BLOG
05 Kasım 2013, 04.22
A-
A+
Toplum dediğimiz etobur çoğunluk her gün biraz daha insan olmaktan öte bir şeye dönüştürüyor bizi...Dönüşüyoruz. Her gün biraz daha değişiyor ve dönüşüyoruz. Başkalarının hayatlarıyla besleniyoruz. Toplumda kabul görmek uğruna harcıyoruz sevdiğimiz, inandığımız, sahip olduğumuz tüm değerleri. Kurban istiyor toplum içine almak için bizi ve biz kurban ediyoruz altın sunaklarda kendimizi. Kıyaslama, zaaf ve özentiye dayalı iç hesaplar, tuzaklar kurduruyor beynimize. Ve biz sürekli o tuzaklara yakalatıyoruz yüreğimizi...
İşimize geliyor kendimizden uzakta ''öteki'' olmak. ''Ama''larla örtbas edip kendi gerçeklerimizi, toplumda kabul görmenin huzuruyla sahte cennetlerde yaşıyoruz. Gözümüz Ayşe Teyzenin kızında, Mehmet Amcanın oğlunda, kulağımız Zeynep hanımın kocasında, Hasan Beyin karısında, toplumun duyarlı birer üyesi olarak değişiyor ve dönüşüyoruz...
Bazen modernlik diyoruz adına bunun, bazen adab-ı muhaşeret. Gerçeğimizi kabul etmek zor geliyor. Bahaneleri siper edip kendimize başkalarında aklıyoruz tüm hatalarımızı, günahlarımızı. Birer birer vazgeçiyoruz birey olmaktan ve her gün biraz daha toplum oluyoruz...
Dönüşmek yetmiyor. Çift karakterli oluyoruz. içimizde başka yaşıyor dışımıza başka uyguluyoruz. Herkes sevsin diye uğraşırken bizi kendimize saygıyı yitiriyoruz.
Maskeler takıyoruz yüzlerimize. Sırlı aynalarda kaybediyoruz yüzlerimizi. Ete kemiğe bürünüyor zaman geçtikçe maskeler....
Sırlı aynalar arkasında kaybediyoruz bizi biz yapan sırrımızı. Her gün biraz daha az ben, biraz daha çok sen-öteki-beriki oluyor ve topluma karışıyoruz. Top yekün TOPLUM oluyoruz...
Benliğimizi Kaybediyoruz yeri geliyor Kendimizden geçiyoruz..
Hayat hızlı yaşandıkça,birey hız kazandıkça toplumdan uzaklaşıyor.Önce kendi hırsları,kendi arzuları,kendi ben'i ortaya çıkıyor.Ben,bencilliği büyütüp,kendi aynasına sahip oluyor.Ayna ile ben arasındaki monolog bireyi eritiyor.Eriyen birey bulunduğu kabın biçimini alıyor haliyle.Artık o ete kemiğe bürünük bir işlemci halinde...
İnsanlık...İşte onu bulmak bayağı zaman alıyor.Karamsar olmamakta yarar var tabi ki.İlla ki bulunduğu kabın biçimini almamış,inatla ben bir insanım,insanlık onuruyla yaşayacağım güzel bir dünya istiyorum diyen bireyler de var.
Çok güzel bir paylaşım olmuş,teşekkür ediyor,devamını bekliyorum :)
yönetme yeteneği olup toplumu bundan iyi analiz etmek zor .... elinize sağlık
Ne güzel anlatmışsın ''Ben''i yitirmeyi..ne güzel anlatmışsın sürekli parmak kaldırıp farkedilmek isteyeni ve yine ne güzel yansıtmışsın yüreğini.. .gerçi kıskanıyorum bilinme istiyorum ama, olsun..yazının manasını anlayana ne mutlu diyeyim kendimce :)
toplum denen o tek dişi kalmış canavar,aslında bireyi nefsinden dolayı ele geçirir.her kişinin olmak isteyip olamadığı ,bulunmak isteyip bulunamadığı yer ve mevkiler ,bireye topluma uymak için cazip gelir.bazısı ise,sırf topluma uymadığı için kötü insan damgası yer.ya da toplumdan tehdit ya da baskı görür.Eğer doğrularınız toplumun menfaatleri doğrultusunda değilse,düşünceleriniz,örümcek ağı olmuş kirli beyinlerle örtüşmüyorsa,çok çok toplumdan dışlanırsınız,ama siz KENDİNİZ olmaya devam edersiniz.
