Merhaba CeZbE ;
Şimdi benim anlayamadığım konu şu dün tarihli bir blog yazarı arkadaşımız sizin yazdığınız yazının hemen hemen nerdeyse aynısını bu blogta yazmış bulunmakta..
Biriniz diyorsunuz ki ;
Gri sadece 1 renktir...
Niçin ve kime saygı gösterilir düşündünüz mü?
Karşılık beklemden gösterilen bir değerdir. Kendiliğinden oluşur. Ya sevgi ya da korkudur saygının asıl kaynağı. Sevgi duyduğunuz için saygı gösteriyorsanız tebrik ederim sizleri.
Ama gördüm ki; çoğu korkudan saygı duyar olmuş. Korkuları geçince saygı duymaya devam edecekler mi düşünülür.
Bana göre doğru olan bir diğerine yanlış olabilir . Benim için yanlış olan başkasına doğru olabilir. Ama aynı anda hem doğru hem yanlış olmaz. Yani ya siyahtır ya beyaz arası yoktur, Gri sadece bir renktir.
Diğeriniz diyor ki ; "Gri" Sadece Bir Renk Değildir..
Şimdi bu durumda hanginize inanmalıyız.
Hanginizin söylediği yada yazdığı yazı gerçek..?
Saygılar...
Ben bu blogu yazmadan önce, üç kere baktım...arkadaşın yazısı yoruma kapalı görünüyordu. Onun üzerine yazdım bu blogu...mecburiyetten yani. Yok eğer yoruma açıksa da ben v2 girişi yaptığım için kapalı olarak görmüşsem ( bazı farklılıklar gösteriyor iki giriş çünkü ) kusura bakmasın kendisi. Burdan devam edebilir cevabı varsa.
İnanmak derseniz Horlayanbalık, bu iki yazının da, siyah ve beyaz anlamında gerçekliği yok bence. Sizin söylediğinizin aksine iki bambaşka fikir var. İkisinden birine hak verirsiniz veya vermezsiniz. Aslolan fikir ayrılığının rengi gridir ve beyaza ulaşmanın olmazsa olmazıdır da aynı zamanda.
İki ayrı fikrin çatışması diyelim biz buna.
Yoruma kapalı olan bir yazıya eklenmek istenen düşüncenin bloga taşma durumu diyelim.
İnanıp inanmamak sizin bilgi birikiminizden doğan düşünme kabiliyetinizle alakalıdır.
"Saygılı biriyseniz eğer", her durumda karşınızdakine saygı duymalısınız gerekli ya da gereksiz denmiş.
Ve yazının sonunda bir gönderme yapılmış; saygı göstermek sadece söylediklerinizden ibaret değil aynı zamanda bu platformda da geçerlidir. Yani fikir yazısına karşılık yoruma kapatmanız demek şu anlama gelir; benim dediğim doğrudur, üstüne laf gerekmez demeye geldiğinden saygı duyulup açık bırakılmalıdır denilmiş.
Bu konuyla alakalı daha önce Cezbe ile sohbetim olmadı, yazıyı benim de sizler gibi şimdi okuma imkanım oldu. Yorum olarak ekleyecek bir şey yok kendi adıma, konu hakkında iyi düşünülerek yazılmış bir yazı ve sadece tebrik etmek için gelmiştim.
Gri, siyah ve beyazın birbirine karışması-kaynaşmasından yeni bir rengin meydana gelmesinin isme büründürülmüş halidir.. Bunu; fikirler, bakış açıları, renkler, sesler, ırklar gibi çeşitlendirmeye devam edebileceğimiz birçok mevzuya-duruma uyarlamak mümkün ama iş negatif bakma kısmına gelince siz griyi 'tarafı belli olmayan, nabza göre şerbet veren, seciye sahibi olmayan' manalarında lanse etmişsiniz oysa gri bir melezdir ve bu şekilde aşağılanma çağrıştırma maksatlı kullanılması beni rahatsız etti. Saygı, sıklıkla dayatılan bir şey buna katılıyorum ama şunu da eklemek istiyorum saygı; verilmeyen, alınabilen bir duygudur ve dayatmalar karşısında (doğru bulmasak da) çoğu kişi saygı hissediyor taklidi yani rol yapmak zorunda kalabiliyor.. Nihayetinde dünyevi çıkarlar (çıkarların isim ve nitelikleri değişir) herkes için mevcuttur ve bu çıkarlar uğruna ne roller sergilenmektedir, bazen acemice (ki acemi oyuncular renk verir ve bu nednle rol yaptıkları farkedilir-aşağılanırlar) bazen de büyük ustalıkla.. Saygılar..
