DÖNÜŞ
21 Nisan 2014, 22.38 A- A+Tatlı bir bekleyiş, kalp çarptıran kıpır kıpır duygular, kabına sığamayan bir ruh hali ile geçmek bilmeyen dakikalar. Sanki ben değilim altı ayı bekleyerek geçiren. Bu da neyin nesi? Neyin sabırsızlığı? Kendimle konuşuyorum içimden.“Beklemeyi öğrenememişsin daha Ladin! Hiç ders alamamışsın.” “ Evet ama kavuşmak uzak iken sanki daha bir sabırlı oluyor insan. Ümidin yokken daha kabullenici ve sakinsin. Ama zaman yaklaştıkça sakinlik yerini tatlı bir heyecan ve sabırsızlığa bırakıyor” “ Yüzdün sonuna geldin artık. Bari sakin olup beklemenin tadını çıkar.” “ Tadını çıkartacağım ama sakinlik yok benim doğamda. Karşıdan gören beni sakin zannederken içimde hep fırtınalar vardır. Ama o fırtınaları dışarıya yansıtmamayı ben çoktan öğrendim. Üzülsem de, sevinsem de, öfkelensem de sakin görünebilirim ama ifademi ve davranışlarımı kontrol ederken duygularımı çok başarılı kontrol edemiyorum bilmiyor musun?” “Bilmez miyim seni? Hep kendine yaparsın, başkalarına değil” “ Ya tamam! Rahat bırak beni. Bırak sabırsız olayım, bırak heyecan duyayım.” “Bildiğin gibi yap ama bana zarar verme. Çünkü ben senim, sen bensin”
Ayrılığın ve canımdan çok sevdiğin birini bir bilinmeze göndermenin üzüntü ve kaygısını sizinle “Asker Anası” başlıklı yazımda paylaşmıştım sevgili blogseverler. Yoksunluğumu ve hüznümü paylaştığım gibi, oğlumun dönüşü ile ilgili duygularımı da yine sizinle burada paylaşmak istedim. Gelişine üç saatten az bir sürenin kalmış olması, bana kendi kendimle konuşurken onun yemin törenine giderken hissetmiş olduğum kalbimi çarptıran heyecanı yeniden yaşattı diyebilirim. Sanki onu yıllardır görmemişim gibi.
Otobüs Lapseki- Ankara arasındaki kilometreleri kapatırken evde yalnızım. Eşim acil bir işi çıktığı için geç gelecek. Böylece çevremdeki sükunetle duygularımı daha iyi fark edebiliyorum. Acaba değişmiş midir? Biraz düşününce bu soruyu mantıksız buluyorum. Daha iki ay önce gördüğüm birinde ne kadar değişiklik olabilir ki? Sonra karar veriyorum; değişiklikler öyle iki günde anlaşılamaz, bekleyip görmek gerek. “İki gün izin alıp seni almaya gelelim, birlikte döneriz” demiştik ona. Ama hayır istemiyormuş, bir gece tek başına binip gittiği gibi tek başına gelecekmiş yine. Israr etmedik. “Gıcır poşet” (askerlerin kısa dönem acemilerine böyle deniyormuş!) artık piyade çavuş olmuştu ne de olsa!!
Oğlum söz konusu olduğunda hep kader birliği yaptığım sevgili Veda aklıma geliyor. Onun da sevinçli bir heyecan yaşadığından veya yaşayacağından eminim şu günlerde.
Ben bu satırları yazarken saat oldukça ilerlemiş. Eşimin kapıdan girdiğini duyuyorum. Oğlumuzu birlikte karşılayacağız, birlikte yolcu ettiğimiz gibi. Oturup kapının çalmasını bekleyeceğiz birlikte. Çok da kalmadı.
Allah’ın sevdikleri uzakta olanlara ve tüm asker ailelerine bu duyguyu yaşarmasını diliyor, bu süreç içinde bana tahammül eden, duygumu paylaşan, destek olan herkese sonsuz teşekkürlerimi ve saygılarımı sunuyorum.
YORUMLAR
Değişmiş mi? :))) Öncelikle gözünüz aydın. Sağlık ve sıhhat ile...
Ben askerden döndüğümde anam beni ciddiyim tanıyamamıştı. Tüm yüz hattım kapkaraydı. Aşırı kilo vermiştim. Aç fare gibiydim sanırım... Yolda yürürken kızların gülümsemesine şahit olamadığım 2 ayım asker dönüşüydü. Eee.. Bir fareye kim gülücük atar ki:))
bu, gurur, hüzün, özlem, endişe, dua dolu süreci yaşayan bir anne olarak sizi o kadar iyi anlıyorum ki...
Ne muylu size. Şükürler olsun. Size, sevgili V-Eda'mıza ve aynı halleri paylaşan tüm ana babalara göz aydınlığı, evlatlarına kavuşamayanlara sabır diliyorum.
Ve dilerim bundan böyle hep aydınlık günlerini, güler yüzlerini paylaşırsınız.
Sevgiler
Günaydın sevgili Ladin , gözünüz aydın şükür kavuştunuz oğlunuza ...
cuma günü benim için son şafaktı cumartesi akşamı kavuştuk oğlumuza..
zayıflamış, yüzü esmerleşmiş biraz , daha bir olgunlaşmış .. yaşamış işte yaşamış çok şeyi..
'anne' dedi bana , iki şeyi daha iyi öğrendim..
_birincisi sabrı ikincisi şükür etmeyi..
şartları zordu oğlumun o bana telefonda görüştüğümüzde '' anne sabret '' derken kendi öğreniyormuş sabretmeyi.. zaten olgundu daha bir pişmiş .. biz anneler kıyamıyoruz değil mi gözümüzden sakınmak istiyoruz..
artık bundan sonrası tatlı telaşlar başlar inşallah.. darısı tezkere bekleyen ve gidecek olan gençlerimize olsun..
Değerli yorumcular, iyi dilekleriniz için hepinize çok teşekkür ederim. Ataya ’cığım güzel sözlerin için ayrıca teşekkür ederim. Doğrusu onun askerde yiyemeyip özlediği şeyleri pişirmeye özen göstereceğiz bir müddet. TuRK_38 evet o da 10 kilo vermiş altı ayda ama “cici boğaz “ olduğu için değil sanırım fazla aktiviteden. Kurcaher, imkanım olsaydı ve kapıdan sokmak sorun olmasaydı inanın anneniz gibi ben de bütün tabura her gün neler gönderirdim. CyNAZZ, yıllar o kadar çabuk geçiyor ki sizin için de bu yaşantı “ Belki yarın belki yarından da yakın” diyebiliriz. Hayırlısıyla oğullarınızın iyi günlerini görmenizi diliyorum. Sat_Agraha, GURCU_KIZI , ! đeтαч , estide_geldimki, İpkasız dualarınız ve iyi dilekleriniz için sonsuz teşekkürler.
Ve, sevgili V_EDA_ çok şükür ki bu günleri de gördük ve burada sağ salim paylaşabildik. Sizin de gözünüz aydın. İleride çok daha iyi günlerini görmeniz dileğiyle size ve oğlunuza yürek dolusu sevgiler. DIGOR övgü dolu sözleriniz için teşekkür ederiz. Bizi çok onurlandırdınız. Ben bu sözlerinize layık olmaya çalışacağım.
Son söz: Geçirdiğim bu süreç için bir teşekkür de Gamyun’a ve onun değerli yöneticilerine de borçluyum. Çünkü Gamyun ortamında çok güzel bir sosyal destek sistemi ve duygu paylaşımı buldum. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.