ÖLDÜRME(K)!
17 Nisan 2014, 18.06 A- A+İnsanlar birbirlerini neden öldürüyor? Sebep ne olursa olsun, öldürülmeyi hak ediyor mu? Veya öldürmek gerekiyor mu? Hiç mi bu işin anlaşma yolu yok? Nedense olaydan sonra katillerin, pişman olduklarına bir türlü anlam vermekte mümkün değil! Bir insanı öldürmek günahtır, belki de insanlar günahlarının ezikliği karşısında pişmanlık duyguları hissediyorlardır! Cinnet geçirenler, anlık öfkeyle kalkıp zararla oturanlar, başkalarından gördükleri şiddetleri bir başkasının üstünden deneyenler!
Asıl ne kadar kötü bir şey yaptıklarını; cezaevine girdiklerinde, kendini belli ettiriyor. Ruhunu mercek altına alıyorsun; ömrünüzün her saniyesinde, kendinizi sorgulayacaksınız! Pişmanlıklar, yaşanmamışlıklar, keşkeler birer canavar olup, geceleri uykuyu haram edeceklerdir. Hayatınız; saatin kurma kolu gibi, hep başkaları tarafında ayarlanacak. Hiç bir zaman kendiniz olamayacaksınız, hep başkaların kontrolünde!. Geçerli bir sebep bulamadığınızda, insanlığında ve ahlaktan yoksun olduğunuzu fark ediyorsun! Yat komutuyla yatacak, sabah erkenden demir kapı tekmelerle dövülerek uyandırılacaksın! Dört duvar arasında, gökyüzünü bile tel örgülerin arasında seyredeceksiniz.. Yoklamalarda padoka yanaştırılan atlar gibi, ağzınıza gem vurulmuş gibi hissedeceksiniz. İşte burada ‘’Adalet’’ sizin için de devreye girecek. Mahkemede bunaltıcı sorular karşısında ne söyleyeceğinizi bilemez haldesiniz. Muhtemelen bencil ruhunuz için ‘’adalet’’ isteyeceksiniz. Öyle ya size de ‘’adalet’’ gerekli, tıpkı gözünün içine bakarak, öldürdüğünüz insanın ‘’merhamet’’ istediği gibi!
Bütün her şeye rağmen, bu kesin ve acı gerçek kabul edilemez! Çünkü sonuçta işlenmiş bir cinayet vardır. Bu gerçeğin anlaşılmasından itibaren öldürmekle ile pişmanlık arasında orantısız bir durum ortaya çıkıyor. Öldürdükten sonra canavar ruhundan kurulup zoru gördüğünde pişmanlık !
*100 günde 61 kadın öldürülmüş! Çok korkunç bir tablo. Bir insanın; eşini, kızını, sevgilisini veya annesini öldürmek kadar vahşi bir şey olabilir mi?
*Ben 7-8 yaşlarındayken; bir adam av tüfeğiyle birini öldürdüğünü gördüğümde derin bir şok geçirmiştim. Bir kaç gün önce kesilen kurban koyunu ile aynı manzarayı görmüştüm. İkisinin de boğazında kan akıyordu. Vuran adam kaçıp kurtulmak çabasındayken, vurulan çırpınıp kurtulmak çabasındaydı. Aynı kare içinde farklı iki görünüm!
Çok basit bir olay, anlaşmayla sonuçlanacağına, cinayetle sonuçlanmıştı! Vuran adam vurulan adamın arazisini yaylaya göç sırasında işgal etmiş. Vurulan adam buna karşılık vuran adamın 10 tane Koç’u rehin alıyor ve kavga bu yüzden büyüyor. Sonuç biri toprağa, diğeri cezaevine. Arazinin otlatılması demek onun güç alanın ihlal edilmesiydi, yoksa aldıkları rehin Koçlarla yetinmesini bilseydi canından olmazdı!
