RÜŞVET!
11 Aralık 2013, 16.21 A- A+‘’Selâm verdim rüşvet değildir deyü almadılar’’ Fuzulilin sözüdür. Hayatımızda hemen her zaman başımıza gelen, insanların ahlak yapısını yerle bir eden, işlerini halletmek İçin bir çeşit sömürü!
‘’Memurum işini bilir veya rüşvetin belgesi mi olur p*k’’ sözleri günümüzün daha gelişmiş sözleri!
‘’Toplumda hemen her dönemde var olduğuna inanılan rüşvet kavramı, kamu görevlilerinin, kamusal mal ve hizmetlerin arz edilmesinde görev ve yetkilerini kötüye kullanarak, muhatap oldukları kişi ve kurumlara ayrıcalıklı işlem yaparak, para ve diğer biçimlerde çıkar sağlamalarını ifade etmektedir.’’ Bu genel bir tanım.
Bir iş yerinde etkin, düzenli şeffaf bir hizmet sunulduğu zaman rüşvet ve rüşvetin etkilerinin de ortadan kalkması olasıdır. Toplumların gelişmesi ve onların doğru orantıdan bilinçleri arttıkça bu salgınında ortadan kalkması bir umut! Görevlilerin kendi menfaatleri doğrultusunda çıkar sağlamak ne kadar doğru!
Ne zamanki ülkeler ekonomik krizlere girdiği an toplumu ahlaki çöküntüye sürükler. Bu işin kaydı tutulmaz. Hediye adı altında insanların işi hal etmenin karşılığında verdikleri para! Bunu gelecek nesillere temiz toplum, ahlaki toplum adı altında nasıl sunarsın? Yüz yılarlardır süregelen bu ahlak çöküntüsünü kurtarmak oldukça zor. Bakın çöküntü içindeki ülkelerin ya da çökmüş ülkelerin hemen hepsinde rüşvet başrol oynar. Siyasi bir polemiğe girmek istemiyorum. bu tür ülkelerin çöküntü sıralamasında ilk sırada rüşvet!
Sadece günümüzün değil, tarih boyunca bütün toplumların hastalığı olmuştur. Rüşvet, en yaygın biçimde görülen bir siyasal yozlaşma ve yolsuzluk olarak kendini hep göstermiştir.
Osmanlı imparatorluğunda bu o kadar azgın hale getiriliyor ki, rüşvet sadrazamdan en aşağı reislere kadar, yük akçe karşılığında rüşvet verilirdi. Hatta esir karşılığında en güzel hediye olarak sunulurdu. Sonuçta bir habis gibi vücuda yerleşerek günümüze kadar geçerliliğini devam ettirmektedir!..
Emek harcanmadan elde edilen kazanç, bunu yaparken başkasının zaafından ya da işinin düştüğü durum karşından fırsatçılık yapmak. "'‘"Felsefe Tarihi boyunca gelmiş geçmiş filozofların birçoğunda Erdem ve Erdemli Davranış üzerine düşüncelere rastlarız. Bu düşünceler özünde dürüst ve doğru davranmak üzerinedir. Kişinin kendini bilmesi ve sınırlarını çizmesi, yetinebilmesi gerekenden fazlasını istemesini önleyebilmektedir."
Bunun üstesinde gelmek için sosyal kültürel siyasal ve hukuki olarak top yekûn savaşmak gerekmez mi?..
YORUMLAR
Hoş geldin DIGORRRRR.....
Öncelikle sana kızgın olduğumu yazmadan geçemiyecem. Nerelerdesin. Neden bizi yazılarından mahrum bırakıyorsun? Hesap ver bakalım:))))))))
Bloğunun başlangıcındaki; Divan şairlerimizden Fuzuli'nin sözleriyle alakalı kısa öyküyü izin verirsen okuyucularla paylaşmak istiyorum.Osmanlı döneminde gecen ve rüşvetle alakalı olan bu konu ünlü şairimizin '' Şikayetname'' adlı ölümsüz bir eser yazmasına neden olmuştur.
