Anason bu ya, ne saçmalasan kafi.
02 Eylül 2013, 03.17 A- A+
Herkes elinde olan tek kalmış fotoğrafa bakıp durur... Anlamam. Elimde tek parça kalmış nasıra bakarım da, acımam... Ne yani, acı dediğin kalpten atan bir tek ritim mi? Ne yani, mutluluk dediğin, saliselik mi? Hadi oradan! İnkar etme işte, insan... Biliyorsun ki sende, boşa yaratmadı Yaradan. Haramı ayırt ederken, helali unuttun işte. Niye inanmıyorsun halen... Güven dediğin, doğum sancısı çekmiş Annede saklı. Mutluluk ki, kan revan gözlerin içinde cüzzamlı yaratıktı...
B.A.
Bu Rakı adamı aceyip ediyor arkadaşım. Kendi kendine konuşturuyor. Kendi kendine güldürüyor. Onu anlattırıyor, hiç tanımadığın birine... Yok arkadaşım. Tanıyorum tabikide... Yoksa, ne haddime seni anlatmak başka birine.
Dur kendime anlatayım biraz. Elleşme adaş... Vakit bu vakit. Boğazımdan geçerken 13. duble, hiç karışma, elleşme.
Vallahi ne olduysa Sezen'den sonra oldu. Olacağı var ya hani. Denk geliyor işte... Açıyorsun bir şarkıyı... Onu anlatmasa da, onu anlatıyormuş gibi dinliyorsun. Kadın diyor, yine mi güzeliz, yine mi çiçek ? Sen diyorsun, yine güzel , yine çiçek. Anason işte arkadaşım, anlattırıyor, söylettiriyor, dinlettiriyor. Ara ara da, kusturuyor içindekileri. Mezeni mi çok kaçırdın ? Sohbetine mi doyamadın ? Yoksa çok mu özledin de kusuyorsun, karşında ki tebessüm edince anlıyorsun. Bizim ki tebessüm etmiyor. Edemez de zaten. Kendi kendine anlatıyor.
Hani pencerenin dışına kendi başının gölgesi yansıyınca bile heyecana kapılıyor ya insan. O ne ? diyor. Bu saatte gelmez be, saçmalama diye geçiriyor içinden. Kafa iyi ya, emin olmak için yarım bırakıyor dublesini kalkıp pencerenin dışına bakıyor. Hah diyor, ne salak adamsın sen? Bu saatte 4 katlı pencerenin dışında ne işi olacak ? Nasıl tırmanacak oraya kadar? Merdiven dayar belki diye cevap veriyor şizofren yanın. Ya da iç aptallığın. Geriye dönüyorsun, dönen kafanla. Oturup tekrar yudum alıyorsun. Bir kaç dakika geçiyor aradan, arkadan bir ses geliyor. Şarkı sesi aslında. Emin olmak istiyorsun yine, acaba kapı ardından bana mı sesleniyor diye. Kalkıyorsun yine, yavşak yürüyüşünle... Yok, Sezenmiş... İyi sezememiş...
B.A.
https://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=WuTsbwIvmvE#t=60
Sultanım:)
B.A.
Bu Rakı adamı aceyip ediyor arkadaşım. Kendi kendine konuşturuyor. Kendi kendine güldürüyor. Onu anlattırıyor, hiç tanımadığın birine... Yok arkadaşım. Tanıyorum tabikide... Yoksa, ne haddime seni anlatmak başka birine.
Dur kendime anlatayım biraz. Elleşme adaş... Vakit bu vakit. Boğazımdan geçerken 13. duble, hiç karışma, elleşme.
Vallahi ne olduysa Sezen'den sonra oldu. Olacağı var ya hani. Denk geliyor işte... Açıyorsun bir şarkıyı... Onu anlatmasa da, onu anlatıyormuş gibi dinliyorsun. Kadın diyor, yine mi güzeliz, yine mi çiçek ? Sen diyorsun, yine güzel , yine çiçek. Anason işte arkadaşım, anlattırıyor, söylettiriyor, dinlettiriyor. Ara ara da, kusturuyor içindekileri. Mezeni mi çok kaçırdın ? Sohbetine mi doyamadın ? Yoksa çok mu özledin de kusuyorsun, karşında ki tebessüm edince anlıyorsun. Bizim ki tebessüm etmiyor. Edemez de zaten. Kendi kendine anlatıyor.
Hani pencerenin dışına kendi başının gölgesi yansıyınca bile heyecana kapılıyor ya insan. O ne ? diyor. Bu saatte gelmez be, saçmalama diye geçiriyor içinden. Kafa iyi ya, emin olmak için yarım bırakıyor dublesini kalkıp pencerenin dışına bakıyor. Hah diyor, ne salak adamsın sen? Bu saatte 4 katlı pencerenin dışında ne işi olacak ? Nasıl tırmanacak oraya kadar? Merdiven dayar belki diye cevap veriyor şizofren yanın. Ya da iç aptallığın. Geriye dönüyorsun, dönen kafanla. Oturup tekrar yudum alıyorsun. Bir kaç dakika geçiyor aradan, arkadan bir ses geliyor. Şarkı sesi aslında. Emin olmak istiyorsun yine, acaba kapı ardından bana mı sesleniyor diye. Kalkıyorsun yine, yavşak yürüyüşünle... Yok, Sezenmiş... İyi sezememiş...
B.A.
https://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=WuTsbwIvmvE#t=60
Sultanım:)
YORUMLAR
Evet , evet bir arkadaş bana bu şarkıyı dinletmişti . ''Çok seviyorum'' diyerek. İlk kez dinlemiştim ve inanılmaz beğenmiştim..Bir kez daha dinledim ve bayıldımmm..
Çok duygulu adamsın vesselam LOveJ !! İçince de daha mı duygusallaştın ne?
Seviyorum tarzını ve yazılarını..Yüreğine sağlık ..........(Strawberry)
SAMOSLU DİMİTRİS
Torbalı'dan aldım sapla samanı
Vurdum Selçuk üstüne
Rakımı hazırlamış Dimitris
Samos'un tepesine
Aynı sazı çalarız
Akdeniz'in üstüne
Dimitris canım dostum
Şimdi tarihe küskün
Balıklar seni dinlemez gülüm
Şarkılar söyler halkım
Aynı sazı çalarız
Akdeniz'in üstüne.
(Yorumcu: Haluk Levent)
https://www.youtube.com/watch?v=iQe1gwVWOq4
Üstelik pek de güzel yansıtmışsın "zerhoşluk" hallerini.:) Sözcük bas bas bağırıyor zaten "kafahoş" benim diye.
Şarkı, sazıyla, sözüyle, söyleyeniyle şahane, çok sevdiğim bir şarkı, eşliğinde okudum yazdıklarını. Sonra bir merak, baktım da o güzel kadın, rahmetli Meral Okay yazmış. Ne de güzel yazmış.
"Kafa güzel" tabiri, "Kafa bi milyon" benzetmesi boşuna mı yapılmış? Başladı mı insan hafiften demlenmeye -Bak bu da yerinde; "Demlenmek", demlendikçe güzelleşir ya demlenen.- bir Madam Despina olursun, bir anda "Asma altındaki kirli muşamba örtüyü" savsaklayan konuk, masadaki çatalın tipine kahkaha atarsın, bıçağa bakar ağlarsın, bardak senin özlemlerini sunar "İç" diye, iç çekersin.
Vay canına! Şu yazdıklarıma baktım da "Yuh! Sanki 40 yıllık ayyaşmış gibi ansiklopedik bilgi veriyorsun adeta." dedim kendime.:) Pek muhabbetimiz yok oysa bay alkolle uzun süredir. Var tabii tanışıklığımız; hoştur ara sıra "Güzel kafa" halini yaşamak, çiçeklenmek.
En son rakıyla sarmaş dolaş oluşumuzun üzerinden yıllar geçti; yağ gibi aktı zaman, güzel arkadaşım Jülide'yle. Ud konuşturan adam da yanıbaşımızda, andığımız her şarkıyı anında söyleyiverince değme keyfe. Bir ara garson uyarma ihtiyacı bile hissetti, "Abla erkeklerden daha çok içtiniz." diye, bir kahkaha da ona patlattık,güldü gitti. Gece sonu malum; olduk tam anlamıyla iki tayyare.:) Çok güzel geceydi, anılarda mis gibi yer etti.:)
Bu arada ansiklopedik bilgi: Şarkıda sözü geçen, bitti diye üzülünse de can sağlığı dilenen "Topik" merakımı cezbetti. Çok iyi bir rakı mezesiymiş; tahinli,nohutlu, patatesli,soğanlı, baharatlı falan. Pek alengirli duruyor yapımı, işim olmaz asla denemem fazla detaylı yemekleri.:) Despina'nın canı sağ olsun.:)
Ha unutmadan prensim, rakamı mı yanlış yazdın 3 yerine 13 diye, yoksa bize hastahaneden mi sesleniyorsun? "13 duble" ne ya hu?! Duble bu duble! Likör kadehi, shot bardağı değil, dubleee! Okurken bir anda, buraya yazamayacağım kaba bir nida çıktıysa da ağzımdan, 3tür o 3, diye geçiştirdim.
Amaan! Adı üzerinde, ara sıra "Bi milyon kafa" da gerek insana, sal gitsin.:)
Hep güzelsin, ara sıra çiçek.:)
Teşekkürler prens ve tabii ki de sevgiler.
Yok Sezenmiş, sezememişş he:) bjıııtt:)