RUH GÖÇÜ......
01 Kasım 2012, 14.17 A- A+Keşke dedim keşke yeniden dünyaya gelebilsem. Yaptığım hataları bir daha yapmasam. Yaşadığım güzellikleri ,heyecanları yeniden yaşasam.Haketmeyenleri böylesine sevmesem.Sevdiklerime daha çok sarılıp sevgimi daha çok gösterebilsem.Yine kızım kızım olsa; oğlum da oğlum. Annem de annem olsa bir de. Ve daha birçokları.
Peki varmı böyle bir şansım? Şu anki kostüm giymiş ruhuma başka bir kostüm giydirme şansım varmı acaba?Gelebilirmiyim dünyaya göçtükten sonra bir daha , bir daha?Yapabilirmiyim yapamadıklarımı? Ölmeden önce eksik kalan herşey için , yeniden dönebilirmiyim yaşama? Günahlarımızın bedelini ödemek mümkün müdür acaba?Geldik diye umut edelim... Peki ; ya bir hayvanda , ya da bir cansızda can bulursam ne olacak? Kim garanti edebilir ki Strawberry yine Strawberry olacak?
Bazı inanışlara göre; yeniden dünyaya gelme , yeniden doğma mümkün. Hepimizin sıkça duyduğu bir sözcük var bu bağlamda. REENKARNASYON yani RUH GÖÇÜ ....Ruhumuzun sürekli olarak tekrar bedenlendiğine inanan spitüalistlerin bu olaya verdiği addır ki bir de TENASÜH vardır ona yakın bir kavram olarak...İkisinin farkı; şöyle ifade edilmiş bu işle ilgilenen uzmanlarca...
Reenkarnasyonda ruh; İNSANDAN İNSANA geçer. Başka bir bedenle dünyaya gelir .Tenasüh te ise, ruhun , HEM İNSANA ,hem de HAYVAN, BİTKİ veya DİĞER CANSIZLARA geçtiğine inanılır. Bazen bu iki sözcük birbirlerinin yerine de kullanılmaktadır.Örneğin, HİNDUİZM ‘de insan, sonu olmayan bir tenasüh zinciri içerisinde varlığını sürdürmekteymiş. Buna göre ölüm, bir korku aracı değil ya da yokluk değil, bir halden diğerine geçişmiş.Hintlilerde öldükten sonra insan ruhunun bir böceğe girdiği inancı yaygınmış. En önemlisi de bu varoluş, kişinin geçmiş yaşamındaki erdemlere göre şekilleniyormuş. İyi ruhlar insan , kötüler ise akrep, kertenkele , ya da zehirli sarmaşık olarak yeniden doğarlarmış.
Birçok bilim adamı, doktor , filozof,psikolog, şair ya da siyasetçinin reenkarnasyona inanıyor olması ve bunu çeşitli eserlerinde dile getirmiş olmaları toplumda bu kavramın daha çok telafuz edilmesine neden olmaktadır Bizlerin de kafalarında birçok soru işaretleri varolmaktadır zaman zaman..
Peki İslamiyette reenkarnasyonun yeri varmıdır? İşte orda görüşler 2 ‘ye ayrılmaktadır. Kur’anı Kerim’ de insanın ruh ve beden bütünlüğü esas alınmaktadır. İnsan ruh ve beden olarak; yaşamı bir bütün olarak yaşayıp, ölümden sonra yine ruh ve beden bütünlüğünde ahirete gidiyor denmektedir.Ancak Bakara ve Mü’min surelerindeki ayetler nedeniyle bazı araştırmacılar; islamda reenkarnasyon olduğunu ileri sürmektedirler.
Bakara Suresinin 28. Ayetinde ‘’Allah’ı nasıl inkar edersiniz? Siz ölüler idiniz. Osizi diriltti. Sonra öldürecek ve yeniden diriltecektir. Sonunda O’ na döndürüleceksiniz’’denmiş olması ve.....
Mü’min Suresinin 11. Ayetindeyse ‘’ Rabbimiz bizi 2 kez öldürdün ve 2 kez dirilttin’’ denmesi araştırmacıların reenkarnasyon vardır şeklindeki görüşlerini desteklemektedir.Ancak ; Kur’ anı Kerim’ de bu surelere rağmen tekrar bedenlenmenin olmayacağına dair ayetler de bulunuyor. Örneğin Mü’ min suresi 99. Ve 100. Ayetleri ‘’Diriltilecekleri güne kadar arkalarında geriye dönmekten alıkoyan bir engel vardır ‘’ demektedir..
Galiba reenkarnasyon denen olay ; bizlerin inanışına kalmış gibi..Ben mesela zaman zaman içinde bulunduğum anı ya da olayı çok önceleri yine yaşamış gibi hissediyorum çok sıklıkla olmasa da. Acaba bu reenkarnasyonun bir ispatı olabilirmi? Ha , ne dersiniz?
sevgiyle kalın............................(Strawberry)
YORUMLAR
Bakara suresinden verdiginiz örnek ’Allah’ı nasıl inkar edersiniz? Siz ölüler idiniz. O sizi diriltti. Sonra öldürecek ve yeniden diriltecektir. Sonunda O’ na döndürüleceksiniz’’ ayeti bence ilk ölümün, ruh üflenmeden önceki sperm hali. Ölü olan hücrelere "ruh üflenmesi" Sonra dogum ve yeniden ölüm. Ve sonra da yeniden dirilis. Benim mantigim böyle oldugu yönünde. Ve yine mantigim reenkarnasyonu kabul etmiyor. Günah ve sevap icin bir ömür yeterli bence. Ayrica verdiginiz ayet örneginin disinda, reenkarnasyonu reddeden bir dünya ayet buldum. Bu ayetleri eger kendi basimiza tefsir edecek olursak yanilgilara düsebiliriz.
