ÜÇ GÜNLÜK TATİL
06 Şubat 2013, 13.10 A- A+Tempoda geçici bir durgunluk gibi görünen ama içten içe kaynayan hazırlık günleri. Yarıyıl tatilinden söz ediyorum. Güya bir dinlenme periyodu içindeyim. Ama gerçekte yeni dönemin hamlesi için yoğun birikim günleri bunlar. Üç günlük idari iznimi kullanıyorum. Çünkü bizde yarıyıl tatili yok. Evde power-pointlerimi güncelliyor, yarım makalemi bitirmeye çalışıyorum. Tabii bir de iç sesimi dinliyorum. Kendimle konuşuyorum;
“Ey Ladin, vaktiyle çocuklar küçüktü sen bir yandan evde çocuklarla kalabilsem keşke diye düşünürken diğer yandan da onlar büyüseler de bağımsızlığımı kazansam diye can atıyordun. (Aslında böyle düşündüğün için bir yandan da suçluluk duyuyordun.) Al işte şimdi! Onlar artık kendi hayatlarının gerektirdiklerini yaşıyorlar. Biri de yurt dışında. Aylardır yüzünü göremiyorsun. Bağımsızlık mı? Al işte sana bağımsızlık! Tepe tepe kullan bağımsızlığını!” “ Ama ben böyle olmasını hiç istemedim. Bana haksızlık ediyorsun. Çocuklarımın en güzel zamanlarını yaşayan bakıcıları, onlarla bütün gün birlikte olduğu için hep kıskanmıştım. Nasıl unutursun?” “ Ama bazen de evden kaçar gibi giderdin Ladin! Özellikle kongrelere giderken evden biraz uzaklaşmanın sana iyi geleceğini düşünürdün!”” Ben de insanım ama. Hem işimin gereklerini yapıyor hem de evimi ve çocuklarımı çok özlemiş olarak dönüyordum her seferinde.” “ İyi ya git şimdi istediğin kadar, istediğin yere Ladin!” “ Bana ne istiyoruuuuum! Ben bebeklerimi istiyorum. Onlarla evde maç yapmak istiyorum. Kapı pervazlarına birlikte tırmanmak, ortalığı dağıttıkları için onlara söylenmek, sonra da onlarla birlikte ortalığı dağıtmak istiyorum. Ben bağımsız filan olmak istemiyorum. Onlar beni görünmez iplerle yine bağlasınlar istiyorum. Ben dört duvar arasında tek başıma tatil geçirmek istemiyorum.” “ Hah hah haaa Ladin! Vaktiyle kıymetini bilecektin.” “ Bildim! Vallahi bildim! Hem de böyle olacağını bilerek o zaman da kıymetini bildim!” “ Yeterince bilememişsin demek ki!” “ Bildim, BİLDİM, diyorum işte!”
Sabah haberlerini dinliyorum. Her gün trafik kazası haberleri. Sarhoş sürücüler. Spiker üstüne basa basa söylüyor. “ Sarhoş sürücü……” Verilen mesaj nedir? Alkol kaza yaptırır. Evet doğru. Alkollü araba kullanılmaz. Kaza riski çok yüksektir. Ancak Trafik kazalarının hepsini sarhoş sürücüler mi yapıyor? Geçen gün bir yerde okumuştum; trafik kazalarının yaklaşık %30’u sarhoş sürücüler nedeniyle oluyormuş. Bu şüphesiz hiç de küçümsenecek bir oran değil. Ama ya diğer %70? Onu da alkol almayanlar yapıyor demek ki. Yani trafik kazalarının azaltılması için sadece alkolün yasaklanması yetmiyor. Başka şeylerin de düşünülmesi ve yapılması şart! Hani nerede??
Market soyulmuş. Kamera görüntüleri. Spiker üstüne basarak söylüyor “İşte sarhoş hırsızlar yalpalayarak marketten çıkıyor sayın seyirciler.” Verilen mesaj: İçki hırsızlık yaptırır. Ya da içki içen çaldı! Alkolü yasaklamakla hırsızlıkların önüne geçilebilecek mi?
