Ezber Bozan Kaleminden
15 Şubat 2014, 09.03 A- A+Konuşmak kolay değildir bazen. Özellikle dinlemek istemediklerini, kendi sesinden duyuyorsan. Yüreğin bir türlü susmuyor ama dilin söylemek istemiyorsa zordur. Hele birde hikayeni ilk başından anlatmak istiyorsan daha da zordur. Tıka basa doldurduklarını boşaltmazsan, yenilerini koyamazsın. Üstüne kilit vurdukların yerinde eskir, tozlanır, çürür. Sonra seni de çürütür.
Anlatamadıkların incitiyorsa seni, al eline kalemi yaz. Doldur, sayfalarca dök içindekileri. Kendini haldeki meyve-sebzeler gibi çürütme. Kalemin dilin, sayfaların vücut dilin olsun. Dilediğin gibi şekillendir. İlla içindekileri dökmene de gerek yok. Hissetmek istediğin gibi yaz. Mesela küçük bir çocuk ol. Onun gözlerinden hayata bak. Bu sefer gözyaşların, kırılan araban ya da kaybettiğin bebeğin için aksın. Korktuğun an, annene koşup sarılabilecek oluşun sana güven versin. Mesela en büyük derdin sınavların olsun. Geceden sakız çiğnerken uyuya kalıp, sabah oluşan afeti annenin pratik çözümüyle hallettiği günü hatırla. Bu bile yazarken gülümsetebilir seni.
Bazen de ruhun bedeninden sıyrılıp gökyüzüne doğru süzülsün ama aşağıda gördüğün sen olmamalısın. Arkadaşın olduğunu farz et. Normalde onu rahatlatmak, teselli etmek için ne yaparsan onu yap. Ahh ve vahh’ ların bu sefer onun için gelsin. Onun yerinde olmadığın için kendine sevin. Hep öyle değil midir zaten. Birine ne kadar üzülsen de farkında olmadan mutluluk duyarsın. Çünkü onun yerinde olan sen değilsindir, şükredersin. İşte yine böyle yap. O sen değilsin. Eksiksizce içini döktüğü için hem onu rahatlatmış ol, hem de iyi bir dinleyici olabildiğin için kendini takdir et.
Yine de konuşmak zor geliyorsa, sessizliğe bırak kendini. Uçurumdan teker teker atlasın cümlelerin. Elinde sonunda nasıl olsa biri çekip kurtaracaktır. Önce harflerini, sonra sözlerini, ardından da cümlelerini. Giriş bölümünü iyi yapmalıyım diye kasma kendini. Nasıl olsa o seni anlamak istediği gibi okuyacak.
Seni senden iyi anlayan çıkmayacak. Seni en iyi kalemin ve kağıdın anlayacak…
YORUMLAR
Hissettim ...
Birinin üzüntüsünü dinlerken mutlu olmak biraz tuhaf. Şükretmek ve mutlu olmak söz ettiğiniz konuyla ilgili birbiri yerine ikame edilebilecek hisler olamaz bana göre. Şükrün içinde elbette inceden de bir mutluluk vardır, anlıyorum ama ı ıh, çünkü mutluluğun yöneldiği durumlar farklı. Diğer yazdıklarınıza tamamen katılıyorum. Misal; gamyun blog-portal yazarak terapi yapmak için ideal. İçimizi döküyoruz rahatlıyoruz, bizden para talep etseler yeri var yani :)