Recep İvedik kahkahasıyla mutfağına dönüyor iç huzuruyla.:))
Olsalar da yanımda yapsam şimdi yine... Neyse, gelsinler yine yaparım.
Hatırlattın, gülümsettin Bilge'cim teşekkürler.
Acaba, bu konu hakkında, anneciğini karşına alıp konuşsan, sorularını sorsan, o sırada neler düşündüğünü, o bakışların altında neler gizlendiğini öğrensen de bizimle paylaşsan nasıl olur diyorum? Vallahi şahane olur.:))
Sevgiler
Okumaya başladım yazını. ''BB'' ara not diye düşündüğüm bu iki harf nedir dedim, ne anlama geliyor:) Baktım üç defa yazılmış bilgilendirmeler. İlk önce bu nedir diyeceğim dedim yorum yazarken ve sonunda gördüm ki ben çok sabırsızmışım:) İyi ki demişsin Bunları Biliyor muydunuz olduğunu içim anında rahatladı cevap gelmesini beklememiş oldum:)
Anneciğin bir kere denk gelmiş ya uygunsuz sahneciklere, kızım hep böyle şeyler mi izliyor acaba diye içine kurt düşmüş, seni ani baskınlarla takibe almış bence:) Her seferinde de filmin içeriğiyle ilgili olmayan sahnelere denk gelmesi de Annenin şansı seninse şanssızlığın olmuş:)
Şaban ya da Zeki Alasya Metin Akpınar filmleri yine ya da Hababam Sınıfı serisi izliyor olsaydın bunlar başına gelmezdi. Film kültürüm o kadar geniş çaplı olmasa da değişik tür film izlemeyi çok severim. Yukarda belirttiğim filmler ''kalsik ama vazgeçilmez'' tür olanlardandır. Özellikle eski Türk filmleri. Belki de çözülmesi kolay, içinde tatlı gülümsemeler olduklarından bilemiyorum seviyorum ben. Sevgiler...
Anne olunca en az senin kadar pis bir anne olacağım böhühüh hüü..üü... öhüm... şimdilik ivedik gülme efektini yapamasam da inanıyorum ki zamanla o da olacak.
Traper kasma bu kadar... esas kız olarak beni hedef alsan da ben sana "o zaman abaza erdal da sensin" demem ki... bohuuhho ho hu.. olacak .sabırla devam
Evet telli babaya gidelim hemen. Zaten beni bir sen düşünüyorsun
x diye bir kız arkadaşım vardı porno izlerken annesi kilitli kapıyı zorlayıp "edepsiz yine mi o filmleri izliyosun" diye çığlık atardı. benimki de böyle yapsa "defol" derim biter
y diye bir erkek arkadaşım vardı annesi porno izlediğini bilirdi odaya dalsa bile normal karşılardı. ideal anne
agraha ve benim annem malumunuz. İşte böyle değişkenlik gösteren bir anne yelpazesi var.
Acaba "böyle şeyler izliyon da beni niye çağır mıyorsun" der gibi bir bakış mıydı diye düşündüm agraha dan sonra... gidip konuşayım dedim oturdum yanına... O bana baktı ben ona baktım ...sonra o bana bakarken başka yerlere daldı. ben hala bakmaya devam ettim... gene bana baktı başka yerlere dalmadan nerden baksam bir 5 dakika bakıştık sonra ben odaya döndüm, bir daha böyle bir girişimde bulunmamak üzere :)
biletçi biletix, vodafone magazası vodafone shop, efendime söyliyim simitçi- simitchi, dürümcü dürüms, kebapçı keb-up olursa bir ülke de, e vatandaşında ewt efet ebet yazması olasıdır dogaldır bilge ne var ki bunda .)
Eğer türkçeyi katletmek bu ise benimde dabulyu v'm potaya giriyor demektir. Suçum w ise cezam idam olsun hakim beyy :) ama şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Ben gençken yani tıfıl yıllarımdan kalma bi alışkanlıktır w. O dönemlerde türkçe olmayan karakterleri kullanmak pek bir ilgi çekicidir- çekiciydi. hey gidi günler hey :) Şimdi ise sadece bir el alışkanlığı. Göz alışmasından öte bir şey değil. Kullanmamaya özen göstereceğimi beyan eder giderim...Yazı samimi içten olmuş.Eline sağlık.Sewgiler değil sevgiler. iki nokta degil üç nokta... nasılım ama :d
Ben sana aile özelimizi gidip anneni öp başına koy diye anlatmıştım.
İbret alacağı yerde örnek almış.:)
Düşünemedim tabii, Bilge bu...:)))
Annenle ortak yönümüzü farkettim:) Ne zaman bloğuna denk gelsem o pis bakışı atıyorum ekrana . Bakışın meali anneninkiyle aynı:)) '' Bizim kız yine edepsiz kelimeler akıtıyor'' .. şeklinde oluyor genelde:)
Ama bu bloğunu okuyunca; bedevi talihsizliğine göz kırpan şansını gözardı etmemem gereğini ve bana denk gelen kelimelerin ve blogların ötesinde ki Bilgeye karşı önyargımı gözden geçirmem gerçeğini anlatan bir blog olmuş benim için :)
Keyif aldım okurken.Belki de zorda kalman beni mutlu etti:) Sharon Stone'un Temel içgüdü filmini tavsiye ederim.Sonra da annenin senin hakkındaki güncellenmiş düşüncelerini bizlerle paylaşmanı şiddetle ve merakla beklerim :)
Hani yazı için bir yorum yapamam da; aynı şeyleri yaşamış olan ben için de biraz enteresan bir yazıydı. Dikkat eksikliği ve filmi sinema tadında izleyebilmek için galiba çoğu defa annemin gözünde porno izleyen evlat durumuna düşmek (((: Odamın kapısını kapatsam büyük ihtimal mühtescen bir sahnede içeri dalmalar, yok eğer kapıyı kilitlesem kesin bişeyler karıştırmalar. Bir ben böyle durumlara düşüyorum sanırdım (: Bu da tuhaf. Asıl garip olan bahsi geçen 'Beni Unutma' filmini artık nerede denk gelmişsem, farkında olmadan ( artık nasıl bir farkında olmamaksa) yabancı bir film sanıp nette kendi müthiş ingilizceme güvenip remember diye aratırken bahsi geçen kore filmine olmasa da amerika yapımı başka bir remember'a denk gelmem. Tabii bu yazıda bahsi geçen 'Dedemin İnsanları' yla diğer filmi peşpeşe seyretmiş olmamda başka bir tuhaflık. Ama merak etmeyin bu filmlerde öyle bir duruma ( artık nasıl olduysa) düşmedim. Yazarın da dediği gibi 'bir yırtıcı sizi ya görmezlikten gelir yada parçalar' ((: Bu da ne alakaysa...
Şimdi durumla alakalı ne desem bilemedim. Vahim yani. Bize gelip izleyin demek geldi içimden ama malum terslikler devam eder, elektrik kesilir, yolda gelirken ayı çıkabilir, taş düşebilir vs. Bu durumda ekmeğin her iki tarafına da reçel sürüp, yere de yeni bi halı serin derim. Bütün iyi olasılıkları kaldırırsanız hayal kırıklığı da olmaz. Ümitlenmeyin yani olanı kabul edin, iç huzuru bulursunuz :))))))))))))