<<HOŞ GELDİN>>
21 Aralık 2012, 03.23 A- A+
Vakit gecenin bi yarısı. İçiniz de sıkışıp kalmış adı bilinmez bir keder dolaşıyordur. Bilmem kaç kez pencereye gidip, başınızı ayazdan buhar tutmuş cama yaslarsınız. Dışarının soğuğunu kalbinizde hissedersiniz de bu yalnızlık sıcak bir nefes olup süzülür dudaklarınızdan Cam da ki buğu açılır açılmasınada sizin kalbiniz daha da yalnızlaşarak kendine kapanır. Ah bir can dost olsa, döksem içimi diye geçirirsiniz aklınızdan.. Saate takılır gözünüz Gecenin bir yarısı kimseyi aramaya kıyamazsınız. Neşelenmek için geç, dertleşmek için geç, çığlık çığlığa iki kişi olup susmak için geçtir... Evinizin penceresinden usul usul yağan kar taneleriyle bakışırsınız buruk bir hüzünle kuşanırsınız. Çünkü zaafları olan bir insansınız. Ah aniden geceyi bir ses yırtar. Saati tedirgin eden, kalbe endişe düşüren bir sestir çınlayan odanızda. O da ne, telefonunuz can havliyle çalıyordur. Ahizeyi kulağınıza dile gelmemiş bir endişe ile "alo" dersiniz. Korku süzülüyordur sesinizden. Karşıdan bir ses duyarsınız şefkatin hayat gibi taze yeşiline, merhametin gök gibi engin mavisine, tebessümün bahar gibi pembesine, samimiyetin toprak gibi kahverengisine, bir ses duyarsınız."İyi misin? Aklıma düştün de" der. Dümdüz sahici kapris yapmadan nazlanmadan bir çırpıda "Pek iyi değilim! Aklına düştüğüm gibi yanıma da düşer misin? dersiniz. Rengarenk bir tebessüm hissedersiniz. Sonra sesi gelir can dostunuzun billurdan bir damla gibi... Yakındır, geceye rağmen, soğuğa rağmen epey bir kilometre uzağınızda olmasına rağmen, "Tabii! Çayı hazırla, demlensin ben gelinceye kadar." der Gece şafağa uyanır, içinizdeki yalnızlık sessizce tatlı bir telaş tüm bedeninize yayılır... Hayat tazelenir, umut yeşerir Çay hazrlamalısınızdır, ah yanında biraz kurabiye, dolapta ne varsa işte... İnce belli bardaklar hazırlanır, pencerenin perdeleri açılır, kar manzarasını bir can dostla seyretmenin hiç bir filme benzemeyecek kadar güzel olacağı geçer aklınızdan. Teşekkür tefekkür vefa, sefa, huzur içinizdeki yalnızlığın yerini almıştır. Çayın demi de tavını... Mis gibi bir koku yayılır mutfağınızdan odanıza ve kulağınız kapıdadır. Bir kaç satırla not alırsınız hissettiklerinizi kayda geçme telaşıyla... Böyle bir armağanın yitip gitmesinden korkup kelimelerle sabitlemeye koyulursunuz. Güzeldir bir gece vakti canınıza dost olanı beklemek... Kendin olmak, kendinden olanı bulmak güzeldir. Ve bahçe kapısı gıcırtı ile açılır, bir kaç saniye sonra kapı çalacaktır... Kalbinize ve yüzünüze bir tebessüm yayılır. Sahicisinden bir "Hoşgeldin" hazırlarsınız gönülden seslenişle... MERHABA HOŞGELDİN...
YORUMLAR
ama çok şanslısın ki; sen arayamadın ama dostun arayıp bir sıkıntınmı var diyerek gerçekten kalbin kalbe karşı olduğunu ve can dostun olduğunu gösterdi ..
bu çok güzel ve hepimizin yaşamak istediği bir dostluk ... sevgiyle kal...
Ah bir can dost olsa...