Nakitlere İhtiyacı Var Yüreğimin !..
20 Ağustos 2014, 15.29 A- A+Ben hep imlemeyi sevdim, imge etmeyi, rütbe vermeyi sevdim, sevdiklerime rütbelemeyi. Bazen lens gözlü dedim onlara, bazen göğ gözlü; Öbür türlü sevdiklerime arkadaşlarıma Buzsuz dedim, Cano dedim, Kız dedim, Sinsi dedim, Senaryocu - Çılgın dedim, Canikom dedim; kimine Yengem, kimine Gelinim dedim. Öylesinde de çok sevdim, böylesinde de çok sevdim; Hani der ya o şiir “Ben Adam Gibi Sevmeyi Sevdim”!
Rakıyı belledim çok sevdim kendime yaren ettim, sırdaş ettim, bir de son günlerde çay belledim çaycıyı sevdim, hatırasına inat olmazların, göğ tonlarına inat gözlerin elayı sevdim; Başa belayı!.. Yakınlıklar santim hesabıyken çevremde, uzaklıkları sevdim; Uzakları! Zaten bünyeme ters; Sevmem kolayı!!
Ben şiir defterimi sevdim, arasındaki gül kurularını, heyhat atamam ki içimden göğ gözlüyü; Hatıraları. Bitmişlikleri sevdim; Yitmişlikleri! Olmazları sevdim, gelmezleri – dönmezleri! Hep hüzünlerdi gönlümün olayı! Keşfedeli çok oldu da şekersiz çayı, yeni - yeni daha bir sevdim. Demliklerle yaşamayı.. Bir de çaydan ötürü çaycıyı sevdim! Hiç unutamasam da göğ rüyaları!.. Artık vefasızlık değil benimkisi gelmişti zamanı, anladım; Kendimi anlamayı!..
Hiç sevmem perde arkalarından seyretmeyi güzellikleri. Onun içindir ki perde yok yüreğimde… Öyleyse söyle senin gri perdelerin arkasında işin ne (!) Çözümler mi ürettiğini sanıyorsun, adını silmekle, hiçbir savaş kazanılmaz bilesin, çekip gitmekle!
Evet – evet konu sevmediğin-istemediğin yönlere gelince uyanık seni; Yine “çay ister misin?” deme!
Kaygılarının kokusunu alabiliyorum, kuruntularının mızmızlanmalarını da duyuyorum belli - belirsiz, bak işte yazma dediklerini yazmıyor; söyleme dediklerini söylemiyorum. Artık noktası da sen oldun virgülü de sen ülkümün-ereğimin; Borçla borç ödenmez Gülüm nakitlere ihtiyacı var yüreğimin…
On sayfa A4’e sığdı yazdıklarım, upuzun Blog sayfası demektir bu da; Bu yazdığım paragrafı araya girip yazıyorum ötesi kalsın uzun uzadıya yazmayayım, yazdıkça dudaklarım da kuruyor rakı iş yerine uymuyor, şekersiz çaylar beynimi vuruyor. Getirme yeter içmeyeceğim diyorum. Çaycı beni duymuyor(!)
Ben yazdıklarımı depoya koymayı da bilmiyor – koymuyorum; Sadece yazıyor – yolluyorum. Yazdıklarımın deposu Gamyun blogları kalanları bir müddet tutuyor, sonra üstünü boyuyor - çöp kutusuna yolluyorum!
Son olarak sen aramassan - aramayacağıma, sen tıklamazsan - tıklamayacağıma senin üzerine yemin ediyorum…
Zerre – zerre uzantılarına girmişsin her yerimin, özlemin taksit – taksit be çaycı; Oysa nakitlere ihtiyacı var yüreğimin!...
YORUMLAR
Bir de olur olmaz yerde şu noktalı virgülleri kullanmasan.
Hadi kullandın diyelim, bari sonraki kelimeye büyük harfle başlamasan.
İşte o zaman...