İçki ya da alkol. Bu alışkanlıkların savunulacak hiçbir yanı yok kuşkusuz. Sarhoş insanların neden olduğu kazalar, rezaletler her yerde cezalandırılmalı. Ancak spikerin söylediklerine takılıyorum. “Sürücüler alkollüydü, hırsızlar sarhoştu!” Yani kaza yapanın, çalanın hiç mi suçu yok? “Otokontrol” denen kavramdan yoksun muyuz biz? Hep suçu kendimizin dışında bir kaynakta mı ararız? “ Suçlu alkoldür, alkol kaza yaptırdı! Alkol çaldırdı!” Bu “Dışsal kontrol” örneğidir ve gelişmemiş kişiliklerin özelliğidir. Gelişmiş insan otokontrollüdür. İçtiysen araç kullanmayacaksın, bu senin sorumluluğundur. İçkinin değil. Ayrıca çalıyorsan sen hırsızsın! İçtiğin için çalmadın. Öz iradenle çaldın!
Ne demiş Hazreti Mevlana;İçen akıllıysa, aklının parlaklığı daha da artar, fakat kötü huyluysa daha beter olur. Ama halkın çoğu kötü olduğundan, beğenilmez huylara sahip bulunduğundan, içki herkese haram edilmiştir.
“Biz ne zaman kendi davranışlarımızın sorumluluğunu almayı öğrenebileceğiz ?”diye düşünüyorum. Bu kadar gelişmemiş insanlar olduğumuza inanmak istemiyorum. Çünkü içimi acıtıyor.
İşte bu üç günlük tatilimi ben böyle, bu düşüncelerle geçirdim. Herkese sevgi ve saygılar.
YORUMLAR
Spikere biraz ön yargılı yaklaşmışsın Ladin. Hırsız sarhoş ise; sarhoş hırsız denir. Maskeli ise, maskeli hırsız.Spikerin işi altını çizmektir. Kaldı ki o kaza yapan yada hırsızlık yapanların ifadelerine bakarsan... senin- benim, mahkemenin, toplumun vicdanından çalmak ve hafifletici sebeb olarak avantaj sağlamak adına ''alkollüydüm'' mazeretine sığınacaklardır..
Bu açıklamayı arada alkol alan biri olarak yaptıktan sonra; '' kişi sorumluluğunu, alkole esir etmeyecek güce, bilince sahip olmalı '' düşüncene katılıyorum.Alkolün her vücuddaki bağışıklığı, irade ile bile parellellik arzetmez iken, farklı bünyelerde aynı etkiyi beklemekte reel bir yaklaşım olmaz.O yüzden alkolün etkisi genel başlıklar altında, yine genel olarak sunulur.Gelişmiş yada gelişmemiş düşünceye sahip kişilere ayrı broşür basılmaz.
'' Yani trafik kazalarının azaltılması için sadece alkolün yasaklanması yetmiyor. Başka şeylerin de düşünülmesi ve yapılması şart! Hani nerede??'' cümlesini ben eğitimci kimliğinize asla yakıştıramam. ''Şey'' kelimesi sizin cümlenizin içinde olmamalı. ''ney'' diye sorar, meraklı birileri çıkıp.VE sunumunuzda bu sorusuna cevap bulamazsa tüm sunuma gölge düşer.Bende merak ediyorum. Extra ne yapılabilir? Hiç bir fikir sunmadan, yada daha iyisini önermeden , %30 için alınan tedbiri küçümsemeye hiçbirimizin hakkı yoktur.
Yorumumun sonuna bıraktım en özel kısmı.Bir cümle ile geçeceğim 2. parağrafınıza yorumumu.İçeriği her ne olursa olsun, Aile'den yansıyan hasret, özlem, kavga, gürültü .. ne olursa olsun ben çok imreniyorum.Eminim bu olgunun içinde olmak, çok özel bir duygu.Çünkü sadece dışardan bakanın yüzüne ,hayat gerçeklerini çok acımasız vuruyor.
Herkese ''tadında bir hayat'' dileklerimle...
Sevgiler sana da...
