Tarihin bir döneminde ; kaplumbağalar arasında bir yarış düzenlenmiş. Hedef çok yüksek bir kulenin tepesi imiş . Yarış günü; bir sürü kaplumbağa  bölgeye toplanmışlar. Yarış başlamış. Tabii; seyirciler ümitsizmiş kaplumbağaların kuleye ulaşabileceklerinden..Hatta yüksek sesle bunu dile de getiriyorlarmış.. Daha da ileri gidip; ‘’ zavallılar!!! hiçbir zaman başaramayacaklar ...’’ türünden laflar edip onların ümitlerini , gayretlerini olumsuz etkileyip ;teker teker  yarışı bırakmalarına neden oluyorlarmış. Yarışta yapayalnız kalan son kaplumbağa ötekilerin gözleri önünde ; ağır_aksak olsa da kuleye ulaşmayı başarmış.Diğer yarışmacılar ve seyirciler bunu nasıl başardığını öğrenmek istemişler.Biri ona yaklaşıp ‘’bu işi nasıl başardın? ‘’ diye sormuş. O anda farkına varmışlar ki; kuleye çıkan kaplumbağa SAĞIRMIŞ!!!!!!

 Bu hikaye  bize sebat etmenin ; yani kararlı olmanın  kişiyi nasıl başarıya ulaştıracağını çok güzel anlatmaktadır.Eğer kararlı olmak; yılmadan , pes etmeden  tüm engellemelere  göğüs gerip  hedefe odaklanmaksa ; başarıyı yakalamak için öncelikle bir hedef belirlemeliyiz kendimize. Elbette bu hedefe ulaşmaya çalışırken birtakım zorluklar çıkacaktır karşımıza . Bu konuda  anlatılan en güzel örnek şudur: Örneğin bir tepenin  en yüksek yerindesiniz. Ancak karşıdaki öteki tepenin zirvesine ulaşmanız gerekmektedir. Bu durumda ne yapmalıyız?  İlk adım aşağı inmektir değil mi? Sonra   da öteki  tepeye  ulaşmaya çalışmaktır.Hayat da öyle bir şey değil midir? Yükseklere tırmanabilmek için önce aşağılarda  mücadele etmeyi öğrenmeliyiz ;  yılmadan yorulmadan..Öğrenmeliyiz ki  duymadan, etkilenmeden , kendi doğrularımızla  , yukarı çıkmanın hazzını sonuna kadar yaşayabilelim.

OLUMSUZ DAVRANIŞLAR VE SÖZLERE KULAK ASMAMALIYIZ..Onlara kulak asmamak asla saygısızlık değildir. Aksine  hedefimize ulaşamayacağımızı, ideallerimizi gerçekleştiremeyeceğimizi sananlara  saygısızlık yerine aslında hayallerimize karşı saygımızı korumamız demektir. Kişiler hedeflerinin dışındakilere 3 maymunu oynamalı ; hem kör, hem sağır , hem de dilsiz olmalıdırlar..Başarının sırrı buradan geçmektedir.

Düşünün bir ; kimsenin başaramadığı bir işi başarmanın tattıracağı duyguyu. Bundan daha ballı lokma tatlısı olabilir mi? Bundan daha büyük bir mutluluk, daha büyük bir haz olabilir mi ? Tıpkı sağır kaplumbağanın hikayesindeki gibi....