Kötüsünü de Düşünün Arada..
25 Şubat 2013, 21.17 A- A+Kanser Hastası..
Bu başlıktaki blogu okudum ve geçen zamanla bende yitip giden duygular çaldı kapımı ilk kez..
Neydi kanser hastası,kimdi o,herkes mi kanser oluyodu,yok canım bize uğramaz ki..
Normal tempoda devam eden tipik hayatımda bir telefon aldım..Kötü haber tez gitsin diye değil midir telefonlar..? Karısıydı arayan..
-Alo
+Efendim
-Bişeyler oldu !
+...
+Konuşsana be kadın ne oldu ?
-Nefes alamıyor,evi boyuyordu bi anda tıkandı !
+...
-Ankara'ya geliyoruz..
Hiç Kötü Düşünmedim..
Astım hastasıydı,belki olağan krizlerden biriydi ama geliyodu işte demekki bi yoklayıp gitmişti..Neyse öğrenecektik..
Vardılar..
Hastaneye gidildi..Testler incelemeler yapıldı.. Hastaneye yatırıldı..Ben hala gitmedim..Görmedim. Neyse benimde ziyaret vaktim geldi..Ben hastanelerden hep nefret etmişimdir..Ama o gün o hastaneden iki kere nefret ettim..
Karşıladı..
Ömrüm boyunca asla asık bi sıfatla görmediğim o çınar yine ışıl ışıl gülümsüyordu..Yine o bildik esprilerinden sunuyodu ortaya karışık..
-Şurdan bi çıkıyım saçlarımı,bıyıklarımı siyaha boyatıp kapına bi geliyim tanıyamayacaksın beni,herkese kapıma yakışıklı bi delikanlı geldi diyeceksin..
+Hadi ama yapma..Geleceksen de görünme kimselere bakarlar iç geçirirler kıskanırım..
...
Taburcu Edildi..
Geri döndüler evlerine karısıyla yine sıfatında o gülümsemesi..bembeyaz takma dişleri bembeyaz saçları ve tabii bıyıkları..O'nu hiç bıyıksız görmedim.
Hiç Kötü Düşünmedim..
Kan sonucuydu bilmem ne sonucuydu çıkmıştı hepsi bir bir..Konuşuluyodu evde..Subay olan oğlu gelmişti Söke'den..Evde gereksiz bi gerginlik herkesin birbirinden sakladığı bi gerçek..
Ben Hala Hiç Kötü Düşünmedim..
Neydi kanser hastası..Bize uğramazdıki..
Duyduğum günü dün gibi hatırlıyorum..Ev oldukça kalabalıktı..Her kafadan ayrı bi ses..Bi ara dendi ki akciğer kanseriymiş.................
Kötü Düşünmüyodum,Düşünmeyecektim İşte..
Biraz zaman geçtikten sonra tedavilere başlandı..Cerrahi müdahalelerdi kemoterapiydi bilmem radyoterapiydi..
Gelirdi o kuru alıp giderdi..Şehirden asla haz edememiş bi adamdı..
Gittim..
Yine kurulmuş baş köşesine açmış Neşet Babayı dinlemekte..
+Bana şu en sevdiğim yemeğinden yapsana çok canım istedi,senden başkasıda beceremiyoki öylesini..
-Getir malzemeleri de yapalım..öhö öhö !
-Dokunma adama ne yemeğiymiş hali yok görmüyo musun ?
-Ellemeyin getirin malzemeleri yaparım ben ona ne istiyosa..
Malzemeleri doğradı bir bir..Artık geriye ne kaldıysa o güçle etleri dövdü bi güzel..Özendiği besbelliydi ama zorluyodu öksürük..Kendi bi lokma yemedi..
Dizinin Dibindeyim..
Şakalaşıyoruz her zamanki gibi..Yine başlıyo saçlarımı şöyle boyatıcam bıyıklarımı böyle..O ara tuttu bıyıklarını..Böbürlenecek ya..
Bir tutam bıyık kaldı elinde..Gözleri bende kaldı.. Gözlerim elindeki bıyık tutamında..
Nefessiz Çıktım Odadan,Evden..
