Bitli Pazar ...
21 Haziran 2013, 16.09 A- A+Sallanan masanın boşlukta kalan bacağına destek yapacak birşey aradı gözleri..Kitapların olduğu kartonun kenarından kopartmaya kıyamadı da biraz ötede boş boş duran taşı alıp sıkıştırdı aksayan bacağın altına, yokladı, evet iyi duruyor du...Tek tek sıraladı serdiği örtünün üzerine, kırışıklığı için içinden ettiği küfürlere gülümsemeye başlamıştı..En kıymetli olanlarını daha yükseklere koymayı planladı..Kitapları kullandı onları yükseltmek için..Sabahın 6.00 sında burda ne arıyorum diye düşündü..Tam iç sesinin ettiği küfürlere hayret ederken biraz ötede başka bir masa kurma telaşını farketti, demekki bir o değildi gazetenin ilanını gören, bu saatte işe koyulan..Düzensizliğe yaşantısının hiçbir kesiminde tahammülü yoktu..Biraz uzaklaşıp seyretti eserini, bir kaç ayrıntı gözüne takıldı..İşte hepsi gözünün önündeydi artık..Termosun kapağını açar açmaz gözlerini kapattıran derin bir nefes aldırtan o mükemmel kahve kokusu..Sıcaklığını hissetti, bardağı kavradığında avuçları..Seyre daldı geçmişini...
° Teyze, bu pipo ne
kadar ?
Evde içme şunu demekten bıkmıştı, çalışma odasında içmesine ses çıkartmamayı öğrenmişti de, ''yemeğin üzerine iyi gidiyor bayan'' deyipte salonun ortasında yakmıyormuydu...
° A aa ! Nasıl karışmış bunların içine..O satılık değil ..Deyip aldı genç delikanlının elinden pipoyu usulca okşadı ve çantasının içine atıverdi..
Kurulan masaların aralarında dolaşan, sergileyenin gözden çıkartıp, atmaya kıyamadığı eskilerinin başka bir göze girme çabasındaki eşyalara tek tek bakıp inceleyen insanlar çoğalmıştı..Masasının başına gelip geçmişini, anılarını inceleyen, hatta belkide yüzlerce başka anıya dokunan parmak uçlarıyla şimdi kimse ile paylaşmak istemediği, sadece onların varlığı ile nefes almaya çalıştığı anılarına dokunuyorlardı ya ..Nefesi kesiliyordu sanki..Görmezden gelip arkasını dönüyordu..Ya biri çalarsa diye endişe ile hemen geri dönüyordu..Sorulan fıyatlara ''yenisi daha ucuz bu kadın delirmiş olmalı'' dedirtecek fiyatlar söyleyip, masa başındaki akbaba gibi gördüğü insanları uzaklaştırıyordu..
Akşam olmak üzereydi..Yan masa sahipleri şaşkın bakışlar içinde masasının etrafını sarmıştı..
° Bu kadar güzel, kaliteli, neredeyse kullanılmamış gibi nadide eşyaları nasıl satamadınız ??
° Benim anılarım bukadar ucuz değil..Hele 32 yıl beraber nefes aldığım...
Sustu..Yavaşça başladı toplamaya tek tek..Aynı yaşlardaki bir adam elini omuzuna koydu..''Bilirim bu acıyı''..Dedi ve oda usulca ayrıldı yanından..Kırılmasınlar, üzülmesinler diye okşadı tek tek kağıtlara sardı sarmaladı, yerleştirdi usul usul kutuların içine anılarını..
Böyle vasiyetmi olurmuş ..Ciddiye almadığı, duymazdan geldiği, örtbas etmeye çalıştığı onun deyimi ile bu masum ve küçük istek ..Neden... Neden rüyalarına giripte ''Kurtul o anılardan yaşadığın kadar yaşamayacaksın..Hayatın başka renklerini gör..Beni daha çok mutlu edersin o zaman ..'' demişti..? İyi işte elden çıkartmak için tezgah kurdum ..Kimse almadı ..Hepsi yine bana kaldı....
YORUMLAR
Bazı şeylerin hatırasını görmesek te unutamayız, yürekten silmediğimiz sürece. Kimi zaman acıtsa da anılarımız; tıpkı parmak izleri gibidirler, dokunduğumuz hayatlardan silinmeyen..