blog yazınız için teşekkürler sayın cebren opum.özlemiştik yazılarınızı ,emeğinize sağlık.
saygılarımla.......
istiklal marşımızın 4.kıtasının 4.dizesi...günümüzde bu sozun ne kadar doğru olduğu tartışılmaz sanırım..çağdaşlaşalım kalkınalım derken insanlık değerlerimizin coğu yitip gidiyor..
güzel bir yazı ama öyle cuk oturabilecegi bir dönemde gelmişki..keşke bu yazıyı noktasına harfine dokunmadan tüm gazatelerde yayınlasak okusak içinde bir yerlerde toplu olarak mahvettigimiz toplumu görsek..
Biraz Tabakalaşma süreci olsa gerek bu yazı. Tabakalaşmadan Kasıt- Bilginin bile daha çok bilgili ve daha çok cahilleşme. ZEnginler daha zengin - Fakirler daha fakir olacak gün geçtikçe. İşte tabakalaşma bu veya bunun gibi kendini ötekileştirmekten çok göz bebeklerinin içine bakılmasını sevmeyen insanlar üst düzey bürokratlar gibi Alına doğru bakarlar. Siz bazı insanların göz bebeklerine bakamassınız. Bazen insan zengin olsada toplumdan ayrılamaz değil mi ? Kuru Sovan ve ekmeği çok sevenlerin poker masasında işi olmaz. Bar pavyon aleminde hiç ederler servetlerini. Pekala bilgi fukarası insanlara öğretmekten ziyade dalga geçercesine alaylanmaz mı ? Toplumun her kesiminde böyle değil midir bu durum ? Hangi birimiz 40 yaşındaki insana toplum içi hareket tarzının hatasından bahsetti ? Pekala 40 üzeri insanlarımız okulda mı öğrendiler toplum içi yanlışları ? Bize büyüklerimiz hatalarından dolayı göstermediler mi yanlışlarını ve doğrularını toplum içi refahı için..
Şunu söyleyeyim. Biz toplum içerisinde yanlış yapan insanlarımızı kardeşlerimizi hiçbir zaman doğru yolu göstermeye sevk etmedik(Kendim hariç)... Teşvik etmedik Latin kelimelerin yerine Öz Türkçe' mizi kullandırmaya. Hal, Hareket , tavır, düşünce v.b. durumları hangimiz öğretti ki kardeşine, ablasına, annesine, babasına, dayısı veya amcasına ? Bunları ancak yaşayan ve uygulayan güzel tanımlar. Toplum içi en kötü diye tabir ettiğiniz insanlar Odtü'yü kazansada alaycı tavrından kınanır veya toplum dışı asosyal bi varlıktan öteye gidemez. Şunuda bilmekte fayda var diye düşünüyorum. Eşitliğin ihlal edildiği şu günlerimizde unutmayalımki elbet bir gün hak yerini bulur.
Saygılarımla...
Ah opum ah, sadece insanların ikiyüzlülüğü
anlattıklarınızla keşke kalsaydı. Siz doğruluktan yanasınız, adaletten
yanasınız. Taraftar toplayamıyorsunuz. Adam da ahlaka aykırı, örf âdete adalete
aykırı aykırı neler var neler... Prim yapıyor. Bir an düşünüyorsunuz; Acaba ben
mi hatalıyım. Çağın gerisinde mi kaldım. Asla değilsiniz da maddeci toplum
insanları bu hale getirdi işte. Birinin arkasından demediğini bırakmayan bir
kişiyi, sonra kötülediği kişiyle gayet de samimi olduğunu çok zaman görmek
işten bile değil. Toplum o hale gelmiş
ki anlatamam. Herkes farelerden şikâyetçi ama çıngırak takacak adam yok. Çok
zaman kötü olan kişiye müdahale eden yok ama bu kişi o çevreden herhangi bir
nedenle çekildiği zaman herkes: (sen onu bilmiyor muydun adinin biriydi
derler.) Ama bu sözleri zamanında kimse
söylemez. Adli, polisiye olaylarda birçok kişi olaya şahit, mahkeme salonlarına
gördüm diye gidecek kişi yok, Gidende keşke gerçeği söylese.
