İlk okul 2 : Hocam '' Neden bu kadar hazır cevapsın ? ''Ortaokul 1: Hocam '' Her lafa bir cevabın var seninle baş edemeyeceğim ''Lise 1 2 3 : Hocalarım '' Bana laf sokmak için evde çalışıp mı geliyorsun ? ''Üniversite : Hocalarım '' Tamam , senin dediğin gibi olsun '' Bu yetenek ya doğuştandır ya da çevresel faktörlerden dna'ya dahil olan bir halkadır. Çalışılıp kazanılacağını pek düşünmüyorum.Bu arada zeki olduğumu zaten biliyordum.
Ne söylediğini değil ne söylememen gerektiğini bilmen bence en makbuludur...
İnci sözlükte bu yazılanların daha katmerlisi mevcut.Orada @2' ler asla bitmez.
Bunun zekayla ya da dna ile alakası yok, sadece doğru sorunun doğru zamanda sorulması lazım.
Mustafa Kemal Atatürk ün Arap kralına müthiş lafı; ATATÜRK siyasi bir görüşme için Arabistana gider.Arabistan kralı kendi yaverinden kahve yapmasını ister ATATÜRK ' de aynı şekilde kendi yaverinden...Kısa süre içerisinde Arap yaver kralına kahveyi taktim eder ve uzaklaşır.Hemen ardındanda Türk yaver gelir ama gelirken ayağı takılır ve kahveyi yere döker.Arap kralı alaycı bir şekilde Türk yaverin bir kahveyi bile getiremediğini kendisinin ne işe yarayacağını söyler ve kendi yaverini üstün gösteren sözler söylemeye başlar..ATATÜRK Arap Kralının sözünü bitirmesini bekler ve bu olaya müthiş bir cevapla karşılık verir.''BEN HALKIMA HİÇBİR ZAMAN HİZMETÇİLİK YAPMAYI ÖĞRETMEDİM"....
Bende diyorum ki; söz gümüşse sukut altındır.Hazır cevaplık kısa vadede karşındakini etkileyebilir.Ancak saygın olanı dinlemek ve sakin olmaktır..
Einstein
konferanslarına hep özel şoförü ile gidermiş. Yine bir konferansa gitmek üzere
yola çıktıkları bir gün şoförü Einstein’a;
“Efendim, uzun zamandır siz konuşmanızı
yaparken ben de arka sıralarda oturup sizi dinliyorum ve neredeyse
söyleyeceğiniz herşeyi kelimesi kelimesine biliyorum”
demiş. Einstein gülümseyerek ona bir
teklifte bulunmuş:
“Peki, şimdi gideceğimiz yerde beni hiç tanımıyorlar…
O halde bugün palto ve şapkalarımızı değiştirelim, benim yerime sen
konuş, ben de arka sırada seni dinlerim.”
Şoför, gerçekten çok şahane ve
başarılı bir konuşma yapmış ve sorulan bütün soruları
doğru cevaplamış. Tam yerine oturacağı sırada konu hakkında bilgili,
azıcık da ukala bir profesör, o güne kadar konferansta sorulmamış ağır
bir fizik sorusu sormuş. Şoför, hiç duraksamadan soruyu soran kişiye
dönüp:
“Böylesine basit bir soruyu sormanız
gerçekten çok garip”
demiş. Sonra da salonun arkasında
oturan Einstein’ı işaret ederek şöyle devam etmiş:
“Şimdi size arka sırada oturan
şoförümü çağıracağım ve sorduğunuz soruyu, göreceksiniz, o bile
cevaplayacak.”
Bu da başka bir hazırcevap olma durumunu anlatan örnek.....
ÇIKMAYAN MANA
Mehmet Akif, Baytar Mektebinde müdür muavini olarak çalıştığı bir dönemde, muhasebeden gelen bir yazıyı anlayamaz. Yazıyı kaleme alan Salih Efendiyi aratarak yazıda ne demek istediğini sorar:.:
-Salih Efendi İki türlü mana çıksın diye böyle yazdık efendim cevabını verince, Akif dayanamaz ve:
-Hayret doğrusu, der. Biz birini bile çıkartamadık da....:)))
Bu özellikteki kişilerin zeka ve özgüven yüksekliği kesinlikle var olması gerekenler ancak yetmez; gözlem yapma, genel kültür birikimi, dikkat yoğunluğu, farkındalık, -sezgi gücü gibi yan aksesuarlar da olmadan olmaz bence.