Kalemine sağlık arkadaşım
''yazmak adına Türkçeyi katlediyoruz'' . Tıpkı Berrak_Yaşamın yaptığı gibi.
Ciddiye almadığı, duymazdan geldiği, ört pas etmeye çalıştığı onun değimi ile bu masum ve küçük istek ..
ÖRT PAS değil:)))))) ÖRTBAS
onun değimi ile değil:))))) onun deyimiyle
''Herkez yazarak eylenmeye geldik didiler, ben de artık uğraşmicam dedim''
Yinede teşekkürler.....
Suslu_geveze' nin yapmış olduğu yorumun hangi yönü ''çirkin'' ve ''....'' olarak görüldü?
Sadece bu hatalar dediğiniz okuyucuya olan saygınızı gösterir ve dilbilgisini kötü kullanmanın bahanesi yurtdışında yaşamış olmak gösterilemez.Yazıyı yayımlamadan önce dilbilgisi iyi olan arkadaşlarınıza okutabilir ve bu özveriyi gösterebilirsiniz.Ancak mesele okuyucuya özverili yazı ulaştırmak değil sırf beğeni toplamak adına 1-2 süslü kelam etmek diyorsanız kendi adıma söyleyecek sözüm olmaz.
Ayrıca bir insanın eleştiri yapabilmesi için illaki düzinelerce yazı,blog veya herhangibir karalama yapmasıda şart değildir.Nasıl bir kişinin giydiği kıyafetin bulunduğu ortama yakışmadığından bahsedebilmek için modacı olma gereği yoksa yazınızı dilbilgisi açısından eleştirmek için de yazar olma şartı yoktur.Hepimiz hata yaparız, hatalar bize iletildiğinde çirkinleşmenin alemi yoktur.
Yormunuzdaki ''....'' bölümü çok yakışıksız ve hatta haddinizi aşan bir hal almıştır.
Övgü gelince üstün körü 2 kelam yazıp geçiştiriyorsunuz. Eleştiri gelince neden uzun uzun aklanma ve saldırı isteği duyuluyor anlayamıyorum.
Ayrıca 23 yıldır yurt dışındasınız ama kendinizi savunmaya ve saldırıya geldiği zaman gayet güzel Türkçe kullanıyorsunuz.
Keşke hatanızı düzeltmeden insanların sizi olduğunuz gibi kabullenmesini bekleseydiniz. Bilmemek ayıp değildir ki.
Güzel, güzel..Benim yaptığım 3.5 hatanın belkide uzun zamandan beri içlerimizde kalmış, birikmiş,ertelenmiş, törpülenmiş, ukdelerimizin bir çıkışı, bir patlaması olacak bu yorumlar..Ama isterdimki öncelik yazının içeriği olsaydı..Olsun ben eleştirinin, akıl vermenin, yol göstermenin ve bunlarla paralel tüm yorumların her kişiye extalar katacağına inananlardanım..Ve yine olsun, günah keçisi olmak bile bu anlamda bana onur verir..
Isterseniz biraz blog nasıl olmalı diye düşünelim..Hatta ileri adım olarak google den yardım alalım..Ben biraz araştırdım, ve emin olun bunu blog yazmaya başlamadan önce yapmış ve yazdıklarımıda buna uygun halde enterlemiştim..Yazı yazmak zor iş..Kendini kasmadan, içinden geldiğince..Başkalarının kelimeleri, paragrafları ile değil..Tamamen kendi hazineniz ise bu yazı bin kat daha zormuş..Öğrendik..Bir yazıyı, bir şiiri,bir şarkıyı, bir fikri, bir elbiseyi ya da herhangi bir objeyi her okuyan, duyan, gören aynı hislermi taşır ?
