HAŞİ MOŞİ MATO
18 Ocak 2014, 00.20 A- A+Aynaya baktığımda yanakları al al olan, gür kaşları ve kirpikleriyle kendine gülümseyen biri olmayı çok isterdim. Kendimi bildim bileli donuk suratlı, elimi saçlarıma attığımda avucumun içine gelen bir avuç kıl yumağıyla dans etmeye alışkınım biriyim. Kaşlarım bile dökülür. Kozmetik dünyası olmasa zombi gibi gezerdim herhalde. Öyle beyazım ki geceleyin köpek dişlerimin üzerine uzun diş takıp sokağa çıksam, emin olun filmlerdeki çakma vampirlere taş çıkarırım.
Bir keresinde yeni tanıştığım arkadaşımın benimle ilgili yaptığı ilk yorumu ne kadar beyaz olduğumdu. Sağlıkçı olduğundan dolayı en acilinden kan testi yaptırmamı istemişti. Üzerinde durup hemen bu talebini gerçekleştirdim. Ama korkulacak hiçbir şey çıkmadı. Hatta tetkiklere göre gayet kanlı canlı çıkmıştım.
Bir süredir gözlerimle ilgili abuk subuk şikayetlerim vardı. Bunun üzerine doktora gittim. Kontrolün ardından eskiye nazaran farklı bir durumumun olmadığını söyledi. Tam kalkmaya hazırlanıyordum ki, aslında yüzün oldukça solgun duruyor. Hazır gelmişken birde kan değerlerine baktır dedi. Hemen randevu aldım. Kısa süre sonra tekrar muayene için doktordaydım. Şikayetlerimi anlattım. Kendisi sorular yöneltti;
Yorgunluk?
Halsiz hissetme?
Ani kilo kaybı ya da kilo alımı?
Saç dökülmesi?
Sinirlilik hali?
Uykuya düşkünlük?
Sordu da sordu. Aklıma gelmeyen daha bir çok soru, çoğunun da cevabı evetti. Kilomu kontrol etti. Boğazıma bakarken eline küçük bir nodül geldiğini söyledi. Ardından hemen ultrasona yönlendirdi. Hafif bir tahrişin dışında önemsenecek bir nodül çıkmamıştı. Sırada kan değerlerim baktı. Sizde Haşimato var dedi. O da ne? Kronik tiroid dedi. Eline aldığı kalemle çizerek anlatmaya çalıştı. Sinsi ilerleyen bu şekilde tesadüfen ortaya çıkan bir rahatsızlıkmış. İlerde guatr ya da hipotiroidiye dönüşme olasılığı olabilir. O nedenle düzenli olarak kontrol edilecek ve kendimde hissettiğim her hangi bir değişiklikte haber verecektim. Birkaç ilaç verip 6 aylık periyodlarda kontrollere gitmemle olayı kontrol altına almışız gibi görünüyordu.
Eve gelip netten araştırma yaptım. Çünkü doktorun söylediği her şey odadan çıktığım anda aklımdan uçup gitmişti. Birçok sayfayı kurcaladım. Okudukça içim daha çok karardı. Tüm sayfaları kapattığım gibi bu konuyu da rafa kaldırdım.
Sağlıkçı olan arkadaşla sohbet ediyorduk. Bende Haşimato varmış dedim. Şom ağızlığının ilk dediği kızım birkaç sene sonra sende obez olursun, oldu. Ben her şeyi unutup başladım şişmanlığı düşünmeye. Liseden beri neredeyse aynı kilodayım. Önemsiz artış ve düşüşler olmuştur. Hiç kilo problemi olmayan dünyaları yese de kilo almayan biri olup (kesin beddua ettiler) lanet bir hastalık yüzünden ya obez olursam sorusu her geçen gün beynimi kemirmeye başladı.
Aynanın karşısına geçtim. Orama burama minder yastık ne geçirdiysem doldurdum. Fotoshop programlarla kendimi şişmanlattım. Bir gece gördüğüm rüyayla yataktan fırladım. Rüyamda yanlarım tırtlamış, popom zortlamış, göbek desen Allah’ a emanet. Ben benlikten çıkmışım. Tuhaf bir mutanta dönüşmüşüm. (Bu durumdan muzdarip olanlar lütfen alınıp bana kızmasın. Kendime ettiğim hakaretlerdir.)
O değil kilo alacağım korkusuyla, 3 gr beynim var onu da kaybedeceğim. Tchibo’dan aldığım hulahop odamın baş köşesinde. Her gün o bana bakıyor ben ona. Sözde çevireceğim. Karamsarlık, umutsuzluk, boş vermişlik ne arasan var. Ne biçim hastalıkmış kardeşim moralmen tecavüz etti. Daha ortada hissedilecek bir belirti bile yok üstelik. Hani doktor sende Haşimato var demese, domuz gibiyim maşallahım var derdim.
Unuttum söylemeyi doktorun verdiği uzun bir liste vardı. Yemem ve yememem gerekenler listesi. Kremalar, çikolatalar, tereyağı vs.. yasak. Pastacı olup bunları yememenin imkanı var mı? Hele bir de benim gibi çikolata canavarıysan. Sonra işkembe çorbası yasak! Ben bu yasaklara imkansız uymam. Yani istesem de uyamam. Şeytan doldurur. Zaten yasak kelimesi bile delinmek için uydurulmuştur. Yapmayacağım varsa bile sırf yasak dendiği için yaparım.
