Hayallerimde Mutluyum
11 Ağustos 2013, 17.48 A- A+
Bir arkadaşım "hayallerle yaşayanlar gerçeklerle mutlu olamaz" diyerek uyarmıştı beni. Çünkü çocukluğumdan beri hayal kurmayı çok severim. Hatta hayal kurmanın da biraz ötesine geçer kendimi hayallerin kucağına bırakırım. Bana kalırsa insanlar gerçeklerle mutlu olamadığında hayallerine yöneliyor. En azından bende öyle olduğunu düşünüyorum. Hayat biraz üzerime geldi mi hemen düşlere dalıyorum. Pek zora gelebilecek bir yapıya sahip değilim maalesef, hayatla kaçak dövüşüyorum.
Bir ay kadar önce hayatın gerçeklerinin ağır gelmeye başladığı birgün çayımı ve sigaramı alıp balkonda yere oturdum, kafamı geriye attım, duvara dayadım bir de ne göreyim tam karşımda bir yıldız. Nasıl parlak, nasıl ışıltılı. İlk önce yıldız olduğuna bile inanmadım. "İstanbul semalarında görebileceğin tek yıldız uçaktır, hem baksana nasıl yanıp sönüyor kaybolur birazdan" dedim ama bi uçak aynı yerde bu kadar uzun süre sabit kalamaz sanırım :) Sonra her gece balkonda düşlere dalarken göz göze geldim o yıldızla. Eh kendime bir dert ortağı bulmanın sevinciyle başladım ona hayatımı anlatmaya. Ben anlattıkça o dinledi derdim ama benden geveze çıktı. Ben bir şey söyledikçe 10 soruyla karşılık verdi. Hayatımın en derinlerine indik... Acılarımı, hüzünlerimi, neşelerimi, korkularımı, sevdamı... her şeyi konuştuk. Şimdi de ufaktan korkmaya başladım acaba o bir yıldız değilde beyinlerimizi elimize geçirmeye çalışan şu korkunç uzaylı mı? Hakkımda öyle şeyler soruyor ki sanki benimle yaşamış o günleri. :)
Baktım yine benim hayal gücü hızını alamadı. (Alamadığı da iyi oldu Antik Uzaylılar'ı seyretmeye biraz ara vermem gerektiğini anladım.) Hayallerden sıyrılıp gerçekçi düşüneyim dedim ama ne mümkün..
Hem onca romantik komedi filmi beynimde yer etmişken antik uzaylılar nerden çıktı ki şimdi. Ne malum ki sevdiğim ve ben her gece aynı yıldıza bakıp, birbirimize olan sevdamızı anlatmadığımız. Aramızda mesafeler olsa da yüreklerimizin hala bir olduğunu, birbirimızi ne kadar çok sevdiğimizi haykırmadığımız. Uçak olmadığı kesin, uzaylı olması sanırım bir hayal. O halde o benim Sevdam... Ondan değil mi her gece ilk ona koşuşum. Ben geldim Sevdam, nasılsın diyerek lafa başlayışım. Onunla gülüp, onunla ağlayışım... Ve bir an bile olsa gerçeklerden kopup hayallerimle mutlu olduğum...
Bir ay kadar önce hayatın gerçeklerinin ağır gelmeye başladığı birgün çayımı ve sigaramı alıp balkonda yere oturdum, kafamı geriye attım, duvara dayadım bir de ne göreyim tam karşımda bir yıldız. Nasıl parlak, nasıl ışıltılı. İlk önce yıldız olduğuna bile inanmadım. "İstanbul semalarında görebileceğin tek yıldız uçaktır, hem baksana nasıl yanıp sönüyor kaybolur birazdan" dedim ama bi uçak aynı yerde bu kadar uzun süre sabit kalamaz sanırım :) Sonra her gece balkonda düşlere dalarken göz göze geldim o yıldızla. Eh kendime bir dert ortağı bulmanın sevinciyle başladım ona hayatımı anlatmaya. Ben anlattıkça o dinledi derdim ama benden geveze çıktı. Ben bir şey söyledikçe 10 soruyla karşılık verdi. Hayatımın en derinlerine indik... Acılarımı, hüzünlerimi, neşelerimi, korkularımı, sevdamı... her şeyi konuştuk. Şimdi de ufaktan korkmaya başladım acaba o bir yıldız değilde beyinlerimizi elimize geçirmeye çalışan şu korkunç uzaylı mı? Hakkımda öyle şeyler soruyor ki sanki benimle yaşamış o günleri. :)
Baktım yine benim hayal gücü hızını alamadı. (Alamadığı da iyi oldu Antik Uzaylılar'ı seyretmeye biraz ara vermem gerektiğini anladım.) Hayallerden sıyrılıp gerçekçi düşüneyim dedim ama ne mümkün..
Hem onca romantik komedi filmi beynimde yer etmişken antik uzaylılar nerden çıktı ki şimdi. Ne malum ki sevdiğim ve ben her gece aynı yıldıza bakıp, birbirimize olan sevdamızı anlatmadığımız. Aramızda mesafeler olsa da yüreklerimizin hala bir olduğunu, birbirimızi ne kadar çok sevdiğimizi haykırmadığımız. Uçak olmadığı kesin, uzaylı olması sanırım bir hayal. O halde o benim Sevdam... Ondan değil mi her gece ilk ona koşuşum. Ben geldim Sevdam, nasılsın diyerek lafa başlayışım. Onunla gülüp, onunla ağlayışım... Ve bir an bile olsa gerçeklerden kopup hayallerimle mutlu olduğum...
YORUMLAR
GURCU_KIZI tamda beni tarif etmişsiniz :) Sanırım hayal kurmakla paket program pozitif düşünme yetisi. Kendim bazen farkına bile varmam bir şeyin hep iyi yönlerini aradığımın, onun için sevmezler pek benimle dertleşmeyi. Evet haklısın demek yerine hep karşı tarafı haklı çıkaracak senaryolar yazarım :) Kendinle karşılıklı konuşmalar kadar güzel bir terapi görmedim bende ;) Hani Seksenlerdeki 46'lık gibi. İki çay söyleyip içindeki çocukla, egonla... sohbet etmek iyi geliyor arada.. Yorumunuz için teşekkür ederim.
coupable_ hayalleriminde bir sınırı var. İyi mi kötü mü bilemem ama çokda ucunu bırakmıyorum hayal uçurtmamın. Belki insanın karakterine göre şekilleniyor hayallerde. Zararlı beyinlerde zararlı sonuçlar doğuruyor ;) Yorumunuz için teşekür ederim
peri_74_ teşekkürler ;)