Burası normal bir Blog değil !! Burası bizlerin duygularını, anılarını, kızgınlıklarını, saçmalıklarını, bilgilerini, öğrenmek istediklerini, ama en önemliside kendimizi geliştirebileceğimiz bir paylaşım portalı..Hatta ınfomuzda yazdığı gibi '' Kullanıcının Günlüğü ''..Bilmişlik yapmak istemiyorum..Ki bir bilgimde yok..Bunu bir çok yazıda anlatmaya çalıştım..Ben edebiyatın '' E '' sini bile bilmem..Lakin öğrenebilirim yaşım 42 olsada..Çoğunuz gibi Universite de bitirmedim..Hatta lise bile terk edildi bu nalet inatlarım yüzünden..Kişiselleştirmek istemiyorum ama, bir çok blog yazanın benim gibi olduğunuda çok iyi biliyorum..Yani bizler yazı yazamayacakmıyız ? Yazınca katletmişmi olacağız caanım Türkçemizi ? Bilirsiniz her gazetenin, derginin, kitap evlerinin basınla ilgilenen her kurumun hatta ınternet üzerinde yayın yapan her sitenin bir editörü vardır..En büyük yazarlar bile yazılarını editörlerin düzenlemelerinden sonra yayına verirler..Bu çok normaldir..Sonuçta para kazanılıyordur, ve tabiiki bu çok gereklidir..Editörlerde iyi paralar kazanırlar bu işten..Bizdemi editör yardımı alalım ? Ben şahsen bu blog sayesinde, amacı sadece bilgilendirmek, köstek değilde destek olmak için, gerçek bir yazar olduğuna inandığım bir dostumdan yardım alacağım..Ya bu şansı bulamayanlar ? Yazmasınlar mı ?
Gelelim yorum adı altında yapılan '' Çirkinlik'' lere...Doldurulması gereken (.....) boşluklara..Son zamanlarda özellikle yorum diye yazılan..Hakarete varan, ukalaca, haddini aşan, kırıcı, inciten, amacı belli, çizgileri aşan yazılar olmalımı ? Bizi nereye taşır bu yorumlar ? Bize ne katar ? Tabiiki yapılan hatalar, eksiklikler, fikir uyumsuzlukları ve her türlü eleştiri ve yorum yapılmalı..Yorumdan korkan, istemeyen zaten yoruma kapatıyor yazıyı..Ben yoruma açtım diye herhangi biri gelip bana hakarete varan, haddini aşan her kelamını yazabilirmi ? Ben neredeyse her blog altına yorum yaparım bir kişi benim kıran, üzen, inciten, rencide eden tek yorumumu okudumu ? Okuyamazda..Dilbilgisi, imla kuralları ve yazı adına nevarsa toplansa da benim insanlığımın önüne geçemez ..Geçmesine izin vermem..Siz ( istisnalar ) neden izin veriyorsunuz ?
Sizin için gayet normal olan bir cümle ''Türkçeyi katleden '' gibi mesela benim için bir hakaret olabilir..Buna hayır bu hakaret olamaz bu cümle seni kıramaz, incitemez diyebilirmisiniz ? ))))) işaretleri bile yeterlidir bir tahrik için..Gerçi buda kişiye göre değişir...Tahrik varsa tepki olur..Olmazsa sıkıntı var demektir...
Türkçeyi katletmek.. Evet bu gün gibi ortada..Dikkat edilmesi gerekir..Ben Türkçem adına özür dilerim..
Nalet değil :)))))))) LANET...Doğrusu bu Berrak_Yaşam....
( Hiç bloğum, hiç yorumum olmayabilir . Bu olmayacağı manasına gelmez:)))))
Sistem altını çizerek uyarı veriyor, takmıyorsun. Biri en basit kelimeleri yanlış yazdığını söyleyince takıp, alınıyorsun.
Hakaret etmeninin kişiden kişiye değişebileceğini belirtmişsin. Okuyucu yaptığın bu vurdum duymazlığı hakaret olarak algılarsa ne diyeceksin?
Uzun lafın kısası hakaret diyorsan, hakaret kokan yorumuna bakmalısın. Baya blog yazdın, yüzlerce okudun. Sence de biraz daha dikkatli olman gerekmiyor mu? Hem yorumda, hem blogda...
'' Bu insanlar nereye bakıyor ''
İçerik* açısından böylesi hoş bir yazıya bu tepkin gölge düşürdü berrak.
Aslında kızman gereken o yorum değil aşağıdaki yorum gibilerdir
"Çok Güzel Türkçen Var, Cok GüzeL Anlatımın Cok Güzel Sunum'un Var Herkezin Bakış Açısı Farklıdır, KALEMİNE SAĞLIK.."
