gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

BEBEK KADAR MASUM OLMAK !!!!

26 Ekim 2012, 19.08
A- A+

Uçakta yolculuk yaparken, camdan aşağıya doğru bakıyorum.Aşağıda kendimi arıyorum,maket gibi görünen evlerin, gökdelenlerin arasında.Önemli insanları arıyorum, hani o gördüğünüzde önünüzü iliklediğiniz, hani karşılarında ne yapacağını şaşırdığımız, hani kendilerine ulaşmanın, semtlerine yaklaşmanın mümkün olmadığı insanları...

 Kavga edenleri arıyorum.hainleri, katilleri, üç metre karelik dünyayı paylaşamayanları, trafikte birbirlerinin gözlerinin içine kinle bakan sürücüleri, hırsızları, yalılarda oturanları, gecekonduları, lüks arabaları, elinde bir dilim margarinli ekmekle sokakta misket oynayan ve bir taraftan da burunlarını çeken çocukları..

Çiçekleri arıyorum,  bombaları,  ağır silahları,  ağlayanları,  gülenleri  ve   mezarlıkları ... Sonra, o kalabalığın içinde kendimi arıyorum. Ben aşağıda neredeyim ? Bakıyorum, bakıyorum ama nafile ...Yukarıdan bakıldığında,ben aşağıda gözükmüyorum.Benki çok önemliyim kendimce.Okuyan ben...entellektüel olduğunu iddia eden ben...

Yukarıdan bakıldığımda hiç gözükmüyorum. Acaba  zaman zaman insan olduğumuzu unutuyor ve kendimizi çok mu abartıyoruz ? Yüksek başlıklı koltuklarımızda, büyük masalarımızın arkasında, arabalarımızın içinde, lüks evlerimizde ve bütün dünyaya sahip olsakda hiç bitmek tükenmek bilmeyen ihtiraslarımıza...

 Günlük hayatın içinde kendimizi çok abartıyor ve etrafımıza bakmıyoruz çoğu zaman.Hiç ölmeyecekmiş gibi koşturuyoruz...

 Yanımızdan geçen ayakları olmayan adamı, ayakkabısının önü yırtılmış ayak baş parmağı görünen çocuğu,birbirlerinin gözünün içinne sevgiyle,şefkatle bakan yaşlı çifti,önümüzden akıp giden dereyi,yağmuru,gökyüzünü,yıldızları,çiçekleri,simitçiyi,ağlayanları,babasını kapıda umutla bekleyen çocukları,baharı,sokakta yatanları,bebekleri,hastaları fark etmiyoruz bu hengamede.

    Fark etmiyoruz.

  "Bir zamanlar bilge adam  H. jadison brown başarının sırrından bakın nasıl paylaşmış: Basit,bütün mesele,neyi yakın tutacağını değil,neden kaçacağını bilmekte.", demiş...

  Bir de at gözlüğüyle bakıyoruz dünyaya.körlerin,fili tariflerine benziyor birbirimizle ilgili fikirlerimiz.İçinde yarım bardak su bulunan bardağınhep boş kısımlarıyla ilgileniyoruz ve görmek istemiyoruz dolu olan yarıları.Daha kötüsüne söyleyeyim,bardağın boşmu,dolumu olduğunu düşünüp dururken sürahiyi unutuyoruz.

  Suyu...Irmakları...Denizleri...Kusuralarını arıyoruz insanların,doğruları dururken.Yüzlerine karşı,onları sevdiğimizi söyleyemiyoruz ama arkalarından konuşuyoruz rahat rahat.

  Üst kattaki komşumuzdan haberimiz yok.Çok güzel köfte yaptığını biliyoruz ama yalnızlığından dolayı sık sık ağladığını bilmiyoruz komşumuzun,bilemeyeceğizde böyle giderse...O kocaman kalabalıkların içinde yalnızız.yapayalnız...

 Ben bu yalnızlığı,bu körlüğü, bu mekanikliği değiştirelim istiyorum. Ben bir makine değilim. Tuşuna basıldığında yazan, kolu çevrildiğinde çalışan, araç olması gereken parayı amaç haline getiren hatta onu kutsallaştıran ve onun için yaşar hale gelen, daha fazla tüketmek için koşturan insan olmak istemiyorum...

