Bir beyaz lerze: kar…
09 Ocak 2013, 09.25 A- A+
Türkiye kar altında… Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine, Türkiye’m bembeyaz şalını örtündü. Taze gelinin, yepyeni bir hayata adım atışının verdiği ürperişe benzer ürperişlerle… Belki de, taze ölünün bir an önce mezarına götürülmeyi isteyişinin ürkekliğiyle, kefenine sarındı…
“Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş,
Eşini gaib eyleyen bir kuş gibi kar.
Geçen eyyâm-ı nevbaharı arar”.
Kimi zaman özlemdir kar; sevgiliyle geçirilen, baharla özdeş emsalsiz günleri yadettiren… Bir daha yaşanmayacak, yaşansa dahi, benzeri olmaksızın kendine özgü güzellik ve lezzette kalmaya mahkum günleri tümden örten… Geride bıraktıran…
“İncecikten bir kar yağar,
Tozar Elif Elif diye”.
Kimi zaman özlenen inceliklerin, zerafetlerin hatırlatıcısıdır kar... Mecnun gibi, her nesnede ve her sözde sevgiliyi görmektir. Cismiyle bizzat sevgilinin yanında olunmasa da, ondan uzakta dahi, onunla birlikte olmayı başarabilmektir.
Kimi zaman mucizenin adıdır kar; her zerresi ayrı bir sanat harikası olan billur kristallerin raksetmesidir.
Bazen saygının ta kendisidir kar; milyarlarcası birbirine değmeksizin, çelme takmaksızın yol alan billur kristallerdir. Bu özelliğiyle, ikisi bile bir araya geldiğinde anlaşamayan, çokluk olması halinde, birbirlerine çelme takmaya çalışan, birbirlerinin altını oymaya çalışan insanoğluna eşsiz bir ibretlik derstir.
Kimi zaman ölümdür kar; yeniden dirilişin kapısı niteliğinde olan… “Bitiş” hissi vermeyen bir ölüm. Yeniden dirilişin bilişinde, ölüm karamsarlığına düçar etmeden, aksine, gelecekteki yenilenmeyi bilmenin sevincinde taze enerji depolatan, renkli bir bekleyişe rahimdir kar…
Bazen beyaz bir sayfadır kar; biten, eskiyen, pörsüyen, çürüyen ilişkileri geride bırakmamızı sağlayan… İçimizde kara delik gibi duran boşlukları kapatmamızı sağlayan bir sağlam beyaz boya... Yepyeni ufuklara yelken açmamızı sağlayan bir rüzgar…
Kimi zaman yorgandır kar; üşüyenlerin, üşümesinin iliklerine işlemesini önleyen…
Kimi zaman mezarımızın üstüne atılan örtüdür; taş katılığında ve buz soğukluğundaki döşeğimizin üstüne atılan topraktır. Sarıkamış’ta kalan kınalı kuzulara olduğu gibi…
Bazen şifadır kar; tüm yıl boyunca her türlü mikroba kucak açan toprağı temizleyen, arındıran…
Ve her zaman hayat kaynağıdır kar; toprağın altına nazlı nazlı süzülen, biriken ve uygun zamanını-yerini bulduğunda yeryüzüne su olarak çıkıp, hayatı besleyen…
YORUMLAR
evlerimizin önüne veya müsait bi yere içine bi kaç damla yağ damlatılmış su ve yemek bırakmayı ihmal etmeyelim lütfen. hayvan dostlarımıza ölüm olmasın kar.
yağar,
Tozar Elif Elif diye”
bu kısmaa mest oldum dogrusu :)) yine döktürmüşsümn arkadaşım,emegine yüregine sağlık
Issız Adam filminden çıkışta, hani sinemaya gündüz girersiniz de çıkışınız geceye denk gelir ya, allak bullak olursunuz ve hala filmin etkisindesinizdir. En az filmin kendisi kadar, hatta daha fazla etkilendiğim şiirdi bu;
............. (uzun bir şiir olduğu için son kısmını yazıyorum, blogu işgal etmesin)
Sana söylemiştim cesur ol ve hisset diye…
Sen yenilmişliği seçtin…
Değer bulduklarını özlemen….Hala bu duyguyu hissedebilmen
adına…
İyi bak kendine... Aynadaki insana….Sana nasıl seslendigine…
Karda donmak üzeresin , uyumak tatlı geliyor…Ama öldügünün
farkında degilsin…
Karda donmak üzeresin , uyumak tatlı geliyor…Ama öldügünün
farkında degilsin…
(Anıl Fatih Göçer'in bir şiridir)
Sevgiler...
O TERTEMİZLİKTA DÜNYA YA GELEN AMA DAHA SONRA YİTİP GİDENLER GİBİ....
TŞKLER GRİ.....
Geçmiş zamanda okuduğum bir kitabı anımsattı yazınız bana.
Kar O Gece Kan Rengiydi ve Kadınlar Yapayalnızdı. Kimisi için Kan rengidir yağan kar. Çıplaklık. Üşüdüğünü hissedemeden alevler içinde, yolu-izi bilmeden, gözleri kapalı kaçıştır. Kimden ve neden kaçtığını bilmeden kaçış..
Gökyüzüne bakmayı çok severim kar yağarken. Ayrı bir özelliği var gibi gelir bana. Doğanın en harika bileşimlerinden bir tanesi diye düşünürüm. Bazen yüzümü gökyüzüne kaldırır neler hissedeceğimi beklerim. Her defasında meraklı bir bekleyiştir. Çok değişken duygularla selamlarım düşen Kar’ı. Bu paylaşım o anlarımı anlatmış. Öylesine farklı, öylesine çeşitli, öylesine yaşam dolu, belki de hüsrana boğucu. Her anlamı taşır, ama hangisinde kendin varsındır bilinmez.
Güzel paylaşımdı, kutlarım.