Ayni Yastıkta....
05 Mayıs 2013, 15.37 A- A+Hiç aldatıldığınız hissine kapıldınız mı ilişkilerinizde ?
Eşiniz zamanlı zamansız bir demet çiçekle geldi mi eve? Yapmadığı bir şeyi yapıp duştayken keyifle ıslık çaldı mı içi içine sığmıyorcasına ? Ya da telefonunu her gittiği noktaya taşıdı mı bir şey saklar gibi ? panik oldu mu mesela birileri telefonunu kullandığında ? yeni kıyafetler, yeni parfümler , egzersizler vs . vs . En önemlisi de isteksizlik başladı mı malum konuda ?
Evetse yanıtlarınız yandığınızın resmidir……Ve yandığımın tabiiii :)))))))))))))))))))
Hangi evlilikte ilk günün heyecanı var?
Hangi evlilikte sarılmalar ilk günkü kadar samimi ve hummalı?
Cicim ayları geçince; kavgalar tartışmalar başlar birçoğumuzun evliliklerinde olduğu gibi. Gün gelir sesler kısılmaya, kavgalar bitip tartışmalar anlamsız hale gelmeye başlar; işte asıl tehlike o zaman başlamış demektir. Uzaklaştıkça uzaklaşır eşler birbirlerinden. Evlilik sarp bir uçurumun kenarına gelmiştir ve elinizi uzatsanız kaçıp oradan kayalıklara yuvarlanacak gibidir. Geriye döndürmek artık çok zordur bu ilişkiyi. Elbette hep umutsuz ve karamsar olmamalı insan. Tersi de yaşanabilir bazı evliliklerde. Tartışmaların, kavgaların ardından eşler birbirlerine dokunabiliyorlarsa , hatta duygulanabiliyorlarsa bu dokunuşlardan hala ümit var demektir yarınlar adına.
Seyrettiğiniz dizilerden , okuduğunuz gazetelerden , zevk aldığınız hobilere kadar her şeyiniz farklıysa, eh bir de yatakları bile ayırmışsanız vah halinizeeeeeeee vah!!!!!
Sorunlu yürüyen evliliklerde; erkeklere sorsanız’’ ne varmış küçük bir kaçamak yapmakta ‘’ derler. Bırakın suçluluk duymayı pişmanlık bile söz konusu olmaz masum kaçamaklarda . Hele de evliliğin gidişatı kötüyse, huzur sokaklarına bile uğramıyorsa, haklı olduklarını bile iddia edebilirler evlilik dışı bir ilişkiye onay verirken. Kötü giden bir birliktelikte her şey mübahtır ayaklarıyla efelenip ‘’haklıyım ‘’ edasıyla üst bile çıkabilirler hatta. Anlarsınız ya vicdan meselesi !
Kadınlar için durum çok farklı. Onlar eşleri kadar rahat davranamıyorlar bu koşullarda. Yeltenseler bile böyle bir ilişkiye; kendilerini diken üstünde hisseder, vicdanen rahatsızlık duyarlar.
Bazen eşlerin hayatı yukarıdaki kadar vahim olmayıp da erkek milletinin ( kaçamak yapmayanların üstlerine almalarına gerek yok bu tamlamayı ) tek gecelik kaçamakları da söz konusu olabiliyor. Arkadaşlar arasında ‘’ felekten bir gece çalalım ’’ denilip tek gecelik de olsa ; eşlerini aldatma olayı vuku bulabiliyor. Kadınlar bu aldatmaları tolore edebiliyorlar mı peki. Olur a kadının kulağına gitmiştir bu kaçamak, kazara birileri çıtlatmıştır kadına eşinin çapkınlığını işte o zaman dananın kuyruğu kopar mı acaba? Hiç de öyle olmuyor valla. Ne kuyruk kopuyor ne de kafa…
Genelde onur kırıcı, hasar bırakan , inciten bu durumlarda kadınlar tek gecelik aldatmaları daha kolay affedebiliyorlar. Kimsecikler duymamıştır ya, olup bitmiştir ya, arkası gelmemiş, alışkanlık haline dönüşmemiştir ya; ‘’ olsun be kocacım, sorun yok ben unuttum gitti ‘’ deyip sarılırken eşine; kırılan gururunu ‘’ Gönül Tamircisine ‘’ emanet edip devam ederler ayni yastığa baş koymaya…Sırtlarını dönseler de birbirlerine.
Strawberry_06
YORUMLAR
Hayatın gerçekleriyle dolu bir yazı olmuş eline sağlık.Sanırım bunlar çoklukla yaşanır oldu hayatımızda .Şu bir gerçek ki evliliklerde bir süre sonra aşk ölür ama saygı sonsuza dek yaşayabilir.Bize düşen görev saygıyı kaybetmeyelim ,o da yok olursa ilişkiyi ayakta tutacak hiçbir dayanağımız kalmamış olur.
Teşekkürler Strawberry_06
selam dünyanın en güzel en şirin en ASİL kadını o kadar güzel bir şey yazmışsın ki o kadar harika bir konuya parmak basmışsın ki ne diyeceğimi bilmiyorum sadece şunu diyeyim sen başkasın yazıların BAMBAŞKA iyiki sen benim arkadaşımsın ne şanslıyım
bestekar- senarist Mustafa Ercuman
Yazılarınızda nedense hep erkekleri suçlarcasına serzenizleriniz olduğunu görüyorum..
Neden hep erkekler suçlu oluyor hepmi kadınlar haklı,yada hepmi bayanlarımız düz yolda yürüyorda erkekler yanlış şeyler yaparak çamur sıçratıyor etrafa..