Çünkü seni yanlış yönlendiriyor hatalarını görmeni engelliyor. Sen üstüne alınma berrak ama şu son zamanlarda şakşakçılık ne kadar prim yapar oldu farkında mıyız? Buna alıştırılıyor muyuz acaba? Eleştirilere aşırı tepkiler vererek, bazen saldırarak bunu yapıyoruz olabilir miyiz dolaylı olarak?
*Yazının içeriği hakkında daha sonra sonra seninle birebir konuşuruz şu sıralar havamda değilim
Sevgili Berrak , portala düşmüşte de olsa bazı özel nedenlerimden dolayı yorum yazmakta geç kaldım.
Bloğunun konusunu çok sevdim , eğer blog yazan kişi yazmak istediğini ifade edebiliyorsa , işlediği konunun mesajını algılatabiliyorsa, okuyucuya bazı şeyleri katabiliyorsa yazmayı başarabiliyor demektir.
Yazının içeriğindeki , duygu yükünü ben hissettim , vefakarlığı sevgiyi ve anılarla yüklü bir geçmişin vasiyet edilmesi konumunda, arkada kalan yüreğin bulduğu çözümü..
Kelimelerin yetersiz kalabilir , daha akıcı yazılabilir , yada kelime hataların olabilir, hepimizin var.. Ancak bunları karşı tarafa iletirken kırıcı olmadan yapmak durumundayız.. ben yazmaya ilk başladığım zamanlarda satırlar arasında boşluk bile veremiyordum , zamanla canım herşey öğreniliyor yeterki yazmaktan vazgeçme..
sevgiyle kal..
Tarihi yerleri, müzeleri, antikacıları ziyaret etmeyi, oralardaki yaşanmışlıkları, kim bilir kimlerin ne heveslerle edinip nasıl duygularla kullandığı, hangi nedenlerle elden çıkardığı -veya öldüğünde elden çıkarılan- eşyalara dokunmayı, dokunurken gözümün önüne düşen belli belirsiz hayalleri hisstemeyi severim ben, hem de çok. Bu nedenle, bu dünyadan kopup kafamı sakinleştirmek istediğim zamanlarda giderim oralara.
Bu yüzdendir belki, yazıyı çok sevişim.
Bu yüzdendir belki, harflerin dizilişindeki aksaklıkları hiç ama hiç görmeyişim...
Kaldı ki, burası edebiyat sitesi değil.
Nasıl meraklıyız "Kendi gözündeki merteği görmeyip elin gözündeki çöpü görür" cümlesine sıkı sıkıya bağlanmaya!..
Haydi eleştiri tarzın bu, dilin sivri, üslubun böylesine pervasız; eh be güzel kardeşlerim oturup bir de kendi yazdıklarınıza, "Mertek"lerinize dikkat edeydiniz bari..:) Komik olunuyor komik; tıpkı KedidirKedi-TowardX'in yazdığı gibi.
Sonra da "Ay eleştiriye gelemiyorsun! Vay bu ne tepki!" Oldu, emriniz olur efendim(!):)
Ne zaman bırakacağız bilmem, mazrufu yok sayıp zarfla uğraşmayı...
Teşekkürler Berrak. Kendini de hep böyle samimi, sıcak sakla.
Sevgiler.
Duygulandım...Sevindim...Gerçekten...Demekki tek tek dolaşıp yorum bağışı toplamadanda..
Eleştirin...Öğretin...Uyarın...Lakin artık kırmadan, inciltmeden...Hevesleri kırıp, gönülleri inciltip....Yüceldiğimizi zannederken, küçülüp yok olmayalım..
Öyle işte....Cümleleri bitirsen bir türlüü..Yarım bıraksannn, kı en sevdiğim budur zaten bizde lafın tamamı sadece ihtiyacı olana söylenir...
Seviyorum Hepinizi....Ama bazılarınızı çok fazla ....:)))
SELAM....Yazıda anlatılmak istenen çok güzel ifade edilmiş !Yazıya yorumlarıyla katılan seni üzen yorumları bu satıcı teyzemize ver ve en ucuza satsın ama zannetmem alıcı bulsun...iş de bu yüzden bazı fikirlere fazla takılma yolunda tökez olurlar ve ilerlemede baya zaman kaybedersin..Yazılarının bundan sonra yorum yazmasamda takipcisiyim. Başarılar...