Iyi tatiller diliyorum oncelikle yureginize saglik paylasiminiz icin ic karartici haberler ister istemez gunumuzude etkiliyor hatta ve hatta hayata karamsar baktiriyor bizlere.
icki alkol konusundan acilinca herkesin bildigi ibretlik bir hikaye geldi aklima , dedigim gibi herkes bilirde hatirlamakta fayda var bilmiyenlerde olabilir belki:)) dermisim:)
turkcem , anlatimim iyi degil bu yuzden onceden ozurlerimi sunuyorum noksanlarim olursa kisadan anlatmaya calisacagim. bir koye imam tayin edilmis ve bu imamin dinleyicisi azimsanmiyacak derecede artmis ickinin , fuhusun, insan oldurmenin, hirsizlik yapmanin nekadar gunah oldugunu anlatiyormus hutbelerinde. Tabi yakinlarda bulunan genel evin musterisi kesilmis zamanla, bakkalin elinde kalmaya baslamis alkoller, her ikisinide beylenerek yapan erkegim diye gecinen birileride varmis tabiki bunlar iyice rahatsiz olmuslar ve hocayi uzaklastirmak eskisi gibi serbest olmak istemisler . bakkal kendini bey sanan ve fuhus yapan kadin kara kara dusunmeye durmuslar, oyle birsey yapmaliyizki bizle ugrasmasin alkollerim elimde kalmasin uc bes ekmek birkac kilo sekerden ne kazaniyorumki asil kazandiran alkol demis bakkalci, genel evdeki kadin musteri olmadigindan is yapamaz para kazanamaz olmus, tabi bunlari beylenerek yapan kendini delikanli yigit sayanda ayni erkek adamsin denilirdi onccesinde simdi ise ahlaksiz olarak bakiliyor. neyse bunlar dusunup tasinmis ve kadin ortaya atilmis ben onu yoldan cikaririm kendi yaparsa bizede diyecek lafi kalmaz diyerek sasirmislar nasil yapicaksin bakkaldan bir sise alkol istemis!, beyzadeden subyan bir cocuk bul bana demis temin edilmis bunlar tabiki kadina( ey allahimya iste kadin seytana papucu ters giydirir bosuna degil :D derken sinir oluyorum heee:)) guluncek birsey degil ama sinirlerim bozuldu ozur). kadin imam ezan okuyp inerken yaklasmis imama demiski hoca sana bir anlasma sunacagim egerki sen iradene duzgun durusuna allahina ihanet etmez isen bende tovbe edecegim tum genel evimdeki kadinlarida serbest birakacagim kabulmu? hoca dusunmus kendine guveni tam bircok gunah isliyen bedenlerini satan kadinlarida hurriyetine kavusturucak, kadin demis aksam gel evime gitmis hoca kenarda duran ufacik bir cocuk 6-7 yaslarinda, kadin masayada siseyi koymus, ve donmus dekolteli kiyafetini giymis, ve donmus hocaya bak hoca demis ya benimle birlikte olucaksin zina isliyeceksin, ya ickiyi iciceksin, yada bu cocugu oldureceksin. hoca olurmu boyle birsey demis kadin hemen lafini bitirtmeden unutma hocam anlastik birini seciceksin demis. hoca bakmis ufacik sebi subyan allahin verdigi cani nasil alirim ben onun gunahini ana babasinin ahini nasil oderimki diyerek katiyyen olmaz demis. kadina bakmis kendisine yaklasmaya calisiyor bir yandan cilve yapiyor olmaz zina yapamam demis , donmus siseye bakmis ne can alicam ne zina yapicam sadece kendim haram isliyerek kimsenin gunahina girmeden kendi gunahimi kendim cekecegim kul hakkini yaradan affetmez ama isledigim gunahi affetmeye kadirdir yaradan diyerek dikmis siseyi kafaya. tabi az ictin bitir diyerek gaz veriyor yandan kadin derken sise bitiverdi ama peki ya akil bastami kaldi tabikide hayir kendisine cilveler yapan kadini susmeye