*Son günlerde sapık birinin Dokuz yaşındaki küçük Mert’i kandırıp evine götüreceğim diye, ıssız bir yere götürüp kendi resmini çektiren sonra onun canına kıyan şerefsize ne demeli. Nasıl bir sıfatla onu lanetlemeli. Şimdi hücre duvarlarına başını vurarak kendi iğrenç vicdanını cezalandırıyor!
*Evin tapusunu, kayınbiraderine banka kredisi almak için veren adamın, aslında kayınbiraderinin evi başka birine satmak için aldığını sonradan öğrenmesi sonucu anlık bir öfkeyle kayın biraderini öldürmesi. Burada en ilginç olanı, öldürenin karısı, eşinden boşanıp onun hakkında davacı olması!
*Adam zehir ticaretini yapıyor, bu yetmiyormuş gibi karısını öldürüyor! Cezaevine giriyor. Gene ilginç olan, adamın birden bire, günde beş vakit namaz kılması ve kuranı hatim edecek kadar öğrenmesi! Yaptıklarının pişmanlığını Allaha sığınarak gidermeye çalışması, aslında bu sahte davranışlar, insanların iki yüzlülüğünü ortaya çıkarmıyor mu?
İnsanız: düşünen, algılayan, neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilmemize rağmen işin vahim tarafı, insan öldürmenin katlanılmaz boyutlara varacağını bildiğimiz halde gene de her gün onlarca, yüzlerce binlerce insanlar öldürülüyor. Düşüncelerinde saplantı, davranışlarında hırçınlık, ahlaktan yoksunluk, dokunduğu her şeyi alt üst eden insan?!..
YORUMLAR
Ülkemizin son günlerinin en acı gündemi olan çocuk tecavüzü ,kadın ve çocuk cinayetleri olduğundan seçtiğiniz blog konusu için sizi kutluyorum.%45 e dahil olmadığımızdan önerilerimize kulak asan yok ama,biz vatandaş olarak fikrimizi yazdık işte..
Sözlerine katılmamak mümkün değil. Hayvanların doğası gereği yani hayatlarını devam ettirmek ve beslenmek için yaptıkları eylemi, beynini kullanma yetisi olan bizler nasıl alışkanlığa dönüştürdük anlaması gerçekten zor. Şiddete yönelten o kadar çok şeyle birlikte yaşamaya çalışıyoruz ki hoşgörüyü affetmeyi öğrenemez, öğretemez olduk çıktık. Neyi neresinden tutsak elimizde kalıyor ölüm ve en kötüsü de artık izlerken, duyarken bize tuhaf gelmiyor :(
Konu derin ve bir o kadar da acı olunca lal oluyor insan, kalemine sağlık arkadaşım
Yazdıklarınız sadece vicdanı olan kişiler için geçerli DIGOR. Kaleme aldığınız muhasebeler sadece insan vicdan sahibi ise söz konusu. Vicdan (superego) oluşturmanın günümüzde çeşitli yolları var. Dinler bunlar içinde en yaygın olanı. Dini ritüellerle pekiştirilmek istenen de "iyi ve ahlaklı insan olmak". Ancak görünen o ki; dini yaşam tarzını ön plana çıkarsak da bu suçların görmezden gelinmesine, hafife alınmasına engel olamıyor. Demek ki sadece dini kurallar vicdanlı toplum oluşturmaya yetmiyor. Başka bir şeyler gerek vicdanlı insan yetiştirmek için; AHLAK!! Din eğer vicdan için yeterli olsaydı Müslüman ülkelerde din adına kimse kimseyi öldürmezdi. Öldürmenin Allah adına yapılıyor olması bana her zaman tüyler ürpertici ve Allaha işlenen en büyük günah olarak görünmüştür. Yapılacak en doğru şey, nasıl bir yaşam tarzı benimsemiş olursak olalım Ahlak kurallarına sıkı sıkıya sarılmamızdır. O zaman çalmak ta, yalan da, iftira da, cinayette toplum içinde en aza inebilecektir. Başka da kurtuluş yolu yoktur. Güzel ve düşündüren paylaşımınız için teşekkürler. Çünkü günümüzde insanların en çok düşünmeye ihtiyaçları var.