__ Sevmediğim Bir Cümle __
02 Ocak 2013, 18.39 A- A+
‘’ Eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağar ‘’ bu cümle hayatım boyunca çok sık olmasa da defalarca çıktı karşıma, yani kulaklarım bu cümleye oldukça aşina; benim bu cümleden anladığım şu, eski şeyler ilgi çekmez, eski insanda ilgi uyandırmaz, kimse eskiye özlem duymaz.
Peki, ama bu sonuca göre sizcede çok haksızlık ediyoruz eskiye, geçmişe, anılara ve tarihe eskileri bu denli göz ardı eden bu cümleyi kendi adıma çok sevmiyorum. Yıllanmış şaraplar, antika arabalar, tarihi eserler ya da müzeler hala madden fazlasıyla revaçta; insanlar tarih boyunca hatta günümüzde bile bu eski ve değerli şeyler için sayısız kez hırsızlık, kaçakçılık, yalancılık ve buna benzer bir sürü suça yönlenmiş veya yönlendirilmiştir. Bu bakış açısı doğrultusunda imitasyonculuk diye bir sektör doğmuş ve oldukça gelişmiştir; günümüzde herkesin sahip olduğu her hangi imitasyon bir nesne mutlaka vardır.
Ha bu arada unutmadan eski insanlar, eski bayramlar, eski dostluklar, eski sevdalarda manen oldukça revaçta annem, babam, teyzem, dayım hala iç çekerler bu konuda ve birlikte saymaya kalksak bu liste 200_300 madde olur aslında. Hepimizin içinde eskiye dönük bir özlem vardır kimimiz çocukluğunu özler, kimimiz gençliğini, kimimiz eski evini; aranızda ilkokul dönemini, lise yıllarını, üniversite anılarını özlemeyen biri var mı? Ne yalan söyleyeyim ben hepsini özlüyorum en çokta çocukluğumu bilyelerimi, topumu, harçlığımı…
Dediğim gibi ben bu cümleyi sevmedim sevmiyorum ve sevmeyeceğim; onunda beni sevdiğini sanmıyorum zaten bu kadar laftan sonra yolda görse selam vermez : ))
Dostlar selamını esirgemesin bana yeter; buradan tüm dostlara, dostluklara ve dostluğun değerini bilenlere selam olsun. Biz bir daha görüşünceye ya da ben sizin kafanızı bir daha şişirinceye kadar herkes kendisine cici davransın Lütfen : )))
NarsisT
YORUMLAR
Geçmişi özlememek mümkün mü? Böyle değildi hayatımız... Herkes bir birini tanırdı. Yer sofrasında yerdik yemeğimizi...Diz kapaklarımız ya da dirseklerimiz bir elma ya da erik için yara bere içerisinde kalırdı... Rengi solmuş sedirlerimiz ve yer minderlerimiz vardı. Sokaklar çocuk cıvıltılarıyla dolardı... Akşamları ninelerimiz bizlere soba sıcağında masallar anlatırdı... UZanırdık dizlerine, saçlarımızı okşarlardı...
En son ne zaman saçınızı okşayan birisi oldu? Ve en son ne zaman kalbinize ve içinize doğduğunda geçmişe özlem duymadınız?
Ben de sevmiyorum o malum cümleyi... Akıcı anlatımınız ve konu seçminiz sebiyle tebrik ederim..