basladi kadin istifade dahada sehvetini takindi ve yaklastikca yaklasti hoca nefsine yenik dustu kontrol edemedi nefsini birlikte oldu kadinla. kadin daha sonra sen ne yaptin hoca cocuk herseyi gordu itibarin ne olucak senin hem icki ictin hem fuhus yapan kadinla oldun kim inanir sana oldur onu kimse gormeden gomelim aramizda kalsin demis tabiki akli basinda olmadigindan cocugunda canini alivermis oracikta. ayildiginda is isten gecmis tuzaga dusmustu, burdan cikarilan yaradan haram kildiysa vardir bunda bir sebebi hic bir ayetini inkar itiraz etmeden kabullenmektir asil olan egerki sadece kadinla birlikte olsaydi zina sucu olucakti egerki cinayet isleseydi katil olucakti alkolu tercih etti ve kontrolunu kaybettigi icin hepsini isledi:((( herzaman dedigim iman noksanligi veya yaradanin emirlerini kayitsiz sartsiz ama soyle boyle gibi mazeretlerle hafiflemeye calismak kendimizi kandirmak tek bir ayetini inkar etmeden inanmaktir hak olan rabbim cumlemizi islah eylesin insallah. benimde dikkatimi su cekti arkadasim eskiden kemer takilmadan hava atirlirdi arabalarda hade o kural geldi sonra eski filmlerde saatlerce gunlerce icilen sigaralar hade onlarda kapatildi tamam sigara sagliga zararli pekiya alkol ne oluyorda musmluman ulkenin filmlerinde bile yabancilar gibi her sofraya her yemekten evvel alinan aparatifler gibi alkol ikrami yapiliyor eskiden pavyonlardaki bayanlar icerdi istemiyerek para musteriyi k::: icin peki simdi zevk icin ne alirdiniz diye soruldugunda ben sok oluyorum beyler bayanlar ne oluyoruz ne oluyor benim ulkeme insanima kanim donuyor:(( alkol sagliga faydalimi kim demis faydali diye onuda kaldirmak icin yasaklamak icin elli yilmi gerekli offfffff ne cok yazmisim tamam tamam sustum:)) necok derdim varmis:))) yuregineeeee saglik icimi doktum sayendeeeeeeee.
Her zaman savunduğum ''sırf iyi bir gelecek'' adına kadınların çalışmasına biraz karşıyım yalnızca ''mecburiyet'' olduğu zaman en büyük şekilde saygı duyarım. Kadını çalışma durumuna mecbur edenlerden de utanırım.
Tabii kimisi diyebilir ekonomik özgürlük, erkeklere baş eğmeme vs. Efendimiz a.s. ın bir sözü vardır hep düşündürür ve etkiler. Hz. Fatıma'ya evlilik tavsiyesinde bulunuyor. ''Sen kocana cariye olursan, kocanda senin kölen olur'' Herkese böyle evlilikler olsun inşallah.
Alkol üzerine düşünüdürü bilgiler vermişsin Ladin06 yani hiç içmedim özenmedim bile içmeye ama iyi ki içmiyorum. Hem içenlerin çevreye verdiği o rahatsız edici koku, hem zararları. Aile içi şiddet, Trafik kazaları, Arkadaş kavgaları. Mevlana'nın sözü ne kadar yerinde olmuş.
Değerli blog sever yorumcular, yazımda ifade etmeye çalıştığım konulara, yorumların bazılarının yüklediği anlamlar arasında dağlar kadar fark olduğunu gördüğüm için yine yazmak ve yanıtlamak durumunda kalıyorum. Örneğin bazı yorumlar “ içki içmeyi mazur göstermek”, “masumlaştırmak” ya da “temize çıkartmak” istediğim ana fikrini çıkartanların satırlarımı bir kez daha önyargıdan uzak bir şekilde okumalarını öneriyorum Ve huzurunuzda Mebrur nikli okuyucuyu, bu sözlerin Hazreti Mevlana’ya ait olmadığını bu satırlarda ispata davet ediyorum. Her hangi bir arama motorundan sözlerin Mevlana’ya ait olup olmadığını kolaylıkla bulabilirsiniz.
