gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Yüreğimdeki Sır...

21 Nisan 2013, 21.58
A- A+

Sabahın erken saatlerinde , çocukluğumun geçtiği şehrin otogarına yürek çarpıntısı eşliğinde ulaşmamı sağlamıştı bindiğim yolcu otobüsü.. Sabahın bu saatlerinde gözlerini ovuşturan , uyanmaya çalışan çekici bir kadının mahmurluğuna bürünen bu şehir, her gelişimde beni yeniden cezbediyordu kendine.. geceden yağan yağmurun birikintileri vardı kaldırım kenarlarında, denizden gelen dalgaların sesleri, balıkçı motorlarına ve martı çığlıklarına eşlik ederek , bir melodinin ortak notalarında buluşarak kulaklarımda yankılanıyordu..

Bugün bir başka hissettim kendimi her zaman ki halimden farklı, daha önce farkına varamadığım farklılıkları farketmeye başladığımı anladım , anılarla kucaklaşan iyotun kokusu burnumun direğini sızlatırken..kendinden daha emin , daha cesaretli bir ben vardı bugün..

Sahili arşınladım sabah serinliği avuçlarımda ısınmaya çalışırken , martılarla paylaşılan simidin buğusunda tazelenirken , sıcak bir fincan çayla demlenmiştim en kızıl halimle...

Şehrin iç kısımlarına doğru yöneldim istemsizce , ben sadece bana yön tutan ayaklarımın takipçisiydim bugün.. Şehir parkından geçerken , gözlerim ulu çınarın büyüklüğüne takıldı kaldı başım yukarda. Etrafında koşuşturan çocukluk kahkalarım kulaklarımda , beş cocuk kavuşturamıyorduk ellerimizi etrafında, bana hoş geldin diyordu rüzgarla ıslık çalan dallarıyla.. Geceden kalan yağmur damlalarının rüzgarın esintisiyle yüzüme çarparak beni ürpertmesi daha bir sıkı sarılamama neden olmuştu gocuğuma ve yürüdüm .. yürüdüm..

Ekmek fırınında yakılan odunun yanık kokusu, ekmek kokusuna karışarak mahalle aralarına doğru rota tutmuş , en sıcak haliyle açılan kepenklere günaydın edasındaydı..

Büyüdüğüm eski mahalleme giden yokuşun başlangıcına varmıştım bile, neden buradaydım sorgulamadım kendimi , sadece takipteydim ayaklarımı..

Kışla bahar arasına sıkışmış bir gündü .. biraz gri biraz sisli , biraz soğuk birazda hasret kokan, gizemli bir havanın ciğerlerime dolmasına çoktan izin vermiştim bile..

Ve sonunda yüksek duvarlarla çevrili , her zaman içerisinde ne olduğunu merak ettiğim ve korkularıma yenilerek hiç bir zaman bahçesine dahi giremediğim büyük köşkün kapısındaydım işte.. içerisinde kimsenin yaşamadığı söylense de bazı geceler , odalarında titrek ışıkların yanıp söndüğü her zaman konuşulmuştu çevrede.. hele de benden büyük çocukların köşkle ilgili korkunç fantazileri , dinlerken cesaret madalyası takan ben , içimde beslenen korkularımın farkına varmamı engellemişti..

Lise yıllarımda birgün okul dönüşü önünden geçerken , aralık kalan demir kapıdan içeriye bakmak istememle , kapı aralığında n bana bakan tekbir gözün varlığıyla,yüreğim avuçlarımda evde almıştım soluğu.. o günden sonra hep uzağından geçmiştim bu köşkün, geçerken ürkek gözlerimin hedefi olan pencereye doğru baktığımda , hareketlendiğini gördüğüm perdenin varlığıyla adımlarım ve soluduğum hava birbirine sarılırdı her seferinde.. şimdiyse koca gövdeli yer yer paslanmaya yüz tutan, sarmaşıkların örterek gizemini artırdığı , demir bahçe kapısının önündeydim artık.. sakindim..

Parmaklarımın dokunmasına fırsat vermeden , gıcırdayarak açılan demir kapının davetine heyecan içerisinde icabet ederken ayaklarım , içerden gelen keman sesinin çekiciliğine aldanarak çoktan ilk adımını atmıştı bile içeriye..

Etrafa bakınan gözlerimin şaşkınlığı bana geri çarpıyordu her yansıdığından , demir kapnın sokağa bakan dış kısmı ne kadar harabe ve esrarlı bir izlenim veriyorsa , bahçenin bi okadar güzel ve bakımlı olması korkularımı altüst etmeye meyillenmişti çoktan..

Geri adım atmak istesemde yükselen kemanın sesiyle büyülenerek , köşkün beni yine kendine doğru çekmesine fırsat vermiştim..

