Birkaç arkadaşla, üniversite ikinci sınıfta iken devlet yurdundan ayrılarak kiralık bir eve çıkmıştık. Öğrenci daha doğrusu bekar olduğumuz için ev tutabilmek öyle sanıldığı kadar kolay olmamıştı. Birçok ev sahibinin son sözü “ Bekara kiralık vermiyoruz.” olmuştu. Sanki bekar adam vebalıymış gibi… Neyse… En sonunda bir ev sahibini ikna ettik ( tabii kira bedeli ederinin çok üzerinde olmak şartıyla ) ve evi tuttuk. 

Evi tutalı çok olmamıştı. Bir akşam yemeği sonrası öğrencinin mazotu olan çaylarımızı yudumluyorduk. Kapı zili çaldı. Kapıya en yakın ben olduğum için kapıyı açmak bana düşmüştü. Gelen karşı komşumuzdu. Birkaç defa eve girip çıkarken selamlaşma fırsatım olmuştu. Ve her selam verişimde sorguya tutulmuştum kendisi tarafından. Kaç kişi kalıyoruz? Memleketlerimiz neresi? İçki içer miyiz? Gürültü yapar mıyız? Eve kız arkadaşlarımız gelir mi? Düşünüyorum da bekar olmasaydık bu suallerin kaç tanesine muhatap olmak zorunda kalırdık acaba… Neyse… Açtım kapıyı demiştim en son…

-          Selam

-          Aleyküm Selam.

-          Ya kardeşim neden elektrik faturanızı ödemiyorsunuz?

-          Nasıl abi anlamadım ? ( Bekarsın ya, apartmandakilere öyle hemen sana ne kardeşim benim evimin elektrik faturasından diyemiyorsun )

-          Ödememişsiniz kardeşim faturanızı zamanında.

-          Bir yanlışlık olsa gerek abi, bizim fatura borcumuz yok.

-          Hımmm! Bu o zaman alt kattaki bekarların faturası! ( İşe bak ya sanki memlekette bekarlardan başka faturasını zamanında ödemeyen olamaz. ) . Gel seninle inelim şunlara soralım onlara mı ait fatura?

-          Ya abi bana ne elalemin faturasından. Çok meraklıysan git sen sor!

-          Gel sen gel!

O an hangi akla hizmet yaptım bilmiyorum ama giydim terliklerimi ve düştüm bu aklı kıt komşumun peşine. İndik alt kata. Bu gayet sert bir şekilde çaldı kapıyı. “ Abi evde yoklar galiba” desem de ıghhhh. Kapı çalmaya devam. Bir süre sonra kapıyı izbandut gibi bir adam açtı. Üzerinde sıfır kol atlet, gözleri hafif mahmur… Adamı uykusundan ettiğimiz her halinden belli:) Bizimki hemen daldı mevzuya….

- Kardeşim ayıp değil mi? Neden elektrik faturanızı zamanında ödemiyorsunuz?

- Ne faturası kardeşim.

- Al bak işte, ödememişsiniz faturayı zamanında.

- Sana ne kardeşim benim faturamdan, öderim ya da ödemem.

- Ne demek sana ne? En kısa zamanda ödeyin faturayı.

- Bela mısınız akşam vakti başıma? Git işine hayret bir şey ya.

- Görürsün sen! Bekle karakola gidiyorum. ( Ya karakolda komşular elektrik faturasını zamanında ödememişler, kendilerinden şikayetçiyim dediği an muhatap olduğu polisin yüz ifadesini görmek isterdim hakikaten. )

- Git nereye şikayet edersen et! Alacağım yoksa seni ayağımın altına, paspas niyetine kullanacağım. ( Kalıba bakılırsa bunu yapması hiç de zor değildi:) )

Bu lafın üzerine fatura meraklısı komşum “ Bekle sen bekle! “ diyerek merdivenlerden aşağıya indi ve karakola doğru yol aldı. Ben ise o an gayet iri yarı olan alt komşum ile baş başa kaldım. Adam beni aşağıdan yukarı süzdükten sonra…

-          Sen kimsin peki ?

-          Abi ben…Nasıl desem bilmiyorum ki… Ya beni boş ver abi. Ben önemli biri değilim:)))))) ( Ama napayım ya, gördüğüm en iri yarı adamdı hayatımda, hem henüz gençtim, görecek günlerim vardı bilmem ne. )

-          Manyak mısınız kardeşim yaaaa! dedi ve kapı kapandı. Dayak yemeden kurtulmuştum:)

Keşke diyorum bekarlara tereddüt edilmeden ev verilse… Neden verilmez ki?.....

