Her birimiz farklıyız, en kötümüzün bile içinde bir yerlerde saklanmış da olsa bir kaç tutam güzel duygusu vardır.  Herkes bilir bu duygular yumuşak karnıdır taşıyanın. En büyük korkusu açtığında içindekileri, yaralanmaktır.  Eğer yaralanırsa, iyileşmesi için çok uzun zaman geçmesi gerektiğini bilir. Bir kere tecrübe eden, yoğurdu üflemeyi bırakın dondurarak yer.

    Bir gün gelir açarsın yüreğinin kapılarını sonuna kadar. Değecek birini bulduğunu düşündüğünde. Çırılçıplak kalırsın karşısında, ne varsa gönlünde sakladığın, sere serpe ortadır.  Elini uzatsa içine dokunur.  Titrersin gördüğünde, hızlanır kalp atışların, ciğerlerin nefes almayı unutur. Dudaklarındaki kelimeler kurur, dökülemezler. Bakışında muhteşem bir ışıltı vardır. Ayırmak istemezsin bir an bile gözlerini gözlerinden.  Sana bir başka bakar, onlar. İlk dokunuşunda zaman durur sanki. Akılda ne varsa, hiç olur.  Özlersin her an, her saniye. Göreceğin zamana göre uyarlarsın gündelik hayatını.  Sözün özü seversin tüm benliğinle.

   Sonra farklılaşır yavaş, yavaş. Bir zamanlar, bu duygu için yanıp tutuştuğunu,  unutursun. Seni çarpan, o ilk halini değiştirme çabasına girersin. Oysa sana geldiği gibi sevmişsindir. Egon ön saftadır artık. Benimse;  benim istediğim kalıplarda olmak zorunda dersin. Bu hırsların gölgesinde usulca sevginin solduğunu göremezsin.  Tadına vara, vara yaşamak yerine, değmeyecek ayrıntılarda boğarsın saf olanı. Gün gelip ardına baktığında tüketmişsindir artık elindekini. Kurutmuşsundur; bir zamanlar dokunmaya dahi kıyamadığın, çiçeğini.

   Sorarım kendime; el, ele önümden geçen bir çift gördüğümde.  Acaba ne kadarını yaşayacaklar yakaladıkları bu güzelliğin. Ne kadarını sindirecekler doya, doya içlerine.  Unutacaklar mı kendileri oldukları için birbirlerine verdikleri yüreklerini.  Genelimizin yaptığı gibi tüketecekler mi çabucak hırslarıyla. Ama bilinmez ne olur, nasıl yaşanır ve nasıl sonlanır.

    Benim dileğimse; nadir bulunan bu güzelliği yakalayabilenlerin, kıymetini bilerek son damlasına kadar yaşamaları, egolarına kulaklarını tıkayarak.