DANTELLİ HAVLU VE ARABAYLA ALDATMAK..
17 Ocak 2013, 17.21 A- A+Adam eşini aldatır…
Kadın sorar : “ Niye Kemalettin, niye beni aldattın? Yemedim yedirdim, içmedim içirdim. Sen ve yuvam için saçımı süpürge ettim. Allahtan reva mı Kemalettin? “
………………………………………………….
Her kadının kutsalları vardır. Çocukları, yuvası, eşi…. Ve çeyiz sandığı… O çeyiz sandığı içerisindeki dantelli havlusu… Etrafı dantelle sarılmış olan bu havlu yıllarca kalır sandıkta… Çok istisnai durumlar hariç hiç çıkarılmaz… Sadece eve sık gelmeyen bir misafir geldiğinde çıkarılır. Ve ev halkı o havluya yalnızca bu durumda elini, yüzünü silebilme bahtiyarlığına erişebilir. Misafir gider… Havlu banyoda asılı unutulur… Ve Kemalettin çok büyük bir stratejik hata yaparak havluyu kullanır…
“ Kemalettinnnnnn! Sen ne ettinnn? Misafir havlusunu kullanmışsın. Kaç defa misafirler için o havlu dedim. Bir daha o havluyu kullanma Kemalettin, yoksa çok fena olur. “
Kemalettin bir yaz günü işten gelir. Kan ter içerisindedir. Tek derdi ılık bir duş yapabilmektir. Ve Kemalettin çok büyük bir stratejik hata yaparak banyoya girer.
“ Kemalettin sakın yerleri ıslatma, yeni temizledim banyoyu. Üzerindekileri de sağda solda bırakma… Kirli sepetine at. Kullandığın şampuanı falan da işin bitince yerine koy. Haaa! Geçen gün sakal traşı olduktan sonra jileti de lavaboda unutmuşsun. Bir daha unutma…“ Ve Kemalettin duş almaktan vazgeçer…
Sonra dinlenebilmek için oturma odasına geçer. Televizyonu açar. Koltuğa oturur. Ayaklarını sehpaya uzatırken kadın içeri girer.
“ Kemalettinnnn! Hiç oraya ayak uzatılır mı? Baksana örtüsüne… Kaç defa söyledim kırışıyor diye…. “
Dinlenmekten vazgeçen Kemalettin içinden “ Şu bozuk ampulü değiştireyim bari… Şimdi o yüzden de laf yemeyeyim “ diye geçirir. Takım sandığını alır. İçerisinden yeni ampulü çıkarır. Sandalyeye çıkar. Tam bozuk ampulü değiştirmek üzere iken kadın içeri girer….
“ Kemalettinnnn! Ya halıları yeni temizledim yaaaa! Ne işi var altı pis takım sandığının halılarımın üzerinde? “
Sandalyeden iner Kemalettin. Canı çok sıkılmıştır. Hatta birazcık sinirlenmiştir. İçinden sigara geçmek geçmektedir. Göğüs cebinden sigara paketini çıkarırken kadın görür…
“ Aklından bile geçirme Kemalettin. Duvarları ve perdeleri yeni yıkadım. Sigara dumanı ile kirletme perdelerimi. Çık balkonda zıkkımlan sigaranı Kemalettin, sıkma canımı…. “
Kemalettin başı önde balkona çıkar. Çıkarken de balkon sigara külü olup laf yiyeceği çekincesiyle mutfaktan bir küllük alır. Tam balkona çıkacakken kadın elinde küllük Kemalettini görür…
“ Ya başka küllük yok mu Kemalettin! Elindeki misafir küllüğü, öğrenemedin gitti… “
Kemalettin başka küllük alır ve balkona çıkar. 8. kattan aşağıya bakar. İçi kararmıştır. Aklından kötü şeyler geçmektedir. Sonra gökyüzüne bakar. “ Allahım ya sabır, ya sabır…” der.
