49 Days
24 Temmuz 2013, 17.13 A- A+Ji Hyun genç ve güzeldi, neşeli hayat dolu iyi niyetliydi. Her şeyi vardı; arkadaşları, dostları, çok sevdiği bir nişanlısı, ailesi, parası...
Telefonla aldığı bir haberin şoku ile trafik kazası yaptı. Büyük çok büyük bir kamyonla çarpışmıştı. Ruhu kısa bir zaman sonra uyanıp arabada sıkışan bedenine baktı, şaşkınlıktan gözleri kocaman açılmıştı, bu benim dedi hayır imkansız nasıl olur saçmalık bu benim.
Aceleyle ameliyata alındı ve bitkisel hayata girdi.
Bir tek kişi dışında kimse onu göremiyor sesini duyamıyordu bu kişi onun ruh bekçisiydi. Bugün ölmemesi gerekiyordu henüz zamanı değildi bu nedenden ötürü onunla anlaşma yapmaya gelmişti. Kırk dokuz gün içinde onu yürekten seven üç kişi bulmalıydı böylece yaşama geri dönebilecekti.Bu üç kişiye kan bağı ile bağlı olduğu kişiler dahil değildi. Onu düşünürken yanaklarından süzülen gözyaşları da yürekten sevildiğinin kanıtı olacaktı, yüzde yüz saf üç damla göz yaşı.Sevinmişti Ji Hyun kolay dedi bulabilirim demin gördün arkadaşlarım benim için ağlıyorlardı. Lafını henüz bitirmişti ki kendini aniden bir cenazenin ortasında buldu. Bak dedi ruh bekçisi dikkatlice bak ağlayan insanların gözyaşlarına bak. Şunları görüyor musun genç yaşta ölen arkadaşlarına acıdıkları için döktükleri gözyaşlarını. Şu hanım için arkadaşının genç yaşta ölmesi ona kendi durumunu hatırlatıyor yani sadece kendine ağlıyor. Şu bey ise ölenin kocası üzgün olmasına üzgün ama hala geleceğe yönelik umutlar taşıyor çünkü karısı geriye yüklü bir sigorta parası bıraktı. Öbür yanda ise ağladıkları halde durumdan memnun iki kişi var insanlar çok karmaşık. İşte yüzde yüz saf gözyaşı saf su gibi damlalar bu yaşları döken ölen kişinin kız kardeşi.
Sana bir genç kızın bedenine girmen için izin verildi sadece o uyuduğunda bunu yapabileceksin. Kimliğini kimseye açıklamamalısın aksi takdirde damlaları biriktirmen için vereceğimiz kolye ısınıp kırılacak ve öleceksin.
Yirmi bölümden oluşan bir Güney Kore dizisinin konusuydu yukarıda yazdıklarım. Saf gözyaşı damlalarını biriktirebildi mi hayata dönebildi mi yoksa öldü mü yazayım da izleyemeyin :)) Yazsam da zaten sonu öyle bitmiyor şaşırtıcı başka bir son var. Siz yine de izlemeyin.Bütün Kore dizileri benim.Bütün oppalar benim.Benim onlar hepsi benim.Vermem.
Oppa: Abi, sevgili demek. Oppa denen her erkeğin sevgili olma potansiyeli hem var hem yok. Kızlar öz ağabeylerine de samimi oldukları kendilerinden yaşça büyük erkeklere de oppa diyorlar. Yüzlerce Kore filmi izlememe rağmen bu oppa olayına kafam hala basmış değil. Bana göre ise oppa yakışıklı, kaslı Güney Kore erkeği demek.
Diziyi izlerken derin düşüncelere daldım. Ölümün eşiğinde olsam kan bağımın olmadığı kaç insan benim için saf gözyaşı dökerdi. Üç kişi buldum ama üçüncüden o kadar emin değilim.Peki, ben kaç kişi için saf gözyaşı dökerdim.Bir zamanlar tırnağına zarar gelse canımdan can giden biri vardı hayır artık onun için saf gözyaşı dökmezdim. Gariptir ki ardından yürekten ağlayacağım bir insanınsa bu umurunda değildi.Bir elin parmağını geçmedi saf gözyaşı dökeceğim insan sayısı.
Konusu güzel olmasına güzelde yinede beğenmeyebilirsiniz illaki bir Kore dizisi izlemek istiyorsanız 2012 yapımı Le Min Ho oppamın oynadığı 24 bölümlük Faith dizisini önerebilirim.
Çok derin konulara girdim be ha bu arada yok ben bu diziyi izleyeceğim diyenler varsa lütfen madam kılıklı o çocuğa benim yerime de bir kez daha kızsın. Ne kadar ayıp kızmak falan hiç yakışmadı bana.Tamam kızmasın küfür etsin. Küfür mü ne medeniyetsiz ne terbiyesizsin orkide çok ayıp çok. Tamam canım kızmayın küfürde etmeyin.( edin, edin ) Neyse ki sinirimi bozan madam kılıklı çocuk kadar sempatimi kazanmış delikanlı başka bir çocuk da vardı da anca sabredebildim diziye.
Bir fıkra anlatan olsa da gülsek bu ne yahu.
YORUMLAR
Uffff az önce cezbenin yazısındaki gülümseme ile geldim, yazıyı okumaya başladım suratım düştü resmen. Ya iki dakika gülecektim he :( yazmayın böyle şeyler lütfen benim gözyaşlarım hep tam tekmil hazırda durur zaten. Böyle dizileri de filmleri de izleyemiyorum ben ağlamaktan. Çok mu sulu gözüm ne :(
Aklıma bir fırka da gelmedi ki anlatayım hava dağılsın. En iyisi ben susayım.
Dizi kısımlarını hızlı okudum ve bir şey anlamadım, çünkü Kore yapıtlarını iğrenç buluyorum orkide.
Madem dizi örneği vereceksin game of thrones, spartacus, lost ve bilimum milyara yakın insan tarafından izlenen dizilerin örneklerini ver. Zaten sağ olsun trt1 Kore dizilerini yayınlıyor, senelerdir bıkmadan usanmadan :) Sabahla öğlen arası bir kuşakta efendim. İntihar öncesi hayattan soğumak için izlenebilir.
Saygılar.
Hoş bir yazı olmuş...Hiç kore dizisi izlememiştim bugüne kadar merak edip baktım:))) İzlesem mi diyorum acaba:)))))))
Sevgiyle kal.....
Çocuk akşam babasına okulda öğretmenin verdiği ödevi sorar ;
Baba bana demokraiyi anlatırmısın ? baba anlatmasına anlatırım ama senin bazı tanımları bilmen gerekiyor demiş . Başlamış anlatmaya..
Benim fabrikam var eve para getiriyorum ben kapitalistim. Paranın nasıl harcanacağına annen karar verir o hükümet .Hepimiz senin için yaşıyoruz sen halksın. Beşikteki kardeşin gelecek . Hizmetçimiz ise işçi sınıfı diye sıralamış ve çocuğuna, sen bunları öğren ben sana sabah demokrasiyi anlatırım demiş..
Gece çocuk uyanmış bir bakmışki küçük kardeşi altını pislemiş hemen yatakodasına gitmiş annesi horol horul uyuyor uyandırmaya çalışada başarılı olamamış. Baba yatakta değil, geri dönerken hizmetçinin odasına bi bakmış hizmetçiyle babası işte aladığınız gibi ....çocuk çaresiz dönüp yatmış.
Sabah olmuş baba çocuğunu yanına çağırıp gel oğlum sana demokrasiyi anlatayım demiş . Çocuk gerek yok baba ben artık hepsini biliyorum demiş ve anlatmaya başlamış ; kapitelitler işçi sınıfını şey yaparken... ezerken , hükümet uyuyor , halk endişeli , gelecek ise b.k içinde ... burda gülünücekti :))))
Kişi kendi gibi olduktan sonra korku anlamsız gelirmiş..kore ata sözü(ymüş ):)))