Bakın Emile Zola ne demiş:"bu dünyaya ne yapmaya geldiğimi soracak olursanız, cevabım şu olacak: hayatımı yüksek sesle yaşamak istiyorum için burdayım" ...

Hayatımı yüksek sesle yaşamak istiyorum ben de.Yüksek sesle. Bağırmadan.Yüksek sesle.Yüksek ideallerle, yüksek sevgilerle, Yüksek tutkularla, yüksek bağlılıklarla. Bebek masumiyetinde bir iletişim arıyorum. Bebekçe konuşmak istiyorum hayatla. Bebekçeyi unutmuş olmaktan pişmanım. Bebekçeyi yeniden öğrenmek istiyorum. Bebekçe dokunuşu, bebekçe bakışı, bebekçe gülümsemeyi, bebekçe dokunmayı, bebekçe ağlamayı...

 Karşılıksız, kusursuz, düşmansız, masum, bebekçe iletişimi arıyorum.Uçaktan aşagıya doğru baktığımda aşağıdaki beni arıyorum. Herkesin gördüğü, kabul ettiği, beğendiği yada beğenmediği beni değil... İnsan olan beni arıyorum. Yukarıdan bir nokta kadar bile göremesemde o beni, eğer istersem, eğer hissedersem, eğer inanırsam nere olursam olayım görebilirim...

 Siz de deneyin.

Bakalım, yukarıdan baktığınızda kendizi görebiliyormusunuz ?  Bebek masumiyetindeki insanlarla buluşabiliyormusunuz ? Evet, zaman zaman insan olduğumuzu unutuyor ve kendimizi çok abartıyoruz. Yüksek başlıklı koltuklarımızda, büyük masalarımızın arkasında, arabalarımızın içinde , lüks evlerimizde ve bütün dünyaya sahip olsak da hiö tükenmeyen ihtiraslarımızda boğuluyoruz malesef.

YORUMLAR

26 Ekim 2012, 23.06

 Gerdekten-  leyleğe  kadar,  gerçekten-  feleğe  kadar  dokunmuş  paylaşımın. 

  Banada  dokundu..  Yüreğine  sağlık .   agu agu :)

26 Ekim 2012, 23.24
Masumluğu , insanlığı , sevecenliği , kaybeden ve kaybetmeye devam eden insanlarla aynı masada oturup , aynı arabada yolculuk edip , aynı hayatı paylaşıyoruz , bazen istesekte istemesekte iyiyide , kötüyüde görüp yaşamak zorundayız ...
27 Ekim 2012, 01.03
Ben sizin kadar kötümser değilim galiba. Büyümüş olmak hiç birini yapamamak anlamına gelmiyor, aksine bir çok şeyin daha bir farkında oluyoruz, aynen sizin farkında oluşunuz gibi...

Küçükken, yükselen bütün uçakların anneme gittiğini, alçalan tüm uçaklarda annemin olduğunu sanırdım. 
Bulutlara bakıp, aynı buluta bakan varsa, o da o şekli kuzuya mı benzetiyor acaba derken, kuzu kurda dönüşüveriyordu bile.
Benden başkası görmemiştir inşallah diye düşündüklerim bile vardı.

Çocuklara gelince, ya da bebeklere:))
Ahh hiç masum değiller onlar hiç, kendiminkilerden biliyorum. Uyusun diye yanında dakikalarca yatarsınız, uyudu sanıp parmak uçlarınızla tam kapıdan çıkarken bir ciyaklama; anneeeeüüüü:))
 Hop, yanına yatarsınız, karşılıklı testleşmeler başlar;
- Uyudu mu ki:)     ( kalkmak isteyen anne içsesi)
- Yanımda mı ki:)    ( nazlı bebek içsesi)
Pes eder uyursunuz. Ayakta uyuturlar onlar, ayakta:)
Şu reklam var ya hani;
Anne dediğin bi ciyaklamada kalkacak yanına gelecek!
Ne o öyle sabaha kadar uyumak!
O burun akacak arkadaş! 

Demem o ki, hepimiz masumuz, hepimiz mağduruz, hepimiz iyiyiz ve de kötüyüz. Önemli olan dediğiniz gibi insani duygularımızı kaybetmeden yaşamak, saygıyla...



27 Ekim 2012, 02.09
Güzel Köfte yaptığını biLmek ama ağladığını biLememek. . . Çok güzeLdi
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın