Bir gün önce Ataya da aynen bu yazdıklarınızı söylemişti bana ladin.Kendinize çok yüklenmeyin sağlıklı düşünmek için rahatlamak gerekir.Herkes çok dolu farkındayım ve ortalarda görünmeyen bazı blogcuların da saydığınız sebeplerden dolayı çekildiğini biliyorum.Ne sürmüş ki sonsuza kadar bu sürsün kimin saltanatı sürmüş ebediyete kadar ya da kimlerin mazlumluğu baki kalmış.Biter bunlarda geçer.Her şeye rağmen ümit etmek iyidir.Ümitsizllik kaybediş ve kabulleniştir.
Sevgili Ladin, hepimiz zor zamanlardan geçiyoruz. Malumunuz, kamuoyu gündemi de buna bire-bir etken... Savunmanın-direnmenin bizzat içinde olan ve içinde olanlarla temasta olan biri olarak; üzülmek, kara kara düşünmek çare olsaydı eğer, bir şeyler düzelirdi, daha fazlası da... Ağlayan, acı çeken, bir yanını kaybeden ve canından olan insanları gördükçe ve onları düşündükçe böyle düşünmek-sanmak kaçınılmaz olur kendi adıma.
Söyleyecek-yazacak-çizecek çok söz var. Herkes "zamanı(seçim zamanı)"nı bekle diyor, zamanı geldiğinde de, yine herkes aynı sonucu çıkarıyor. Neden peki, ne uğruna bu sonuçlar, kimin için, ne için ? Geleceğimiz kimlerin elinde, bizi neler bekliyor ?... Tüm bu sorular ve daha fazlası beynimi kemiriyor.
Çok şey yazmak istediğim halde burda; buranın bir oyun ve eğlence yeri olduğunu ve amacını aşmaması gerektiğini hatırladığımdan vazgeçtim. Böyle bir durumda, yetkili arkadaşları da zor durumda bırakamazdım.
Kafa karışıklığımızın, moralsizliğimizin, her şeyden kaçmalarımızın sebepleri açıkken, şimdilik bir şey yapamıyor olmanın üzüntüsüyle diyebilirim ki; müsterih olalım. Birileri sesimizi duyacaktır, birileri anlayacaktır olan biteni, hepimizi nelerin beklediğini...doğrulardan sapmadan bekleyelim. Böyle umuyorum, umudunu kaybeden bir halk her şeye razı gelmiş-gelecek demektir.
Eşitlik bir yere kadar, ama hak-adalet olmazsa ; o ülke, başına geleceklere ses çıkarmadan boyun eğmeye mahkumdur.
Dilerim bu böyle sürmesin...
Aynı duygular içinde oldum ben de uzun süre oyundan keyif alamadım.Duyarlı olanları görmek işte ümitsizliğe düşmekten bir nebze de olsun kurtarıyor insanı.Birlik ve beraberlik içinde üstesinden gelemeyeceğimiz hiç bişey olamaz.Bu inancı hep birlikte kaybetmemek dileğiyle...............saygılar
Özdür...Ne güzel anlatmissin .Icimden gecenleri tek tek siralamis ve benim yapacagim yorumun mükemmelini yapmissin .. Ne güzel ayni fikirleri tasiyan yüreklerle ayni platformda olmak..Ladin bence o sessizligi yirtmissin ..Iyide etmissin ..Sen susarsan, ben susarsam bir digeri sessiz kalirsa ne yapariz ??
Orkidecigimin yorumuda harika..Atayacigim nerelerdeki yine ?
Bu zor zamanlarda ev icindeki sohbetler bile degisirken, sinir kat sayisi diz boyunu asip, bogaz dolaylarindan yukari cikip bas taci olmus iken, daha güclü, daha sosyal, daha sevecen olmaliyiz birbirimize ..2 ay önce Face de paylastigin siire, sarkiya yada herhangi bir sacmaliga begeniler yagdirip, ""canimmm ne güzelmis bu, izninle alip paylasiyorum birtanem mucuxxx "" yazanlarin ..Son zamanlardaki paylasimlarinin altina neredeyse küfür iceren hatta hakaretin dans ettigi yorumlar yapip birde üzerine seni "" Arkadas"" liktan cikartmalari..Neyse.. Gececek...Hepsi gececek ..Senin, benim, onun destegiyle..Cekimser olmamak dilegiyle ..
olaylar yatışınca gamyunda filitreleri biraz gevşetmiş. siyasetin allahı yapılmış yazıda da yorumlarda da. bi yorumda benden o zaman. o beklediğiniz zaman hiç bir zaman gelmeyecek.
