Gören gözler
14 Haziran 2013, 23.04 A- A+
Arkadaşlar ilk defa bu kadar isteklı bir şekilde yazıyorum umarım kendinizden bir şeyler bulursunuz.
14 Haziran 2013. Cuma günü öğlen iki suları. Klasik bir hafta arası günü bugünü diğerlerinden farklı kılan bir özellik olduğunu düşünmüyordum. Sabah kalkıp bilgisayar dersı projesini bitirdim. Her şey olması gerektiği gibi teslim ettim sonra. Döküman işleri hep aynı şekilde gitti. Hafızamı zorluyorum evet farklı bir şey yoktu bugünü diğerlerinden farklı kılan. Yine aynı soru işaretleri ve düşünceler tam anlamıyla standart bir gün.
Okuldan çıktım metroya giden otobüs durağına doğru giden yolda yavaş adımlarla ilerledim. Otobüs durağına ikiyüz, üçyüz metre kala otobüsün benim sağımdan gelip geçtiğini gördüm. Bu ne cürret ! Etrafımdaki insanlara aldırmadan, dünkü Usain bolt performansınında etkisiyle durağa kadar tüm süratimle koştum. İnsanların arasında bu kadar hızlı koşarken bu denli gözlerin üstüme kayması ilginç bir his. Otobüse yetiştim ve standart günüme devam ettim. Durağa yaklaştık otobüsden indim durağa gelince. Metroya binip varacağım istikamete doğru giderken en yakın arkadaşlarımdan Etienne bana eşlik etti, artık kapağı buruşmuş kaçıncı kez okuduğumu hatırlamadağım, Germinal kitabının sayfalarında.
Metrodan çıktım eve doğru yöneldim kulağıma kulaklığımı taktım. Pearl jamdi çalan. Eve doğru döndüm. Şarkının sonlarına gelmiştim. Aklımda eve gidip yatağıma uzanmak vardı. En güzel hayalim ne yazikkı buydu bugün ile alakalı. Şarkı bitmişti ama sıradaki şarkı çalmıyordu. Elimi cebime attım. Pantolunun arasında zorlukla çıkarttım telefonu anahtarı yere düşürmeden. Sonra sıradaki parçayı çalması için bastım kapitalizmin en büyük illetine. All my loving intorusuz ender şarkılardan. Standart bir gün için fazla hareketli, ritimli ve bir o kadar hüzünlü bir elveda şarkısıydı.
Evet başlıyoruz. Kafamı yavaşça tekrar kaldırdığımı hatırlıyorum. Sıradan bir insan vücüdu idi karşımda. Zaman yavaşlamış gibi anlatırken bile. Biraz daha yukarı çıkarken gayet sıradan bir et parçasıydı açık sarı ve beyaz çizgili t shirtunun altındaki. Fakat devam ediyordu gözlerim yukarı çıkmaya. Birden güneşi arkasına aldığını farkettim. Aramızdaki mesafe 3 metre yoktu belki. Çenesi ve dudakları başlıyordu gözlerimin önünde, şimdi bir güzellik başlıyordu hissediyordum bunu. Ama güzellik yeterli bir olgu değil hiç bir zaman olmadı benim için. Burnunuda geçtikten sonra.. Evet zaman durmuştu artık. Sizi oraya götürmek istiyorum dostlarım.
Haziran ayının verdiği güneşin coşkusuyla serpilmiş çiçekler kokularını veriyordu yavaş yavaş. Polenler hafif hafif salınıyordu etrafta. Etraftaki anlamsız sesler ve hatta tüm kafamdaki sorular bir an için paydos etmişerdil.. Gözlerimi kaldırdım ve tüm bu güzel resme gözleri eklendi. Bir resim ne kadar daha güzel olabilir veya bir şair ne kadar güzel şiir yazabilir. Bir çiçek ne kadar güzel kokabilir dostlarım anlatın bana. Hangi kuşun ötüşü bu denli haz verebilir. Hepsinden güzeldi gözleri. Saniyenin onda biri olabilirmi bir insanı mutlu etmeye yeten.. Bana baktı birde o gözlere dudakları eşlik etti küçük bir gülümseme ile bu konçertoya. Ve şimdi müzikte vardı işin içinde. Ama maalesef yavaş yavaş sonlanıyordu her biten gibi. Usulca yanımdan geçti ve gitti.
