ÖNCE SAĞLIK!.
21 Kasım 2012, 13.58 A- A+
Bir süre önce hastane maceram oldu. Acısıyla, dertleriyle o kadar çok vakalara şahit oldum ki insan bu kadar acıyla nasıl baş edebiliyor diye düşünmekten kendini alamıyor. Sorunu en az olan ben olmama rağmen yinede onlarca olumsuzluklarla boğuşmak zorunda kaldım. Bu hayatta insan bazı şeylerle boğuşurken daha çok olgunlaşıyor. Kendini, çevreni, insanları, sağlıklı olmasının gereklerini daha iyi kavrıyorsun. İnsan hayatın anlamını daha iyi anlaması için hastane’ye girmeden anlayamıyor sanki.
Hastanede sanki durum daha farklı dünya, bedenin sana olan isyanını bastırmaya çalışıyorsun. Yeter! Bıktım senden dercesine. Elinde olmayan nedenlerden dolayı veya yaptığın hatalardan dolayı kendi şifanı bir hekimin elinde bulmaya çalışıyorsun. Trafik kazasından çocuğunu kaybeden ailenin dramı, devamlı olarak sakinleştirici ilaçlarla kırık, ezilmiş bedenlerini alıştırmaya çalışıyorlar. Yetmiş altı yaşındaki Ahmet amcanın ayağını kesileceği öğrendiğinde yaşama isyanı yaptığı hatalara isyanı! Hayata mağlup olanların ölüm sırası beklemeleri insanın içini kanatıyor.
İnsanların sağlıkları için çare araması insanı ayrı dünyalara götürüyor. Ama ne yazık ki kazın ayağı öyle değildir. İnsanlar kendilerini zehirlemek için ellerinde geleni yapıyorlar. Kısa süre önce bir operasyon geçirdim. Arada bir kontrollere gidiyorum. Şuna şahit oldum ki her on kişiden sekizi sigara içiyor. Yalnız hastalar değil hastane personelinde tutun doktora kadar herkes ama herkes içiyor. Bu nasıl içiş kardeşim sanki tekel fabrikasını götürü almışlar.
Hastanenin hemen girişinin acilin önünde yeni hastaneye gelenleri sigara dumanında kendini korumak zorunda kalıyorsun. Duvarın üzerinde kocaman birer levha ‘’Bu alanda sigara içmek yasak’’ bırakın kurallara riayet edeni sanki sigara içme odası gelen daha kıçını yere koymadan başlıyor içmeye. Derin çektiği dumanı neredeyse!!
Tamda sabah güneşini depolamak isteğim kursağımda kaldı. Aynı yerde dört tane bank var. Tam karşımda genç bir kız oturmuş, ayak ayaküstüne atmış eline aldığı kalın bir kitabı okuyor. O kadar kendini zehirleyen kişinin içinde kitap okuyanı görmek bir teselli olsa gerek diye düşündüm.
Yanıma, yürümekten zorlanan yaşlı adam oturdu. Hemen sigarasını çıkardı başladı içmeye adam maşallah sanki kara tren tünelde çıkarken dumana boğuluyor. Bir yanda öksürürken diğer yanda sigarayı ağzına koymaya çalışıyor. Benim sigaradan rahatsız olduğumu tepkilerimden anlayınca ‘’kusura bakma’’ dedi kalktı. O kalktı hemen yerini iki orta yaşlı bayan ellerinde sigaraları ile oturdular. Karşılıklı aynı anda körüklüyorlar. Ya durun ne yapıyorsunuz demeye gerek kalmadan yanlarından kalktım. Peşimde sesleniyor ‘’sigaradan mı rahatsız oldun?’’ dedi.
Az ötede hamile bir kadın; eteğinde tutunan küçük bir çocuk, kucağında bir bebek ağzında sigara. Çocuğu sigarada korumak için yana ufluyor dumanı. Ya! Karnındaki bebek onu da kordon yoluyla boğmaya çalışıyor.