Dip Not 1: Biliyorum hiç kolay değil! Sabahtan akşama kadar evde temizlik, çamaşır, bulaşık… Kemalettin de dikkatli olmak zorunda ama… Amaaaaa! Yapmayın temizlik, yapacaksanız da Kemalettine zehir etmeyin hayatı… Birileri o yaptığınız temizliği maf edecek… Bırakın Kemalettin maf etsin :) Adama evde her şey yasak… Sonra Kemalettin bir başka kadınla aldatınca suçlu! Yok öyle yağma… Kemalettin de aldatıldı… Hem de halıyla, dantelli havluyla, banyoyla, külekle aldatıldı:)
…………………………………..
Kadın kocasını aldatır…
Adam sorar : “ Neden Mücella, neden aldattın beni? Yemedim yedirdim, içmedim içirdim. Sen ve yuvam için eşek gibi sabahtan akşama kadar çalıştım. Allahtan reva mı Mücella? “
Her er kişinin kutsalları vardır. Çocukları, yuvası, eşi… Ve arabası…O arabanın koltukları, direksiyonu, kısacası iç ve dış dizaynı…
Kemalettin arabası satmak niyetindedir. Modeli düşmüştür ve artık sık sık arıza vermektedir. İlk müşteri gelir.
“ Güzel görünüyor araba! Boyası var mı acaba? “ diye sorar.
Kemalettin “ Sağ ön kapı yok! O da Mücellanın marifeti. “ Adam sorar : “ Mücella da kim? “
“ Eşim” der Kemalettin…. Adam “ Boya yemiş araba almam ben” der ve gider…
Kemalettin, Mücellanın otoparktan çıkarken sağ kapıyı çizdiği günü bir kez daha hatırlar. O günden sonra bir daha arabayı vermemiştir Mücellaya. Gerçi Mücella sık sık arabayı alırken kolundaki bilezikleri bozdurduğunu ve onun da arabada hakkı olduğunu yüzüne vurmuştur ama vermemiştir arabasını!!!
Ve o gün arabasını satar Kemalettin. Arabayı sattığı adama :
- Aman yağını suyunu eksik etme. Sık sık kontrol et emi?
- Ben onu her Pazar yıkardım. Sen de yıka emi?
- Senelik bakımlarını zamanında yaptır. Özellikle her 10.000 km de tüp ayarı yaptır. Motoru zarar görmesin…..
Pazardan ayrılırken ( ya da noter mi deseydim ) son bir kez daha dönüp bakar arabasına Kemalettin… ( hadi az abartalım, Mücella da biraz abarttık sanki ) Döner, farlarını okşar arabasının. Üst tavanına son bir ayrılık busesi koyar. Gözleri yaşlı evine doğru yol alır…
Dip Not 2 : Kemalettinnnnn! Sen o arabaya böyle davranıyorsun da evde eşine bu ilginin neden onda birini hiç göstermedin. Arabanın yağını, suyunu düşünüyorsun da Mücellanın ruhunu okşamayı neden hiç düşünmedin. Ya evladın ! Her Pazar abayı yıkadın da oğlunu hiç banyoda yıkadın mı? Onunla şakalaştın mı? Kızma Mücellaya Kemalettin…. Sen eşini arabanla aldattın yıllarca….
………………………..
EN SON ÖNEMLİ NOT: Gözlemlerimi şaka yollu aktardım. Birçok evde dantelli havlu veya araba muhabbeti olmuştur, oluyordur ve olacaktır. Elbette bu sudan sebeplerle eşini aldatma düşünülemez. Bu paylaşımdaki amacım insanların eşyalarına bir birlerinden daha çok değer verdiğini düşünmemdir. Benim acizane sizlere söyleyeceğim şudur…. “ Bir malı aldınız mı dibine kadar kullanın! Bırakın kullanırken zarar görsün, kırılsın, eskisin bilmem ne.. Çünkü o alınan mal ne olursa olsun siz ve sevdikleriniz ondan daha değerlisiniz. “
İş bu blogda bahsi geçen kişililerin gerçek kişi ve kuruluşlarla bir alakası yoktur. Tamamen uydurmadır...
