İsteme YAP
18 Şubat 2014, 14.29 A- A+Güne yine iyi başlamıştım. Her sabah olduğu gibi yine bana gülümseyen yüzler, sulayıp yapraklarını temizlediğim çiçeklerim, enfes kahvaltım… Her şey rutininde devam ederken, gelen telefon görüşmeleri sanki her an beni biraz daha germeye gayret ediyorlardı. Aralarında yarışa geçmiş gibi bankalar, reklam siteleri, kopyala yapıştır mesajlar… Sabahın 9 unda kredi mi sorgulanır arkadaşım? Sözüm ona etik bir kanı vardır. Sabah 10 akşam 10 arasında arama yapılmalıdır. Dır da dırdır yani!
İlerleyen saatlerde, bir gün önceden yolladığım kargonun takibini sorgulamak istedim. Sisteme ulaşılamıyor, şube telefonları cevap vermiyor. Kişiler benden yanıt beklerken, gereken bilgilere ulaşamadığım için, bende insanları bekletmek zorunda kalıyorum. Müşteri hizmetlerine ulaştığımda aldığım cevap - o da ne? Gönderdiğim kargo alakasız bir şehire gitmiş gözüküyor. Üstelik kaybolan zamanı ne parayla ne de tekrarıyla düzeltmem mümkün değil. Saatlerce yapılan yanlışlığı düzeltmek için çaba sarf ediyorum ama hala sonuç yok. Bunun ne ilk ne de son olacağını biliyorum bilmesine de, hani tonla para harcayıp habire reklam yapıyorlar ya, neymiş efendim sevdiklerimiz onlar için değerliymiş, istenilen saatte teslimatlar yapılırmış. Mış mış da mış mış…
Sonra iç sesim kulaklarımda çınlamaya başlıyor. 2 ayrı ses var biri iyi şeyler fısıldarken diğeri daha sert bir tutum izliyor. Biri diyor ki; insanlık hali- hatasız kul olmaz- düzeltilmeyecek hata yoktur. Diğeri de; sen nasıl her şeyin vaktinde ilerlemesini takip ediyorsan, bu senden bekleniyorsa, sen de böyle olmasını beklemekte haklısın diyor. Aslında daha birçok şey söylüyor.
Geçenlerde arkadaşımla yaptığımız sohbette bir konu geçmişti. İnsanlar artık iş yapmaktan kaçıyor. Verdiği emeğin karşılığını alamadığı için yaptığı işler de baştan savma olabiliyor. İnsanlar zorluklardan daima kaçıyor! Kolay yolu seçmek varken ne diye çalışıp çabalasınlar ki? Aldıkları sabit aylık için, her gün küfrede küfrede işe giden tanıdıklarım var. Öyle atla deve de değil yani aldıkları paralar. İşini layığıyla yapamayacaksan, memnuniyetsizliklerin varsa, artık sana sorumlulukların ağır geliyorsa bunu bana ya da diğer insanlara yansıtma hakkın yok! Tonla işsiz varken o birimi işgal etmeye de hakkın yok.
Herkese soralım, kim yaşadığı hayattan, çalıştığı işten memnun ki? Kimsenin hayatı dört dörtlük değilken, neden yaşamları biraz daha zorlaştıran taraf olmayı seçiyoruz. Madalyonun arkasına bakmaya cesaretimiz mi yok, yoksa bu konuda da her zamanki gibi kolayı seçmek mi kolayımıza geliyor?
Bu konu da hiçbir çaba sarf etmeden ağlayıp, zırlayanlardan da nefret ediyorum. Değişime başla o zaman. Hoşuna gitmeyen şeyleri bir bir yok et. Yeni seçimlerin olsun, buna karşılıkta adam gidi seçimlerinin arkasında dur. İnsanlar konu kınamaya geldiğinde, hiç çekinmeden karşısındakini kınayıp eleştirebiliyor. Mesela sektör değiştirdiğimde, iş arkadaşlarımdan dostlarıma tonla eleştiri duydum. Olmayacağını, tutunamayacağımı daha fazla zorluklar çekeceğimi ve daha bir sürü olumsuz eleştiriyi. Kulak asmadım. Her zamanki gibi onları umursayışım onların beni umursadığı kadardı. Kendime inanmam yetmişti. Köfte yesem de doyardım, domat ekmek yesem de. Tek fark yaşadığım hayatın baya baya benim kontrolümde bir hayat olmasıydı. Belki sabah 9 akşam 6 mantığıyla çalışamayacaktım. Hafta sonu kavramım da yok olacaktı ama korkmadım.
Zaten konunun özü de ben değilim. Anlatmak istediğim sadece sorumluluk bilincinde hayatı daha bir yaşanılır kılmak. Memnuniyetsizliklerinin ardına sığınıp bahane üretmenin ne sana ne de insanlığa bir faydası olmaz. Her gün yeni umutlarla uyanıp, sadece güzel şeyler olmasını istemek ama istediklerini gerçekleştirmek için hiç çaba harcamamak ‘’ Her gün abdest alıp, namaz kılmamak gibidir’’ desem. Anlatabilmiş olur muyum ?
YORUMLAR