Bakuy Kutluksoy
30 Nisan 2013, 16.50 A- A+
Tişörtlerimi ütülemek için iki gündür verdiğim olağan üstü çabalarım sonuç verecek gibi görünüyor. Bende, bir nevi kendi ihtiyaçlarımı gören bir işçi sayılıyorum galiba. 1 Mayıs için yolda imza toplayanları, bildiri dağıtanları görünce bundan kendime pay çıkarasım geldi.
Tişörtlerimin ütülenmiş görüntüleri için kendimi tavsamış olmam pek iç açıcı değil sanıyorum. Ama işte bu yürüyüşe katılmam için sudan bir bahane bulmaktan başka çarem kalmadı. Ama yine de iyimser olmam gerekiyor. Patronlar Bayramı diye bir gün icat edilseydi ne yapardım acaba. Elbette kortejin ortasında ben patronum, işçilerin haklarını yeme potansiyeli olan birisiyim diye boy gösteremezdim.
Biber, domates, ve bilumum narenciye gazlarını yemenin ötesinde, bu yürüyüşün gün geçtikçe hedefinden uzaklaştığını görüyorum. Dünyanın her tarafında, memuriyetinden olmama adına karşısındakilere gaz sıkmayı hayatta kalmak zanneden birilerini tekrar görmek istemiyorum. Bedenini namusuyla, dürüstlüğüyle üretime heba eden bu insanlar kolay bir yol seçmemişler.
Zor olanı, çalışarak onurlarını korumayı seçmişler. İşte bu yüzden, bu insanların talepleri ve hayalleri, hiç bir zaman sera gazlarına indirgenen bir savunma biçimini hak etmiyor bence. Çalışmak demek kör sağır olmak değildir diyenlere de Paul Mason'un: Çalışarak Yaşamak ya da Savaşarak Ölmek kitabını bu noktada tavsiye ediyorum. İyi bayramlar diliyorum.
YORUMLAR
Demek tişörtlerinizi ütülediğiniz için işçi sayılıyorsunuz :))) beğendim bu yaklaşımınızı da bir an kendimi düşündüm az önce kocaman bir çamaşır yığını ütüledim :) ben en has işçiyim ozaman :))))
Tüm emekçi arkadaşlarımızın bayramını kutluyorum, tabiki kendimin de :) Daha güzel bayramlar dileğiyle...
Yunus Emre'nin bir sözünü de paylaşmak istedim sanki yeri gelmiş gibi
Emeksiz zengin olanın
Kitapsız bilgin olanın
Sermayesi din olanın
Rehberi şeytan olmuştur...