Ama bu hiç adil değil....
29 Ekim 2013, 22.55 A- A+
Delireceğim; sabahtan beri yağmakta olan yagmur aralikli kar . Daha aralik ayına bile gelmedik ve bayram tatili dolayısıyla Akdeniz'e gitmiş olan arkadaşlar, sosyal sayfalarda boy boy denize girmeli, güneşlenmeli fotoğraflarını sergiliyorlar. Ama ama, bu hiç adil değil.
Bizim ülkede mevsimin bir mantığı olur, hava birden 20 derece ısınıp soğumaz. Ama Almanya'da öyle değil. Ülkenin kuzeyinde doğru dürüst dağ olmadığı için, Sibirya'dan ara sıra sürpriz niyetine bir soğuk geliveriyor, darmadağın oluyoruz. Daha nadir olarak da İspanya'dan Afrika'dan gelen sıcak dalgalar oluyor, paltoyu çıkarıp tshirtü giyiyoruz. Bir sıcak, bir soğuk; resmen konserveye döndük. Ben alışık değilim bu ekstrem değişikliklere, ben kışlıkların indirildiği, yazlıkların kaldırıldığı, bunun altı ayda bir jimnastik niyetine icra edildiği bir memleketin çocuğuyum.Sinirlerim laçka.
Çocukken öyle kollanıp sarmalanırdım ki, hiç üşüdüğüm bir anımı hatırlayamıyorum! Burda yaşamaya başlayalıberi, yılın 6 ayı tüm gün titreyerek geziyorum. Almanların "soğuk hava yoktur, ince giysi vardır" diye bir atasözü var ama benim için geçerli değil. Kat kat lahana misali giyinsem de hep üşüyorum, hep bir titreme halindeyim. Elim ayağım burnum hep buz kesiyor. Ve ben soğuğu hiç sevmem, hiç. Tüylü kazaklar da kaşındırır beni, ondan onları da giyemem. Belki işin sırrı o kazaklarda bilmiyorum.
Nisan ortasına kadar nasıl hayatta kalacağım ben?!?
Kışı kışkışlamak mümkün değilse, en azından aklımızı yitirmeden geçirmeye çabalayalım bu mevsimi. Kışla ilgili birkaç güzellik; kestane, mandalina, kar altında dikilerek içilen mis gibi caylar, tarçınlı ve elmalı kurabiyeler, enseden içeri girmeyen kartopuların atıldığı mahalle savaşları, battaniyenin altında büzülmek, kışa depo amaçlı alınan kiloların bol katlı kıyafetlerin altında gizlenebilmesi, yılbaşını, noeli, cadılar bayramını beklemek..
Bizim ülkede mevsimin bir mantığı olur, hava birden 20 derece ısınıp soğumaz. Ama Almanya'da öyle değil. Ülkenin kuzeyinde doğru dürüst dağ olmadığı için, Sibirya'dan ara sıra sürpriz niyetine bir soğuk geliveriyor, darmadağın oluyoruz. Daha nadir olarak da İspanya'dan Afrika'dan gelen sıcak dalgalar oluyor, paltoyu çıkarıp tshirtü giyiyoruz. Bir sıcak, bir soğuk; resmen konserveye döndük. Ben alışık değilim bu ekstrem değişikliklere, ben kışlıkların indirildiği, yazlıkların kaldırıldığı, bunun altı ayda bir jimnastik niyetine icra edildiği bir memleketin çocuğuyum.Sinirlerim laçka.
Çocukken öyle kollanıp sarmalanırdım ki, hiç üşüdüğüm bir anımı hatırlayamıyorum! Burda yaşamaya başlayalıberi, yılın 6 ayı tüm gün titreyerek geziyorum. Almanların "soğuk hava yoktur, ince giysi vardır" diye bir atasözü var ama benim için geçerli değil. Kat kat lahana misali giyinsem de hep üşüyorum, hep bir titreme halindeyim. Elim ayağım burnum hep buz kesiyor. Ve ben soğuğu hiç sevmem, hiç. Tüylü kazaklar da kaşındırır beni, ondan onları da giyemem. Belki işin sırrı o kazaklarda bilmiyorum.
Nisan ortasına kadar nasıl hayatta kalacağım ben?!?
Kışı kışkışlamak mümkün değilse, en azından aklımızı yitirmeden geçirmeye çabalayalım bu mevsimi. Kışla ilgili birkaç güzellik; kestane, mandalina, kar altında dikilerek içilen mis gibi caylar, tarçınlı ve elmalı kurabiyeler, enseden içeri girmeyen kartopuların atıldığı mahalle savaşları, battaniyenin altında büzülmek, kışa depo amaçlı alınan kiloların bol katlı kıyafetlerin altında gizlenebilmesi, yılbaşını, noeli, cadılar bayramını beklemek..
YORUMLAR
Valla arkadasim dediklerinin tam zittinda bir yerdeyim burda da hava 12 ay sicak ve ozellikle yaz aylari dunyanin cehennemi Arizona dan bahsediyorum ben saguga hasretim sen de ...
Küçüklüğünden beri sıcakla kavgalı biri var burada. Az hamam tası yemedim annemden, şehir hamamlarında, soğuk yere kaçtığım, peşimden kovalattığım için.:)
Dünya'ya tekrar gelecek olsam kutuplarda falan yaşamak isterdim, o derece yani.:)
Ama bir kez daha gördüm ki, beterin beteri de var;
hayham2006, Allah dayanma gücü versin arkadaşım.:)
Teşekkürler