KOMŞULARIM
21 Şubat 2013, 16.04 A- A+Fitraten dedikoducu değilim lakin içimi dökerek aklıma bir daha gelmesin istiyorum o cinli hatun.Cinli derler zat-muhtereme ki hakşinas biri olan ben bile hak verir oldum münasebetlerim neticesinde bunu diyen fesat ehline .Yeni taşınmıştı mahalleye.Mahalle eşrafı da söz birliği edercesine ecnebi mekteplerindeki sabi sübyan gibi "Biz yenileri istemeyükk!" deyü pek bir mesafeli yaklaşır idiler yenilere. Cinli Hatun'a dönersek; delici bakışları pek bir rahatsız ederdi. Gözlerini diker öyle bir bakardı ki, hakeza ben de bakardım da o dudağının kenarındaki T.Coşkun gülümsemesi olmasa idi. Bir sübyancı gibi , olmadı "akşam napıyon gel bişeyler içelim" der gibi nazar ederdi.60 yaşlarında, dışarıdan mazbut görünen bu hatun bir gün namüsait bir vakitte kapıda zuhur etti. "Oturmaya geldim" diyerek, "noluyor lan" dememe kalmadan, yanımdan süzülüp sofayı da geçip kapısı açık ilk odaya dalıverdi. Evde birbaşınayım, mecburen yanına gidip oturuverdim. Eli işte gözü bende dakikalarca oturduk.Konuşmuyor, bana bakıyor, bir yandan örgüsünü örüyor.Kendisinin cinli olduğu da hatırıma geldiğinde iyiden iyiye vesveselerimde gark oldum. Öyle bir daralma ki "cinlerini de al git artık" deyü isyan edesim geldi idi.O günden sonra dışarıya çıkmadan evvel pencereden sık sık yoklar oldum etrafı zatıali ile ile karşılaşmayalım deyu.
Deli Fatıma Hanım; Kendisiyle tanışıklığımız baya eskiye dayanır. Bir adem ki, renkli cemaat mecmuaları gibi pek tantanalı. Muhatabı olmamak yeğdir aksi halde kendinizi bir vukuat silsilesinde bulursunuz mazallah.Gelin görün ki ben bu fecaat içine bililtizam düşmüş bulundum. Bu fesat kumkuması artık her gün bizde, kapıdan kovsan bacadan girer olmuştu.Onun içündür ki insanda biraz gurur olacak derim hep. Bir gün, hangi akla hizmetle kendisine söz verdiysem artık kendimi bu hanımefendi ile alışverişe giderken buldum. Kadın değil bildiğin çengicibaşı. İşlek bir caddenin ortasında se tut gayrimünasip halde bağır çağır konuşmaya başla, üstüne pasajdan gelen musiki eşliğinde gerdan da kırmaz mı? Bunları gördüğümde bir hışımla kendisine nazar atışıma karşılık Deli Fatıma Hanım fütursuzca hareketlerine devam edip ve hatta bilmem neresine takmadan raks etmiştir. Komşu komşunun külüne muhtaç derler ancak bazen bu muhtaçlığı gidermek içün o komşuyu yakmak lazım gelir b(tık tık tık!dağlara taşlara)Uzak olsun iyi olsun.Uzunca bir süre oldu görüşmeyeli lakin aldığım haberlere göre afiyetteymiş zat-ı muhterem.
Merhumların ruhlarıni rahatsız etmek var işin ucunda amma velakin bu komşu muhabbetinin evvveliyatını anlatmadan ,yani sabi sübyan zamanlarımdan kalma komşularıma değinmeden olmaz. O vakit küçük bir nahiyede geçen çocukluğuma uğrayıp Selahattin Bey ve Havva Hanımı tanıyalım.Selahattin bey sıklıkla zevcesiyle birlikte bahçeli evinin balkonunda türk kahvesi eşliğinde keyif eder idi. Havva hanım köpüklü kahveleri bitince fincanları kapatır, onu bunu çekiştirmeye başlar idi. Sıra fal bakmaya geldiğinde "Selahaattiiiiiin!" diye bir bağrışı vardı ki evlere şenlik. Selahattin Bey binbir tilkinin döndüğü kafasını endişe ile hoplayarak zevcesine döndürdüğünde kendisinden aldığı cevap "falında huhurek* çıktı" olduğunda eline ne geçerse (terlik vs.), diline ne gelirse(senin ecdadını gelmişini geçmişini bipp vs), enine boyuna kocaman cüssesiyle zelzele etkisi yaratarak eve doğru koşan Havva Hanım a sallayıverirdi. Muhteremler Lorel ve Hardy nin evli bir çiftte husule gelmiş halleri gibiydi. Kendileri Abhaz olsalar da bir mahdumları vardı ki safi abaza. Yeni yetme kızların asri olmak içün; sokağın sonunu görünce başılarındadaki örtüleri çıkardıkları, okul eteklerini kıvırdıkları, yanlarında kimse olmadan çarşı pazara çıkamadıkları, gençlerin köşe bucak saklanıp tütün, hamr içip, enfiye çektikleri(bunu yapmıyor olabilirdiler,abartmış olabilirim) bir istibdata tabiyken, Hasan Bey'deki bu abazan halet-i ruhiyeyi kınamamak lazım gelir haliyle.O zamanlarda dahi maytap geçilecek evla bir husus idi zatıalim içün.