Siz insanları çift karakterli olduğundan söz
ediyorsunuz. Bence daha da fazla. Özür
dilerim ama, Bir köpeğin, bir atın, nasıl bir özelliğe sahip olduğunu çok zaman
bilebilirsiniz, insanın asla. Bu kişi şunu yapar, şunu yapmaz çok zaman
diyemiyorsunuz. Ben belli yaşı kat ettim fakat insanları çözemedim. Siz çözebildiyseniz.
Aydınlatırsanız sevinirim.
Yüreğinize sağlık…
TEK BASINA TOPLUM OLMAZ BIR ELIN NESI VAR ???
Bir ağaç bir ormanın başlangıcı olabilir.
Bir kuş, baharın müjdecisi olabilir.
Bir gülümseme bir dostluğu başlatabilir.
Bir tokalaşma moralinizi yükseltebilir
Bir yıldız, denizde bir gemiye yön gösterebilir.
Bir tek kelime, büyük bir ideali anlatabilir.
Bir huzme güneş ışığı, bir odayı aydınlatabilir.
Bir mum , karanlığı yırtabilir.
Bir gülüş, hüznü fethedebilir.
Bir adım, uzun bir yolculuğu başlatabilir.
Bir dua, bir kelimeyle başlar.
Bir umut ışığı ruhumuzu besleyebilir.
Bir dokunuş, ne kadar önemsendiğinizi hissettirebilir.
Bir ses, bilgelikle konuşabilir.
Bir, yürek gerçek olanı anlayabilir.
Bir yaşam çok şeyi değiştirilebilir
Görüyorsun ya.
Her şey sana bağlı!.
saygilar..
saygı değer opum, ne kadar güzel bir konuya değinmişsiniz.eline sağlık. sizin yazınızı okuduğumda çok sevdiğim bir ailenin bana anlatığı gerçek aklıma geldi.Severek evlenen bir çift 2 yıl aradan sora , evin Reisi olan koca, KARICIĞIM bir çocuğumuz olsa ne iyi olur demi, diye sorar.KOCACIĞIM evet çok güzel olurda, çocuğu doğurmak kolay, ama büyütmek, onu yetiştirmek konusunda hiç düşündün mü? 21. yüz yılda paralı ve çıkarcı eğitim sistemi ile yetişen çocuk nasıl bir insan olacağını hiç düşündün mü? sorusuna koca, çok haklısın karıcığım der. sonuçta çocuk yapmaktan vaz geçilir. saygılar...
Bu yazı çok şeyleri anlatıyor. eline sağlık cebren. Neredeyse %99'u kendine müslüman-- bir toplum haline geldik. bu da işin başka bir boyutu.....
ASI_KES27 Hayal gemisinin kaptanı:)
Kendini bir başkasıymış gibi dürüstçe sorgulamayan , başkasını kendiymiş gibi anlamaya çalışmayan bireylerden bu kadar toplum çıkar işte . Korkuyoruz görmekten , kaçıyoruz üzülmekten... Yine de ümidimi kaybetmek istemiyorum ,değil mi ki yanlışı görenler var değil mi ?Ellerinize sağlık.
Nasrettin hoca demiş ya ye kürküm ye diye .... Kimi parasından kimi de benden daha bilgili yok küstahlığıyla boy gösterdiği bir zamanda yazık ki etraflarında oluşan sen en iyisisin sahip diyen nerdeyse secde eden kitleler değil mi? bu ben merkezciliğin oluşumuna sebep.....Kişilere saygısı olmayan insanlar bugün dost gözükse de ne kadar güvenilir sorgulamak lazım..... Ben de yazınızın içeriği bakımından çok uygun bir zamanlama olduğunu düşünüyorum . saygılar.............