Ey! Acemi dudaklılar neden sigara içmek için bahanelerle dolusun. Sevinirken içer, üzülürken içer, efkârlanırken içer, âşık olurken içer, ağlarken, gülerken içer. Ne kadar ilkesiz değil mi insanlar zaten bu duygularla yaşar? Hala kendini sigarayla zehirlememek için nasıl bir kanun çıkarmak gerekir. Bildiğim tek şey var. İçtikçe seni bunalıma sokuyor. Bundan önceki blog yorumlarından yazmıştım ben hayatımın en zor anında sigarayı bıraktım.
Sakın dumansız hava sahama girmeyin….:) Herkese sağlıklı günler dileğimle…
YORUMLAR
Acemi dudaklılardan biri olarak, en azından dışarıda insanları rahatsız etmeyecek şekilde kullanmamaya dikkat ederim o mereti.
Sadece sigara mı insanların sağlığını olumsuz etkileyebilecek olan. Parfüm kokusu da çok önemlidir mesela, dikkat edilmesi gerekir. Astım, kanser ve diğer hastalıklara sahip olan insanlar için bencillikten kaçınmak gerekir diye düşünenlerdenim. Bitkisel kokular var en azından, kimyasaldan uzak. Bunlar tercih edilebilir hem kendi sağlığımız hem de yanımızdan geçip giden olumsuz etkilenebilecek olan insanların sağlığı için. Hem insan sağlığı için, hem doğa ve yaşamın sağlıklı devamlılığı için.
Sağlıklı günler size. Hoşçakalın.
Teşekkür Ataya; Hasta yakınları arasında müthiş bağlar kuruluyor herkes başlı başına doktor zaten buda hoş bir dostluk kurmaya vesile olabiliyor.:)) Çocuk; dünya onlarla güzel, yaşam onlarla tatlı her şeyi ama her şeyi onların gözüyle bakıyorsun. Ne yazık ki bazıları çok sorumsuz davranabiliyor.
Teşekkür Özdür; sende artık acemilikten kurtulmaya bak.:)
"Acemi dudaklılardan biri olarak, en azından dışarıda insanları rahatsız etmeyecek şekilde KULLANMAYA dikkat ederim o mereti" olacak doğrusu. Hem acemi dudaklıyım, hem de acemi ! :)
Geçmiş olsun diyorum öncelikle... Yemin ederim eksikliğini hissetmiş , neden blogta yok diye
aklımdan geçirmiştim ki karşımızdasın şu anda...
Ben de bir sağlık personeliyim ve yazdıklarını bire bir yaşıyorum. Asıl isyanım; doktorlarımıza
ve öteki sağlık çalışanlarımıza.... Davranışlarıyla hastalara örnek olacaklarına, tam tersi
gömleklerinin cebinde sigara paketi '' sigara içmeyeceksin ........hanım( bey) '' diye
telkinde bulunuyorlar güya;hastalıklarına çare aramaya gelenlere..
Bana göre zayıf insanlar teselliyi sigarada ve içkide ararlar. Ben sigara müptelası olanlara
hep şunu tavsiye etmişimdir..'' Aklınıza sigaramı düştü, hemen sarılmayın
paketinize..Ertelemeye çalışın. Bugün 1 paket içersiniz , bir süre sonra bu 15 adete
düşer. 10 a , 5 e ve 1 e.....Bir bakmışsınız aramıyorsunuz artık o mereti. Önemli olan o anki
açlığı bastırıp erteleyebilmek...ERTELEYEBİLDİNİZSE BAŞARIYI YARI YARIYA
YAKALADINIZ DEMEKTİR. Dumansız bir dünya dileklerimle...
SİGARA İÇENLERE ACIYORUM ; ÇÜNKÜ ONLARIN ÇOK AZ ZAMANI KALDI....( NE GÜZEL
NE ANLAMLI BİR SÖZ DEĞİLMİ?)