HacıAnne hanımefendi vardı elinden tespih dilinden Allah kelamı düşmez.Zamanında çok çektirmiş millete, yaşlanınca Hacca gitmiş, ununu eleyip eleğini asmış bir muhterem.Vakti zamanında mahbubunu varlıklı bir hanımla evlendirip malı mülkü, hanı hamamı üzerlerine geçirip hanımı kapı dışarı etmiş deyu duyduğum Hacıanne hanımefendi bir "bre zındıklar, peynamazlar" havası tutturur idi herdaim. Bir gün gene Valide Hanımla sohbet ederlerken, bu zatı muhterem yeni yazı mekteplerine atıp tutuyor idi Valide Hanım da kalp kırmamak içün duymazdan gelip konu değişip "Mahdumunuz Hafız Efendi faiz parası yiyormuş diyorlar" diyivermiş. Artık nasıl oturttuysa lafı Hacıanne Hanımefendi bir susuş pir susuş.
Efenime söyleyeyim bir de Ozan Yavuz Beyefendi var ki bilcümlesinden ayrıdır. Bir şiir sanatı erbabı olarak, dahası ölçülü halk şiiri yazması ile dikkate şayan bir zat olmuştur bende.Nerde görse halimi hatrımı sorar bazen "be adam bu kadarı da fazla değil mi yahu" dedirtecek kıvama getirir idi insanı.Zevcesi de zatıali gibi zarif ve naif idi. Tek bir kusuru var idi, serbest şiiri şiirden saymaz idi. Tek münakaşaya düştüğümüz konu bu idi.Olsun, şiiri "ben sevdim eller aldı,ellerin ...." gibi cümlelerden ibaret gören bir nesil içinde o kadarı kadı kızında da olur deyü görmezden gelirdim.
Velhasılıkelam ademiyat kendi tuhaflıklarını görmez. Tencere dibin kara seninki benden kara. Gördüğümüz üzre bilaistisna hepsine gönderdik biz.
Blogumu Ozanzade Yavuz Efendi'nin manzumelerinden biri ile kapatayım dedim, bana bahşettiği manzumelerinin yazılı olduğu defteri tüm arayıp taramalarıma rağmen bulamadım. Bir musiki ile sona erdirelim blogumuzu o vakit.
http://www.youtube.com/watch?v=huZ5Q49fL3s
*Huhurek: Baykuş(Zannımca yansıma kökenli, yerel kullanımda olan bir kelimedir lakin tdk da bulamadım)
Falda baykuş görülmesi ölüme delalet eder.
YORUMLAR
Muhterem Bilge,
Zat-ı alinizin bize arz eylediği iş bu risale-i bişeyi mürekkep yalamayışıma veriniz ve bir de asri tercümanlar aracılığıyla idrakime hasıl olacak şekilde yeniden düzenleyiniz. Klavyeye bile dilimi sürdüm yine anlamadım, inanınız. Ama hakiki fikrim hakikaten yok. Filhakika... ( bunu da bir yerden öğrendim de gerisini getiremedim)
Amman yaa, ben ben olayım, yorumumu şöyle yapayım; Piss bilgeee:))
Öncelikle paylaşıma morfolojik bakmak gerekiyor. Ontolojik düzlemde, pratikten uzakta olsa, epistemolojik sözlerle praxise geçilmiş olup, bu praxis kollektif olarak bloga yansımış. Proses koordinesi içinde zaman zaman sinekolojik çağrışımlar uyandıran, ama dünyevi praxsisizmden uzaklaşmayan konunun genetiği yazarın izdüşümü olarak çıkmış karşımıza. :))
Bu ne arkadaş ya:) Kendimi Türk Dili ve Edebiyat Dersi liseler arası bilgi yarışmasındaki gariban, laf olsun diye şans eseri yarışmaya katılmış bir öğrenci gibi hissettim.