Kanuni Sultan Süleyman, Bağdat seferinden dönerken Divan Şairi Fûzuli’ye maaş bağlanmasını buyurmuş ve İstanbul’da ziyaretini beklediğini söylemiştir. Bu söz üzerine Fûzuli, yaşadığı Bağdat’tan İstanbul’a gelerek padişahı ziyaret etmek ve kendisine bağlanması için söz verilen maaşını almak istemiştir. Ne var ki, Fûzuli Topkapı Sarayı’nın kapısından bile içeri sokulmamıştır.
Bu durum üzerine şair şu sözleri söylemiştir........
“Selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar.
Hüküm gösterdim, faydasızdır diye iltifat etmediler.
Eğer ki görünürde itaat eder gibi davrandılar ama
Bütün sorduklarıma hal diliyle karşılık verdiler.
Gördüm ki, sualime cevaptan başka nesne vermezler
Ve bu berat ile hacetim kılmağın reva görmezler
Çaresiz mücadeleyi terk ettim ve mey’us ü mahrum
Guşe-i uzletime çekildim...
Sanırım dünya durdukça da bu rüşvet olayı devam edecektir. Ana meta para ve insansa ben bu konuda çok da ümitli değilim. Haaaaaa, haydan gelen huya gider dese de atalarımız, insanoğlunun bunu pek dikkate alacağını sanmıyorum ben. Ne tatlı şeymiş bu meret....
Sevgiyle kal....
Rüşvetin siyasetle tek çizgi halinde alakası yoktur. Sadece maddi ve manevi yönlerden gelişmeyen toplumlarda görülür. Denetleyen erkinde maddi ve manevi yönden eksik olması rüşveti arttırır.
Adam kayırmacılık ve görmezden gelme bu ülke insanın en aşağılık huyudur. Bunun sebebi samimi ve sıcak kanlı toplum olmamızdan ya da bu tanıdığım ayıp olur işini göreyim düşüncesindendir.
Bu kayırmacayı siz ya da başka bir yorumda, mesela hemen üzerinde ki 19.33 zaman ayarlı yorum çok basit sıradan bir düşünce bloğunda ya da falanca oyununda yapabiliyorsa; yapan insanlara kızmamak lazım.
Rüşvetler eskisi gibi para ile pek dönmüyor genelde adam kayırmacalıkla dönüyor.
Belki bunu kabul etmeyeceksiniz ama bir çoğunuz banka kuyruğunda, hastane sırasında, evlatlar arasında ya da bir blog yorumunda vs..vs..vs.. hak yiyerek kayrıldınız, kayrılmak istediniz; göz yumdunuz.
Kendime değineyim bu yönden hiç erdemli bir insan değilim. İmkanım olursa ve tanıdığım biri olursa affetmem.
İşte bu yüzden siyasetle alakası yoktur. Kişide vicdan yoksa ne rejim uygulanırsa uygulansın fark etmiyor. Kişi vicdanını siyaset bağlamaz... Fakat bu hareketleri körükleyebilir.
Rüşvet neden verilir, neden alınır? Bunun sorgulanması gerek öncelikle. Biz kanunlarımızın esasını ithal etmişiz. Usuller ekleyerek özgünlestırmeye calısmısızdır. Yeterli gelmemiş, kanuna yönetmelikler, genelgeler oda yetmezmiş gibi tebliğler ve hatta muktezalar verir hale gelmişiz. Kanundan sonrası genelde ya kişiye ya da kitleye göre düzenlemeler yapılmaya başlanılmıstır. Bu da emsal olusturuyor. İnsanlar emsalini görmediği bir şeyi asla istemz ve de yerine getirmez. Farklı uygulamalarda kriterler acık olmadıgından, benzerlikler karsısında insanlar taleplerini dile getirirken, uygulanabılmesı için cezbedici teklıfler de sunabılmektedır.
Bazı kurumların imajı bu konuda olumsuzdur. Ancak dijital yöntemlerle iş bekleyenle iş yapanın karşı karşıya gelmemesi gibi durumlar yaratılmıştır. Bu yöntem ve uygulamaların artmasıyla kayırmacılık, ayrımcılık gibi emsal yaratabilecek uygulamalar da emsal olmaktan cıkabıldiği gibi, rüşvet, ihtilas, kandırma, fesat karıştırma gibi hem ahlaka hem kanuna uygun olmayan durumların da azalması ve giderek yok olması saglanabilecektir.
Tebıkler, tesekkurler