gamyun.net'i doğru görüntüleyebilmek için tarayıcını güncellemelisin, güncelleyemiyorsan başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsin.

BLOG

Bir Kadın ....

23 Haziran 2013, 16.31
A- A+

  Bir bardak sıcak çay tadında, uzaklara dalan yorgun gözlerini kendime doğru çevirecek şekilde

sorular bombardımanı hazırlıyorum aklımda.

-Nasılsın, iyi misin?- den öteye gidemeyecek kadar cesaretimi kaybetmiştim...

-Neleri seviyorsun?

-Kahve ve sigara..- dedi.

-Keşke kahve söyleseydin.

-Önemli değil, sana eşlik ediyorum- deyip yine gözlerini kaçırdı.

Yine bir sessizlik çöktü masaya. Aklımda soramadığım yüzlerce soru... Öylece bakakaldım ona. Aklımı okumuşçasına :

  • Klişe olacak belki ama, çay kalabalıkla içilir. Kahve yalnızlık ister. Şekersiz içeceksin. Hayat kadar acı olmalı. Telvenin her tanesin, dilinle damağının arasından, gözyaşı sayarcasına süzülmesine izin vereceksin. Sonra sigaradan çekeceksin derin derin , sis kaplayacak tüm benliğini. Uzun uzun tutacaksın dumanı ciğerinde ki sızlasın için. İkisinin aşkı öyle bir şey ki- yalnızlığına daha bir başka sarılıyorsun. Çok mu konuştum, sıkmadım ya ?- dedi ve sanki tebessüm etti.

  • Şeff iki acı kahve getirir misin ?- yüksek sesle garsona seslenir adına doğru döndüm:

  • Feci anlattın içelim bari- dedim.

Aklımdan geçenler farklıydı '' Yalnızlığını paylaşmak istiyorum. Seninle sende kaybolup, kendimde seni bulmak istiyorum. Seni istiyorum KADIN...'' . Ürktüm kendimden, kadın bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Acaba sesli mi söylemiştim ?

  • Kahve mi içecez? Kalkarız diye düşünmüştüm. Yolum uzun...

  • Az daha kal. Erken daha..

Yine sessizlik çöktü masaya. Anlatmak istese anlatırdı diye düşündüm. Kahveyi yudumlarken yüzüne baktım. İlk baktığımda göremediklerimi fark ettim. Ta içten gelen bir yorgunluk vardı üstünde nakış nakış işlemiş tüm hücrelerine. Göz altları hafif mor – sayısını hatırlamadığı uykusuz gecelerin belirtisi. Hiç gülmüyor, arada bir tebessüm ediyor( ya da bana öyle geliyordu). Yaşanmışlıkları ve keşkeleri tüketmişti kadını...

Baktığımda sıradan gibiydi. Ama derinleştikçe ondaki marjinalliği fark ettim. Kısacık saçları, çilli yüzü ve parlayan gözleri- yaramazlığını gizleyen bir çocuk gibiydi. Belki de bu çocuk sayesinde ayakta durabiliyordu.

Kısacık bir :

  • Görüşürüz !-

Uzunca seyrettim giderken arkasından bıraktığı boşluğu. Belki bir daha hiç gelmeyeceğini bile bile. Gidişi yarımdı. Anlatamadıkları kalmıştı bende.

Saat sabahın beşi. Kadını düşünüyorum. Gerçekten var mıydı, yoksa yine benim delice sanrılarımdan birimiydi? Sanrı olsa hisseder miydim içinde taşıdığı hüznü? Bir kadında olması gereken her şey vardı onda. Belki de daha fazlası. Ruhu vardı bu kadının. Yalnızlığına inancı vardı.

İyi ki tanıdım seni KADIN. Saygıyla önünde eğiliyorum, çünkü senin kadar yalnızlığımda kaybolamıyorum...  

YORUMLAR

24 Haziran 2013, 02.36
yüreğinize sağlık ...ne güzelanlatmışsınız
28 Haziran 2013, 01.16
"İyi ki tanıdım seni"

İyi ki ile başlayan her cümle adı konulmamış ilişkinin kahramanı iken; ilişkinin tükenmiş halinde, çekip gidenin arkasından iyi kilerden eser kalmaz. Hoşgeldin hayıflanma, hoşgeldin sitem; iyi ki varsınız (!)

(Yazı adıma ithaf edilmemiş olsa da, kadına ait alışkanlıklarımızın bir olması, ona beslenen-duyulan sevgi-saygıyı sevmiş olmam yazıya çekti beni)

  • "Görüşürüz !-"

Yorum yapabilmek için ÜYE GİRİŞİ yapmalısın