Sonunda bana yön veren görünmezliği takip ederken , göremediğim ancak nefesini kulağımda hissettiğim yada öyle sandığım bu varlığın esrarını çözmeye çalışıyordum firara yeltenen düşüncelerimde..

Her adımım , ürken diğer adımı yanına çağırırken , bahçeyi geçmiş ve köşkten içeriye açılan kapıdan çoktan adımımı atmıştım bile.. geri dönmeyecek korkularımı beslemiyecektim..

Ben ilerledikçe ışıklar yanmaya başlamıştı tek tek geçtiğim her bölümden , sadece takip etmem gerektiğini hissettiğim , yada bana hissettirilen buydu, ya da fısıldanan.. tepkisizce takip etmek.. her yanan ışıkta ilerledikçe şaşkınlığım daha da artıyordu.. uzun bir koridor duvarları apliklerle süslenmiiş ve ilerledikçe zevle döşenmiş salondaki eşyaları zihnime kopyalamaya çalışmanın şaşkınlığındaydım..

burada eksik olan yada olmayan , olması istenen yada beklenen, beni buraya getiren neydi bu nizamın içerisinde.. başımı döndüren soruların sarhoşluğunda aradım kaçamak cevapları..

Herşey muntazam ve yerli yerindeydi, sadece tekbir şey bozuyordu buradaki intizamın varlığını..

Duvarda üzeri beyaz bir örtüyle kapatılmış yada saklanmaya çalışılmış , resim olduğunu tahmin ettiğim belirgin lik..içimdeki ses onun için burada olduğumu ve örtüyü kaldırmam gerektiğini fısıldarken, titreyen parmaklarım, endişeyle karışık heyecan basmalarıyla örtüyü yavaşça sıyırdı ve karşımdaydı gerçek en çıplak haliyle..

Kara kalem çalışılan bu yüz portresi bana öyle tanıdık ki şaşkınlığımın esiriyken ben ,

gözlerim birden çakılı kaldı , çerçevedeki siyah gözlü bana.. bu ev ve bu resme hayat veren parmakların sahibi canlandı anılarımda birden..

Arkamı döndüm onu görmek ümidiyle ... yoktu ..

sadece nefesini hissedebiliyordum kulağımda ve göremediğim varlığını..

ağlayan keman da susmuştu artık..

birbir sönen ışıklar gitme vaktinin gelişinin mesajını verirken , ben geldiğim istikamette geri dönüyordum şimdi.. sabahki sisli hava dağılmış, doğan güneş gülümseyerek yalıyordu yüzümü sıcaklığıyla..

ve arkamdan yavaşça kapandı köşkün demir kapısı , sırlarını içerde saklayarak sadece benim bildiğim..

başımı kaldırdım bakışlarım pencereye kitlenirken, geçmişle ebediyet arasında askıda kalan ve bana bakan bir çift gözün huzurunu hissettim yüreğimde ve hapsettim..

sadece korkularımın galibi olarak ayrılmayı düşündüğüm bu şehri, bundan sonra ziyaret etmek için önemli bir nedenim vardı artık..

 

YORUMLAR

05 Mayıs 2013, 23.45
evet harika bir hafiza zenginligi sanki profosyenel bir yazar gibi yazmissiniz tbrkler.
07 Mayıs 2013, 00.03
İŞTE BUDUR VEDA NIN DÖNÜŞÜ YİNE ŞAHANESİNNNNNNNNNN ELLERİNE SAĞLIKK 
11 Mayıs 2013, 20.08
         deftas:Tek kelimeyle harika bir yazı.Seni tebriklerin ötesinde kutluyor devamını beklerim.
20 Mayıs 2013, 22.04

Hiç yok dedin çok şey çıktı,çok şey vardı adam gibi adam yoktu,ne aradık nede bulduk.

Hayatta Çok Şeyi öğrendim ama bir Şeyi öğrenemedim o da insanların gerçek yüzünü

Bütün duygularımı kaybetmiş anlamsız bir çocuk gibiyim sanki...

Bana akıl vermeden önce geriye kalanın sana yetip yetmeyeceğini iyi hesapla....Çok güzel bir yazı seni kutlarım,                                                          

27 Mayıs 2013, 09.49
   bloglar hiç ilgımı cekmezdı aslında varlıgından bıle habersızım gamyunda böyle bi sayfanın oldugunun cok teşekkürler ki böyle güzel bı yazıyıyı paylaştıgın için aklıma ilk önce okuyunca aslında hiç bişey okumadımın farkına vardım okumak gercekten harıka elinıze sağlık ben şimdi blogcumu oldum acaba
Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın