Hazır mısınız?
27 Mayıs 2014, 11.12 A- A+Cumartesi günü, malumunuz deprem oldu, Ege denizinde 6.5 Büyük deprem sayılırdı, (bize göre!) O çapta depremler geçmişte, vurduğu yerleri yerle bir ettiğini aklımıza getirirsek, ucuz atlatıldı denilebilir. (Van: 6.6, Dinar: 6.1, Simav: 5.9) Her zaman olduğu gibi, televizyonlarda uzmanlar anlatmaya çalıştılar. Bende o sırada evdeydim tam karşımda haber spikeri, saniye, saniye depremi canlı anlatıyor, ekran bir sağa bir sola gidip geliyor. Hani yönetmen ‘’kızım kaç kendini kurtar’’ dese saniyeler içinde kendini dışarı atar :)
İnsanlar panik bir şekilde; çığlık çığlığa bağıranlar, sinir krizi geçirenler, sokaklar doldu taştı. Kendilerini camdan aşağı atanları saymazsak çok ciddi bir şey olmadı. Gölcük ve Düzce depremini çok şiddetli bir şekilde yaşayan biri olarak, 15 koca yıl geçti, değişen bir şey yok! ‘’Eski tas eski hamam.’’ Yıllar önce yaşadığımız felaketten zerre kadar ders çıkarılmamış! –Konuşmaktan başka bir şey öğrenmemişiz- Biraz yıkıcı olsa büyük felaket kaçınılmazdı ne yazık ki!
Deprem olduktan sonra dikkatimi çeken bir şey oldu ‘’Zorunlu Deprem Sigortası’’ ile ilgili reklam defalarca gösterildi, daha öncede vardı ama bu denli değildi. Akla hemen şu gelir insanlara bir şey öğretilmemişse insanlar bir şey öğrenmemişse neye yarar ki. (Herkes Malı kurtarma telaşında!) Haftada 40 saçma dizi tv lerde tekrarlanıyor, haftada 40 dakikalık depremle ilgili çok önemli bilgilendirme yapılsa kimin neresi ağrıyacak ki?
Mesela; toplanma alanları yok, daha önce tasarlananlar yerlerde ise şimdi gökdelenler yükselmiş. Haberleşme bir dakika içerisinde tam anlamıyla felç! İstanbul gibi bir şehirde ulaşımı sanırım anlatmaya bile gerek yok. Deprem konteynerler ortada yok. Neyse ‘’yokları’’ sıralayıp sinirlerinizi daha fazla bozmayım. Nihayetinde Türkiye de yaşıyoruz olur böyle şeyler!
Türkiye deprem fayı üzerinde, hiç bir bilimsel şey söylemeden, biz depremle yaşamak zorundayız. ‘’Ama nasıl?’’ Bilim adamları da ancak depremden depreme anlaşılmaz bir şeyler söyledikten sonra bir sonraki depreme kadar susarlar. Aslında belki de en son kızacağımız kişiler onlar olmasına rağmen, Devlet ise bizi ve kendilerini ‘’kriz ve afat’’ yönetmelikleriyle avutup duruyor!
Bu kadar sıkıntılı günler geçirdik, yüzümüzü güldüren olaylarda olmadı değil. Yılmaz Güney’den sonra Nuri bilge Ceylan, Cannes film festivalinde en iyi filim dalında ‘’Altın Palmiye’’ ödülünü aldı. Hadi hayırlısı olsun diyelim.
Hazır mısınız?..
YORUMLAR
Enkazdan çıkmadım şükür ama sanırım onlardan daha çok korktum. Enkazdan çıkan arkadaşım bir başka ağır hasar almış evlerinin hasar raporunu orta hasara bir şekilde çevirtip güçlendirme yaptılar ve şimdi halaa o evde oturuyor. Ben mi çok tırsağım yoksa insanlar mı çok cesaretli bilmiyorum. Aynı şekilde Yalova'da onlarca bina, ağır hasar raporunu yıkım olmasın diye bir şekilde orta hasara çevirtip güçlendirildi. Sonra bir sıva, boya badana çıktı ortaya cillop gibi ev. Çabuk unutuyoruz çabukkkkk, İşini uydurup üç kat imar olan yere çekmesi mekmesi beş kat oluyor hala evler. E şimdi söyle bilim adamları ne yapsın?