Soracaksınız bana dostlarım biliyorum. Hergün yaşamıyormuyuz bunu diye nedir bunu özellikle kılan. Cevabım gören gözlerdedir. Onu gözlerinden tanıycaksın. Gözleri anlatmaya yeter herşeyi. Aşkdan fazlasıydı bugünkü yaşadıklarımın. Bana öğretti o gözler herşeyi sil baştan. Bir damla suydu kurak çöllere düşen ve hisetti bu can en derinliklerinde yeşeren ilk çiçeği. Artık güneş doğmuştu.Geri dönüş yoktu artık.
Dostlarım eğer sorarsanız yine bana ''sonra ne oldu diye onun peşinden gittin mi diye ?''. Bunun cevabını siz verin. Düşlediğiniz gibi bitsin sonu.
Ve sakın unutma sevgili dostum ! ''Anlatılan senin hikayendir''
http:https://www.youtube.com/watch?v=ETXiPgtfg9s?rel=0
......
14 Haziran 2013. Cuma günü öğlen iki suları. Klasik bir hafta arası günü bugünü diğerlerinden farklı kılan bir özellik olduğunu düşünmüyordum. Sabah kalkıp bilgisayar dersı projesini bitirdim. Her şey olması gerektiği gibi teslim ettim sonra. Döküman işleri hep aynı şekilde gitti. Hafızamı zorluyorum evet farklı bir şey yoktu bugünü diğerlerinden farklı kılan. Yine aynı soru işaretleri ve düşünceler tam anlamıyla standart bir gün.
Okuldan çıktım metroya giden otobüs durağına doğru giden yolda yavaş adımlarla ilerledim. Otobüs durağına ikiyüz, üçyüz metre kala otobüsün benim sağımdan gelip geçtiğini gördüm. Bu ne cürret ! Etrafımdaki insanlara aldırmadan, dünkü Usain bolt performansınında etkisiyle durağa kadar tüm süratimle koştum. İnsanların arasında bu kadar hızlı koşarken bu denli gözlerin üstüme kayması ilginç bir his. Otobüse yetiştim ve standart günüme devam ettim. Durağa yaklaştık otobüsden indim durağa gelince. Metroya binip varacağım istikamete doğru giderken en yakın arkadaşlarımdan Etienne bana eşlik etti, artık kapağı buruşmuş kaçıncı kez okuduğumu hatırlamadağım, Germinal kitabının sayfalarında.
Metrodan çıktım eve doğru yöneldim kulağıma kulaklığımı taktım. Pearl jamdi çalan. Eve doğru döndüm. Şarkının sonlarına gelmiştim. Aklımda eve gidip yatağıma uzanmak vardı. En güzel hayalim ne yazikkı buydu bugün ile alakalı. Şarkı bitmişti ama sıradaki şarkı çalmıyordu. Elimi cebime attım. Pantolunun arasında zorlukla çıkarttım telefonu anahtarı yere düşürmeden. Sonra sıradaki parçayı çalması için bastım kapitalizmin en büyük illetine. All my loving intorusuz ender şarkılardan. Standart bir gün için fazla hareketli, ritimli ve bir o kadar hüzünlü bir elveda şarkısıydı.
Evet başlıyoruz. Kafamı yavaşça tekrar kaldırdığımı hatırlıyorum. Sıradan bir insan vücüdu idi karşımda. Zaman yavaşlamış gibi anlatırken bile. Biraz daha yukarı çıkarken gayet sıradan bir et parçasıydı açık sarı ve beyaz çizgili t shirtunun altındaki. Fakat devam ediyordu gözlerim yukarı çıkmaya. Birden güneşi arkasına aldığını farkettim. Aramızdaki mesafe 3 metre yoktu belki. Çenesi ve dudakları başlıyordu gözlerimin önünde, şimdi bir güzellik başlıyordu hissediyordum bunu. Ama güzellik yeterli bir olgu değil hiç bir zaman olmadı benim için. Burnunuda geçtikten sonra.. Evet zaman durmuştu artık. Sizi oraya götürmek istiyorum dostlarım.
Haziran ayının verdiği güneşin coşkusuyla serpilmiş çiçekler kokularını veriyordu yavaş yavaş. Polenler hafif hafif salınıyordu etrafta. Etraftaki anlamsız sesler ve hatta tüm kafamdaki sorular bir an için paydos etmişerdil.. Gözlerimi kaldırdım ve tüm bu güzel resme gözleri eklendi. Bir resim ne kadar daha güzel olabilir veya bir şair ne kadar güzel şiir yazabilir. Bir çiçek ne kadar güzel kokabilir dostlarım anlatın bana. Hangi kuşun ötüşü bu denli haz verebilir. Hepsinden güzeldi gözleri. Saniyenin onda biri olabilirmi bir insanı mutlu etmeye yeten.. Bana baktı birde o gözlere dudakları eşlik etti küçük bir gülümseme ile bu konçertoya. Ve şimdi müzikte vardı işin içinde. Ama maalesef yavaş yavaş sonlanıyordu her biten gibi. Usulca yanımdan geçti ve gitti.
