Kazıkların Efendisi=Hayat
06 Şubat 2014, 11.07 A- A+İsyannnnnnnnn diye yazıma başlayacağım. Bu aralar kendimi çok aptal hissediyorum. Cidden aptallaşıyorum çoğu zaman. Kendimi farklı bir dünyada yaşatıyorum. Hep derim ya hayatı kendi kurallarımla oynarım diye... İstediğim gibi oynuyorum oynamasına da, bazen mızıkçılık yapıyor bu hayat bana. Çoğu zaman kullanıyor beni. Birde sırıtması yok mu ‘’he hee sen kendine çevirdiğini zannet! Ben ne dersem o oluyor.’’ Diyor ellerini ovuşturarak. Karasinekler var ya, ön ayaklarını devamlı birbirine sürterler, aynen onlara benzetiyorum.
Bizi kazıklamayı seviyor. Hadi ben sizi yine kazıklayayım siz de yine ders çıkarın diyor. Ya aldığımız dersler işe yaramıyor ya da bizde iş yok. Devamlı aldığımız dersi bir türlü veremiyoruz. Zaaflarımızı keşfettiği anda bizi alt etmesi an meselesi. Ondandır ya zaten maskelerimizle geziyoruz. Çözüm değil elbette ama kamuflaj. Bukalemun gibi olmaya alıştık nasıl olsa. Çıkıntılık yapıp şansımızı 0’a indirgemektense en azından kendimize yeni şanslar tanıyoruz.(mu acaba?)
Tek düze olmayı becerebiliyorsak toplumda bizi daha çabuk sindiriyor. Sizde benim beceremeyenlerden iseniz, farklı algılanıp anlaşılmaz oluşunuz olağan. Aslında herkes bir nebze anlaşılmazdır. Sadece gerzekler karşısındaki tam anlamıyla anladığını sanırlar. Çünkü kendinizi ne kadar çok açarsanız, sizi o kadar tanıdıklarını düşünürler. Sizin onlara sunduğunuz benliğinizden fazlasını bilemeyecek olmalarına rağmen.
Hayattan bahsediyorsak eğer insanları bu konudan ayrı tutamayız. Çünkü tek başına anlamı yoktur. İlişkilerimizi dengede tutmamız gerekiyor. Hep senden gitmemeli , hiç bir şey tek taraflı olmamalı. Çok özveriliyim diye gezinme ortalıklarda yada empati ustası sanma kendini. Olmaz istesen de beceremezsin zaten. Doğanda bencillik var. Kabul etmesen de bu böyle. İnanmam mesela ‘’ ben kendimden çok başkalarını düşünürüm’’ diyenlere. Öncelikle kendini düşünmelisin. Sen her şeyden önceliklisin. Nasıl bir mantıktır onu da anlamış değilim. Sen olmazsan, başkası olmuş ya da olmamış senin için fark eder mi?
Hiç bir şey körü körüne olmamalı diyorum. Güven, sev, kabullen, inan, değer ver ama körü körüne değil. Karşılığını da bekle. Hiçbir şey karşılıksız değildir. İster kabul et ister etme. Karşılık beklemek kötü bir şey değil, üstelik olması gereken.
Heyyyy hayat biliyorum kazık atmaya bayılıyorsun ama bir daha ki sefere dönem dönem gel. Tek seferde haddinden fazla kazıklanmayı bünyem kaldırmıyor…
YORUMLAR
Hani kötü biten bir aşk hikayesinin sonunda, bir daha sevmemeye yemin edip, ilk fırsatta yeminini unuturya insan.. Bak bu örnek güzel oldu. Yola burdan devam edelim çıkış yolu bu tarafta gibi gözüküyor :)
Birini ne kadar çok seversen ondan ayrıldığında ya da onu kaybettiğinde o kadar çok üzülürsün. e peki sonunda üzüleceğiz diye sevmeyecek miyiz? Seveceğiz ama önce sevginin ne olduğunu iyi öğreneceğiz onu içselleştireceğiz ki, sona geldiğimizde ayaklarımız yerden kesilmesin. Bunun için insan önce kendini iyi tanımalı. Kendini tanıdığın zaman bir bakıma karşındaki insanı ne kadar tanıya-ma-yacağını öğreniyorsun. Senin de söylediğin gibi ancak kendini tanımayanlar "gerzekler" karşısındakini çok iyi anladığını iddia ederler. o cümlen çok güzel :)
İnsan ne kadar fedakar olabileceğini ne kadar tahammül edebileceğini iyi bilmeli. Bir arkadaşlığın dostluğun ömründe bunlar belirleyici oluyor. ne kadar az tahammül etmek zorunda kalıyorsan o kadar uzun sürüyor. hayatta karşılıksız verebileceğimiz şeyler de vardır ama yeri geldiğinde verdiklerinin karşılığını da beklemeli insan.
....Tanrı, nedensiz sevebilecek kadar nezih yaratmadı insanıYa da insan, nedensiz sevebilecek kadar nezih olamadı....
Yazın her zamanki gibi süper olmuş emeğine sağlık diyorum.
Sevgilerimle...