Saygı ve Sevgilerimle…
YORUMLAR
''İş bu blogda bahsi geçen kişililerin gerçek kişi ve kuruluşlarla bir alakası yoktur. Tamamen uydurmadır....'' tamamen uydurma olduğuna emin misin:)
Offf! Ne çok yazım yanlışı yapmışım. Kontrol etmeden onaya gönderdiğim için özür dilerim tüm samimeyetimle....
Tamamen uydurma değil felsefe. Babam anamı, anam babamı yıllarca dantelli havlu ve arabayla aldattı:)
Gülümsediğiniz için mutlu oldum bu arada. Amaç buydu zaten
Nedense bu tür yazılar çok hoşuma gidiyor :)
Her ne kadar böyle olmamaya çalışsakta ( kendimizi böyle görmesekte), sanırım her insanın içinde biraz bu düşünceler mevcut. Onun için tamamen uydurma bir yazı olmamış :)
Ellerine, emeğinize sağlık, tebrik ederim :)
Felsefespri ben de emin değilim:) Hemen hemen her ailede oluyor bunlar. Misafir odamıza ancak misafir gelince teşrif edebiliyoruz mesela:( Misafir gelir, annem onlarla sohbet ederken yan göz ucuylada bizi dikizler:D Efendim nasıl oturyoruz nasıl kalkıyoruz, tabakları bardakları sehpadan alırken, koyarken nasılız, Sehpa ve koltuklara sert mi yumuşak mı davranıyoruz falan filan işte:)) Heee bide oldu ki yanlışlıkla! babam misafir için ayırdığı tabaklardan birini kullansın (zaten biz tırstığımız için kullanamıyoruz) öyle bir bakışı vardır ki; düşman gibi mi neee öyle işte:D
Babamın da kıymetlisi arabası ve kitapları. Arabanın kapısını hafifçe sert vursak hemen babamla gözgöze geliriz. Niye anneme bakmayız da babama bakarız.? Bak buna takıldım şimdi:)) Yavrum azcık kibar olun der ve hemen koltuğundan kalkıp arabanın kapısına bakar:) Üşenmiyorda ya..
Bunlar benimm. Sizi kimseyle paylaşmam ama bunları sizinle de paylaşmam, demek istiyorlar heralde. Herkesin olan bu dünya da, herkesin ayrı ayrı dünyası oluyor yine de..Onların dünyalarına izinsiz giremiyorsunuz. Evlatları da olsanız, karısı-kocası da olsanız olmuyor demek ki.
Hepimizin yaşadığı ama farkedemediği pek çok şeyi bir çırpıda anlatıvermişsin. Sanki sözlerin bitmemiş gibi:) Ben de sayende çok eğlendim bu yazıyla. Teşekkür ve tebrik ederim
Ahhh! ben de sandım ki sadece bizde yaşanıyor bunlar...Okurken gözlerimden yaş geldi..Bir ara nasıl güldüysem kendi sesimden korktum:))) Benim annem de babamdan herşeyi esirger. Ama babam da öyledir. Özel eşyalarına dokunsa annem; yaaa hanımmm sende hiç Allah korkusu yok mu, ne elliyon benim eşyalarıma diye bağırınır..Valla öyle su geçirmez alanları var ki; kimse kimsenin mahremiyetine girmiyor;))) Aldatsınlarda böyle aldatsınlar bence...Sahi niye kemalettin ve mücella..Aklınıza ilk gelen isimler desek, değildir. Çünkü ilk akla ahmet, mehmet, ayşe, fatma gelir değilmi:))) Uzun zamandır bu kadar gülmemiştim..Ellerinize sağlık..
Bir kez de annemin yıllarca kullanmadığı çeyizlerini eve giren hırsız çaldı. Annem çok ağlamıştı , ağladığı için çok üzülüyordum ama mantıklı bakınca zaten kullanılmıyordu ha var ha yok demiştim.
otomobil olayına gelincede .. erkekler daha 2 yaşına bile gelmeden oyuncak araba ile tanışıyorlar ve daha ehliyet almadan babalarının otosunu kaçırırlar %99 erkekde yaşı 18 olur olmaz ehliyet alır ..! bu ne demek otomobiller biz erkekler içinnnn her şeyden önemli kıymetli...! elbette eşlerimiz çocuklarımız daha kıymetli ama otomobillerde genel anlamda erkekler için vaz geçilmezlerdendir..
sevgilerle...
Eyvah, eyvah ,eyvah...Iste nerdeyse her evde yasanan gercekler .. Birgün birinin cikip bunlari ortaya cikaracagini bekliyordum :)))
Hanimlar ..Eslerimizi ve cocuklarimizi evden uzaklastirmak ve evdeki huzurlarini bozmak istemiyorsak..Kapidan iceri girdiklerinde "Oh be ... Evime geldim en sonunda " demenin rahaligini görmek istiyorsak en degerlilerimizin yüzlerinde..Misafirlere gösterdigimiz anlayisin ,özenin birazini göstersek yeter diye düsünüyorum ..Bizler icin tabiiki zor,hele ki calisanlarimiz icin ..Ama eminimki biz akilli hanimlar bu soruna coktannn bir cagre bulmusuzdur bile :))
Harika bir paylasim ...Cok güldüm .. Hatta esime okudum birlikte güldük..Ben okadar esnek bir ev hanimiyim ama demekki benim ev halkim bile bazi seylerden sikayetciymis, buda cikti ortaya ..Klavyenize saglik arkadasim ..Saygilar..
Ufukta, daha nice ismi güzelleri aldatmak var, öyle görünüyor.
Canım istedi diye bu isimleri yazdım bir sakıncası yoktur umarım.
Her şeyden vazgeçen Kemalettin'e üzülmedim değil. Balkona çıkınca, en sonunda kendinden vazgeçecek adamcağız dedim ama neyse ki hazin son yokmuş. :)
Esprili yazın için tebrik ederim, yazım hatalarına rağmen güzeldi.
ben de yazıyı okuyunca acaba esıme bende oyle seyler yapıyormuyum dıye dusundum.gercı rahatımdır bızde herkes ıstedıgını yapmakta serbesttır.nıye boyle yaptınız dıye sorman genelde ama yıne de mısafır havlularım,mısafır salonumuz vardır sadece mısafırlere mahsus.yazıyı okuyunca dedım ev halkına ıstıyorsanız salondada oturabılırsınız dıye ama herkes te alıskanlık kazandıgı ıcın oturma odası daha rahat geldı.kımse salonu tercıh etmedı.ama hemen banyoya mısafır havlularından astım.artık esım benı aldatırsa vay halıne:) dermısım.
bu arada bayagı ımla hatası yaptım.zaten okuldada edebıyatım ıyı degıldı.kusura bakmayın lutfen.cok tesekkurlerrrrrrrrrr turk.bızlerle yazını paylastıgın ıcın.
Önce Kemalettin'i açıklayayım:) Sen ne ETTİN? şeklinde bir ifade kullanınca, kafiyeli olacak şekilde KemalETTİN aklıma geldi. Bu sebeple Kemalettin ismini kullandım. Mücella'ya gelince o birden esti özel bir anlamı yok.Şahsımın ismi Ali, rahmetli anamın ki Hatice, babamın ismi de Ömerdir. Herhangi bir Kemalettin'i veya Mücella'yı rencide ettiysem özür dilerim.
İnsanların yüzlerinde bir tebessüme sebep olabildiysem ne mutlu bana . Tüm yorum yazan arkadaşlara teşekkürler...
Sırası gelmişken... Sevgili Mehmet Ali BİRAND'a Allahtan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun.Amin..
Turk güzel izlenim & güzel yazınız için tebrikler.
İnsanlar unutuyor işte bazen; insanlar sevilmek için yaratıldı, Eşyalar kullanılmak için.
Ama malesef çelişki yaşanıyor; Eşyalar sevilir ve insanlar kullanılır oldu! Sorun orda bence.
Misafire bu kadar önem verilince başka yerlere " misafirliğe" gidiliyor demek ;)
Valla kralı gelse kitaplarıma dokunamaz ilk sıramda onlar vardır, başkalarıyla kaçamak yapıp aldatabilirim onları ara biri kürkçü dükkanı onlardır her daim :)