Soracaksınız bana dostlarım biliyorum. Hergün yaşamıyormuyuz bunu diye nedir bunu özellikle kılan. Cevabım gören gözlerdedir. Onu gözlerinden tanıycaksın. Gözleri anlatmaya yeter herşeyi. Aşkdan fazlasıydı bugünkü yaşadıklarımın. Bana öğretti o gözler herşeyi sil baştan. Bir damla suydu kurak çöllere düşen ve hisetti bu can en derinliklerinde yeşeren ilk çiçeği. Artık güneş doğmuştu.Geri dönüş yoktu artık.
Dostlarım eğer sorarsanız yine bana ''sonra ne oldu diye onun peşinden gittin mi diye ?''. Bunun cevabını siz verin. Düşlediğiniz gibi bitsin sonu.
Ve sakın unutma sevgili dostum ! ''Anlatılan senin hikayendir''
http:https://www.youtube.com/watch?v=ETXiPgtfg9s?rel=0
......
YORUMLAR
Normalde yorum yapmazdım ama yaptım madem gerisi gelsin. Linkteki şarkı dışında pek beğenemedim. Tabi başkaları beğenmeyecek diye bir şey yok. Yinede emeğine sağlık diyecektim ama pek özenilmemiş de .
Mirza, bu kadar zamandır burdasın, halen siyaset, futbol ve din konularında yazı yazılamayacağını öğrenemediğin ya da öğrenmene rağmen bunu çarpıttığın için bence sende kara kalpli blogçusun, başka izahı olamaz çünkü bu yaptığın kötü niyetli değerlendirmenin.
Ben bugüne kadar hiçbir operatörden şikayet dışında bir istekte bulunmadım.Link-video muhabbetini bu yüzden böyle sandım.
Mirza78 beyaz siyah diye saflara ayırma sonra oklar bana dönüyor, ortada ben kalıyorum :)Kara kalpli blogçu seni:D Seninde küsmen yakın gibi. Küsersen bu 3 olacak saydım ona göre:) Yazdığım hiçbir şey artık yayınlanmıyor,yayınlananlarda sonradan kaldırılıyor, adıma bloglar yazılıp yayınlanıyor; yıllardır bir ben küsmüyorum. Ne adar yüzsüz biriyim :)
Blog yazan arkadaştanda özür dilerim. Ona haksızlık yapıldığını düşündüğüm için ilk yorumu yazdım. Fakat ayağım uğurludur, çok yorum alırsın.
Yorum yapmak ile yapmamak arasindayim bu yorumunuza. Ama sanirim daha fazla dayanamiycam. Yazimda herhangi sekilde siyasi veya ideolojik bir dusunceden eser yok ( dokunmatik telefonlarin kapitalizmin en buyuk oyuncagi olmasi disinda ). Buna ragmen boyle bir yazidan boyle bir anlam cikarmak beni ziyadesi ile uzdu. Kisilerin siyasi gorusleri, dini gorusleri, akliniza ne gelirse bunlar tercih meselesidir ve sadece kisileri baglar. Boyle bir yazinin altinda beyaz blogcu gibi trajikomik bir ithafda bulunmaniz bana karsi gayet uzucu. Her turlu yoruma karsi acigim, yazimi elestirebilirsiniz uslubumu yaziyla alakali herseye varim. Ama boks mucadelelerinde bel alti vurmak diye bir olay vardir. Siz bunu yapmaya calisiyorsunuz bu hic hos degil. Umarim gerekeni yapar site yoneticileri.
Saygilar.
Yazıya gelirsem,pek bir şey hissettirmediği gibi sondaki Ak Sakallı Dedemiz'in sözü de her şeye uyar gibi göründüğü halde alakasız durmuş...benzer bir blog yazısı okumuştum onu getirdi aklıma...aynı böyle etkilendiği bir kızın peşinden caddelerce takip ettiğini anlatmıştı. cidden iyi yazılmıştı ve yaşatmıştı. Çoğunlukla kısa akıcı cümleleriniz var, fazlasıyla kısa hem de... bu tarzı sevsem de duygu akışında kopukluğa yol açacak kadar kısaydı bazı cümleler.
bilgeguness'in dile getirdiği bir konuda açıklama yapmak istiyorum. Son yaşanan Gezi parkı olayıyla ilgili bir çok yazı geldi tabi ki. Bu yazılar onay için önümüze gelmeden önce, geleceğini tahmin ederek, kendi içimizde bir değerlendirme yaptık, ne yapalım diye. Çünkü bu olayların sonucu siyasete dayanıyor. Sitedeki kurallarımız gereği de siyaset içerikli yazılara izin vermediğimizden, eğer yayınlarsak kendimizle çelişeceğimiz için yazılan blogların ve yorumların ardı arkası kesilmeyeceği ve ciddi bir tartışma ortamı doğacağı için yayınlamama kararı aldık. Sadece şiddet ve hakaret içermeyen nickleri onaylama kararı aldık ve bunu uyguladık.
