SENİN YOKLUĞUNDA....
07 Ekim 2013, 21.32 A- A+Artık yazamıyorum eskisi gibi , nedensizim sanırım yaşanmışlıkları da tükettim ağır ağır ,yaşanacakları da; aslında daha çok güzel günler vardı önümde yada en azından ben öyle düşünüyordum , yaşanacak pek çok hikaye pek çok mutlu edilecek insan ,artık içimden gelmiyor eskisi gibi birilerini mutlu etmek , yada gücüm tükendi ben farkına bile varmadan , kendi bunalımlarımla insanları da mutsuz edeceğim korkusu yerleşti içime,ne ben biliyordum bunca sorunun cevabını ne de sen. uzaktan bakıyorum artık kendime, kendime bile tahammülüm yok. Çok karmaşık geçiyor hayat, neydi beni böyle bir labirente sokmana neden olan şey ben seni incitecek ne yapmıştım kafamı kurcalıyordu gittiğinden bu yana bu sorular ama sana soramazdım artık elveda bile demene fırsat vermeden ellerimden kayıp gidivermiştin oysa sımsıkı tutuyorduk ellerimizi ben de gelmek istedim ama işte olmadı gelemedim arkandan,umarım gittiğin yerde gerçekten huzur içerisindesindir, çok merak ediyorum arada beni kontrol ediyor musun acaba, bunu da bilemiyorum işte, offf offf offf artık hiçbir şey eskisi gibi değillll.... Bu gün aylar sonra ilk defa evimize birisi geldi.Beraber beyaza boyadığımız duvar vardı ya onun önüne kadar geldi,beni merak etmiş görmeye gelmişti duvarın önünde yaklaşık iki saat kadar durdu önce senin gitmeden önce yazdıklarını sonra da benim sen gittikten sonra yazdıklarımı okudu ,gelip gitmesi arasında sadece iki kelime duyabildim merhaba ve hoşça kal... Herşeyi o bembeyaz duvar anlatmıştı ona , yanımda olabilsen kızardın bana biliyorum bu hallerime belki itip kaLkardın da beni, yakıştıramazdın bana bu hallerde olmamı hiç istemezdin, o zaman neden gittin neden beni son bir kez gözümün içine bakamadan terk ettin yakıştı mı böyle gidişin keşke duyabilsen beni, keşke yeniden elini tutabilmem mümkün olsa ve keşke gittiğin yere ulaşmanın bir yolu olsa ama maalesef ki yok işte... Gittiğinden bu yana ilk defa küçücük evimizin terasına bakmak istedim az önce, demirlere tutunup uzaklara baktığın günler geldi aklıma beraber yemek yemelerimiz ve Fransızca parçalar çalan gramafonu gördüm, bıraktığın yerde aynen duruyor ama fena tozlanmış ve kuşlara yem verdiğin kırmızı kap kapağı kapalı duruyor köşede içinde hala senin ellerinle koyduğun yemler … Ve beni terk edip gittiğin o köşeyi görüyorum kendini karanlığın içine bırakıp beni habersizce terk ettiğin o köşede dalıp gidiyorum, benden uzaklara.... Ve bir telefon sesine irkiliyorum telefonun ucunda senden bana kalan en güzel hediye'' seni özledim ''diyor kızımız artık gel diyor bana ağlayarak kendime getiriyor beni biraz da olsa hayatın devam ettiğini hatırlatıyor bana onun için hayata dönmem gerektiğini söylüyor bana titreyen sesiyle …. Resmine bakıyorum o an simsiyah gözlerine yeniden nefes almaya kızımız için yaşamaya söz vermemi ister gibi bakıyorlar bana ve söz veriyorum sana kızımızla beraber sen varmışcasına yaşamaya... Sonra balkonda senin ellerinin değdiği yemleri son kez kuşlara atıp ,senin baktığın uzaklara son kez bakıp ve sensizliği üzerinden kilitleyerek senden bana kalan tek armağana KIZIMIZA doğru yola çıkıyorum....... 2013/İZMİR(seni bulmaya çalıştığım sokaklar)
YORUMLAR
Yazdıklarınız kendi duygularınızmı..yoksa bir öyküdenmi alınmış anlayamadım açıkçası
Sim.
Okudukça yüreğime bıçak saplanmışçasına acı duydum. Birçok keşkeler vardı yazının içinde ki bu keşkeler birçoğumuzun pişmanlıkları aslında. Empati yapmaya çalıştım okudukça . Daha da bir hüzünlendim. Keşke dedim keşke , yüzyüze konuşup dertlerinizi dinleyip onları paylaşabilseydim sizle. Öyle güzel anlatmışsınız ki içinde bulunduğunuz duygu yoğunluğunu. Ben çok etkilendim.:(((((((
Kaleminize sağlık & Yaşamsal &....