Çok çok eskiden bende cahil cesaretiyle diyeyim burda blog yazmışlığım var.Ne yalan söyleyeyim, yazdıkça psikolojik olarak rahatlıyordum.Hele bir de eline sağlık ,güzel diyen bir kaç kişi oldu muydu,değmeyin di keyfime günleriydi onlar.Ne güzeldi. Ne zaman ki (bu nick değildi elbette) başıma gelen bir kazayı yazdığım bloga yorumlardan biri ''senden nefret ediyorum Ay..,seni sevmiyorum :''yazdı.Kafama bir şey dan edivermişti,sanki koca bir taştı.YANİ DİYECEĞİM ODUR Kİ :Siz istediğiniz kadar kusursuz blog yazmaya uğraşın, yada güzel bir bilgiyi herkes yararlansın diye paylaşmaya kalkın, ısırmaya niyetli olan sizi bulur ısırır.Ha kötü kırıcı yorumlar için , size özel olarak kızılmış olması gerekmiyor,arkadaşına, dostuna, eşine, sevgilisine, komşusuna hatta çocuğuna kızıp laf söyleyemeyenlerin birbirlerine laf çarpma,gönderme yapma yeri oldu blog yorumları.Birine mi gücendiniz,kızdınız,yüzüne söyleyemiyor musunuz,hemen açıyorsunuz blogları ,elbet sizin konunuza uygun bir blog vardır.Güya blog eleştiriyorsunuz ama, sizi kızdırana,sadece o anlayacakl şekilde giydiriyorsunuz .Oh sonra dünya varmış.Emek sahibi blog yazarı kıırlır mı üzülür mü ,kimin umrunda .Eh bu da bir yararlanmadır bizim açımızdan ,gamyunun bize hizmetidir. Bu durumda buraya blog yazmak ayrıca mangal gibi yürekte gerektiriyor.Kendi adıma ben tırstım valla blog falan yazmam, yorumlarla idare ediyorum epeydir,Blog yazan herkesi cesaretlerinden dolayı çok çok kutluyorum.Sevgiler herkese..
Oğuz Atay'ın "Oyunlarla Yaşayanlar" adında bir tiyatro eseri var. Orada esas oğlan Coşkun Ermiş'in sorduğu bir soru, yazdığın yazıyla da paralellik gösteriyor: "oyun nerede başlıyor, yaşam nerede bitiyor"?
Herkesin bir "oyun"u var ve çoğu oyunlarında "gözyaşı" döktürüyor. İşte küresel güçlerin yaptıkları; milyonlara kan, gözyaşı döktürüyor. Televizyonlardaki yarışma programları, Anadolu'nun işsiz, gariban çocuklarını programlarına çıkartıp zırıl zırıl ağlatıyorlar. Siyaset'ten Televizyon'a varana dek binlerce tezgah kurulmuş, herkes gözyaşı döktürüyor. İnsanlar kendi oyunlarında, kendi gözyaşlarını dökemiyor. Başkaları silah zoruyla, şöhret, imaj yoluyla döktürüyor. Gözyaşları başkalarının oyununa para, hazine; başkalarının şöhretine malzeme oluyor. Devlet de bir oyun kurmuş kendisine, "biber gazı"nın yardımıyla ağlatıp duruyor insanları. Hasılı bizim Gamyun ortamındaki oyunlarımız masumane, kimse ağlamıyor.
Bize oyun kuranlara bizim de oyunlarımız var. Bitmedi diyorum, daha ne oyunlarımız var bitmedi. Sahnemiz orada, burada, sokakta, ne farkeder, her yer sahnemiz.