Böğüre Böğüre ağlamak isteyipte sessiz sessiz içine akıtmak tüm yaşı neydi nasıl oluyodu o gün anladım..
Tedaviye Geliyodu..
Kapı çaldı..Haberim vardı o gelecekti koştum ve açtım..
Karşımda bi adam vardı ama hiç bilmediğim görmediğim,hayal bile edemeyeceğim belki..Saçları yoktu bıyıkları yoktu..Sadece o bembeyaz gülüş kalmıştı geriye..
Zoruna gitmişti olanlar..Kendini traş ettirmişti karısına..
Sarıldım..
Hemen Alıştım,Yolu Yoktu..
Bu süreç böyle geldi geçti..Bigün telefonum çaldı onun numarası..Ama ses onun değil..Bişeyler söylüyo belki arada gülüyo..
-Dondurma yedim sesim kısıldı diyo..Gülüyoruz..
Çok zaman sonra öğrendim ki buda hastalığının bize oynadığı bi oyun..Geçer diyorum..
Kötü Düşünmüyorum..
Zaman böyle böyle geçiyo.Nerdeyse 1 seneye yaklaşıyo.. -Beni hergün ara korkuyorum diyo ses seda çıkmayınca iyiyim de kapat..
Geldi..
Artık biraz bizde biraz kızında kalıyo..Ama gönlü köyünün temiz havasını istiyo..Altın kafesteki bülbül artık..
.
.
.
Hayatının o son gününde yanındayım..Sürekli terliyo üstünü değiştiriyoruz.Sadece mamayla beslenebiliyo. Bi bardak çay istiyo benden getiriyorum içemiyo.Sonra su diyo.Su getirir misin ?Bana öpücük atıyo.Konuşmak istemiyo pek.Sesi yok kendine lanet ediyo..Su getiriyorum bakışıyoruz..O ne diyo..Düşünmeye zamanım yok..Su istedin ya diyorum..Gözleri doluyo biraz..tek bi yudum alıyo..Öksürük onu boğuyo.. Götür diyo..
Sonra vedalaşıyoruz.Gitme diyesi var nereye diyesi var ama demiyo işte..Bakışıyoruz..Eve geçiyorum..Yaklaşık 2 saat sonra telefonum çalıyo..
Kötü Düşünmüyorum..
O'nu son görüşüm o oluyo..Bugün 955. gün bitiyo.. Ömrümün onsuz 955 günü..
Nasıldı derseniz..
Ben hala kapımın çalmasını..O boyanmış kara saçları kara bıyıkları kocaman gülümsemesi bi ömre bedel adamı bekliyorum..
YORUMLAR
Okurken benimde kapım çalındı..Sen kötü düşünmedin hiç bir zaman yakıştırmadın ona hastalığı hatta onun kanser oldugu ihtimalini bile lügattan kaldırdın belkide..Ama şanslıydınız biliyormusunuz..Zor evet hergün sevdiğin insanın gözlerinin önünde eriyip yok olması acı ama dayanılması zor olan acılardan.
Bende bir sabah evimizin kapısının çalınmasıyla uyanmıştım..Annemin hıçkırıklarla kızım baban demesi gözlerimin önünden gitmeyen bir sahne..Ve ardından aniden gelen ölüm haberi..Hayattımda ilk kez ölümün soğukluğunu yanan yüreğimde hissettim..Ansızın gelen ölüm..Aksamdan uyuyup beraber sabah bir trafik kazasında kaybediliş..İnanmadım , inanamadım yandım büşra sabahlara kadar yandım..her yanıp kül olduğumda deyim yerindeyse küllerimden tekrar doğdum..Babam artık yoktu ve ben kimsesiz kalmıştım..
.Rabbim Allah kaybettiklerin mekanını Cennet eylesin..Benim rüyalarıma gelen babam gibi insallah hergün seninde rüyalarına gelir kapını çalar o boyanmış kara saçları , kara bıyıkları ve o ışıl ışıl gülümsemesi ile sana bir nebze olsun huzur vermesi dileğiyle.Sağlıcakla kalın..
