gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

kutluksoy

20 Nisan 2013, 14.41
A- A+
                    Doğup büyüyeceğimiz yerler hakkında bize hiç bir şey söylenemiyor. Yarın öbür gün belki bu da mümkün olacak. Mesela babanın spermleri ile döllenme öncesinde iletişime geçilebilinir. Doğduğunda onu nasıl bir dünya bekleyecekse ona bunlar gösterilebilinir. Eğer böyle bir seçeneğim olsaydı, bana bir tercih yapma hakkı tanınsaydı acaba ne derdim. 

                    Denizde yüzen bir balık olmayı mı isterdim, yoksa yağmur ormanlarında göze batmayan bir ağaç  olmayı mı isterdim. İnsan olmanın dayanılmaz cazibesini ister miydim acaba. Ruhumun kışın yağan bir kar tanesine indirgenmesini mi isterdim bilemiyorum. Dünyada bana ait olan bütün görevleri yerine getirmek bence ağır bir şey. Bunlara mecbur kalmak. Yaşamaya zorlanmak sıkıntılı kara mizah gibi. Bana, yaşamak istiyorsan hadi yaz, durma diyen şu klavyeye boyun eğmek, parmaklarımın işe yaradığını görmek için tuşlara basmak zorunda kalmak. 

                    Bana, yaşamak istiyorsan kendini sürekli oyalamalısın diyen bu can sıkıntısına köle olmanın dışında, başka baş kaldırış yolları var mıdır acaba. Beni mutlak surette doğruyu bulmaya itekleyen bütün yanlış gördüklerime neden bir yanlış olarak katılamıyorum. Unutulmak veya başından beri bir hiç olmak eminim hissiz bir hacimliktir. 

                    Dertten ve neşeden yoksunluğun karşılığı hiçlik midir acaba. Hiç olmak değersiz bir eylemsizlik mi acaba. Herkese, dayanabileceği ve borçlanmadan etrafa saçacağı neşeler diliyorum. Bugün kendime bir kaç soru sormak istedim.    

YORUMLAR

21 Nisan 2013, 09.46

Güzel bir pencere açmışsınız. İyi de nereden çıktı "babanın spermlerinin yeni hayatın domine edici belirteci" olduğu fikri? Anlayamadım. Ovum için de aynı şey söylenebilirdi tabii :))) "Gelecek hayatında şöyle olacak, bu şartlar altında sen bu spermle birleşmek ister misin?" sorusu yöneltilebilirdi. Ama aynı derecede tutarsız olacağı için bunu da önermiyorum. Olsa olsa Sperm+ ovum kompleksinin kendi iradesi ile, tanımlanmış, özellikleri belli bir ortamı tercih hakkı olabilir diye düşünüyorum. ( Ne fantezi ama !!)

Kutluksoy, bu yazınızı da beğendim elinize sağlık. Ama küçücük bir eleştiri yapmama lütfen izin veriniz: "geçilebilinir, gösterilebilinir " yerine "geçilebilir, gösterilebilir" demek daha doğru oluyor. Çünkü fiili iki kere edilgen yapıyoruz o zaman. Kitap ve dergilerde  Türkçe editörlüğü yapan bir arkadaşımdan öğrenmiştim. Selam ve sevgiler....

21 Nisan 2013, 14.30
Ne kadar tanıdık cümleler.
Yalnız değilsiniz bende ara ara bu tür düşüncelere kapılmıyor değilim.
Ben hangi anne babaya sahip olmak istediğimizi tercih ederek dünyaya geldiğimizi düşünüyorum.
Diyeceksiniz ki ama kötü şartlar kötü anne babalar var kim ister de dünyaya gelir.İnsan ister abi.İnsanın dünyaya gelmek için katlanmayacağı zorluk yoktur.Kendine öyle bir öz güvenle gelir ki bu dünyaya daha doğar doğmaz pişman olur o başka:)))
Herkes de oluyor mu bilmem ama bende bazen insan olmaktan irademin olmasından yoruluyorum.Akıl öyle bir şey ki bazen sizi çok manasız hatalar yapmaya itiyor.Böyle durumlarda neden aklım var neden tercih yapma şansım var niye iradesi olmayan kendi halinde beyaz bir papatya çiçeği değilim ve bir dağın eteğinde yaşamıyorum diye düşünüyorum.İnsan olarak dünyaya gelmekten mutsuz olduğum anlar var.Neyse ki geçici bu anlar:)) 
Üstesinden gelemediğimiz düşünceler ve sıkıntılarla karşılaştığımızda bu şekilde hissetmemiz normal.
İnsan olmayı da biz tercih ettik.E o zaman aslanlar gibi paşa paşa çekeceksin ne varsa.
İradesi ve tercih yapma şansı olan insanın ana ramine düşmeden önce de bu iradesini ve tercih yapma şansını kullandığını düşünüyorum.
21 Nisan 2013, 15.22

Sizi tebrik ediyorum düşündüğünüz için.Konu önemli değil.Bir sürü insan sürü gibi hiçbirşeyi düşünmeden yaşamaya çalışıyor.

Bana sorsalardı... Ben bu dünyaya hiç gelmek istemezdim. Ne bilim şu an öyle geldi içimden .

21 Nisan 2013, 15.25
Yaşayacağımız hayatı önceden bilmek hiç bir zaman mümkün olmayacak ama eğer öyle bir  şey olsaydı hayat ne çekilmez ve ne sıkıcı olurdu..Oysa şuan bile bir saat sonra hatta  1 dakika sonra ne olacağını bilmiyoruz.Bu ne heyecan verici..Herşey bizim kontrolumüzde..ne yaparsak o olacak..Birçok şey isteyeceğiz bir kısmı olacak bir kısmı olmayacak..ozamanda demek hayırlı değilmiş diyeceğiz.Yazmak.duyguları dillendirmek bize verilen en güzel hediye.Ruhumuzu ne kadar geliştirirsek , yanlışları görme yetimiz o kadar artıyor . Yanlışların peşinden gitmeyelim onlara onay vermiyelim.. bedeli yalnız kalmak  olsada ruhumuz rahat.vicdanımız rahat yola devam etmek en güzel olanı..Son bir şey Dünyada bize verilen görevleri başarıyla yerine getiriyormuyuz.ve o sınavlardan geçiyormuyuz ..Bence bu soruları sık sık soralım kendimize.Çok güzel bir yazıydı.tşkler.
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın