Sevgi Armağan Edebilseydik Keşke..
06 Ağustos 2013, 23.53 A- A+Sevgi armağan edebilseydik keşke…………………
Türkçede bazı sözcükler vardır . Küçücük bir ayrıntıda saklıdır farkları . Öksüz ve yetim gibi mesela..Hep karıştırmışımdır kim öksüz kim yetim diye. Her seferinde bakmışımdır netten yanlış yapmamak için. Ben de babamı kaybettim. Ben yetim sayılır mıyım ki diye düşündüm ayni anda. Yok, sayılmıyormuşum. Çocuklar için geçerliymiş bu sözcükler. Buluğ çağına gelenler ve kendi ayakları üzerinde durabilenler bu tabirin dışında kalıyorlarmış artık. Sayılmasam da yetimim ben de bunu belleğime nakşettim , unutmam artık.
Hayatın acı gerçekleri vardır bazıları için. Kimileri zevk-ü sefa içinde yaşarken kimileri çile çeker. Bazıları anasız büyür , bazıları babasız. Minicik yaşlarında öksüz/ yetim kalanlardır bunlar. Hepimizin çevresinde yok mudur böyle çocuklar ? Zor yaşam koşullarıyla mücadele ederek büyürler . Bu bloğu yazmama vesile olanlar da onların içinden üç çocuk.
***********************************************************************
İntiharlar genelde zor yaşam koşullarının eseri. Çoğu da sırlarla dolu. Ardından mektup bırakanlara bile acaba doğruyu mu yazdı, asıl sebep yazdıklarımı diye şüpheyle bakılır genelde. Kimler intihar eder? Neden eder? İntihar çözüm mü? Arkada kalanlar neler hisseder? İntihar eden için bu bir kurtuluş muydu ? Hepsi de zor sorular. Bazıları cevapsız kalmaya mahkum sorular.
*************************************************************************
En küçüğü ; babanın intiharının 10 gün sonrasında yetim olarak dünyaya gelen üç kardeş . Biri 11, öteki 9, en küçüğü ise 2 yaşını doldurmak üzere bu günlerde. Anne biraz saf. Anneanne kol kanat germiş. Yanına toplamış. Himayesine almış kızını ve üç yavrusunu. Ne yapabiliriz dedik bu yavrular için? Fitrelerimizi onlara vermekte karar kıldık tüm arkadaşlar birleşip. Böylece onlar da ihtiyaçlarını karşılayabileceklerdi bayram öncesi. Yanımızda hizmetli olarak çalışan anneannenin evinde çocukları ve annelerini ziyaret ettik. Onları incitmeden , içimizden gelen bu davranışı sergilerken, asıl görülmeye değer olan çocukların ellerine tutuşturduğumuz minik armağanlara sıkı sıkı sarılmalarıydı. Sanki geri almamızdan korkarmış gibi bakıyorlardı bize. İlk şaşkınlıkları geçtikten sonra; sevinç ve heyecanla paketleri bir açışları vardı ki görülmeye değerdi.Bir numara küçük olan ayakkabıyı ayağına zorla geçiren ortanca çocuğun, ‘’ oldu, oldu’’ derkenki korkusu , olmadığını görüp geri alır mıyız endişesi ; hepsi , hepsi canımızı acıtan görüntülerdi. Üzülmesin diye ‘’ tamam onlar senin güle güle giy ‘’ derken anneye de ‘’ yarın bir numara büyüğünü göndereceğiz, bunlar da dursun küçüğe giydirirsin günü gelince ‘’ deyip ayrıldık yanlarından.
Biraz buruk, biraz acı, biraz sevinçli, karmakarış duygularla arkamızdan bakıp bizi yolcu ederlerken; ‘KEŞKE ‘’ dedim ‘’ KEŞKE ONLARA BU ARMAĞANLAR YERİNE; BABA SEVGİSİNİ, BABA ŞEFKATINI, KORUMACILIĞINI VE GÜVENİNİ SATIN ALIP ARMAĞAN EDEBİLECEĞİMİZ BİR YER OLSAYDI’’
SEVGİYLE KALIN…................................( Strawberry )
YORUMLAR
Sevgili Siyah orkidecimmmmmmm,,,
Senin yazdıklarına ilaveten ben de nicklerini belirtmediğin diğer tüm blog yazarı, yorumcu ve okuyucu arkadaşlarımızın, bayramlarını yürekten , gönül dolusu sevgilerle kutluyorum.
Bayramımı ilk kutlayan kişi olarak senin de bayramın kutlu olsun.
Herkese iyi bayramlar...
O çocuk yüzlü bayramlar şimdi nerdeler? Hani nerde çocuklar çocuksu sevgiler ? Bitti mi yoksa yine gelir mi o günler? Nerde kaldı masallar, sevgiler ümitler? Söylenen bütün masallara inanırdık. Onlar mı bizi kandırdı biz mi aldandık? Bayramları bekler bayramları yaşardık . Bayramlar mı eskidi bizler mi yaşlandık?
http://www.youtube.com/watch?v=H63GhaYDPrk