Sevgili Berrak yorumunda bana anneciğimi ve temizlikte çığır açan buluşlarını hatırlatınca paylaşıp huzurlarınıza sunsam acaba nasıl olur dedim ve yaptım  . Ya kendinize muhabbetten küçük bir pay çıkarırsınız  , ya da yine birilerini  topa tutarsınız , ruh halinize göre takılınız efenim  : )  Bende çılgınlığıma çılgınlık katmış olayım ..

Anneme   göre temizlik hayattır -  hayat temizliktir (zaten şu hayatta kayda değer başka da birşey yoktur)  Çok seviyorum annemi . Herkes sever mutlaka ama ben fazla sevince  psikopata bağlarım olayı .  Gece aniden uyanıp ‘’ ya ona birşey olursa ‘’ diye düşünüp hiç yoktan zırlayacak kadar hasta ruhlu bir insanımdır .  Fedakardır annem , doğru bildikleriyle canımı yaksada çoğu zaman üzülmemi en son isteyecek insandır  , sığınacak limanımdır , yaslandığım  duvardır .   İşin özü budur . Lâkinn hiçbir konuda  anlaşamayız  ve  iki dakika içerisinde bütün beyin sistemimi iptal edebilecek potansiyel mevcuttur kadında (kendisi de farkındadır bu doğaüstü özelliğinin ) Kısacık bir zaman diliminde profesyonel bir şekilde  hayata küstürür ve  öyle bir saydırır ki  ben  çökmüş psikolojimle medeni bir şekilde kalkar ve kendisini tebrik ederim . En anlaşamadığımız mevzulardan biri hatta en büyüğü temizliktir . Herşey gibi temizliğinde dozunda yapılması gerektiğini düşünürüm  ben. Bir dönem simetri hastası kıvamına gelecek kadar kaçırınca düzenin dozunu , küçük bir tedaviyle toparlayabilmiştim kendimi .  Abartılınca birşeyler hele mantığı da olmayınca krizlere giriyorum ister istemez  . Bir kaç dakika sonra tekrar kirleneceğini bildiğim  yeri ne diye temizleyeyim ya ben :s  Hayır ,  kullanılan ve ortalık bir yer olur temizlersin , ama kalkıp dolabın üstündeki kutunun içindeki  saati temizlemek nasıl bir mantıktır Allah aşkına . Hele birde temizlik faslını bitirip  yıllar sonra açmak  (ya da açmamak ) üzere saati kutuya tekrar koyup  kutuyu da büyük bir mücadeleyle dolabın üstüne yerleştirince ayakta alkışlarım ! Her temizlik töreninde en az 4-5 kişi bulunur ve kadın kimseye izin vermez  nefes almadan temizler de temizler , hastasın vesvesen var , bir terapi gör , yoga yap , Mozart dinle derim  ve kendisinden güzel bir senfonik caz dinlerim .  Sabahtan hazırlanılır acayip bir panik ve heyecanla  , sanki kısır günü  değilde  meclis kulisi .  Bir araya gelincede anlamsız bir ciddiyetle   ‘’ perdelerin neden bembeyaz değil  fatma ?? :o ‘’   yapılır  ve oturulan meclis koltuğundan  kısır tabaklarıyla yorumlar sıralanır ,   ‘’ halıda leke var bak oraya biraz limon biraz da bulaşık deterjanı dök tertemiz olur ‘’ leke muhabbeti vekillerin çözüm önerileriyle uzarda uzar ,  sonra anlaşılır ki halının deseniymiş  o .  Bayram gelince , sanki özel bir ekip ev temizlik denetimi yapıyormuş gibi en olmadık yerleri temizleriz  sonra kapıyı kitler bayram tatiline gideriz !  Bazen gerçekten düşünüyorum abartıyor olabilirmiyim ben de mi sorun var diyorum kendi kendime , ama yani bayramda temizlik baharda temizlik 23 nisanda temizlik bu böyle işimize gelmiş gidiyor . Ve hatta giderek işkence haline gelmeye başlıyor ! Sadece temizlemiş olmak da değildir mesele , temizlerken hangi aşamalardan geçtiğin  ve hangi teknikleri kullandığın da önemlidir  ‘’Cam beziyle masa mı sildin yoksa :o  siz nasıl evleneceksiniz nasıl ev idare edeceksiniz bilmiyorum  ‘’  hah işte evde kaldığımız ve kalacağımızla alakalı kesin  tanı : ))

 Lüzumsuz aktivitelerden hoşlanmıyorum açıkçası ve kulağımın içinde çalışan elektrik süpürgesinin beni de yutmasını isteyecek kadar tehlikeli bir sinir noktasına varıyorum bazen . Fakat ne acıdır ki yaptığı hiç bir faaliyetten pişman değildir  sevgili anneciğim ,  yine olsa yine yapar ! Saati temizleyeceğim diye bel fıtığı olur sonra saati birine hediye eder  . Deprem olur annem ortalığı toplar , yolculuğa çıkarız önce evi temizler  ‘’ kaza maza birşey olursa ev kirli olmasın ‘’ der birde . Mâlum biz ölünce ev müze olarak kullanılacak .  ‘’Biz ölmüşüz yaa , ev kirli olsa ne olur temiz olsa ne olurr ! ‘’

Hala çözebilmiş değilim , sorun onda mı bende mi , ya da bu bir sorun mu değil mi  :S  Ama anneciğimi ve sarfettiği eforu  hayretler içerisinde  gözlemlemeye  devam etmekteyim  . Tabi hayattan hepten soğumam için  destek amaçlı yapmış olduğu müzik çalışmalarını da es geçmemek lazım .

Blogumu domestos reklamının muazzam şarkısıyla bitirmek istiyorum ‘’ kötüyüm ben kötüyümm kötüyümm herkesi hasta ederiim ederiiimmm  ...   ‘’