Adapte olmakta zorlandım okurken:) Bir cümleyi anlayabilmek için defalarca okudum mesela. Hala tam anlayabilmiş sayılmam:)Ben de uydurdum kafama göre gitti...
Yani sayenizde kelime uydurma hastalığına yakalandım sayılır. Gerçi bu çok kötü birşey değil. Sonuçta bu hastalığın psikolojideki adı " paraloji" olup içerisinde "PARA" kelimesi geçtiği için bir Kayserili olarak bana gayet uygun bir hastalık sanırım:)Malum bir kısım medyanın uydurmasına göre biz Kayserililer PARA yı çok severiz:)
Ben şimdi gidip yatayım:) Başıma ağrılar girdi anlayacağım diye:)
Şaka bir yana hoşuma gitti haaa! Emeğinize sağlık... Değişik bir havası olan blog okudum.
... demek istedim :))) Ama haketti.3 kez okuttu bana bloğunu.Kendi de bizler gibi cebelleşsin istedim. Tekrar dönüpte şu açıklamayı yapmazdım ama Kahve kokusu 'na dayanamadım :)
senin ecdadını gelmişini geçmişini bipp vs ->Senin sulbunu, zürriyetini cima ederim
"cima ederim" Bayıldım bayıldımmm:D Biraz önce arkadaşıma telefonda söyledim bunları. Uzun uzun kahkaha attık beraber:))) Sağolunuz gmsnn:D
Onun lezzetinde okudum Bilge.Artık senin üzerini kireçleyip gömme vakti geldi.
Gayet başarılı.
Okurları zorlamışsın, aklımdan sana, en alengirlisinden ayak uydurmak geçmişti ama vaz geçtim. Bu kadar doz yeter, ahaliye yazık.:)
Komşulardan en çok Deli Fatma Hanım'ı sevdim. Çok eğlenceli kadınmış. Keşke benim komşum olaydı da sık sık alışverişe çıksaydık, o oynasaydı ben el çırpsaydım, para taksaydım, yüreklendirseydim, iyice coştursaydım onu.:))
Bak hele bak, "Hışımla kendisine nazar atmış"mış.
Sizin gibiler yüzünden bu memlekette yeterli rakkase yetişmiyor işte. İstirham ederim, yapmayınız böyle.:)
gmsnn'in iltiması da şahane olmuş.:))))
Pişincilerin beymen33 Beyfendi siz de muzırlık konusunda pek geri kalmamışsınız ilk yorumunuzla. Küfür etseniz yeriymiş efenim.
Hörmet ve muhabbetinizi aldım kabul eyledim muhterem Ladin06 Hanımefendi.
Fıstıkçışahapzade gmsnn Beyfendi, Paşa Dedeniz afiyettedir inşallah.12 Eylül istibdatından bu yana göremez olduk cemiyetlerde. Aldığım havadislere göre ahfatından bir hafit hanı hamamı bağı bahçeyi elden çıkartıp gamgamalı bir istibdata girmiş, muvaffak olmuş diyorlar lakin bu şeytan icadını, soyundan sopundan birine yakıştıramayan Paşa Dedeniz daha iflah olamamış. Arada bir cemiyettekiler "Bir yezidin pek muhterem bir şahsa ettiğine bakın hele efendiler!" diye de galeyana geliyorlar haberiniz ola.Cemiyet ortamları da bozuldu bir fitne fücur aldı başını gidiyor.
" Bilmem nereleri" ni "mahbat" diye çekmeniz pek muzırca amma velakin "mazarat" kelimesini bizlere kazandırmanız ziyadesiyle ihya etti şahsımı. Hoşgörürsünüz ki emeklerimiz cima edilmesin deyü fikrimiz zikrimiz dahi muğlaklaşıyor.
Pek muhterem Sat-Agraha Hanımefendi, öyle komşu düşman başına, sırf çengiciliği olsa evla. Bir ehl-i riya, bir fesat ki anlayacağımız her çeşidinden raks ediyor.
Cümlesini geçtim de Fıkfıkçızade MASKEM Hanımefendinin "Topunuz alemsiniz ya" cümlesindeki müphem ifadeyi sual ederim.