Bu yazı bir tepki yazısı, söyleyeceklerini söyleyememe haline tepki. Ben de aynı tepki duygusunu yaşadım sabah ve sanki uygun lisan bulamama endişesi yaşadım. Dolayısıyla bu yazıya anlatacaklarım, aynı zamanda sevgili İhtar'ın yazısında sorduğu ama cevabını almak istemediği o yazısına da bir çeşit katılımdır.
Öncelikle, blogu yoruma kapamayı saygıyla karşılayabilirim( konu madem saygı) ; bir şey anlatıyor, yorumla o duygunun bozulacağını düşünüyorsa... Ancak, okuyana soru soruyorsa , yoruma kapamayı şöyle buluyorum;
'Benim dediklerim budur, senin ne düşündüğünün de önemi yoktur! Yazma! Oku ama ! 'diyor gibi geliyor bana ve bunu sevmiyorum. Tartışmanın, ayrı düşünmenin nesi kötü ki ? Konu saygıysa eğer, duyulması istenen saygıyı karşı tarafa da hak olarak tanımamız gerekmiyor mu?
İhtar, '' benim için yanlış olan başkasına doğru olabilir'' demiş. Bunu kabul ediyorsa peşine '' bir şey hem doğru hem yanlış olamaz'' demek ne kadar doğru ki? Göreceli durumu ortaya kendi koymuşken... Kime göre? Sana mı, bana mı?
Bazı genel geçer doğruların bile dayatma olduğunu düşünürsek hele...
Sevmekle saygıyı ilişkilendirmek ne kadar eksik bir tarifse korkuyla saygıyı ilişkilendirmek de o kadar yanlıştır. Korkudan saygı göstermek, nasıl yani, deyim yerindeyse tırsmak gibi mi, çaresizlik gibi mi? Anlayamadım bunu.
CeZbe' ye katılıyorum. Saygı , küçük büyük ayırt etmeden kişiye, duruma, fikre, emeğe, hatta yaşamaya çabalayan çiçeğe böceğe, rüzgara direnen tek başına bir ağaca... her şeye duyulabilir. Sevgi bambaşka şeydir zaten.
Bir düşünceye karşı olmak saygısızlık değildir ki bahse konu olsun. Sevmediğimiz şeyleri bazen sırf başkalarını üzmemek adına, onlara duyduğumuz saygı adına yapmıyor muyuz mesela?
Grilerdir bazen hayatı güzelleştiren...
Teşekkürler CeZbe, sağlıklı bir tartışma platformu açtığı için. Dilerim İhtar da anlatabilir düşüncesini bu konuda.
Sevgiler ve saygılar...
AtayaG.
bana göre de kararsızlıktır .hiç bir yere ait olamamaktır .bir renktir. bir bakış açısıdır .göreceliktir .ikililiktir belkide . kendini bulmadır. bazen bir isimdir .bazen umutsuzluk .bazen sıcaklık . bazen sıkıntı . bazen zevk . kimine göre huzurdur belkide . kimine göre bir sis bulutu... daha bir çok şey yazmak mümkündür .kime göre neye göre .................... ...............................ne gece dir ne gündüz alacakaranlık gibi dir gri ......................
yontargiller mi :) kim onlar?
Tmm bişey demedim dövmenize gerek yoktu.
Yorumumun başındada belirtmiştim anlayamadığım için iki yazıyı aynı platforma taşımıştım ve iki yazı arasındaki aynı söylemlerden yola çıkılarak sonuçtaki düşünce farkı hakkında beni bilgilendirmenizi istemiştim.
Özdür 'ün dediği gibi hem bilgisizliğim den hemde kabiliyetsiz olmandan dolayı olsa gerek ki iki fikir çatışmasını bir platforma taşımayı ve sizlerin engin bilgilerinizden faydalanmayı düşünmüştüm..
Lakin a_nomad ve Ataya'nın düşünceleri biraz daha mantıklı geldi.
