SPOR VE ŞİDDET
14 Şubat 2013, 13.10 A- A+Biz erkekler bir araya geldiğimizde ortak konularımızın başında spor öncelikle de futbol gelir.Çoğumuz olaylı biten her maçın arkasından üzülüp sinirlenmişizdir.Spor dediğimiz şey; yarışma mı, centilmence karşılaşmamı, şiddet mi, çatışma mı diye? Bazen terör mü ne diyecek görüntülere rastlamıyor muyuz sahalarımızda?Tüm spor dallarında olduğu gibi futbol organizasyonlarında da belli kurallar, kupalar, ödüller , yönetenler, taraftarlar, yarıştıranlar (hakemler), yarışanlar( oyuncular-sporcular) vardır. Hepsi bit bütünün ayrılmaz parçaları değil midir ?
Sporu yaşadığımız toplumsal hayattan ayrı tutmak, ondan izole etmek , ya da bağımsızmış gibi düşünmek mümkün müdür? Değildir tabii ki!!!! Çünkü spor toplumsal yapının sahalara ya da spor salonlarına yansımış halidir. Şöyle bir gözden geçirelim futbol maçlarımızı , Çoğu zaman tribünler adeta şiddet ve kavganın kol gezdiği arenalar gibidir her müsabaka sonrasında. Maç bitiyor, bakıyorsunuz hırsını alamayan taraftar ya da rakibin oturduğu koltuklar paramparça. Her bir koltuk bir tarafta. Hıncını sahadaki oyuncudan çıkarmak isteyen taraftarın attığı dolu su şişesi ya da bozuk para sonrasında futbolcu yerde ve yüzü gözü kan içinde.
Özel yaşamlarındaki gereksinimlerini, beklentilerini ve umutlarını takımlarının ya da kulüplerini başarısıyla beslemek isteyen taraftar; bu gerçekleşmediği zamanlarda, korkunç bir canavara dönüşebilmektedir. Böyle durumlarda ortaya , saldırganlık, şiddet ve holiganizm çıkmaktadır. Bu durum saha içinde vuku bulmakta, ve sahaların dışına kadar taşmaktadır.
Futbol, milyonları peşinden sürükleyen bir spor dalı. Dünyada neredeyse bir sektör haline gelmiş bir spor dalı hatta. Şiddetle ikisi adeta ayrılmaz ikililer olmuşlar ne yazık ki . Kazanma hırsını bünyesinde barındıran bir spor dalı olan futbolu örnekleyecek olursak yine; yapılan istatistikler göstermiştir ki , hem saha içinde hem de saha dışına taşan olaylarda , maddi durumun düşüklüğü, kültür ve eğitim eksikliği şiddeti etkileyen asıl faktörler arasında.
Sadece taraftarla bitmiyor tabii ki. Kaybediyoruz kaygısına düşen , hayal kırıklığı yaşayan ve stresli futbolcu da centılmenlikten uzaklaşmaktadır. Oyundan çok vurdulu , kırdılı bir gösteriye dönüşmektedir güzelim karşılaşmalar zaman zaman. Bu da keyifli karşılaşmalar izlemek isteyen biz taraftarları çok üzmektedir haliyle.
Kötü ve çirkin sloganların , şiddetin, kavga ve gürültünün olmadığı; izlenebilir , keyif alabileceğimiz karşılaşmalarda buluşmak üzere şen ve esen kalın sevgili gamyunseverler…
YORUMLAR
İnönü stadyumunda Beşiktaş - Galatasaray futbol maçına gitmiştim.
Maç başladı dakilar ilerledikçe ilerliyor bir o taraf bir bu taraf atak yapıyor biz 5 arkadaş açık tribün denilen kısımda arka taraflarda bir yerlerde heyecanla maçı izliyoruz
( Tabi onlardaki heycan bende yok ::) )
Dedim ya 5 arkadaş gittik bunların 2 si Galatasaraylı 2 si Beşiktaşlı.
