Biliyorum sen, ben olamazsın.
03 Şubat 2014, 00.59 A- A+Yorgundu, öylesine acıkmış ve üşümüştü ki bir köşede kıvrılıp önüne atılacak bir somun ekmeği bekliyordu. Dişleri çürüklerle doluydu. Bedeni itilip kakılmaktan koca bir enkaz yığınına dönüşmüştü. Hıh merak uyandırdı mı? Kesinlikle merak etme. Bu uydurmasyon hikayeye devam etmeyeceğim. Mesela benim beynim hiç yumaklaşmaz ya da cesetleşmez düşüncelerim ya da kandırılmaz morfin yemiş duygularım. Anlarsın tek okuyuşta ne demek istediğimi. Anlam karmaşaları, kelime oyunları, bozulan dilbilgisi bana göre değildir. En kötü konuşma dili ile yazarım. Farklı olmak için uğraşmam. Sana sevimli gözükme kaygım yoktur. İster seversin beni, istersen sevmezsin. İster okursun yazılarımı, istersen okumazsın. Kısacası seni umursayışım, senin beni umursadığın kadardır.
Sabah kahvesini sever misin? Ben bayılırım. Özellikle de sade filtre kahve ise asla hayır demem. Kahvenin yanında en çok sohbeti severim. Birde kafa dengi, konuşabileceğim biri varsa olay bitmiştir. Kafa dengi olup olmadığını henüz bilmiyorum ama sohbet etmekte kararlıyım. Tabi sohbete katılıp katılmamak sana kalmış. En fazla kendi kendime konuşmuş olurum.
Herkesin içinde siyah ve beyaz köpek vardır. Hani şu bilindik, birbiriyle savaş içinde olan köpekler. Siz hangisini daha iyi beslerseniz o güçlenir. Görünüşümüze dikkat ederken, zihnimizi nelerle beslediğimize dikkat ediyor muyuz? Aslında zihnimizi de arada bir budamamız, bakım yapmamız gerekiyor. Mutlaka bir şeylere sinirlendiğimiz olur. Birilerine öfke duyduğumuz hatta bazen de ağız dolusu küfürler ettiğimiz…
Bazen geçmişimize takılı kalırız. Geçmişteki insanları düşünür dururuz. Belki kırılmalar yaşamışızdır. Vücudumuzun en çokta sol tarafımızın üzerine attığımız koca koca düğümlerimiz vardır. Bizi sağlamlaştırmıştır ama engebeli yüzey kendini hiç unutturmaz. Çoğu zaman onları unuttum dersin. Oysa ki bilirsin onlar bıraktığın yerde durmaya mahkumdurlar. Böyle zamanlarda silkelenmek gerekir. Hani akışına bırak boş ver derler ya, seçim sana kalmıştır. Seçimin sonucunda yaşadığın hayat ya sana ait olandır ya da başkalarının kıyafetlerine sığmaya çalışmaktır. İçine sığmazsan rahatta edemezsin.
Tekrarlar yaşamanın kötü olduğunu mu düşünüyorsun? Sakın böyle düşünme. Her defasında yeni bir perspektiften görmeni sağlayacaktır. Kırılmalarına bu kadar aldanma. Hani seni öldürmeyen acıların güçlendirir ya, çok doğru. Her defasında daha bir sarılacaksın. Hayata, insanlara…
Zihnini neyle beslediğine dikkat etmen gerektiğini söylemiştim. Öfke dolu biri olmaya devam edeceksen sadece siyah köpeğini beslersin. Dalgalanarak yayılır kötü düşüncelerin. Daha da acısı karşına çıkacak olan olumlu gelişmeleri de göremez olursun. Seni her geçen gün biraz daha mutsuz eder.
Kalkıp sana devamlı mutluluk oyununu oyna demiyorum. Gerçi oynayabilecek olsan fena olmaz. Ben hep deniyorum. İçimdeki beyaz köpeği güçlendirmek için ne kadar iyi ve olumlu düşüncem varsa, onları düşünmeye çalışıyorum. Başta demiştim ya seni umursayışım, senin beni umursadığın kadardır. Bunu anlamazsan ben gocunmam. Çünkü hakkımdaki olumsuz düşüncelere önem vermeyi bıraktım. Ben sadece beni yaşıyorum. Sana da seni yaşamanı tavsiye ederim.
Bazen sen olmam gerekir seni anlayabilmem için. Bazen de ne kadar sen olsam, beceremem seni anlamayı. Kapalı ya da ulaşılamaz durumdasındır. Sonra da hakkın varmış gibi kızarsın. Seni anlayamadığımı söylersin. Pekiyi bunun için bana kızarken, sen hiç benim gibi olmayı deniyor musun?
YORUMLAR
HAPPINESS.