gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

İhanetin soğuk yüzü…

16 Ocak 2013, 09.52
A- A+
 Çoğumuz ihaneti, sevgiliyi, eşi aldatma olarak biliriz. Güdükleşen düşünce dünyamız, iğdiş edilen dilimiz bize bunu dayatır. Oysa ihanet bundan ibaret değil, eylemsel ve düşünsel boyutu daha fazla olan bir kavramdır.

İhanet, kısaca; savunulan düşünceye, ideale sırt çevirme; sevgide sadakatsizlik veya güveni zedelemedir. Bununla birlikte, “düşünceye ihanet” konumuz dışı, bu blogun ruhuna da çok uygun değil.

 

İhanet bazen; hiçbir zaman yazılmaması gereken bir hikayenin adıdır. Yazılmaması gerektiği halde başlanan, ortasında çorbaya dönen, sonunda ise bulamaç haline gelen bir hikaye…

 

İhanet kimi zaman, bir zamanlar sevginin mabedi sayılan kişiden uzaklaşmanın adıdır. Seveni gözyaşlarıyla yıkanır halde bırakmanın merhametsizliğinde...

 

Hayata nefes üfleyen güneşin ölgünleşmesinin adıdır bazen ihanet… O nefesi harlayan sevgilinin elinin perdelemesiyle üstelik.

 

Bazen, baharı kışa çeviren ani iklim değişikliklerinin adıdır ihanet… Her biri ölüm soğukluğu hissini veren kar tanelerinin, bedeni saran tene değil, kalbin cidarlarına yağdığı, kan donduran üşümelerin insanı sarmaladığı kışın…

 

İhanet bazen, yepyeni bir ufka yelken açmaktır, yeni hayatları ve yeni insanları kucaklayarak… Ama ardında, zifirleşen duygular  ve acımasızca boğazlanmış umutlar bıraktıran…

 

İhanet kimi zaman, en çok, hatta bazen tek güvenilen el tarafından kör kuyuya atılmanın adıdır. Kör kuyunun kör karanlığı ile yürekte yeşertilen pembe hayallerin yerini alan bulanık düşüncelerin yaren olmasıdır…

 

İhanet, bazen de, berrak mehtaba birlikte bakarak hülyalara kanat açan iki çift gözün, bir çift göz haline gelmesinin adıdır. Kalan bir çift gözün, gökyüzünde kayan yıldızdan başka birşeyi görememesidir.

 

Kimi zaman ihanet, camda oluşan buğuya hevesle çizilen kalbe dokunan soğuk elin adıdır. Camda ebediyyen kalacağı sanılan o kalbin, duyulmamış melodiler üreten atışlarını durduran…

 

Bazen ihanet, yaşanılan özel ve emsalsiz duyguların şahlanışında ritmini hızlandıran kalbe, hoyratça çöp dürtmektir. Sonucunda, hayata bakışı anlamsızlaştıran kalbi ölüme selam vereceğinin bilişinde…

 

Ve ihanet çoğu zaman, henüz bedensel ölümü yaşamadan, ruhen ölmek, ölmeden beyaz kefene bürünmektir.

 

İşaretçileri de vardır ihanetin…  Bazen umursamazlıktır, bazen aymazlık. Bazen sevgide eksilmedir, bazen dikkat çekici derecede abartma…  Bazen sudan bahanelerle uzaklaşmaktır, bazen sırt çevirme… Bazen durgunlaşmakdır, bazen gereğinden fazla sertleşmek, asabileşmek… Bazen ceset sessizliğine bürünmektir, bazen gevezeleşmek… Bazen tahammülsüzleşmektir, bazen dinginleşmek… Bazen bunaltıp boğmaktır sevgiliyi, bazen kuşlar gibi özgür bırakmak… Bazen daha önce görülmeyen heyecan halidir, bazen yeni ilgi alanları… Kimi zaman “yersiz” savunmadır, kimi zaman “gereksiz” saldırı…

 

İhanet, zemheri soğuğu bir yüze sahiptir. Kaçınız bu yüzle yüzleşip, iliklerinize kadar üşüdünüz sahi?

YORUMLAR

16 Ocak 2013, 10.41

Sayın GRİ;  öncelikle yüreğinize,bunları yazan ellerinize sağlık diyorum.Muazzam bir yazı olmuş neden muazzam,çünkü ihaneti tek noktaya bağlarız genelde, ihaneti öylesine güzel ifade etmişsiniz ki.Size tüm kalbimle katılıyorum.Bende öyle bir zamanda öyle bir şekilde ihanete uğradım ki sevdiğim dediğim kişi başında taç  ettiği biranda öyle bir fırlatıp attı ki benii ve öylesine acımasızca dönüp gitt iki....Savruldum,tuz buz oldum ,toparlanamadım.Bu imkansız oldu,gülmem imkansız,ağlamam imkansız,gezmem imkansız,yürüyüşlerim imkansız.Onun kendince bahaneler bulduğuna eminim ama öyle değil işte.İhanetin soğuk yüzüyle yüzleşip iliklerine kadar üşümüş müdür acaba? Size çok teşekkür ediyorum.

16 Ocak 2013, 11.41
Hain bile diyemezsin çok sevdiğin birinin ihanetini yaşadığında..
Dersen kendine ihanet gibi gelir, sevdiğinden...
Sadece kapatırsın kapını , kendin bile girmezsin içerideki SEN'e... 
AtayaG.
16 Ocak 2013, 12.13
Yine harika bir paylaşım yüreğinize sağlık. Aslında çokta önemli değil kaç kez ihanetle yüz yüze geldiğin, önemli olan kaç ihanetten sonra tekrar doğrulabildiğin....
16 Ocak 2013, 13.34
Ataya'nın yorumuna BEĞEN butonu istiyorum ...
16 Ocak 2013, 14.55

 Sinsi düsüncelerimizin asaletli ve belkide en kuvvetli olani..Kendimize bile itiraf etmekten cekindigimiz ..Yüzlesemedigimiz hatta yüzüne bakamadigimiz korkularimiz..

 Ihanetin cirkinligini igrenerek ,tiksinerek anlatirken aslinda susturmaya calistigimiz ve kendimizden bile örtpas ederek sakladigimiz aldatma icgüdümüz...Kendimizce hep bir hakli nedenimiz vardir nasilsa..Ortaya bile ciksa nasilsa yine biz hakliyizdir ...

  Aldatildigimizda dünyanin en mahsun en masum en hak etmeyen mazlum..Aldattigimizda ise ama ,cünkü,yinede ,fakat diye baslayip ardina dizecek cümleleri coktannn hazirlayan ..(Adini siz koyun) ...

  Gri arkadasim , harukuladesin ..

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın