Bu bir öneri...
31 Ekim 2013, 22.11 A- A+Ne kadar kaçarsan kaç, durum hep aynı ben bunu anladım.
Yıllar evveldi, beni direkt ilgilendirsin ya da ilgilendirmesin, çalıştığım iş yerindeki hır gür, itiş kakış beni o kadar olumsuz etkilemişti ki depresyon geçirme aşamasına gelmiştim neredeyse. Gözümü açtığım gibi yataktan fırlayıp koşa koşa gelip oturduğum işyerim muharebe meydanına dönmüştü. Bıktım usandım... Çantamı alıp nasıl kaçtım, emekli gömleğimi giyip kendimi evime nasıl attım ben de bilmiyorum.
Fakat oradan kaç, buradan kaç, nereye kadar?
Görüyorum ki materyali insan olan her yerde durum aynı. Halen üyesi olduğum bir başka internet sitesinde yazılar yazmaya başladığımda, ilkokula yeni başlamış bir çocuk gibi heyecanlıydım. Hani ben de yazıyorum ya; duygularımı, düşüncelerimi, yaşam tecrübelerimi, anılarımı kendi yeteneğim ölçüsünde yazıp çizip hem bir sağalım yaşayacağım hem de bir kum taneciği kadar bile olsa "Ben de bir şeyler yaptım" diyeceğim.
Ama, aman Allah'ım bir de ne göreyim. Bir yere girmişim ki of ki offf...
Gırtlak gırtlağa gidiyor herkes. Yazarlar birbirinin gözünü kalemle oyacak neredeyse...
"Aman yaa" dedim kapıyı kendi ardımdan kapatıp çıkıp buradan da gideyim.
Öyle ya, emek sarfedip yazılar yazıyorum, haklı olarak farkedilmeyi bekliyorum. Kah onore olmak, kah eleştiri almak adına yorumlar bekliyorum. Ama zaman içerisinde gördüm ki, yorumlar al takke ver külah ilişkisi olmuş, iyi niyetle birkaç kişinin "o bana yazdı bende ona yazayım" diyerek yorumlaştığı gün gibi ortada. Diğer kesimin (kalemi kılıç olarak kullanan) ise kimin ne yazdığıyla, ne düşündüğüyle, ne hissettiğiyle ilgilendiği falan yok. Kendi birbirleriyle dalaş içerisindeler. Hal böyle olunca gitmek düştü bana dedim...Kısadan bir mola yazısı ile hoşçakalın deyip biraz uzaklaştım.
Ama çok fazla dayanamadım, beynimde zaman içerisinde kelimeler birbirini kovalamaya başlayınca tekrar yazmaya başladım.
Şimdi;
Burada da görüyorum ki gerçekten kalemi güçlü arkadaşlar var. (Bazıları değişik ve farklı sözcükler kullanarak benim için anlaşılmaz ve okunması güç yazılar olarak karşıma çıksa da.) Ama bu gücü negatif yönde eritip bitirdiklerini de görüyorum. Yazılan onca kelamın ne bana ne de bir başkasına yararı yok. Bana olmadığı gibi, yıllar yıllar sonra yazdıklarına bakıp “Hımmm ben yazmıştım bunu” deyip mutlanacakları satırlar değil çoğu.
Bir başkasının penceresinden bakıp, onun gözlüğüyle görüp, onun akıl süzgeciyle süzüp emek çekip bana ve diğer okuyana hoşluk katacak güzel yazılar okumak varken, buradaki bu itiş kakış nedir bunu anlamsız buluyorum.
Bunca kalabalık içerisinde yazasım varsa da yazamıyorum, "Amaann yazsam nolacak ki, sanki kimin umurunda moduna girmek üzereyim yine :)
Bunu böyle yapmasak da, tam tersi şöyle hoş bir seda ile;
*sen söylesen ben dinlesem ben söylesem sen dinlesen*
Nasıl olur güzel arkadaşım?