Bekar adam rahat adamdır. Gönlü ne isterse onu yapar. Mesela gönlü ızgara ister balkonda mangal yakar… Bu sırada da balkonda şortla dolaşır… Ne ayıp değil mi? Hiç balkonda şortla dolaşılır mı? BEKARLARDAN BAŞKA ŞORTLA DOLAŞAN VAR MI ORTALIK YERDE?

Bekar evlerinde bulaşıklar zamanında yıkanmaz… Daha doğrusu bekarın gönlü ne zaman isterse o zaman yıkanır… Aslında bu da tam olarak doğru olmadı… Bekar evlerinde lavaboda ve mutfak tezgahında bulaşıktan boş yer kalmadığı zaman hijyenik çalışmalara geçilir. İşte bu sebepten dolayı apartmanda ki her türlü haşerenin çıkış noktası bekar evleridir. Apartmanda ki her türlü karafatmanın, hamamböceğinin ne bileyim işte su aygırının, boğa yılanının hatta ve hatta dinozorların sebebi bekar evleridir.DİĞER EVLERDE Kİ OCAK VE BUZDOLABI ALTI GİBİ GÖRÜLEMEYEN KISIMLAR MEVZU DIŞIDIR.

Bekar evlerinde yatılı misafir eksik olmaz. Ehlikeyif insanlardır… Gelen misafir erkek ise sabaha kadar kağıt oynanır. Ama eğer misafir kız ise durum vahimdir. Çünkü tüm apartman sakinleri bu durumu eve kız atmak olarak nitelendirir. Yani toplumda bekarın karşı cinsle sohbet edemeyeceği gibi bir algı vardır. BEKARLARDAN BAŞKA HERKES KARŞI CİNSLE MÜNASEBETLERİNDE SINIRI BELİRLEYEBİLİR. 

Bekar adam eve iyi bakmaz… Ne bileyim masa ve sandalyeleri sürterek yer değiştirir, evin parkeleri çizilir… Evde futbol oynar, kapı camlarını kırar… Sevdiğinin ismini duvara kazır, evin saten boyası bozulur.

Sadece eve mi? Evde ki demirbaşlara da iyi bakmaz. Dolapların kapaklarından birkaç tanesini mutlaka yerinden  çıkarır… Kapı kollarından ya da elektrik prizlerinden birkaç tanesini mutlaka söker.

 Duvalara poster ya da ne bileyim sevdiğinin resmini yapıştırır. Bir de eve saat kaçta geldiği ya da evden kaçta çıktığı belli değildir bu anarşistlerin!!!! Kirayı da zamanında pek ödemezler ayrıca… DİĞER EVLERDE DUVARLARA SENEDE BİR GÖZ ATILAN TABLOLAR ÇAKILIR.

Peki “ Bekara ev verilmez “ konusunda kim haklı? Bekarlar mı yoksa ev sahipleri mi? Tabii ki bekarlar… İnanın kiralık bir evim olsun mutlaka bekarlara vereceğim.

Yaşasın bekarlık…

Yaşasın sultanlık….

Yaşasın özgür şortlar….

Yaşasın kırık kapı kolları, posterler ve onlardan geriye kalan bantlar…

Yaşasın falan feşmekan… Sıkıldınız uzun oldu biraz biliyorum o yüzden yaşasın blogun birazdan son bulacak olması…

Dip Not :

1)      Bahsi geçen mevzuya kızlara ait bekar evleri dahil değildir. Çünkü onlar en azından hijyeniktir.

2)       Gamyunda ki okey salonlarından “ Bekarlar Diyarı” salonunda genelde evliler bulunmaktadır. Ne işiniz var kardeşim bekarlara ait salonda. Gamyun yönetimi lütfen bu konuda gerekli tedbirleri alsın. Orada okey oynamak isteyen her üyenin nüfus cüzdanında ki medeni hali kısmı kontrol edilsin. Nasıl olacaksa:) Bana ne yapılsın:)

3)      Bekarlara her türlü psikolojik baskıyı uygulayan apartman sakinleri ve ev sahipleri hakkında meclisten bir yasa çıkarılsın. Bekarların en büyük lüksü olan özgürlükleri artık kısıtlanmasın.

4)      Blogta geçen “ eve kız atmak “ ifadesinden dolayı içimde bir sıkıntı var ama yerine başka ifade bulamadım. Rahatsızlık duyanlardan özür diliyorum…

5)      Bekarlara kiralık daire verilmesi ve bir gün nasip olursa vereceğim hususunda gayet ciddiyim. İsterlerse yıksınlar o evi… Dünya da herkes akıllı uslu da bir tek bekarlar mı yolunu şaşırmış arkadaş??? Bir de sokakta kurda kuşa yem mi olsunlar yani:)

Saygılarımla…TuRK…