İstanbul'u fetih edeni ve onun ordusunu ve zürriyetini aziz kılan kuvvetli-sahih- bir hadistir bu. Burada kesinlikle bir vurgu yapılıyor. Peygamberimizin .sav.  ırka yönelik bir teveccühü olmamıştır. Zürriyet ve soyu demiştir. Dikkatleri buraya çekmek istiyorum. Gelecekte var olan sorumlu herhangi bir neslinde bu hadisteki iltifata erişmesidir mantık. 

    Renk ve ırklar hakkındaki sözlerini veda hutbesinden çok iyi biliriz hepimiz. Hadisteki ölçü şu. Evet İstanbul'u almak çok önemliydi. Çünkü bu şehir kötülüğün yayılma merkeziydi yüz yıllar boyunca. Kötülüğün ana kaynağıydı. Hassasiyet atfedildi buraya. Batı Dünyasıyla Doğu dünyasını bağlayan köklü bir merkezdi aynı zamanda. Buranın huzura ermesi gerekiyordu. Emin ellerden üretilecek adalete kavuşması gerekiyordu.

    Peki bizim bunu yapmakla sınırlı kalmamızı mı istedi hadis? Peygamberimizin .sav. ağzından çıkan her sahih hadis yeterince araştırılırsa eğer şu çıkarılacaktır İstanbul hakkındaki sözünden. İstanbul'un fethini önümüze bir milat sürdü. Dünyada o gün görünmez bir takvim başladı. Bu ''Yeni Çağ'' dır. Kötülüğün kaynağını kurutmamız istenmiştir. Fakat şu an İstanbul'a herkes baksın lütfen ne göreceğiz? Gördüğümüz şey bence şu olmalıdır. Hadiste İstanbul'a yapılan teveccühü şeklen emsal aldık. Sadece İstanbul'a odaklandık. Diğer yörelerimizi unuttuk. 

    İstanbul'u fırsatlar şehri olarak tanıttık. Makyavelizm- amaca götüren her yol mubah- zihniyetini İstanbul'a taşıdık. Bu şehir sürekli tahrif edilerek geliştirildi. Bu şehri iyi veya kötü ünle nasıl olursa olsun sürekli sivrilttik. Ve durum öyle bir hal aldı ki, artık İstanbul rol model oldu her şehrimize. Bu şehrin ne mimarisine ne de insan ilişkilerinde titiz olunulmadı. Çünkü materyalistlik mantığı insanların önüne sürüldü. Herkesin başına buyruk çözümleri bulması cesareti verildi. Adaleti merkezden kaldırıp insanların eline verdiler. Tıpkı 1453 ten önce nasılsa öyle bir İstanbul var. 

    Bu şehir şu anda karanlık bir enerji yayıyor diğer şehirlere. Bu karanlık azaltılmalı. Fetihten bu yana bir arpa yolu ilerleyemeyişimizin kanıtı bu bence. İstanbul'u almak iyi bir şehirden iyi bir dünya yapmak içindi. Sadece taşlarını adalarını yollarını mı fethettik ki? Çok vakit kaybettik ama kaybettiğimizden değerli zamanları geçirdik demek değil bu. Halen iyiliği ve insanlığı dünyaya bu merkezden yayabiliriz. Zamanımızın çoğu bizde. Çünkü ben şu an bunları şu anımda yazıyorsam eğer ben asla tek değilimdir. Mutlaka işe koyulmayı bekleyen birileri var orada burada. 

    .masaldaki kral