Geometrik İnsan Manzaraları
09 Ağustos 2013, 17.14 A- A+ Daire hem yalancı, hem kişiliksizdir. Rüzgara veya etkiye göre her yere yuvarlanabilir, her türlü şeyle uyumlu olabilir. Halbuki kendi içerisinde bile kenar ve köşeleri olabilmeli insanın. İşte bu yuvarlaklıktır ki; aklımıza gelebilecek her şeyi kuş tüyü kıvamında ve aldatıcılığında yapan. Kişiliği olan hiçbir şey, diğer her şeyle ve her şeye tam uyumluluk gösteremez...mümkünü yok. Hem bence sadece insanlar değil, olaylar da, yaşanan her şey de yuvarlak olabilir. Hikayedeki insanlar ne kadar çemberimsiyse, olay da o kadar yuvarlağımsı olacaktır mantık gereği çünkü.
Efendim şimdi aklıma alakasız olarak deniz tavşanları geldi. Deniz tavşanlarının cinsel hayatlarında 'halka' kelimesinin önemi büyüktür, bu durumun insanların cinsel tercihlerinin ifadesine edilişine bir yansıması olan 'yuvarlak' tabirinin fikr-i şahanesi var bir de :) Sakın ola yanlış anlaşılmasın konunun onlarla uzaktan yakından ilişkisi yok. Neyse sulandırmayalım...siz en iyisi paragrafın buraya kadar olan kısmını yazıdan bağımsız olarak düşünün :) Yani velhasıl diyeceğim şu ki; dünyayı güzelleştiren veya berbatlaştıran ama asla sıradanlaştırmayan insanların ve olayların hepsi de köşelidir. (İyi-kötü ayrıca tartışılabilir. Dünyayı çirkinleştirenler de köşelidir mutlaka ama onlara da 'dengesiz köşeliler' diyebiliriz; üçgen, altıgen, dikdörtgen vs gibi :)-) Yani ne insanın, ne de olayın dairesel olanından hazzetmemeli...
Zeka insana yüktür, zeki olup da dertsiz olmamak veya sonsuz mutlu olmak mümkün değil. Ama zekanın çeşitleri var...şimdi yazacaklarım sosyal zekayı küçümsediğimi veya kaka ilan ettiğimi düşündürmesin size, sosyal zekayı nasıl kullandığımıza yönelik bir eleştiri getirmek istiyorum. Sadece sosyal zekası gelişkin birinin, total zekada kendisinden üstün ama sosyal zekası pek de gelişkin olmayan birinden daha mutlu olabilme ihtimalinin yüksek olması akla yakındır. Kendisine yapay bir biçim edinmişse insan -ki sosyal zekanın işidir bu- ve bu biçimi içselleştirmişse bu gayet mümkündür. Tabii biz buna 'yapay mutluluk' diyoruz veya ben böyle diyorum. Ama o insanın sahiden de mutlu hissetmesi önemli olan... gerisi teferruat efenim :) Teferruat olan da şu; zeka küpünün, hileli küplere inanma zorunluluğunu hissettiği süreçteki evrimi, kendisinin de hileli bir küpe evrilmesiyle nihayetlenir...kaçış yok. Pek de önemli bi ayrıntı değilmiş değil mi? :)
Ancak başkalarının yardımıyla mutlu olabilen, 'var' olabilen ve kendini bir değer gibi hissedebilenler işte bu yuvarlanmış çember insanlarıdır. Çünkü hepsi uyum üzerine koşullanmışlardır, varolabilmeleri için 'koşulsuz ve mümkün olduğunca çoğul uyum' gerek şarttır. Aslında doğru düzgün olan şeyleri bile, başka bir şeyleri ayakta tutmak/edinmek/elden çıkarmamak adına, beceriksizce bir çabayla düzelteyim derken yüzlerine gözlerine bulaştırıp bozmaları, hatta aslolanı-özü hiçe sayarak bilinçsizce yerle yeksan ettikleri kendilikleri hep bu çoğulluk ve uyum sevdalarındandır. İşte bu aksak ritme 'zekice yapılan veya yapıldığı sanılan aptallıklar' diyebiliriz. Total zeka bunu asla yapmaz. Ve evet sadece sosyal zeka kurnazlığının ürünü olan bu yuvarlanarak 'onanma, yaranma, dahil olma ve çoğalma' çabası bildiğiniz aptallıktır.
-----------------------------------------
İlişkili Blog: Oksimoron 07-08-2013 Bir Adam Yaratamamak
Yazıyla ilgili düşüncelerim konudan yer yer bağımsız boyut kazanıp çığrından çıkınca, 'enginlere sığmam taşarım' şeklinde blog yazma gereği hasıl oldu. Çığrından çıkmışlığım için kendisine teşekkür ediyorum.
Alakasız Not: Efendim alttaki bloglarda herkes birbirine sarılıp öpüşmüş, bayramlaşmış, şekerler tutulmuş. Ben de size limon kolonyası ikram edeyim bari...hem sıcak ferahlarsınız. İyi bayramlar dilerim ben de herkese.
Anka teşekkürler sizin de bayramınız kutlu olsun.
Orkide sana da iyi bayramlar. Yalnız nick konusunda hassasım, benim için anlamı ve önemi var çünkü :) Nickimi deformasyona uğratıp 'cezve' diyerek 'her yüz kişiden doksandokuzu sıradanlığı'na yakalanmış olmanı sana hiç yakıştıramadım .pp Kızarım bak Orkid(e) !!! :)
YORUMLAR
Bu yüzden maddi veya manevi her şey azda olsa köşelidir. Biz yaklaştıkça köşeleri belirir, bazen o kadar yaklaşırız ki köşeden ibaret olduğunu sanmaya başlarız. Bu bağlamda kişisel fikrim olarak söyleyebilirim ki yuvarlak insan yoktur, uzaktan bakan adam veya uzakta duran adam vardır. Tabi bunun tam tersi köşeli görünenler içinde geçerlidir.
Güzel bir blog okudum ama ben uzaktan bakan biri olarak söylemeliyim ki son kelime hoş espri değil. Gerçi espride değil gibi.
Yazıyı gerçekten beğendiğimi söylemekle birlikte saygıdeğer ATAYA öncelikle Türk edebiyatında görmezden gelinen ve adı hiç anılmayan Salah Birsel' in tek romanını burada anmanız çok hoşuma gitti. Umarım bir kaç kişinin dikkatini çeker ve okurlar.
Ellerinize sağlık cezbe ve ataya
"Ve evet sadece sosyal zeka kurnazlığının ürünü olan bu yuvarlanarak 'onanma, yaranma, dahil olma ve çoğalma' çabası bildiğiniz aptallıktır. "
Sen öyle san :)
Aslında bakış açısına göre değişiyor bu, faydacı bir açıdan bakınca gayet zeki duruyorlar bu yuvarlaklar ve istedikleri her şeye ulaşabiliyorlar. Ya kareler? birilerinin serçe parmaklarını yaralamaktan ve yaftalanmaktan başka neye yarıyorlar?
Bir de kare gibi görünen daireler var ki bunlar değer tablomda çok aşağılardadırlar bugün yapmam dediğini yarın yapan, tükürdüğünü yalayan insanlar var ya, onlar işte.
Bir de zamanla törpülenip yuvarlaklaşanlar var.Kanaya kanaya törpülenirler, ya yok olacak ya yuvarlakça devam edecek...İşte onlara beslediğim sempati değer tablomda az biraz yukarılara çıkmalarını sağlamıştır...