Bir işe yaradı ama bu hastalık. Hayata hiç kilolu bir insan gözüyle bakmamıştım. Reklamlarda oynayan, kotunu giyebilmek için saatlerce uğraşan kız olduğumu düşündüm. Sabah uyandığımda mantı yiyen, 1 ekmek arasına fındık ezmesi ve reçel sürüp ara öğün yapan, Öğleden sonra karnı acıktığında 1.5 tan 2 adet İskender söyleyen- yanına da 3 kutu diyet kola için, meyveli yoğurtla form tutabileceğini hayal edip 3 er paket 6’lı meyveli yoğurtla beslenen, akşam yemeklerindeyse hafiflemeliyim deyip sadece 1 kutu dondurma ve cipslerle geçiştirmenin nasıl bir şey olduğunu düşündüm.
Düşündümm , düşündümmm, düşündüm! Yeter artık bu asla ben olamam!
Yürüyüşe devam, mekiğe devam, meyve yiyip bol su içmeye de devam… Benden herkese selammmm :D
YORUMLAR
cok guzel emeginize saglik ...
Sizin kadar kendiyle barışık bir insan, haşimatonun üstesinden öyle güzel gelir ki, çok inanıyorum buna.
Bu pozitif haliniz ve enerjiniz çok güzel geçiyor bize.
Teşekkürler, yine güzeldi... ( :
Ohhhhhhh ne guzel bir yazi daha okudumiki gun ayri kaldim gamyundan bereketlenmis blog kosesi heh soyle dokturun olsa bende o kabiliyettttt ahh ahhhhhhhhhh. gecmis olsun her hastaligin kapisi stresten gecer sizinde tespitiniz gibi siz iyisiniz ama sizin piskolojinizi hasta etmelerine izin vermeyin okadar kotu degil:) en fazla berrak ve bana benzersiniz ne olcekki::D saka bir yana kontrolllerinizi aksatmayin ve stres yaratmayiin kendinize . bu guzel paylasiminizdan dolayi sukranlarimi sunuyorum.
sevgili ataya cok hos gerci siz cok hos bir bayansiniz yasadiklarinizda haliyle cok guzel ve gulumseten hatira oluyor Aleykum Selam :) siz yazin biz okuruz yazilarinizda sizler gibi keyifli iyiki varsiniz.
Genellikle yorum yazmayı sevmem ama en azından kendi yazıma gelen yorumlara karşılık olarak bende bir yorum yapayım. Öncelikle yazıma yorumlarınızla katkıda bulunduğunuz için çok teşekkür ederim. Yazılarımı okumayı sevdiğiniz için de çok teşekkür ederim.
Ataya’cığım boş ver durmayalım, durdurulmayalım. Yazamaya devam… Okumayı da yazmayı da seviyorum.
Geçmiş olsun dilekleriniz için ayrıca teşekkürler. Geçer yaa… Beni ne haşimato nede başka bir şey korkutabilir. Yorumculardan biri hani demiş ya ''bu hayat ne zaman güldü ki bize'' diye, hayatın bana gülmesine gerek yok. Ben hayata her gün gülüyorum nasıl olsa.
Sevgiler…
Kendi hakkındaki düşüncelerin, bendeki albenini de yerle bir etti.:)) Çünkü olması muhtemel halini kanlı canlı resmetmişsin :) Blogundan 2 gün kaçmama neden oldu bu durum.O derece yani :)
Aslında bu kilo alma korkusu yüzünden benimde başıma türk filmlerine taş çıkartacak bir olay gelmişti. Fakat bunu yazmam pek mümkün görünmüyor, aile ortamında .:) Zayıflama hapı diye, kötü niyetle verilen hap yüzünden 3 gün leyla olmuştum. Şükür ki sonra tekrar Mecnun'a döndüm :)) O yüzden reçetesiz, tavsiye üzerine herhangi bir ilaç kullanılmamasını şiddetle tavsiye ediyorum.
Ya gmsnn; neden kamoyunu yanlış yönlendiriyorsun ? Havuz başındaki rezilliğini neden benimle kamufle etmeye çalışıyorsun... beterin beteri var misali. :) Hikayeyi sana sansürsüz anlatmıştım ya! Hani kız demişti '' al ex aşkım, bunuda kullanırsan iştahın kesilir .. '' filan demişti ya , gider ayak..
Buzdolabını sık sık ziyaret ettiğim birgün, aklıma gelmiş ve içmiştim ya o hapı. Gerisini biliyosun, rezillikleri .:)))
Hem sen değilmisin ''yazdığın bloglarda duygu sömürüsü yap, ihanete uğradığın hikayeleri yaz '' diyen. Hatta ben hiç ihanete uğramadımki dediğimde'' o zaman ettiğin ihanetleri , kız sana yapmış gibi tersine çevir yaz '' diyerek bana yol gösterirken, noldu şimdi. Üstelikte ben gösterdiğin yolda ufak adımları yorumlarımda atmaya başlamışken :))
Zaten taktiğinde işe yaramıyor, millet selamıda kesecek sayende :)) Vicdan azabıda çekmiyorsun, bana bir borcun varken.:)))