Bu bence biraz mantuksız geliyor bana,çünkü hep erkek hata yapıyorsa onu hataya sürükleyen yada iten bir faktör vardır muhakkat.
Yani sadece erkeklerde değil bayanlarımızda da var bu sizin bahsettiğiniz potansiyel..
Ben erkekleri suçladığınız niteliği bir fıkra aktararak bayanlarında nasıl yapabildiğini göstermek istiyorum..Tabi anlayabilenler için olsun bu fıkra..
Saygılar..
Kadının biri 10 tane olan çocuklarını ana sınıfına yazdırmak için başvurmuş ve okulun müdürü kayıt yapması için kadından çocukların isimlerini istemiş. Kadında ahmet demiş.
Müdür bey şaşırarak:
- Nasıl ahmet yani hepsinin ismide ahmet mi_?
Kadın gayet emin bir şekilde:
- Evet
Müdür:
-Peki hanımefendi zor olmuyor mu karıştırmıyor musunuz_?
Kadın:
- Yo bilhakis kolay oluyor ahmet yemeğe diyorum hepsi birden geliyor, ahmet çıkıyoruz diyorum hepsi birden hazırlanıyorlar.
Müdür şaşkınlıkla dinlemekte ve kadına:
- Peki bayan özel iş vermen gerekiyor ise napıyorsun?
Kadın:
- O ZAMAN SOY İSİMLERİ İLE çagırıyorum demiş..:))
ve klasik olarak evlilik hayatında karısından güler yüz görmüyorum o yüzden gözüm dışarda yalanlarını geçin.
erkek eğer aldatmıyorsa 3 sebebi vardır; 1- parası yoktur 2- cesareti yoktur 3- ağzı laf yapmıyordur.
erkeğin aldatması için karşı cinsten beklentilerini bulamaması gibi saçmalığa ihtiyacı yoktur.canı ister; parası veya cesareti varsa ve ağzı laf yapıyorsa aldatır.yok karısından güler yüz görmemişmiş bilmem neymiş hikaye hepsi.
erkek doğası gereği cinsel arzu için sevgiye ihtiyaç duymaz,kadın sevgiye ihtiyaç duyar...bu nedenle erkek için karşı cinsten sevgi göremedim güler yüz göremedim falana ihtiyacı yoktur..hatun hoşuna gidiyorsa ve hoşuna giden hatunu tavlama kabiliyetine sahipse tavlar ve aldatır.gerisi hikaye.....
ve klasik olarak evlilik hayatında karısından güler yüz görmüyorum o yüzden gözüm dışarda yalanlarını geçin.
erkek eğer aldatmıyorsa 3 sebebi vardır; 1- parası yoktur 2- cesareti yoktur 3- ağzı laf yapmıyordur.
erkeğin aldatması için karşı cinsten beklentilerini bulamaması gibi saçmalığa ihtiyacı yoktur.canı ister; parası veya cesareti varsa ve ağzı laf yapıyorsa aldatır.yok karısından güler yüz görmemişmiş bilmem neymiş hikaye hepsi.
erkek doğası gereği cinsel arzu için sevgiye ihtiyaç duymaz,kadın sevgiye ihtiyaç duyar...bu nedenle erkek için karşı cinsten sevgi göremedim güler yüz göremedim falana ihtiyacı yoktur..hatun hoşuna gidiyorsa ve hoşuna giden hatunu tavlama kabiliyetine sahipse tavlar ve aldatır.gerisi hikaye.....
Çarpıcı ve bir o kadarda yakıcı bir itiraftı...
Sadece erkeklerin cinsel dürtüleri tavan yapmıyor.Erkekler süper biyolojik canlı değiller.Bayanlarda aynı dürtülere sahipler.Eşin şu düşüncene rağmen seni aldatmamışsa, bir ataerkil toplum düzeni ikinci olarakta merhametinden aldatmamıştır.
Ayrıca verdiğin 3 sebepten anladığım kadarıyla (aldattığın için)1-paran var 2- cesaretin var 3- ağzın laf yapıyor.Bu 3 şeye aynı anda sahip olmana rağmen saat 00.03'te melankolik bir havada burada yorum yapıyorsun.Bence sen kendini aldatıyorsun.
Yıllarca ırkımız barbar gösterildi sarı ırk dediler bize.Yani dünyada hiçbir kültürel birikime katkımız olmamış gibi.Sanırım 40 kere demiş olacaklar ki erkeklerimiz renkten renge giriyor. Çoğunluğu da gerçekten barbarlaşıyor.
Aldatan erkeklerin, aldatan hanımları olur.Doğal süreçte her şey bir gün dengelenir ve sonra başa sarar.
Senin düşüncelerini bu bağlamda eleştiriyorum.Çok yanlış düşünüyorsun, duygudan uzak; dürtü ve hormonlarıyla yaşayan bir canlı olmadığının farkına varmalısın.
Saygılar.
Çoğu erkek ya da kadın, evlilik içinde ya da ilişkilerinde ihmal edildiği hissine kapılarak bu yola
başvurur. Asıl hedefi önemsendiğini görebilmektir. Bu durumda aldatmaların ilk sırasına asla
cinselliği koyamayız.Kadınların korkulu rüyası olan aldatılma durumlarında erkekler ne yazık ki
sonradan suçluluk hissi duyarlarmış . İlginç olan şudur ki sadakatsizliklerin % 75 lik oranında
evlilikler bozulmadan sürüp gidiyormuş.
Nedir, bu Neriman Hanım'ların çektiği be !
Her şeyin kilit noktası imanda saklıdır diye düşünüyorum..
"inandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız"