BENİM KALEMİMDEN...
12 Eylül 2013, 16.24 A- A+Dün akşam okuduğum bir kitap bana amcamı düşündürdü. Onun eksikliğini hissettim içimde. Bu bahar bu yaz onsuz geçmişti. Gelmemişti beni görmeye, bende kalmaya, gelememişti. Uzun yemek yemelerimiz, masa sohbetlerimiz, gözlerindeki ışıltı, sevecenlik geldi aklıma. Bunca yıl çok iyiydik amcamla. Ayrıydım ben onda, o bende. Yıllar sonra geçtiğimiz yıl onu kaybettiğimizde anladım bu sevginin nedenini cenazede.
Her yıl bana gelişinde yengeme çocuklarına bir şey dermiş duyduğumda hıçkırıklara boğulmuştum. “ Ben annemi ablamı çocukluğumu çok özledim. Onlara gidiyorum. Onları yaşamaya gidiyorum canım yeğenime” dermiş.
Ben amcam hariç baba tarafından kimseyle bu denli yakın olmadım, olamadım. Halam ben 9 yaşındayken vefat etti. Hiç tanıyamadım babaannemi, dedemi hayal meyal hatırladığım halamı.
Ama şu bir gerçek ki ben onların cidden kopyasıymışım
Kurtuluş zamanı günlerinde babaannemin nişanlısı cephede şehit düşmüş. Dedemin de 1 hafta içinde eşi 3 çocuğu salgın hastalıktan vefat etmiş. O zaman apar topar dedemle babaannemi evlendirmişler. Dedem acılı tabii, babaannem de öyle, savaşta var. Düğün dernek olmadan babaannemi getirip dedemin evine bırakmışlar. Dedem de üstünden kilitleyip babaannemi kahveye gitmiş. Babaannem yıllarca her gelin gördüğünde ağlamış. Ne gariptir ki çocukluğumdan beri her gelin gördüğümde ben de ağlarım. Babaanneme herkes saraçların gelini elmacı Hatçe kadın dermiş. Elmayı çok sevişim babaannemden kalma mı yoksa. Herkes yanında çekinirmiş ondan. Çok dobra, sözünü esirgemeyen, dürüst bir kadınmış. Ne mutlu ki bu özelliklerimi ondan almışım.
Halam evin en büyüğüymüş. Dedem onu okutmuş. Bir fabrikada seksiyon müdürü olmuş. Şimdi mesleğini ben devam ettiriyorum. Saç şeklimiz, rengi, dalgası, vücut tipimiz ve hatta mimiklerimiz bile aynıymış. Halam Rahmetli dermiş ki “Üzerimde basma entari olsun ayakkabım çantam düzgün olsun.” Çanta ayakkabı merakımı da ondan almışım anlaşılan. Ve en önemlisi de sonsuz bir sevgi… Her şeye sevgiyle bakabilmek…
Dedemi çok hatırlatacak şey yok bana. Ancak biliyorum ki ceketini satıp babamı üniversiteye göndermiş o yıllarda. Fedakarlıkta dedemden geçmiş olmalı. Hiç ben merkezli olmadım çünkü. Ve bence zanaate sanata olan düşkünlüğüm ondan geliyor.
Tüm duygusallığımı da, hayallerimi de amcamdan almışım. Çok geç yakınlaşıp hiç kopamadığım amcamdan.
Bugün hepinizi yad ederken yüreğim acıdı sizleri tam anlamıyla yaşayamadığım için. Nur içinde yatın, mekanınız cennet olsun.
(İsim babasına beni yüreklendiren kişiye teşekkürler)
YORUMLAR