İşin bir de kişisel bir tarafı var ki, özeleştiri olarak alabilirsiniz. Bu hareket çok güçlü bir hareket ve şimdiye kadar Türkiye'de rastlanmamış bir durum. Ve ben bu konuda ciddi şekilde "tarafım". Bu konuyla ilgili blogları sadece ben değerlendirip yayınlamayı çok istedim ama duygularıma yenilirek haksız onay ya da redleme işlemi yapabileceğimi düşünerek, en doğrusunun hiç yer vermemek olduğunu düşündüm. Benim açımdan durum budur. Son yazdıklarımdan, aa demek diğer bloglarda duygularına yenilerek mi işlem yapıyorsun diyeceklere de, şimdiden cevap ve ciddiye alınmayacaklarını hatırlatırım.
Not: Bied, cebren'e özel olarak sorduğun ve cevap aldığın en az 2 veya 3 red sebebinin, sana bildirildiğini ben biliyorum, ambulans arkasına takılan araç olma boşuna.
Ben üzerine alınan arkadaşın bloğunda gördüm en son, ama ondan önce başka bloglarda da görmüştüm. Yani onu eleştirmedim, ki zaten eleştiri varsa ona olmaz operatörlere olurdu. Ki gmsnn'de cevabı vermiş. Bende 2.yorumda sebebini söyledim. Sadece arkadaş fevri davranıp2.yorumumu görmeden beni Allah'a havale etmiş.
Ortada eleştiri yok, sadece arkadaşa haksızlık yapıldığını; bunun operatör insiyatifinde olduğunu sanıyordum.
BiEd ne yapmak istiyorsun anlamadım bile, bu yüzden sana prim vermeyeceğim.
Bak ayağım uğurlu geldi, bunu seviyorlar msc13.
Dedigim gibi duk, benim amacim kesinlikle yazinin altinda bu sekilde yorum almak degil. Tek hedefim yazma hevesime devam ederken, okuyan kisiler tarafindan yapici yorumlar alabilmek. Fakat senin demek istedigini anliyorum. Ben video olarak nasil paylasilir bilmedigim icin link olarak attim. Bir daha ki yazimda yaziyi yazmadan once editleyen arkadasa mesaj yollarim veya farkli bir yol bulurum (yada sarki paylasmam bu kadar tartismaya sebep vermem :) ).
Her zaman birer taraftar olabiliriz bunda bir sakinca gormuyorum. Fakat unutmayin fanatik dusuncesini degistiremeyen ve degistirmeyecek olana denir. Umarim hepimiz hata yapabilen sonra yapilan hatayi kavrayabilen ve samimi sekilde ozur dilemeyi bilen erdemli insanlardan oluruz. Saygilarimla..
Ki gmsnn'ye salon operatörlerini şikayet etmem dışında hiçbir blog isteğim-ricam-eleştirim yoktur. Tek istisna vardır, bir yorumun silinilmesini istedim. Olmaz dedi, bende bloğu sildim. Cebren'den ya da farklı operatör arkadaşlardan yayınlanmayan blog-yorum ikileminde ne hesap sordum; ne bunu farklı bir yerde söyledim. Hepsi bu yazıyı okuyacak, aksi varsa söylesinler lütfen. BU YÜZDEN; ÖZEL RİCAM OLMADIĞI İÇİN BİLMİYORDUM, VİDEOLARIN İSTEK ÜZERİNE YAYINLANDIĞINIIII
Ben diyorum ki amacım şöyle şöyleydi, operatöre bağlı sanıyordum; hala çark ettin bilmem ne ettin, yaptığın köylü kurnazlığı. Bırak Allah aşkına olayı provake etmeyi.
Şimdi bu yorumumda uzun süre askıda kalacak gibi :)
Son olarak Öyle oluyor sanıyordum. Hala anlamayan varsa bir zahmet üzerine kireç atıp kendi kendini gömsün.
Blogger arkadaş pişman oldum ilk yoruma, herkeste bekliyormuş ambulansın peşine takılsak diye. Umarım kusura bakmazsın.
çarşı karışmış. uzak durmak lazım.