Oda sanırım anlama kabileyetimin az olmasından dolayı: )
Bir arkadaş tavsiyesi sizlere bir renk seçecek yada sevecekseniz Şeffaf en çok benimsediğiniz renk olsun.
Saygılar..
okudum diyorumki içimiz ayrı konuşuyo dilimiz giri kalbimiz başka atıyo ama anlatışı giri herşeyimizle giri olalım toplumumuz sahte girilerle dolmuşş üzgünümm......
Korktuğunuz şeye duyduğunuz saygı da zaten göstermeliktir ve gerçek değildir.
Buna itiraz ediyorum :)
Neden itiraz ettiğimi ''düşünen insanlar'' bulacaktır.
Bence,
siyahtır, gridir, beyazdır falan çok önemli değil, kişinin önce kendi, içinde barındırdırdığı kahverenginin en berbat tonlarından arınma çabasıdır öncelikli olan.
Başka yerlerde de, buralarda da çok karşılaştım; aleme "Şu şöyle, bu böyle olmalıdır." akılları verirken, "Öyle yap! Böyle yap!" öğütleri çekerken, saygısızlığın, edepsizliğin, saldırganlığın, iddacılığın, basitliğin diplerine vuranlara...
Sözümün özü:
Saygı, beklencek değil, -kişinin kendi tarafından- sağlanacak bir kazanımdır.
Herkese, -sırf karşıdaki incinmesin diye gösterilen- sahtekarlıktan uzak türden saygı kazanacağı davranışlar edinebilmesini dilerim.
Hmmm...ben şimdi özeleştiri yaparak başlayayım. Böyle kısacık fikir yazısı olmaz. Yani elbet olur ama, anlaşılır olması bakımından daha detaylı yazılması gerekirdi...hele hele böyle bi platformda yazılıyorsa. Paragraflar da birbirine geçmiş..hiç güzel görünmüyor :pPp " Yorum yapmaya heveslenip, kursağımda kalınca böyle oldu" deyip kısa yoldan sıyrılmak niyetindeyim :)
Zaten özellikle Ataya kendi fikirleriyle beraber,gayet güzel açmış yazıyı anlaşılır bi şekilde sağolsun. Özdür yine biraz sivrice, biraz acelece yazmış, bi de "gerekli gereksiz herşeye saygı gösterilmeli" dediğimi düşünmüş, yok düşünmemiş de bence yanlış ifade etmiş aceleden :) Horlayanbalık ı da kızdırmış :Ppp Anomad sizin eleştiriniz, diğer arkadaşın yazısına..kendisi de yok piyasada...o yüzden ben teşekkür ediyorum yorumunuz için. Yalnız izninizle en çok Horlayanbalık'a teşekkür etmek istiyorum. Diğer arkadaşın yazısını üşenmeden buraya yazdığı için, yoksa biraz havada kalacaktı benim söylediklerim. Şimdi yaramazlık yapıp desem ki; "şeffaf en kötü ve yalancı renktir, neyin üzerine örterseniz onun rengini alır" olmıcak :)))))) demiyorum :PppppP
Naturally şimdi "düşünen insan" moduna girip (daha önce düşünmüyordum çünkü :)-) bilmece çözmeye çalışayım. ..........................................Evet girdim moda :) Bi sürü örnek verebilirim, saygının oluşmasındaki itkinin korku olamayacağına dair...kolay örnekler. Aklınızda ne var bilmiyorum, ki yazsaydınız tartışırdık, oyun oynuyoruz zaten sitede yeterince oyun var :) En zorunu yani bence en zorunu örnekliyeyim ben...Allah"a duyduğumuz saygı korktuğumuz için midir ? Ben kendi fikrimi yazıyorum bu konuda. Benim Allah inancımın en önemli iki duygusu "hayranlık ve minnettir" bu iki duygu bana hem yaratıcıya hem de inanca saygıyı gerekli kılar. Bana emaneti olan aklım için ona her daim şükrederim...emanete hıyanet etmemeye çalışırım.. Yağmurdan sonraki toprak kokusunu duyunca, içime çekip güzelliğini hissederim, bi damla suyun yeşerttiği çiçeği görüp mucizesine şaşakalıp hayran olurum. Korkar mıyım peki? Evet korkarım da. Ama benim saygımın çıkış noktası asla korku degildir. Sadece korkuyla saygı duyanların ne inancı, ne saygısı kalbi değildir bence...gerçek de değildir üstelik. Onlar aklında ve kalbinde binbir kötü düşünceyle secdeye dururlar. Ama lafa gelince en büyük dindardırlar...yontargillerdendir onlar da budluck :)))))))) bu lafı ben buldum sanıyorum...gerçi benden önce biri mutlaka söylemiştir, ama bi yerden falan okumadım, onun için sahipleniyorum :)
Böyle yani...teşekkür ederim diger katkısı olan arkadaşlara da.
Acele ile karışık kalıpsal düşüncelerimle yazılmış bir yorumdu. Acı biber sürücem parmaklarıma Cezbe :) Horlayan Balık'a bir zeytin dalı uzatsam kabul eder mi ki. Bence kabul eder, o kabiliyet var onda :p
Anomad sizin eleştiriniz, diğer arkadaşın yazısına..kendisi de yok piyasada...demişsiniz.
Günlerden pazar bugün tatil yaptım. Buyrun burdayım şimdi.
Körler sağırlar birbirini ağırlar blog ve yorumlarınızı okudum.
Ben demişim ki: Bana göre doğru olan bir diğerine yanlış olabilir . Benim için yanlış olan başkasına doğru olabilir. Ama aynı anda hem doğru hem yanlış olmaz.
Sanırım altı çizili cümle anlaşılmayan
2+2=4
2+2=5
şimdi yorum yazan arkadaşlar 2 sonuçta doğrumudur?
2 farklı insan için cevap değişebilir. Bir insan için 1 doğru vardır demek istedim.
Ama şunu anladımki kendimi anlatmaya çalışsamda (tanıyan - tanımayan) ; KENDİ ANLADIĞINIZ KADAR OLACAK beni anlamaycaksınız.
Sevmediğim birine saygı göstermek zorunda değilim. Tıpkı sizin beni onu sevmeme gösterdiğiniz saygısızlık gibi.....
Sakin olun İhtar...bu ne hiddet. Son yazdığınız cümleyi hiç anlamadım. Siz neyi sevmişsiniz, neye saygı gösterilmemiş ? Benle beraber yorum yazan herkesi de, birbirini ağırlayan "körler ve sağırlar" olarak nitelemenizi ben es geçiyorum...okuyan okur zaten.
" Pozitif bilimler hayatı açıklamaya yetersizdir" yazmışım bakın yazıda. Bunun üzerine verdiğiniz örnek çok aydınlatıcı olmuş teşekkür ederim :)
Kendi fikrini kendiniz çürütmüşsünüz yazıda...Ataya yazmış açılımını bakın..ben tekrar etmiyorum. Yazdığınız blogcukda şöyle bi durum var; görünmeyeni görünenle açıklamaya kalkmışsınız. İzafi olanı pozitif bilimle açıklayamazsınız. Bu yüzden benzetmeleriniz siyah, beyaz ve gri konusunda yaya kalmış malesef. Düşünsel olarak siyah ve beyazla sınırlarsanız kendinizi griye sırt çevirirseniz, at gözlüğüyle bakmaktan da kurtulamazsınız. Açıkçası sizin blogcuğunuza cevaben yazdığım blogcuğumu anlamış olduğunuzu düşünmemekteyim. Üzgünüm.
YORUMLAR
Şimdi benim anlayamadığım konu şu dün tarihli bir blog yazarı arkadaşımız sizin yazdığınız yazının hemen hemen nerdeyse aynısını bu blogta yazmış bulunmakta..
Biriniz diyorsunuz ki ;
Gri sadece 1 renktir...
Niçin ve kime saygı gösterilir düşündünüz mü?
Karşılık beklemden gösterilen bir değerdir. Kendiliğinden oluşur. Ya sevgi ya da korkudur saygının asıl kaynağı. Sevgi duyduğunuz için saygı gösteriyorsanız tebrik ederim sizleri.
Ama gördüm ki; çoğu korkudan saygı duyar olmuş. Korkuları geçince saygı duymaya devam edecekler mi düşünülür.
Bana göre doğru olan bir diğerine yanlış olabilir . Benim için yanlış olan başkasına doğru olabilir. Ama aynı anda hem doğru hem yanlış olmaz. Yani ya siyahtır ya beyaz arası yoktur, Gri sadece bir renktir.
Diğeriniz diyor ki ; "Gri" Sadece Bir Renk Değildir..
Şimdi bu durumda hanginize inanmalıyız.
Hanginizin söylediği yada yazdığı yazı gerçek..?
Saygılar...
Yoruma kapalı olan bir yazıya eklenmek istenen düşüncenin bloga taşma durumu diyelim.
İnanıp inanmamak sizin bilgi birikiminizden doğan düşünme kabiliyetinizle alakalıdır.
"Saygılı biriyseniz eğer", her durumda karşınızdakine saygı duymalısınız gerekli ya da gereksiz denmiş.
Ve yazının sonunda bir gönderme yapılmış; saygı göstermek sadece söylediklerinizden ibaret değil aynı zamanda bu platformda da geçerlidir. Yani fikir yazısına karşılık yoruma kapatmanız demek şu anlama gelir; benim dediğim doğrudur, üstüne laf gerekmez demeye geldiğinden saygı duyulup açık bırakılmalıdır denilmiş.
Bu konuyla alakalı daha önce Cezbe ile sohbetim olmadı, yazıyı benim de sizler gibi şimdi okuma imkanım oldu. Yorum olarak ekleyecek bir şey yok kendi adıma, konu hakkında iyi düşünülerek yazılmış bir yazı ve sadece tebrik etmek için gelmiştim.
Yorumumun başındada belirtmiştim anlayamadığım için iki yazıyı aynı platforma taşımıştım ve iki yazı arasındaki aynı söylemlerden yola çıkılarak sonuçtaki düşünce farkı hakkında beni bilgilendirmenizi istemiştim.
Özdür 'ün dediği gibi hem bilgisizliğim den hemde kabiliyetsiz olmandan dolayı olsa gerek ki iki fikir çatışmasını bir platforma taşımayı ve sizlerin engin bilgilerinizden faydalanmayı düşünmüştüm..
Lakin a_nomad ve Ataya'nın düşünceleri biraz daha mantıklı geldi.
Oda sanırım anlama kabileyetimin az olmasından dolayı: )
Bir arkadaş tavsiyesi sizlere bir renk seçecek yada sevecekseniz Şeffaf en çok benimsediğiniz renk olsun.
Saygılar..
Buna itiraz ediyorum :)
Neden itiraz ettiğimi ''düşünen insanlar'' bulacaktır.
siyahtır, gridir, beyazdır falan çok önemli değil, kişinin önce kendi, içinde barındırdırdığı kahverenginin en berbat tonlarından arınma çabasıdır öncelikli olan.
Başka yerlerde de, buralarda da çok karşılaştım; aleme "Şu şöyle, bu böyle olmalıdır." akılları verirken, "Öyle yap! Böyle yap!" öğütleri çekerken, saygısızlığın, edepsizliğin, saldırganlığın, iddacılığın, basitliğin diplerine vuranlara...
Sözümün özü:
Saygı, beklencek değil, -kişinin kendi tarafından- sağlanacak bir kazanımdır.
Herkese, -sırf karşıdaki incinmesin diye gösterilen- sahtekarlıktan uzak türden saygı kazanacağı davranışlar edinebilmesini dilerim.
Anomad sizin eleştiriniz, diğer arkadaşın yazısına..kendisi de yok piyasada...demişsiniz.
Günlerden pazar bugün tatil yaptım. Buyrun burdayım şimdi.
Körler sağırlar birbirini ağırlar blog ve yorumlarınızı okudum.
Ben demişim ki: Bana göre doğru olan bir diğerine yanlış olabilir . Benim için yanlış olan başkasına doğru olabilir. Ama aynı anda hem doğru hem yanlış olmaz.
Sanırım altı çizili cümle anlaşılmayan
2+2=4
2+2=5
şimdi yorum yazan arkadaşlar 2 sonuçta doğrumudur?
2 farklı insan için cevap değişebilir. Bir insan için 1 doğru vardır demek istedim.
Ama şunu anladımki kendimi anlatmaya çalışsamda (tanıyan - tanımayan) ; KENDİ ANLADIĞINIZ KADAR OLACAK beni anlamaycaksınız.
Sevmediğim birine saygı göstermek zorunda değilim. Tıpkı sizin beni onu sevmeme gösterdiğiniz saygısızlık gibi.....