Eee bende Fenerbahçeliyim :)
Şimdi ben biliyorum ki bunların 4 ü de koyu takımlarına tutkulu fanatikler.
Bir takım gol atsa o ona sataşacak diğer takım gol atsa diğerleri sataşacak,arada kaynayan ben olcakmışım gibibir hissiyata kapılmıştım.Neyseki önceden kendimce önlem alıp montumun içine Fenerbahçe T-shirt'ü giymiştim sırf bunlara kıllık olsun diye.İlk yarının son dakilarına yakın hop Galatasaray golü attı.Bende bir sevinç oluştu ve devre arasına girildiğinde bana Beşiktaşlı arkadaşlarım sitem etmeye başladılar.
Sen onlardanmısın bizdenmisin seni niye çağırdık ki sanki 3'e 2 olduk bir anda dercesine..
İkinci yarı başladığında biz yine eski yerimize yakın bir yerlerde maçı izlemeye devam ettik.
Dakilalar 50 yi gösterdiğinde hop bu sefer Beşiktaş gol attı ve durum 1-1 olmuştu.
Tabi ben yine izlediğim golün güzelliğinden olcakki yine sevindim.)
Bu seferde Galatasaylı arkadaşlarım söylenmeye başladı.
Sende her gole seviniyorsun amacın ne senin der gibi sesler duymaya başladım iki taraftanda..
Dakikalar 90 olmuş ve maçın bitiş düdüğü ile birlikte hep beraber bir çorbacıda çorba içmeye karar verdik.
Tam stadyumdan çıkmıştık ki :
Ben üzerimde ki montu çıkartıp gururla Fenerbahçe formasını taşımanın hafifliğiile ortalarda dolanıyordum çünki bu sonuç Fenerbahçeye yaramıştı : ) ve o maçtan sonra beni bir daha hiçbir Beşiktaş-Galatasaray maçına çağırmamaya başladır.:)
Ama dosluğumuz arkaşalığımızdan hiçbirşey kaybetmedik .
Spor Dosluk,Kardeşlik,Arkadaşlık ve heyecandır.
Umarım bir çoğumuzun Holiganlık derecesine varmayacak derecede hep bir arada nice güzel spor müsabakalarını bir arada seyretmesi dileği ile.
Saygılar..
http://www.youtube.com/watch?v=Ti-WWBcT0s0
Spor yorumcuları böyle olursa tribünlerin öyle olmasının nesi garip...
Söz konusu Fenerbahçe ise gerisi teferruat bence. Her nasıl ki herkesin kutsalları farklıysa benimki de Fenerbahçe bu yüzden de normal olarak (Türkiye'nin 4de3 ü Fenerbahçenin şampiyon olmasını istemediğinden dolayı) yapıcak birşey yok diyorum..
Yanlış anlaşılmasın şiddeti desteklemiyorum tabi bende karşıyım ama futbol sadece futbol değildir bunu en iyi bilenlerdenim.. Hatta kitabını da tavsiye ediyorum mutlaka okunması gereken bi kitaptır..
Futboldan gitti yorumum malum ülkemizde maalesef spor diyince akla ilk gelen branş..
Spordaki karmaşa ve şiddet boyutu ülkeden ülkeye değişiyor.Her ülkenin sosyo-ekonomik düzeyine göre farklılık gösteriyor yani sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olan ülkelerde bu olaylar daha az oluyor.
Ülkemizde olmasının sebebi hem sosyo-ekonomik hem de fair - play kültürünün oluşmamasıdır. veya fair -play olgusunun gereken yeri alamamasıdır. Ülkemizdeki İnsanların çoğu sosyal hayattaki sıkıntılarını atmak için spor yapmaktan daha çok holigan olarak atmayı tercih ediyor bu da spora şiddetin karışmasını maalesef sağlıyor. Dipnot: Futbolun atası ÇİN dir modern futbolun atası İngilteredir.