Benim favorilerim, -şimdiye kadar gördüğüm kadarıyla- portalın bu konudaki rakipsizleri, gmsnn ve beymen33'tür.
çok hoş bir yazı. Günlük hayatta da rastadığımız hazır cevap kişilikler mevcuttur.Hatta onlara laf söylerken bir saat düşünür sonra söylerim .Yine de madara olmaktan kurtulamam.Cevapları her an ceplerinde sanki.
Hazır Cevap güzel. Ama bazen insanlar hazır cevapları sevmiyor. Yaw kardeşim ben beynimi yormak istemiyorum. Elimde hazır cevabım var. 2 saat düşümeme gerek yok. Tek kelimeyle senin 2 sayfalık sorununu yanıtlıyorum
Çok güzel bir yazı olmuş, ellerine sağlık...Buradaki hazır cevaplar gerçekten zeka ürünü...
Kıymetli yorumlarınız için çok teşekkürler arkadaşlarrr......
tevazu yine döktürüyorsun ama........... :)
milleti döktürüyorsun konuyu bir açıyorsun seni okuyanlar da peşine döktürüyor. böylece bir bilgi paylaşımı yaşıyoruz sayende.
tevazuya evet yazılara devam
tşkler tevazu
Burada hazırcevap olan kimse yok arkadaşlar-yanılmayın yani-, hazırcevap olduğunu sananlar var.:)
Örnek isterseniz çok yerden, çok hazırcevap getirebilirim karşılarında nutkumun tutulduğu. Gamyun Blog Portal iyi bir pazar yeridir -bence-, kendini ne kadar iyi pazarlarsan o kadar kaliteli görünürsün(!) tıpkı yazılarda genel op. ismi kullanmak gibi. Tıpkı -benim de bazen yaptığım- devamlı kendinden bahsetmek, iyi huylarından bahsetmek gibi. Ve bu iyi huylara talipkarların çıkması gibi. Yani buna halk arasında amacın davranışı aşması da diyebiliriz. Ve hatırlarsanız eğer; amacını aşan davranışlar benim gözlemlerim sonucu yazılarıma konuk olurlar, devam ederler yine, bakarsınız.
Yazı güzeldi, ilgimi çekti okudum devamını. Senden böyle yazılar okumak güzel, klavyenden ıslaklık akmadan...
"Burada hazırcevap olan kimse yok arkadaşlar-yanılmayın yani-, hazırcevap olduğunu sananlar var.:) " gibi çok iddialı bir cümle yazmışsın Özdür.
Kendi görüşümüzü belirttik diye "yanılttık" mı yani?..
Öyle ya, kimsenin kendi aklı fikri yok(!) Aman yanılmasınlar(!) ha!
Böyle bir uyarıya neden gereksinim gördün ki?
Kendi bakışınızın tersi görüşlere "Yanılgı" damgasını bu kadar net cümlelerle yapıştırıvermek bu kadar kolay mı sizin için?
Mesajının
bazı yerlerine de aklım hiç ermedi. Örneğin; "Kendini pazarlamak" bunu
"Gamyun blog portalda yapmak" ve " Ve bu iyi huylara talipkarların
çıkması, "kendini ne kadar iyi pazarlarsan o kadar kaliteli
görünürsün(!)" gibi " kısımlar...
Ne pazarlaması, nasıl, ne yönde talepkarlar?
Benim aklımın eremediği kadar derin düşünceler...
Sen böyle kaygılarla mı yazıyorsun mesela?
Okuyan herkes bu mantıkla mı okuyor her yazılanı?
Garipmiş...
Benim aklım ermiyor...
Ruhu güzel insan....sen yazdıkça ben bıkmadan okumaya devam edeceğim...bazen düşündürüyor bazen alıp götürüyor bazende nokta atışı yapıyorsun...kalemin yüreğin ruhun dert görmesin...sabırsızlıkla yazılarının devamını bekliyorum..
Çok fazla tek tek teşekkürü sevmiyorum yorumculara.....Herkese ama herkese kucak dolusu teşekkürlerimi sunuyorum.İyiki varsınız........
YORUMLAR
Bunun zekayla ya da dna ile alakası yok, sadece doğru sorunun doğru zamanda sorulması lazım.