mirza78 eğer içkiyi şirin göstermeye ve alkol alışımı (daha önceki blog yazışmalarınızda da gözlemlediğim gibi bana olan önyargınız ile ilgilenmiyorum )aklamaya çalıştığımı düşünmenizi umursamıyorum bile. Ama bir kez daha yazıyorum. Vermek istediğim mesaj şudur: “ Alkol almanın savunulacak bir tarafı yoktur. Ama her suçun sorumlusu olarak alkolü gösterilmemelidir. Çünkü bu kolay yoldur. Eğer kişiler suça yatkın kişilikte iseler alkol onların suç işlemesini yalnızca kolaylaştırır.” Biraz daha açayım isterseniz; küçük bir çocuk immatür (gelişmemiş) bir kişilik yapısına sahiptir. Masaya çarpıp da canı yandığında ağlarken masayı suçlu bulur. Sanki bu düşüncesini pekiştirir gibi anne ve babası ile canını yakan masayı döverler “Al sana pis masa, al, al!” Masa dövülürken çocuk susar..İşte bu gelişmemiş düşünce tarzının erişkinlik dönemine kadar taşınması ile “dıştan kontrollü kişilikler “ortaya çıkar. Bu kişiler kendi sorumluluklarını taşımak yerine başlarına gelenler için sürekli birilerini ve bir şeyleri suçlama yoluna giderler. Çünkü bu yol onları kolayca rahatlatır. Örneğin “Alkollüydüm” ifadesi sıklıkla karşımıza çıkan bir mazeret gibidir. Son olarak şunu söylemek istiyorum; Yazıyı alkolü aklamak için yazdığımı düşünenler kendi paradigmalarının yıkıldığını görmek istemeyen cesaretsizlerdir!
Çocuklara içki ve sigara satılmasına sonuna kadar karşıyım, babanız için de çok üzgünüm. Mekanı cennet olsun. Her ölüm acıdır ama eğer alkollü bir sürücü nedeniyle babanızı kaybetmişseniz bu neden insanın aklından ömür boyu çıkmayacaktır. Sizi anlayabiliyorum.
Beymen33 trafik kazalarını önlenmesi için yapılacak “şeyler” o kadar çok ki, yazıyı o yöne çekip dağıtmak istemedim. “ Fahri müfettiş” kimliğim ile Türkiye Şoförler Ve Otomobilciler Federasyonu Başkanına bir gazete köşesinden önerdiğim “Taksi şoförlerinin eğitimi” konusunda federasyonun adım attığını görmek beni çok memnun ediyor.
NaturaLLy ülkemiz nüfusunun yarısı kadın, erkeklerin de önemli bir oranı çocuk ve genç yaştayken “üretken çağda olan erkekler üretsin de hepimiz tüketelim” anlayışını onaylamam mümkün değil! Ayrıca bana göre yurduna hizmet her cumhuriyet kadınının görevidir. Hele bir de halkın verdiği vergilerle okumuşsa!
Sevgili Ataya, evet hiç yetmedi hiç…J
KIRISTAL ve CeZbe bana “anlaşılmış olmanın dayanılmaz hafifliğini” yaşattığınız için teşekkür ederim.
Emek ve dikkatinizi sarf ederek yazımı okuduğunuz ve yorum yaptığınız için hepinize teşekkürlerimi sunuyorum. Saygılarımla.
Saygıdeğer yorumcu Mebrur, bu yorumunuzdan arama motoru kullanmayı bilmediğiniz sonucunu çıkartıyorum. Eğer böyle değilse, blog yazısı için atıf indeksli bir dergi kapsamında basılmış bir makaleyi kaynak göstermemi herhalde beklemiyorsunuzdur. Ayrıca blog yazım kuralları arasında kaynak gösterme zorunluluğubulunmamaktadır. Şimdi misyonumu yerine getirerek arama motoru kullanmayı size burada en basit şekliyle uygulamalı olarak öğretmek isterim. Uygulamanın altını özellikle çiziyorum, çünkü davranışa dönmemiş bir eğitim amacına ulaşmaz.Eğer önerdiğim basamakları uygulamadan okur geçerseniz, yine öğrenmeniz tam olmaz.
1. Aşama : Maus aranacak sözün üzerine getirilip sözcükler boyanır ve sağ tıklanarak açılan menüde "kopyala" işaretlenir.
2. Aşama : Google çubuğu üzerine önce sol,ardından sağ tık yapılarak açılan menüde "yapıştır" işaretlenir.
3. Aşama: Google 'da ara butonuna tıklanır.
4. Aşama: Açılan sayfada Mevlana ile ilgili sözcükler gözden geçirilir.
Yine mi bulamadınız? O zaman buyrun;
www.mevlanasozleri.com. www.bizimkonya.com. www.guzelimsozler.com.
www.gidishalimiz.blogcu.com
Ama olmadı Mebrur, olmadı hiç!!! Siz arayıp bulacağınıza bana yaptırdınız ve siz hazıra kondunuz :))