Yazdıklarını okurken keyfim kaçmayacak.
Yaşadıklarınızı, duygularınızı güzel ifade ediyorsunuz. Okurken o yoğunluğu hissedebilmek güzel. Zordur okuyana duyguları geçirebilmek, yaşatabilmek bazı şeyleri. Minik imla hatalarınız olsa da benim için hiç sorun değil. İnsan anlatılmak istenene yoğunlaşınca anlamda kargaşa yaşamıyor. Zaten biz küçük şeylere takılıp kaldığımız için birçok şeyi ıskalıyoruz ya hayatta.
Sevgili foxygen ;
Bir hoşluk vermek isterken keyfinizi kaçırdıysam özür dilerim; paylaşmak olunca gaye, sadece imla olmamalı çare !
Şiir olmak, şiir gibi olmak, şiir gibi yazmak işlemiş iliklerime o olmam diyesice noktalı virgüllerde oralarda ihmal edilip kalmış gereksizce !
Özür dilerim göz zevkinizi bozdum! Sayın ki bu yazıda noktalı virgül kıvamında bir tozdum! Yorumunuzla mutlu oldum, bir daha dikkat ederim ve teşekkür ederim.
Sevgili estide_geldimki ;
Bu duyarlılığınızla ıskalayacağınız hiçbir şey olduğunu sanmıyorum ? Güzel gönlünüze teşekkürden başka, paylaşımlarımı sunabilirim ancak tad almanız yorumlamanız zaten dünyalar demek nezdimde !? Uyumlu bir blog serüveni olacak bu çıktığım yol, böylesi içtenlikler bulamadım çok siteler gezdim de !
Geçmişte kalanları taşıyorum şimdilik çoğu kez çıkarıp defterimden, kargaşa yaşatmamak zaten yegane gayem, bir gün ben de dönerim elbet bu keşmekeş seferimden !
Sevgi hoş gören gönlünüz olsun, gününüze ışık dolsun !
Sevgili anka 1453;
Ne hoş bir cümleydi o öyle ''Rakı yanındakiyle içilse de...Kadeh aklındakine kalkar” Hani Orhan Veli’nin bardakdaki balığı, Neyzen’in tuhaf varlığı vardır ya öylesine! Teşbihi sollayıp tahlil dediğin böyle olur dedirtti böylesine!
O benimle savaşmamıştı ki zaten, savaşmaya bile değer bulmamıştı belki de, savaşmaktan değil de benden yorulmuştu! Bitecekler bitmeli idi! .. Ve öylesine bitti ! Ama denir mi ki hiç; (gidenle beraber güzellik de gitti !!)
Sevgi olun, sevgi kalın yüreklere sığmayan, küllerine bile gerek duymayan!
Okuyan - yorumlayan - uyaran yüreğinize teşekkür ederim, başkası paylaşımlarda da buluşmayı dilerim!
Harika olan sizin destekleyen yüreğiniz emin olun, böylesi hoşlamalardır güzelleştiren yazma heveslerimi, paylaşma isteklerimi.Yaşanmışlıklar şair yapmasa da heveslisi/müsvettesi yaptı beni, öylesine anılmak nasıl güzel olurdu bencileyin ! Depolamaya gelince izne ne hacet yazıldıysa paylaşmak içindir, gurur duyarım !Okuyan - yorumlayan gönlünüze teşekkürlerimi sunarım.
Şiir olarak yazılan blogların yayımlanmadığını bire bir bilenlerdenim (!) Bilgilerinize sunmak istedim.
***
Sevgili TuRK_38; Gönlümde/gözümde değer kaybetmiş bir yazıyı depodan sildim, yayımlanmamış olması da handikap oluşturmuyordu zaten !
"Hemşehri kıyağı" benzetmesi bir espri idi, sizi kendime yakın bulmam gayet normal değil mi ? Okuyup yorum düşmeniz, yoruma değer bulmanız sevinçtir içerimde.