Sahte göz yaşı dökenin nemalandığı, manevi değerlerin suistimal edildiği, olduğu gibi görünmeyenin baş tacı edildiği, katillerin bile adam sayıldığı bir döneme şahitlik etmek... Anlatmaya çalışmak ancak anlaşılamamak... Anlaşılmak ama birilerinin işine gelmemek... Yüzsüzlüğe, yalana, dolana alet olanların şımarıklığına kızmak ama seyirci kalmaktan ileri gidememek... Paranın, mevki ve makamın kuklası olmak.......
Toplumun ne kaypak olduğunu' Bir adamı''n bloğunda anlatmak istemiştim ama anlaşılmadı :))oysa o filimleri herkesin çok iyi bildiinden emin olduğum için isimlerini yazmamıştım..İsimleri yoktu zaten..onlar yaşanmış ..toplumsal olaylardı..bizdendi..bizim toplum olup bireyleri yok etmemizdi..bireyleri kimlikleri değerleri yok etmemiz di .''.Kendimizi başkalarında aklıyoruz'' ne doğru..Cebren o kadar çok şey var ki söylenecek bu konuda.. Ama ben yoruldum artık..Herkes yüreğince yaşıyacak bu hayatı.. Sizin de isyanlar daki haliniz anlıyorum .Ama yapacak hiç bir şey yok...
Değişik bir yazı daha sevgili Cebren'den.
"Üzüm üzüme baka baka kararır" demiş ya atalar; olgunlaşıyoruz, kararıyoruz, çoğunlukla da çürüyoruz, birbirimize baka baka, değe değe...
Güzel cümlelerdi.
Teşekkürler
Sevgiler
yinede toplum olarak diğer avrupa ülkelerine göre çok öndeyiz kanımca,en azından insanlıklar üst seviyelerde ülkemizde,yardımlaşma aynı şekilde siteden çıkarken çoğu ülkelerde slmlaşma yok,bir alt komşunun başına birşey gelse ailecek herkes koşuyorsa yinede bu ülkede insanlıklar halen devam ediyorgelişen ve artan bu nüfusta 60 lı yıllardaki toplum özelliklerinide beklememiz yanlıştır.
İnsana ilham edilen hayır ve şerrin insanın özgür iradesinin bir kanıtı olmasına karşın,insanın daha çok şerri tercih etmesi toplumsal bozulmaların başlıca nedenleridir.Sapma eğilimleri ilk önce nefiste başlar,ve topluma yansır.Ahlaksal boyutta meydana gelen deişimler,daha sonra ekonomik ve sosyal yaşamın tüm alanlarına sirayet eder.Yorumları okudukça hala ne denli bozulmuşluğa doğru yol aldığımızı görüyorum.cebren opum öyle bir zamanlama yapmışınızki ne önce nede sonra derler ya öyle bişe.Toplum olarak bozulmamız bireylerden başlıyor ve yayılıyor.Bunun tek bir sebebi var bana göre.Yaratılış nedenimizi unutmak.Bundan uzaklaştıkça yazınızda bahsettiğiniz tüm detayları görmek ve bunları çoğaltmak mümkün. Yüreğinize sağlık.
YORUMLAR
Hayat hızlı yaşandıkça,birey hız kazandıkça toplumdan uzaklaşıyor.Önce kendi hırsları,kendi arzuları,kendi ben'i ortaya çıkıyor.Ben,bencilliği büyütüp,kendi aynasına sahip oluyor.Ayna ile ben arasındaki monolog bireyi eritiyor.Eriyen birey bulunduğu kabın biçimini alıyor haliyle.Artık o ete kemiğe bürünük bir işlemci halinde...
İnsanlık...İşte onu bulmak bayağı zaman alıyor.Karamsar olmamakta yarar var tabi ki.İlla ki bulunduğu kabın biçimini almamış,inatla ben bir insanım,insanlık onuruyla yaşayacağım güzel bir dünya istiyorum diyen bireyler de var.
Çok güzel bir paylaşım olmuş,teşekkür ediyor,devamını bekliyorum :)
yönetme yeteneği olup toplumu bundan iyi analiz etmek zor .... elinize sağlık
blog yazınız için teşekkürler sayın cebren opum.özlemiştik yazılarınızı ,emeğinize sağlık.
saygılarımla.......
Ah opum ah, sadece insanların ikiyüzlülüğü anlattıklarınızla keşke kalsaydı. Siz doğruluktan yanasınız, adaletten yanasınız. Taraftar toplayamıyorsunuz. Adam da ahlaka aykırı, örf âdete adalete aykırı aykırı neler var neler... Prim yapıyor. Bir an düşünüyorsunuz; Acaba ben mi hatalıyım. Çağın gerisinde mi kaldım. Asla değilsiniz da maddeci toplum insanları bu hale getirdi işte. Birinin arkasından demediğini bırakmayan bir kişiyi, sonra kötülediği kişiyle gayet de samimi olduğunu çok zaman görmek işten bile değil. Toplum o hale gelmiş ki anlatamam. Herkes farelerden şikâyetçi ama çıngırak takacak adam yok. Çok zaman kötü olan kişiye müdahale eden yok ama bu kişi o çevreden herhangi bir nedenle çekildiği zaman herkes: (sen onu bilmiyor muydun adinin biriydi derler.) Ama bu sözleri zamanında kimse söylemez. Adli, polisiye olaylarda birçok kişi olaya şahit, mahkeme salonlarına gördüm diye gidecek kişi yok, Gidende keşke gerçeği söylese.
Siz insanları çift karakterli olduğundan söz ediyorsunuz. Bence daha da fazla. Özür dilerim ama, Bir köpeğin, bir atın, nasıl bir özelliğe sahip olduğunu çok zaman bilebilirsiniz, insanın asla. Bu kişi şunu yapar, şunu yapmaz çok zaman diyemiyorsunuz. Ben belli yaşı kat ettim fakat insanları çözemedim. Siz çözebildiyseniz. Aydınlatırsanız sevinirim.
Yüreğinize sağlık…
Bir ağaç bir ormanın başlangıcı olabilir.
Bir kuş, baharın müjdecisi olabilir.
Bir gülümseme bir dostluğu başlatabilir.
Bir tokalaşma moralinizi yükseltebilir
Bir yıldız, denizde bir gemiye yön gösterebilir.
Bir tek kelime, büyük bir ideali anlatabilir.
Bir huzme güneş ışığı, bir odayı aydınlatabilir.
Bir mum , karanlığı yırtabilir.
Bir gülüş, hüznü fethedebilir.
Bir adım, uzun bir yolculuğu başlatabilir.
Bir dua, bir kelimeyle başlar.
Bir umut ışığı ruhumuzu besleyebilir.
Bir dokunuş, ne kadar önemsendiğinizi hissettirebilir.
Bir ses, bilgelikle konuşabilir.
Bir, yürek gerçek olanı anlayabilir.
Bir yaşam çok şeyi değiştirilebilir
Görüyorsun ya.
Her şey sana bağlı!.
saygilar..
ASI_KES27 Hayal gemisinin kaptanı:)
"Üzüm üzüme baka baka kararır" demiş ya atalar; olgunlaşıyoruz, kararıyoruz, çoğunlukla da çürüyoruz, birbirimize baka baka, değe değe...
Güzel cümlelerdi.
Teşekkürler
Sevgiler
İnsana ilham edilen hayır ve şerrin insanın özgür iradesinin bir kanıtı olmasına karşın,insanın daha çok şerri tercih etmesi toplumsal bozulmaların başlıca nedenleridir.Sapma eğilimleri ilk önce nefiste başlar,ve topluma yansır.Ahlaksal boyutta meydana gelen deişimler,daha sonra ekonomik ve sosyal yaşamın tüm alanlarına sirayet eder.Yorumları okudukça hala ne denli bozulmuşluğa doğru yol aldığımızı görüyorum.cebren opum öyle bir zamanlama yapmışınızki ne önce nede sonra derler ya öyle bişe.Toplum olarak bozulmamız bireylerden başlıyor ve yayılıyor.Bunun tek bir sebebi var bana göre.Yaratılış nedenimizi unutmak.Bundan uzaklaştıkça yazınızda bahsettiğiniz tüm detayları görmek ve bunları çoğaltmak mümkün. Yüreğinize sağlık.