Biz hiç unutmayacağız birbirimizi.... Çünkü biz yarım bıraktık... tamamlanamadık...
hep seveceğiz...
Teşekkürler
güzel bir paylasım eline sağlık
Güneşli bir nisan sabahında tanışmıştım onunla..ve içime işlemişti adeta, bunu daha ilk konuşmamızda hissetmiştim.Günden günden daha çok bağlanıyordum ona ;artık iyice alışmıştım veya saplantı olmuştu artık bende bilemiyorum...Aklımda bir tek o vardı sadece o..Onunla beraber olmak, gülmek ,sohbet etmek, eğlenmek çok ama çok mutlu ediyordu beni..ve bi gün bitti...Çok saçma ama bitti işte....Şimdilerde depresyon tedavisi görüyorum..ve tek dostum arkadaşım CİPRALEX ( antidepresan) ilacım...
Yine her şeyi kırıp dökmek geçiyo içimden ve saatlerce ağlamak ama ağlamamalıyım yapmamalıyım..
şunu sölemeden ede micem herşeyide hayattan beklememek lazım
Anlamadığım şu....Birbirinizi bu denli severken, niye ayrılırsınız. Mesele gurur mu ? Ne demişler: AŞKTA GURUR OLMAZ. İçimi burktunuz. Hem beğendim,hem hüzünlendim.
Çok severekte ayrılınır suzanna.Çok severkende ters düşer insan.Çok severkende anlaşamazsın.Çok severkende canın çok yanar.Çok severkende aldatılırsın.Çok severkende aldanırsın.Çok sevdiğin için inanırsın ve paramparça edilir inancın.Çok sevdiğin için beklersin ve nafiledir o bekleyiş...Çok sevdiğin için umut edersin ve yerle yeksan olur tüm umutların.Çok sevdiğin için iyiyi güzeli düşlersin ,bir fırtına alır götürür onları.Çok sevdiğin için sabredersin ve avucunda biriktirdiklerin heba olur gider.Çok sevdiğin için özlersin ama beklenen o gün gelmez.Çok sevdiğin zamanda yarım bırakabilirsin herşeyi...Çok sever özlerkende canın çok yakılır yardan.
En büyük ayrılıklar çok severken yaşanır...
ateş bir gün suyu görmüş yüce dağlar ardında,
sevdalanmış onun deli dalgalarına .
hırçın hırçın kayalara vuruşuna,
yüreğindeki duruluğa.
demiş ki su'ya:
"gel sevdalım ol,
hayatıma anlam veren mucizem ol .."
su dayanamamış ateş'in gözlerindeki sıcaklığa,
'al..'demiş:
"yüreğim sana armağan."
sarılmış ateş ve su birbirlerine,
sıkıca,kopmamacasına..
zamanla su,buhar olmaya,
ateş de kül olmaya başlamış.
ya kendi kül olacakmış ,ya aşkı..
baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de,
yüreğindeki kederi de
alıp gitmiş uzaklara su..
ateş kızmış ,yakmış ormanları
aramış su'yu diyarlar boyu,
günler boyu geceler boyu.
bir gün gelmiş su'ya varmış yolu.
bakmış o duru gözlerine suyun,
biraz kızgın,biraz hırçın..
ve o an anlamış:
aşkın bazen gitmek olduğunu.
ama gitmenin yitirmek olmadığını...
Aşk bazen gitmektir....Saygılarımla..
Ben bu şiiri yazdığımda çok toydum 18 yaşımdaydım daha. İşte o zaman aşkı ve ayrılığı ancak bu kadar tanımlayabilirdim. Şimdi Evleniyorum bir başkasıyla ve eveleneceğim kişiyi çok , gerçekten çok seviyorum. Aşk işte böyle sabun köpüğü gibi geliyo insana 18 yaşındayken. Oysa şimdi sıkı sıkıya bağlanmanın, bir bütün olmanın değerini daha iyi anlamış durumdayım ayrılık kelimesi bile anlamsız geliyor. Güzel yorumlarınız için teşekkür ederim...
Hangi sevan kavuşmusturr....?kaç can yanmıştırr kim bilebilrr??kimi karşşılıklı kımı karşılıksız sevdalar aşklarr...
Ben burda bi beymen33 yorumu görmek istedim.
YORUMLAR
hep seveceğiz...
Teşekkürler
Güneşli bir nisan sabahında tanışmıştım onunla..ve içime işlemişti adeta, bunu daha ilk konuşmamızda hissetmiştim.Günden günden daha çok bağlanıyordum ona ;artık iyice alışmıştım veya saplantı olmuştu artık bende bilemiyorum...Aklımda bir tek o vardı sadece o..Onunla beraber olmak, gülmek ,sohbet etmek, eğlenmek çok ama çok mutlu ediyordu beni..ve bi gün bitti...Çok saçma ama bitti işte....Şimdilerde depresyon tedavisi görüyorum..ve tek dostum arkadaşım CİPRALEX ( antidepresan) ilacım...
Yine her şeyi kırıp dökmek geçiyo içimden ve saatlerce ağlamak ama ağlamamalıyım yapmamalıyım..
En büyük ayrılıklar çok severken yaşanır...
sevdalanmış onun deli dalgalarına .
hırçın hırçın kayalara vuruşuna,
yüreğindeki duruluğa.
demiş ki su'ya:
"gel sevdalım ol,
hayatıma anlam veren mucizem ol .."
su dayanamamış ateş'in gözlerindeki sıcaklığa,
'al..'demiş:
"yüreğim sana armağan."
sarılmış ateş ve su birbirlerine,
sıkıca,kopmamacasına..
zamanla su,buhar olmaya,
ateş de kül olmaya başlamış.
ya kendi kül olacakmış ,ya aşkı..
baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de,
yüreğindeki kederi de
alıp gitmiş uzaklara su..
ateş kızmış ,yakmış ormanları
aramış su'yu diyarlar boyu,
günler boyu geceler boyu.
bir gün gelmiş su'ya varmış yolu.
bakmış o duru gözlerine suyun,
biraz kızgın,biraz hırçın..
ve o an anlamış:
aşkın bazen gitmek olduğunu.
ama gitmenin yitirmek olmadığını...
Aşk bazen gitmektir....Saygılarımla..