Einstein konferanslarına hep özel şoförü ile gidermiş. Yine bir konferansa gitmek üzere yola çıktıkları bir gün şoförü Einstein’a;
“Efendim, uzun zamandır siz konuşmanızı yaparken ben de arka sıralarda oturup sizi dinliyorum ve neredeyse söyleyeceğiniz herşeyi kelimesi kelimesine biliyorum”
demiş. Einstein gülümseyerek ona bir teklifte bulunmuş:
“Peki, şimdi gideceğimiz yerde beni hiç tanımıyorlar… O halde bugün palto ve şapkalarımızı değiştirelim, benim yerime sen konuş, ben de arka sırada seni dinlerim.”
Şoför, gerçekten çok şahane ve başarılı bir konuşma yapmış ve sorulan bütün soruları doğru cevaplamış. Tam yerine oturacağı sırada konu hakkında bilgili, azıcık da ukala bir profesör, o güne kadar konferansta sorulmamış ağır bir fizik sorusu sormuş. Şoför, hiç duraksamadan soruyu soran kişiye dönüp:
“Böylesine basit bir soruyu sormanız gerçekten çok garip”
demiş. Sonra da salonun arkasında oturan Einstein’ı işaret ederek şöyle devam etmiş:
“Şimdi size arka sırada oturan şoförümü çağıracağım ve sorduğunuz soruyu, göreceksiniz, o bile cevaplayacak.”
Bu da başka bir hazırcevap olma durumunu anlatan örnek.....
Mehmet Akif, Baytar Mektebinde müdür muavini olarak çalıştığı bir dönemde, muhasebeden gelen bir yazıyı anlayamaz. Yazıyı kaleme alan Salih Efendiyi aratarak yazıda ne demek istediğini sorar:.:
-Salih Efendi İki türlü mana çıksın diye böyle yazdık efendim cevabını verince, Akif dayanamaz ve:
-Hayret doğrusu, der. Biz birini bile çıkartamadık da....:)))
Benim favorilerim, -şimdiye kadar gördüğüm kadarıyla- portalın bu konudaki rakipsizleri, gmsnn ve beymen33'tür.
milleti döktürüyorsun konuyu bir açıyorsun seni okuyanlar da peşine döktürüyor. böylece bir bilgi paylaşımı yaşıyoruz sayende.
tevazuya evet yazılara devam
tşkler tevazu
Örnek isterseniz çok yerden, çok hazırcevap getirebilirim karşılarında nutkumun tutulduğu. Gamyun Blog Portal iyi bir pazar yeridir -bence-, kendini ne kadar iyi pazarlarsan o kadar kaliteli görünürsün(!) tıpkı yazılarda genel op. ismi kullanmak gibi. Tıpkı -benim de bazen yaptığım- devamlı kendinden bahsetmek, iyi huylarından bahsetmek gibi. Ve bu iyi huylara talipkarların çıkması gibi. Yani buna halk arasında amacın davranışı aşması da diyebiliriz. Ve hatırlarsanız eğer; amacını aşan davranışlar benim gözlemlerim sonucu yazılarıma konuk olurlar, devam ederler yine, bakarsınız.
Yazı güzeldi, ilgimi çekti okudum devamını. Senden böyle yazılar okumak güzel, klavyenden ıslaklık akmadan...
Kendi görüşümüzü belirttik diye "yanılttık" mı yani?..
Öyle ya, kimsenin kendi aklı fikri yok(!) Aman yanılmasınlar(!) ha!
Böyle bir uyarıya neden gereksinim gördün ki?
Kendi bakışınızın tersi görüşlere "Yanılgı" damgasını bu kadar net cümlelerle yapıştırıvermek bu kadar kolay mı sizin için?
Mesajının bazı yerlerine de aklım hiç ermedi. Örneğin; "Kendini pazarlamak" bunu "Gamyun blog portalda yapmak" ve " Ve bu iyi huylara talipkarların çıkması, "kendini ne kadar iyi pazarlarsan o kadar kaliteli görünürsün(!)" gibi " kısımlar...
Ne pazarlaması, nasıl, ne yönde talepkarlar?
Benim aklımın eremediği kadar derin düşünceler...
Sen böyle kaygılarla mı yazıyorsun mesela?
Okuyan herkes bu mantıkla mı okuyor her yazılanı?
Garipmiş...
Benim aklım ermiyor...