Sectiginiz konuyu cok begendim Tevazu__ Tebrik ederim.
"Hayatimi yeniden yasayabilseydim eğer; Hastayken yatağa girer dinlenirdim. Ben olmadığım zaman her şey kötüye gidecek diye düşünmezdim. Gül seklindeki pembe mumu saklamaz yakardım. Daha az konuşur ama daha çok dinlerdim. Yerler kirlense masa örtüm lekelense bile daha çok arkadaşımı aksam yemeğine davet ederdim. Sonrada bütün bulaşıkları onlara yıkatırdım. Yıkamayanın saçını başını yolardım, sonrada morlukları makyajla kapatırdım.:)
Oturma odasında TV seyrederken patlamış mısır yer şömineyi yakmak isteyen birisi olduğunda ona engel olmazdım. Yerler leke olacak diye korkmazdım. Bana gençliğini anlatmaya çalışan dedeme daha çok vakit ayırırdım. Kocamın sorumluluklarını daha çok paylaşırdım.
Saçım bozulmasın diye arabanın caminin açılmasını önlemezdim. Eteğimin lekelenmesine aldırmadan çimlere otururdum. TV seyrederken daha az hayata bakarken daha çok ağlar ve gülerdim. Ömür boyu garantilidir denilen hiçbir şeyi satın almazdım.
Hamileliğimin bir an önce sona erip doğum yapmayı dilemek yerine hamile olduğum her anin tadını çıkarır ve içimde bir canlı yaratmanın ne kadar harika olduğunu fark ederdim. Bu o kadar nadir bir olay ki. Mucize gibi bir şey.
Çocuklarım beni öpmek istediklerinde asla "Önce git ellerini yüzünü yıka" demezdim. Onlara daha çok "seni seviyorum" ondan da daha çok "özür dilerim" derdim. Ama başka bir hayat verilseydi en çok yapacağım şey; her dakikasını değerlendirmek olurdu.
Dikkatle bak. Gerçekten gör. Yaşa. Vazgeçme. Küçük şeyler için şikâyet etmekten vazgeç. Bana benzemeyenler benden daha çok şeye sahip olanlar ve kimin ne yaptığı beni ilgilendirmezdi. Bunun yerine ilişkilerimi güçlendirmeye çalışırdım. Sahip olduğunuz ruhsal fiziksel ve duygusal her şey için Allah´a şükredin. Tek bir hayatiniz var ve bir gün sona eriyor. Umarım her gününüzü değerlendirirsiniz.
Charles Bukovski’ nin şiirindeki gibi saydam bir gecede elime silah alırdım; Önce mehtabı indirirdim aşağı, sonrada tek tek yıldızları, yetme dimi İstanbul’un bütün ışıklarını aşağı indirirdim gider bahçe kapı kadınlar koğuşunda yatardım..)))
sanki benim isdeklerimi sıralamışsın bu isdediklerini kim isdemezki yüreyine sağlık tebrik ederım yeksi
Yeniden dünyaya gelecek olsak cennet cehennem neden var ki ?
Bir şans daha yok hayatta o yüzden yaşadığımız haayatı tat alarak hem bu dünyada ve hem öteki dünyada en iyi şekilde yaşamak için yaşayalım...
tbrkler tevazuu
gazeteci045.... tan....FAZLABİ..BLACK_NEWS......
Hepinize yorumlarınızdan ötürü teşekkürler ediyorum...Başka bloglarda buluşmak üzere diyorum............SEVGİYLE KALIN.........
Zaten blogun sonundaki sözde herşey açıklanmış, bu ibi durumlar, tamamen bizlerin inanışına kalmış, çok fazla kurcalamamalıyız bence . . .
Sevgiyle kalın Strawberry . . .
gelelim yorumuma ben olaya bilimsel olarak yaklaşmayacağım. tamamen duygusal yaklaşmak istiyorum. yani ilk parağrafınızdan alacağım konuyu.
evet !!! acaba bir şansımız daha olsa yine böyle yaşar mıydım? bir çok şeyi evet. tekrar yaşamak isterdim. en çok da oğlumun yine aynı şekilde aynı huyda yani yine onu isterdim. İyi ki baba olmuşum. iyi ki oğlumun babası olmuşum.
gelelim duygusallığa . aşık olmak . bu duyguyu sık sık yaşamak isterdim. hemde çok sık. bana göre bu duygu insanın bedenini şarj ediyor. sürekli yeniliyor. acılar , tuttkular , özlemler , kavgalar , barışmalar vb.. iyisiyle kötüsüyle.
Sakın maymun iştahlı demeyin. zaten aşık olanlar bana bunu demez. ancak aşık olmayanlar olmasını bilmeyenler bana maymun iştahlı derler. aşık olmak insana yaşama sevinci ve hayata bir direniş göstermektir bana.
evet bir şansım daha olsaydı en çok yapacağım şey bu olurdu herhalde.
yazınız için tşkler