Dur!.. Bu kez de ben çekeyim suyunu rakının, bir parmak rakının üstüne bir bardak su döküyor, rakıyı kirletiyorsun, sonra bozuyor seni sarhoş ediyor, bunu biliyorsun!

Dur!.. Ne diye inat ediyorsun, neden Kayseri’deki iki pavyondan biri olan o yere  gazino diyorsun! Neden hep oraya gitmek istiyorsun?! Ev de dursak ya bu akşam, kaç gündür görüşmüyoruz, güzel -  güzel mezeler yapsak birlikte et yapsak kolayından, istersen balık yapayım hemen dolap da var temizlenmiş, bir de salata ha ne diyorsun!?

Dur!.. Sitem etme yine, celallenme, yerli yersiz kızma, önce senin eve gidelim bari bir kot falan giy, böyle gitmeyelim ne dersin? Burası Beyoğlu değil nasıl gezersin mini etekle öyle yerlerde, peki – peki öyle olsun gücenme!

Dur!.. Eteğine dikkat et binerken, bari sepli bin biraz, frikik verme! Şu kör olası sigarayı aşağıda tut, taksinin içinde bari içme. Bak belediye otobüsü geçiyor yanımızdan  cadde ışık herkes görüyor seni, etme eyleme.

Dur!.. Çekiştirip durma çoraplarını yerli yersiz, içerde tazele hem makyajını, tuvalet temiz değil biliyorum, ama sen istedin gelmeyi buraya, bu sözlerin geçersiz.

Dur!.. Ne birası hem tuvaleti beğenmiyor, hem bira istiyorsun, rakı alalım biz bir otuz beşlik Yeni olsun, bölme falan olmasın gözüm, kapağını ben açayım burada, hele o cam sürahilere  koyup getirme sakın, boyunu posunu göreyim içtiğim rakının. Sen bir yoğurt bir çerez ver bize yeter, anlamam Rus’dan, Arnavut’dan gideriz usul – usul yoğurttan.

Dur!.. Gülme lütfen böyle şuh kahkaha atarak, hele isteklerini garsonlara değil bana söyle, çocukların bakma gözlerine – gözlerine, çekiştirip durma çoraplarını, sahip ol dizlerine.

Dur!.. Ben çekeyim rakının suyunu, rakıyı ayran ediyorsun, tamam ince çekerim, bu işi bilirim biliyorsun! Ölçüyü bilirim zannımca, sen iki dubleyi beşe bölüp içiyorsun.

Dur!.. Ne mikrofonu şimdi neden istedin o mikrofonu, tamam anladık sahnedekinden iyi söylüyorsun. O Mihriban değil mi çalmalarını istediğin tamam diğeri,  deli gönlüne bağla bakalım saçlarını,  ama ne yapıyorsun bilinmeyen diğer dizelerini şiirin, benim okumamı neden istiyorsun. Neden mikrofonu uzatıyorsun?! Yeter söyledin üç – beş, neden herkesin isteğini söylüyorsun? Program yapan soliste de saygılı olmak gerek biliyorsun!

Dur!.. Çekiştirip durma çoraplarını yerli yersiz, alışkın değilsin madem ne giyiyorsun! Hadi kalk Erciyes’e götüreyim seni hava alırız, kapalı yer bana da iyi gelmiyor bilirsin, ev de içtim üç duble burada da bitecek 35’lik dibe indi, benim arzularımı sorarsan bu gece  bitti dindi.

Dur!.. Ne güceniyorsun solist bayana, kötü mü ki söylediği isim asıl ismin değil mi o senin!? Annen – Baban koymadı mı o ismi doğduğunda , öbür ismi kendi kendine yakıştırmadın mı, Başbakan’ın ismi diye bir zamanlar?. Çocukluğunda olsun diğer ismi kullanmadın mı?

Dur!.. Peş peşe içme şu sigarayı hele kül tablasını benden uzak tut, tamam eski ben değilim değiştim, ama böyle edersen izlerinin üstüne iz yapacaksın avucumun, senin çalıştığın yerlerde ki izmaritlerden oldu bu yanıklar! Yoksa anadan avucu lekeli doğmadım buna şişeler bile, kadehler bile tanıklar.

Dur!.. Adımlarına dikkat et, çekiştirip durma çoraplarını Sibel Can gibi etek altından, yaslan bana sırtıma at elini, bir binelim arabamıza, dikkat et ayağımı eziyorsun!  Bakıyor herkes bak duyuyorum tanıyanlarda var seni,  adını söylüyorlar, böyle yerlerde biliniyorsun. Belaya koyma beni!

Dur!.. Uyuma arabada, az kaldı geldik evine. Nasıl benim eve mi gidelim? Hayır olmaz evli evine köylü – köyüne bu gece, sık kendini biraz anladık bulanıyorsun, omuzlarımda bir uyuyor, bir uyanıyorsun.

Dur!.. Kalorifer sönmüş şu eşofmanları giy bari üşürsün, biraz dur altını giydirdim bile bak, üstü kolay giyersin, kahve yapayım rakıdan sonra seversin.

Dur!.. Atma lenslerini ortalığa ver ben koyarım makyaj masana usulünce, ah bu göğ gözler değil miydi seni o eden zaten, bu lensleri ayağımın altında ezmek istiyorum, son bir kez aç gözlerini uyumadan, duy beni. Gidiyorum, yarın ararım seni!

Dur!.. Görüşemeyiz bu sabah,  mesai var gelemem, zaten işler birikmiş yazışmaları yapmam lazım, telefonda olmaz mı söyleyeceklerin, peki öğle paydosunda buluşalım on dakika, orada bekle beni pek  uzun zaman değil bekleyeceğin..

Dur!.. Yavaş – yavaş söyle diyeceklerini, tane – tane söyle idrak edemiyorum, akşamdan kalınca anlaşılmaz oluyorsun, oluyorum. Peki şimdi durup – dururken neden ağlıyorsun? Nasıl iş teklifi mi yaptılar akşam ki pavyondan, az mı geliyor diğer yaptığın işin ücreti, orada şarkı söylemeye mi başlayacaksın geceleri, tartışmayalım bunları şimdi ne zamanı ne yeri!.

Dur!.. Çekiştirme yine şu çorapları, tamam fena değil eteğin bu gün, ama tik olmuş sende bu çorap çekme olayı, hoş olmuyor inan, of.. eleştiriye de gelmiyorsun. Madem kazandığın da yetmiyor  benim yardımlarım da yetişmiyor sana, madem böylesi bir hayatı kabullenmiyorsun! Ayırmak zorundayız yolları ne yapalım, anladım  beni sevmiyorsun.. Ara sıra dinlemeye gelirim seni.. Git yaşa dilediğince, sen eski günlerini, kendini özlüyorsun.

26 – 10.33  - Kayseri