ALLAH HERKESE İMAN GÜCÜ NASİP ETSİN.AZRAİL ALLAHA DEMİŞKİ "YARABBİM ,SEN BANA ÖLDÜRME VAZİFESİ VERİYORSUN İNSANLAR BENİ SEVMEYECEKLER". ALLAH "YA AZRAİL DEMİŞ.VADESİ YETENE BEN ÖYLE BİR SEBEP HALKEDERİMKİ SENİN ADINI BİLE ANMAZLAR".
HERKESİN BİR NEFES SAYISI VAR.ECEL GELDİĞİNDE GERİSİ TEFERRUAT.YETERKİ BİR GÜN MUTLAKA ÖLÜMÜ TADACAĞIMIZI UNUTMADAN İYİ İNSAN OLMAK İÇİN ÇABA HARCAYALIM. ÖLENLERE ALLAH RAHMETİNİ EKSİK ETMESİN . AMİN....
Her yazılan hayata dair olabiliyor ama her yazılan gerçek olmuyor maalesef.Bu düşüncelerle açtığım blogunuzu okurken , paylaşımınız her satırda beni içine çekti.
İşte benzer paylaşımlara tepkim bu yüzden.Gerçeklerle gölge oyunu oynamalarına tepkim.
Ortaokulda bir resim öğretmenim vardı. ''Bildiğiniz şeyin değil, gördüğünüz şeyin resmini yapın'' derdi. Bu cümleyi anlamak için üstünde biraz düşünmek gerekiyor. İşte sizin sunumunuzdaki fark bu sanırım.Yaşadığınız şeyi resmetmişsiniz.
Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, güler yüzlü adamın.
yazıyı okudum..yorumlarınızı okudum gözyaşları içinde..saat 14 dü doktorun yanından ayrıldığımda..kanser olduğumu söyledi..beynim durdu..arıyorlar telefonla sonuç nedir diye..kendim kabul edemiyorum ki onlara söyleyeyim..bir belediye otobüsüne bindim ..o şehirde yaşamıyor olmama rağmen merkezde indim ..saatlerce dolaştım.. baktım mı gördüm mü ..hayır..gücüm yoktu eve gitmeye ..konuşmaya..kanser olduğumu söylemeye..gece 22ydi eve vardığımda.. kanserim dedim..sessizce ağlamalar..bense yere yattım ve bağıra bağıra ağladım dakikakalarca..
uzun bir tedavi süreci ..ailenin arkadaşaların verdiği o büyük destek ve Allahımın yardımıyla atlantım şimdilik diyorum..bunu yaşayanlar ve anlatanlarla birlikte akar gözyaşlarım her zaman..Allah sabır versin..Sağlıklı güzel günler sizlere...
başladıgımda..Annemdeydim ...O dizisini izliyor ben de blogları okuyordum. Bir solukta
okudum..Çoğu satırları gözümün ucuyla geçiverdim.Yüreğimi kasan acı öyle büyüktü ki
yanıbaşımda oturan annem bunu hissedip bana döndü..'' Ne oldu ? '' dedi . ''Hiç'' diyebildim
sadece ... Yorum eklemeye kalktım . Gözyaşlarım klavyemi ıslattı. Yazamadım. Hani bir batıl
inanış vardır ya 13 rakamı uğursuzdur diye. Vallahi de uğursuz billahi de!!!!! 13 Nisandı. Bir
nöbet sonrasıydı. Sabah eve gittiğimde ilk işim her zaman olduğu gibi anneme uğrayıp öyle
kendi evime gececektım...Annem beni endişeli gözlerle karşıladı. '' Kızım dedi baban çok
hasta gözlerinin içi sarı ve karnı ağrıyor'' .İşte o anda yüreğime kan damladı..Meslekten
dolayı da bazı şeyleri biliyoruz ya '' hah dedim inşallah düşündüğüm şey değildir'' . Sanki
allah ne olduğunu bana beyan etmişti. Kapıp hemen çalıştığım hastaneye gittik. Anında
servise yatırıp kan tahlillerini aldılar. Tomografiydi, ileri tetkiklerdi derken meşum hastalığın
adı kondu. PANKREAS KANSERİ!!!!! Yapılabilecek her şey ama her şey yapıldı . 1 yıl herşey
yolunda gibi giderken metastaz olayı naif bedenini öyle bir sardı sarmaladı ki bizler de tıp
da çaresiz kaldı karşısında. Her gün biraz daha zayıfladı. Etrafında pervane olsak da
naçarrrrrrrr o artık bize kulak vermiyordu. Adeta kaderine boyun eğmiş ölümü bekliyordu. 3
Ekim 1997 de onu kaybettik. Evimizin direğini kaybeyttik. Yol göstericimizi kaybettik.
BABAMIZI KAYBETTİK. Bu acıyı çekmeyenler ki allah kimseyi böyle bir acıyla sınamasın ;
herkes anlar biliyorum ; ama en çok çekenler anlar. Sevgili Büşra zaman herşeyin ilacıdır
derler ; derler de bilmezler ki küçücük bir kıvılcımla o acı yine yangına döner. SABIRLAR
DİLİYORUM SANA ......Hasta olan hastası olan herkese yürekten acil şifalar diliyorum....
Yazınızı okuyunca duygulanmamanın mümkünatı yok. Belli ki derin duygularla yazılmış bir yazı.Benim söyleyeceklerim yazıya limon sıkmak gibi olacak fakat duygularımız ve bireysel yaşadığımız bazı şeyler bazı şeyleri görmemizi engellemesin.
Farkettik mi son yıllarda kanser vakalarının ne derece arttığını. Çağın vebası oldu resmen.Nedenini biliyor muyuz? Peki ne yapıyoruz bunun için?
Zamanında siyasilerin "Ben içiyorum için" dediği radyasyonlu çayları içtik.
Kar artırma derdiyle GDO suz tek bir ürün kalmayana dek çalışmaları hızla ilerletiyorlar umurumuzda mı?
Kaç kişi greenpeace e destek oluyor?
Neden ekolojiyi ve insan sağlığını koruma amaçlı imza toplama çalışmaları ortalama 1000 kişiyi geçemiyor.
Son nükleer faciadan sonra bir çok ülke nükleer projelerini askıya alırken biz ne yapıyoruz. kalkınacağız diye çevrecileri gerizekalı yerine koyuyoruz. Kamunun sağlık harcamalarının boyutunu bilen var mı? Dünya da silah sanayinden sonraki en güçlü sanayinin ilaç sanayisi olduğunu bilen? Vardır tabiki ama boşveriyoruz. Ancak başımıza geldiğinde anlıyoruz ama yaşadığımız acı sayesinde yine gözlerimizi kapıyoruz.
Yapacak bir şey yok.
Yorumlarınız için teşekkür ediyorum..İyi dilekleriniz içinde gönülden bi AMİN.
Genellikle acı diye tabir ettiğimiz o duygularınıza dokunduğum için de ayrıca üzgünüm..
Haddim amacımı aşmış biraz anladım ki..Ama ben hep şöyle yapıyorum..Ciddi anlamda
hayatıma devam ediyorum..Yazımda da belirttiğim gibi bugün de 956. gün bitiyo..
Evet O'nsuzum..Evet madden sesini duymuyorum,yüzünü görmüyorum kokusu yok
gülüşünün o doyum olmaz tadı yok..Her şey 1 sene içinde olup bitti..Hastalığın O'na
verdiği en büyük zarar sesini almak oldu..Bi süre sonra sesi neydi neye benziyodu
ben bile unuttum..Ta ki gittiği güne kadar..
Başucumda bi resmi var..Ben her sabah ilk O'na günaydın ve her gece en son ona iyi
geceler diliyorum..Hiç yasını tutmadım..Hayatım boyunca bana verdiklerini şimdi ben
O'na sunuyorum..Küçükken her karne günümde arar "Asker var mı asker?" derdi..
Artık karne almıyorum..Ama her karne gününde yinede arıyorum..Bilirsiniz ki Açmıyo :)
Bi söz vardı; ' Nefsini sabretmeye alıştırabildiysen ona zaferini müjdele.'
İnanıyorum ki zafer benim..Sizlere de bol bol sabır ve nice zafer müjdeleri diliyorum..
Sağlıcakla Kalın..