Sevgi ve muhabbetle…
Lilacan Ekim 2013
YORUMLAR
Blog portalın önündeki FIŞKİYEYİ kim kırdı? Çabuk söyleyin kim kırdı o FIŞKİYEYİ? Biz, üyelerin ödediği fıstık paralarıyla yaptırmıştık o FIŞKİYEYİ, ayıp gamyun malına zarar vermeniz :))
Yazan: Bir yetkili
İmza: Yine aynı yetkili
Şimdi;
hazır blog portalda sular ısınmışken, "özgüven" eksikliğini "eleştiri" adı altında yapmanın, kendi arkadaşları zırvaladığında ses çıkarmayıp, arkadaş olmadıklarının en ufak bir hatasını hepsine genelleme yapmanını, hoşgörünün dudaktan kalbe inmediği, hakaret ettikçe büyüdüğünü sanmanın yeni bir akım olduğunu var sayarsak;
bütün tezgâhları bunlara bıraksak ne olur?
Sayın Lilaa, yazınız kısa ve öz açıklama ve geçmişin kısa bir özeti. Kutluyorum. Buna benzer bir yazıyı dün yazdım bloğa gönderdim. Hatta ben de müdahil olduğum için zeytin dalı uzatıyorum bu tartışma bitsin istedim. ( Fakat onay almadı). Baktım olmayacak, 2. Bir yazı da gönderemiyorum İzmirlim_35_5 nikimle bir şeyler karaladım. Çünkü burada olmam lazım.
Düşünüyorum da sonuca ulaşmayacak tartışmalar, kavgalar niye? Anlamış değilim?
Saygılarımla…
Ha ..! Aksama türkübara gidiyorum gelen varmi :p
Fiskiye , Fiski`nin disisimi bilemedimki ? Fistikla alinmis , kirilmis, hemde Gamyun mali ...Yok bu baska bisey olmali :p Amannn banane :)))
Üzülmeeeee.... ''Bir yetkili ''yeniden gelip , hayrımıza fişkiyeyi tekrardan yaptırdık derse , yazına dönülür yeniden. Sorun da kökten halledillmiş olur..
Sakın haaa '' yazsam ne olacak ki '' moduna girme asla . Ben çok beğeniyorum yazdıklarını. Eminim ki birçok kişi de benimle ayni fikirdedir. Yüreğine , emeğine sağlık
Sevgiyle kal....
fışkiyeye gülerken size ne yazacağımı unuttum birden, özür dilerim.:)))
gmsnn, müthiş bir adamsınız siz, sevmemek elde değil.:)
Berrak'cım,sen de iyi ki kendinde değilsin.:) "Fiskiye , Fiski`nin disisimi bilemedimki ?" ha?:))))
Çok yaşayın çok.:)
Selim_ce, sen de çok yaşa kardeş.:))))))
Sevgili Lilaa,
önerinize karşılık ben de size, bana özel mesajla gelen bir arkadaşa yazdığım yanıt mesajdan -bence- blogunuzla ilgili bir bölümü aynen kopyalıyorum:
"Naçizane; bence yazan insan, ne iyi eleştiriden (köreltir ve olduğu yerde saydırır çünkü) ne de olumsuzlarından (bu da heves kırar, "acaba bişey derler mi" diye kaygılarla kalemi ürkütür zira.) etkilenmemeli hiç.
Yazarken at gözlüğü takmalı yazan ve sadece ama sadece kendi içine sindirip beğenmeli."
Siz beğenin yeter.
Yoksa, bence "FIŞKİYE"ler kırılmalı arada, nedeni ne olursa olsun, belki fazla fışkırıyordu...
Durgun suda sinsi timsahlar yaşar, arada bir sular dalgalanmalı ki berraklaşsın.
-Nasıl cümle ettiysem, sonuna rahmetli gibi "Yeğeeennn" desem yakışır ha.:)-
Güzel yazıyorsunuz siz, biz de okuyoruz keyifle.
ve ben o rengi çok seviyorum...