Coşkun Ermiş ile girdik, onunla da kapatalım: Coşkun Ermiş, tiyatrocu arkadaşlarıyla gittiği meyhanede, esrik bir halde iken "ulusa sesleniş" konuşması tadında şu sözleri söyler: "Ey zavallı milletim dinle! Şu anda hepimiz burada seni kurtarmak için toplanmış bulunuyoruz. Çünkü ey milletim, senin hakkında az gelişmiştir, geri kalmıştır gibi söylentiler dolaşıyor. Ey sevgili milletim, neden böyle yapıyorsun? Neden az gelişiyorsun? Niçin bizden geri kalıyorsun? Bizler bu kadar çok gelişirken geri kaldığın için utanmıyor musun? Sen neden geri kalıyorsun diye düşünmekten, biz de istediğimiz kadar ilerleyemiyoruz. Bu milletin hali ne olacak diye hayatı kendimize zehir ediyoruz"
Hamiş: Oyun nerede başlıyor, yaşam nerede bitiyor... Bilmiyoruz...
Blog bir yana yorum yazmak dahi gelmiyor içimden. Geliyor da gelmiyor, uymuyor işte..
Tv ve gazetelerden alamadığımızı internet veriyor bize ama çoğu zaman ellerim titriyor sinirden hele ki hiçbir şeyi umursamayan laylaylom insanları gördükçe... Ben rahat nefes alamıyorum bu ülkede artık... herkes "ok" derken ya da umursamazken sorun yoktu, böyle istiyorlar diyordum ama "hayır" diyenler olduğu halde sonuçlara bakıyorum ve aklım almıyor bunları... Ben dolu dolu ümit edemiyorum artık... Ve bir şeyler değişmeden son paragrafında yazdığın şeyleri yapmayı istemek bile içimden gelmiyor...
Teşekkürler Ladin ve duyarlı yorumcu arkadaşlar...
Ladinden özür dileyerek Ataya nın nerede olduğunu yazayım sana Berrak ve onu merak edenlere.
Ataya mutfaktaydı İtalyan makarnası ve pizza yapıyordu ama sonra Ladin gibi hissetmeye başlayınca Sicilya ya gitmiş.Hala orda mı bilmiyorum.CNN adına haber geçiyordu en son.Kendini iyi hissetmediği için gamyuna pek uğramadığını yazmıştı.
Ataya dediniz de aklıma geldi .Gamyuna geldiği ilk günlerde aynı masalarda çok oynamışlığımız vardır.Çok sıcak kanlı sevecen bir hanımdı,Amerika'dan yeni gelmiş Türkçeyi kırık konuşur ve yazardı .Ben anlamadı sen,ben gitti, gibi son harfleri eksik yazıları sıcacıktı. Çoğu zaman masadaki bir cümleyi ,Türkçeyi tam bilemediğinden yanlış anlar ,alınır,düzeltmek işi bize düşerdi.O öyle demek istemedi güzel bir şey dedi alınma falan avutmak işi bize düşerdi.Mecazları öğrendi de sık sık kullanıyor vallahi gözlerim yaşarıyor, hani biraz olsun öğrettik ya ondan .Nerden nereye..işte ALLAH yürü ya kulum dedi mi diyor.Mükemmel bir blog yazarı oldu çıktı .Kırık Türkçeden mükemmel Türkçeye ulaşmak her babayiğidin harcı değildir. Gıyabında kutluyorum kendisini.
Şekspir der ki "hayat bir tiyatro sahnesidir". Banu Avar da alır bunu komplo teorisiyle "para kimdeyse onun borusu öter çabalama" tarzı(gerçi bilinçli olun diyor ama neyse..) komplo teorileriyle sunar önümüze.. Bazıları da oyun içinde olduğunu bilmeden "oyun bitti" "oyunu bozacağız" der.Bunca Dramaturjik yaklaşımı benimsemiş insan içinden hangisine inanacağız? Diyelim bir labirentteyiz...
İyi oyunlar herkese, bir süre yokum...
bilgeciğiim hiç bir birey bir labirentintin içinde değil niçin bunu yapıyorsunuz neden korkuyorsunuz ben anlamıyorum izmir bile her yer lice her yer taksim derken artık birçok tabu yıkılmaya başlıyorken neden bunu yapıyorsun... hala korkakların yaşadığına ben inanmıyorum.. hiçbirşey eskisi gibi olmayacak detaylandıramıyorum çünki onaylanmıyor yorumlarım.... taraf olmayan bertaraf olur emekten yana eşitlik,özgürlük ve kardeşliğin tarafında olmak ve bunu dillendirmek ya da bunu beceremeden kaçmak ya da herneyse :)) hoşkalınız herkes....
YORUMLAR
Sevgili Ladin, hepimiz zor zamanlardan geçiyoruz. Malumunuz, kamuoyu gündemi de buna bire-bir etken... Savunmanın-direnmenin bizzat içinde olan ve içinde olanlarla temasta olan biri olarak; üzülmek, kara kara düşünmek çare olsaydı eğer, bir şeyler düzelirdi, daha fazlası da... Ağlayan, acı çeken, bir yanını kaybeden ve canından olan insanları gördükçe ve onları düşündükçe böyle düşünmek-sanmak kaçınılmaz olur kendi adıma.
Söyleyecek-yazacak-çizecek çok söz var. Herkes "zamanı(seçim zamanı)"nı bekle diyor, zamanı geldiğinde de, yine herkes aynı sonucu çıkarıyor. Neden peki, ne uğruna bu sonuçlar, kimin için, ne için ? Geleceğimiz kimlerin elinde, bizi neler bekliyor ?... Tüm bu sorular ve daha fazlası beynimi kemiriyor.
Çok şey yazmak istediğim halde burda; buranın bir oyun ve eğlence yeri olduğunu ve amacını aşmaması gerektiğini hatırladığımdan vazgeçtim. Böyle bir durumda, yetkili arkadaşları da zor durumda bırakamazdım.
Kafa karışıklığımızın, moralsizliğimizin, her şeyden kaçmalarımızın sebepleri açıkken, şimdilik bir şey yapamıyor olmanın üzüntüsüyle diyebilirim ki; müsterih olalım. Birileri sesimizi duyacaktır, birileri anlayacaktır olan biteni, hepimizi nelerin beklediğini...doğrulardan sapmadan bekleyelim. Böyle umuyorum, umudunu kaybeden bir halk her şeye razı gelmiş-gelecek demektir.
Eşitlik bir yere kadar, ama hak-adalet olmazsa ; o ülke, başına geleceklere ses çıkarmadan boyun eğmeye mahkumdur.
Dilerim bu böyle sürmesin...
Orkidecigimin yorumuda harika..Atayacigim nerelerdeki yine ?
Bu zor zamanlarda ev icindeki sohbetler bile degisirken, sinir kat sayisi diz boyunu asip, bogaz dolaylarindan yukari cikip bas taci olmus iken, daha güclü, daha sosyal, daha sevecen olmaliyiz birbirimize ..2 ay önce Face de paylastigin siire, sarkiya yada herhangi bir sacmaliga begeniler yagdirip, ""canimmm ne güzelmis bu, izninle alip paylasiyorum birtanem mucuxxx "" yazanlarin ..Son zamanlardaki paylasimlarinin altina neredeyse küfür iceren hatta hakaretin dans ettigi yorumlar yapip birde üzerine seni "" Arkadas"" liktan cikartmalari..Neyse.. Gececek...Hepsi gececek ..Senin, benim, onun destegiyle..Cekimser olmamak dilegiyle ..
Tv ve gazetelerden alamadığımızı internet veriyor bize ama çoğu zaman ellerim titriyor sinirden hele ki hiçbir şeyi umursamayan laylaylom insanları gördükçe... Ben rahat nefes alamıyorum bu ülkede artık... herkes "ok" derken ya da umursamazken sorun yoktu, böyle istiyorlar diyordum ama "hayır" diyenler olduğu halde sonuçlara bakıyorum ve aklım almıyor bunları... Ben dolu dolu ümit edemiyorum artık... Ve bir şeyler değişmeden son paragrafında yazdığın şeyleri yapmayı istemek bile içimden gelmiyor...
Teşekkürler Ladin ve duyarlı yorumcu arkadaşlar...
İyi oyunlar herkese, bir süre yokum...